Tavşan Ralph’nin bize düşündürttükleri ve vegan kozmetik!

Büşra Hacıhasanoğlu Yazar: Büşra Hacıhasanoğlu 28 Nisan 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Günümüzde kozmetik ürünü kullanmayan insan sayısı oldukça azdır. Hepimiz bir şekilde hayatımızın birçok alanında kozmetik ürünlerinden yararlanıyoruz. Peki, bu kadar sık tükettiğimiz malzemelerin hangi koşullarda üretildiğini biliyor muyuz? Ürünlerin test aşamasından haberdar mıyız? Denek olarak hayvanların kullanılması bize ne hissettiriyor? Bu konuda sorulacak çok fazla soru var. Bence en önemli sorulardan biri bunları biz ne kadar önemsiyoruz? Bu konuda gerçekten hassas davranabiliyor muyuz?

Tavşan Ralph’nin bize düşündürttükleri ve vegan kozmetik!

 

Nisan ayının ortalarında sosyal medyayı sallayan 4 dakikalık “Save Ralph (Ralph’i Kurtar)” videosu izleyenleri derinden sarstı. Özetlemem gerekirse filmin konusu, dermatolojik testlerde kullanılan tavşanlar. Güzellik uğruna insanoğlunun başka canlılara ne denli acı verdiğini anlamak adına oldukça çarpıcı bir film. Filmi izledik ve gerçekler bir nebze olsun tokat gibi yüzümüze vurdu. Yapmamız gereken daha hassas davranmak ve temiz içerikli ürünleri bulabilmek. Vegan kozmetik, popülerliğini korurken sizler için kolay ulaşabileceğiniz ve gönül rahatlığıyla kullanabileceğiniz markaları derledim.

 

 

Sürdürülebilir kozmetik hakkında ne biliyoruz?

 

İnsanların saçları, ciltleri ve tırnakları için kullandıkları ancak ilaç niteliği taşımayan ürünler “kozmetik” olarak adlandırılıyor. Çoğunlukla bu ürünler zararlı bileşenlerden oluşuyor. Gerek ürünlerin içerikleri gerek paketlemelerinde kullanılan malzeme niteliği bakımından insan sağlığına ve çevreye zararlı olabiliyor.

 

Çoğu kozmetik ürünü maalesef ki son kullanma tarihi dolduğu andan itibaren hiç kullanılmamış olarak çöpe atılıyor. Bu durum tek kullanımlık ürünlerden oluşan kozmetik ambalajlarının da çevreye zarar vermesine yol açıyor. Bu zarar karbon emisyonu oranının artmasına da yol açıyor. Geri dönüştürülebilir ambalaj kullanımı bu oranı biraz olsun düşürse de yine de göz ardı edilemeyecek oranda hem kendimize hem de çevremize zarar vermemize sebep oluyoruz.

 

 

Palm (Palmiye) yağı nedir?

 

Palm yağını hepimiz az çok biliyoruz. Bugün evimizde, işimizde veya sosyal hayatımızda kullandığımız birçok ürünün içerisinde yer alıyor. Peki, nedir bu palm yağı, nasıl üretilir?

 

“Elaeis guineensis” bir tür palmiye ağacı ve bu ağacın meyvelerinden üretilen palmiye yağı, da hem ucuz hem de dayanıklı olması nedeniyle günümüzde en fazla kullanılan bitkisel yağlardan biri. Uluslararası çevre kuruluşu olan Greenpeace, süpermarket raflarında gördüğümüz ambalajlı ürünlerin neredeyse yarısının palmiye yağı içerdiğini söylüyor. Bugün hem kendimiz hem ailemiz, tükettiğimiz çikolatalardan cipslere kadar işlenmiş çoğu gıda aracılığıyla bu yağı bilerek ya da bilmeyerek tüketiyoruz.

 

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na (WWF) göre gıdalarda, temizlik ürünlerinde ve endüstriyel ürünlerin çoğunda bu yağ kullanılıyor. Evlerimizde her gün kullandığımız deterjanların, sabunların, şampuanların yanı sıra dudağımıza sürdüğümüz rujlarda dâhi bu yağ bulunuyor.

 

Palmiye yağının kansere yol açtığı iddiası ise maalesef çoğumuz tarafından dikkate alınmıyor. Yapılan bazı araştırmalarda, palmiye yağının içermiş olduğu yüksek doymuş yağ oranının, kolesterol seviyesini artırarak felç ve kalp krizi riskini de artırdığını ortaya koyuyor. Palm yağı elde etmek için palmiye çiftlikleri özellikle tropikal ormanlarda kuruluyor. Ormanların kesilerek çiftliklere yer açılması ile ormanlarda yaşayan orangutan gibi bir sürü hayvanın yuvası da yerle bir edilmiş oluyor.

 

Neden kozmetik ürünlerde palm (palmiye) yağı kullanılıyor?

 

Palm yağının olumsuz etkilerine karşı büyük bir tepki olduğu gibi kullanımının kolaylığı ve faydası dolayısıyla hatırı sayılır bir taraftarı var. Size palm yağının temel özelliklerinden de biraz bahsedeceğim ki böylelikle bu hatırı sayılır taraftarı da anlamaya çalışalım.

*Palm yağı trans yağ asidi içermez ve içeriğinde omega-6 asitleri bulundurur.

*Yoğun karoten yağı içerdiği gibi bu karotenin yapısı da alfa ve betadan oluşur.

*Birçok bitkisel yağda da bulunan antioksidan yapıya sahiptir.

*Tekli, çoklu doymamış ve doymuş yağ asitlerinin tamamını içeren bir yapısı vardır.

 

Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı, palm yağının 200 derecede ısıtılmasının kanserojen yapısının artmasına yol açtığını kaydetti. Elbette ısıtılmanın gerçekleşmediği durumlarda bu yağı güvenle kullanmak mümkün. Bileşeninde bulunan E vitamini, yağ asidi, sterol ve omega gibi bileşenler, palm yağının bizler için yararlı alanlarda kullanılmasına olanak sağlıyor.

 

Saç derisindeki kirleri arındırırken yıpranmaya yol açmaması, şampuanlarda palm yağı kullanım nedenlerinden biri. Hatta saçları yıpratmadığı gibi nemlendirici etkisi de mevcut. Rujlarda ve fondötenlerde kullanılmasının nedeni ise kolay erimeyen bir yapıya sahip olmasının yanı sıra deriyi beslemesi ve parlaklığı artırması…

 

Elbette hem kendimize hem çevremize hem de hayvanlara zarar vermeden hayatımızı sürdürmek mümkün. Kullanacağımız vegan kozmetik ürünleri bu noktada yapabileceğimiz en duyarlı tercihlerden biri olacaktır. Yakın zamanda ülkemizde de “Tamamen vegan” markalara ulaşmak daha kolay hale geldi. Henüz fazla çeşitlilik olmasa da duyarlı insanların sayısının artmasıyla bunun gerçekleşmesi bekleniyor.

 

Kullandığımız kozmetik ürünlerin içeriğinde elbette yalnızca palm yağı bulunmuyor. Sıklıkla gündemde yer aldığı ve aklımızda soru işaretleri olduğu için konuya palm yağı açısından yaklaştım. Maalesef ki bu ürünlerin uygun olmayan test aşamaları da var. Uygun olmayan diyorum çünkü hayvanların test ve deney aşamalarında kullanılıyor olması “Uygun” değildir ve kabul edilemez.  

 

Son günlerde “Save Ralph” filmi bizi bir kez daha kozmetik dünyasının arkasında neler yaşandığıyla yüzleştirdi. Aslında şu an bile dünyanın çeşitli yerlerinde hayvanlar denek olarak kullanılıyor. Peki, biz ne yapabiliriz düşünüyor muyuz? İl adım olarak aldığımız ürünlerin içeriklerini okumaya başlayabiliriz. Satın alacağımız ürünleri araştırabilir ve bu konuda şeffaf olan markaları tercih edebiliriz.

 

Sizlerle ulaşılabilir vegan markalardan birkaç tanesini paylaşmak istiyorum.

 

 

Aveda

 

Organik güzellik şirketi Aveda, 1978 yılında marka olma yolculuğuna bir şampuan ile başladı. Edindiği “Sağlıklı güzellik” misyonu ile ürün yelpazesini genişletmeye devam etti. Profesyonel saç bakım ürünlerinin yanı sıra saç boyaları, saç şekillendirme ürünleri, cilt ve vücut bakım ürünleri gibi çeşitli ürünleri müşterilerine sundu. Markanın en çok satan ürünlerinden bazıları ise şöyle;

 

*Botanical Repair Yıpranmış Saçlar için Onarım Maskesi: Zengin Doku,

*Be Curly Bukleli Saçlar için Saç Şekillendirici Krem,

*Nutriplenish Yoğun Nemlendirici Şampuan,

*Tulasara Yenileyici Işıltı Veren Yüz Nemlendirici.

 

Bade Natural

 

Bade Natural “Doğaya ve doğal olana aşk duyan” bir marka olarak 2016 yılında yolculuğuna başladı. Kurucusu Eczacı Sinem Kapar Şahindere ile zararlı kimyasallardan ve sentetiklerden uzak bir bakım anlayışı ile yola çıktı. Çevreye duyarlı olan marka, vegan dostu olmasının yanı sıra %100 doğal ürünleri, katkısız olarak ve hayvanlar üzerinde test etmeden müşterilerine sunuyor. Günümüzde oldukça popüler olan markanın en çok tercih edilen ürünlerinden birkaçı şunlar:

 

*Yaşlanma Karşıtı Serum,

*Kuşburnu Göz Altı Aydınlatıcı ve Yenileyici Serum,

*Çay Ağacı Özlü Sprey Tonik.

 

 

Mis Bahçe

 

Kimyasal ve sentetik içermeyen, doğal ve temiz kozmetiğin gücüne inanan Mis Bahçe de günümüzde en fazla tercih edilen markalar arasında yer alıyor. Hayvanlara saygılı üretim yapan marka, aynı zamanda her bir ürün için en taze bitki özlerini ileri teknolojiler sayesinde elde ediyor. Mis Bahçe’nin temelleri, 2012 yılında Serra Göney (Tasarımcı) ve annesi Ufuk Göney (Kimya Mühendisi) tarafından Ayvalık’ta atıldı. Ürünleri arasında gül suyu, kuşburnu çekirdek yağı, shea yağı, esansiyel yağlar, sedir yağı, jojoba yağı, kayısı çekirdeği yağı ve argan yağı bulunan markanın en gözde ürünleri ise şunlar:

 

*Güçlendirici ve Dökülme Karşıtı Aktif Kirpik Serumu,

*Sıkılaştırıcı Yaşlanma Karşıtı Konsantre,

*Argan Yağı.

 

Otacı

 

İnsan sağlığını ön planda tutarak büyümeye devam eden Otacı’nın temelleri 1955 yılında Niyazi Kurtsan tarafından atıldı. Kelime anlamı “Şifalı bitkilerle tedavi eden bilge” anlamına gelen Otacı, doğadan ilham alıp bilimin gücü ile şekillenmiş ve gelişmeye devam eden bir marka. Hayvanlar üzerinde test edilmemiş ve glütensiz ürünleri olan marka aynı zamanda vegan ve dermatoloji onaylı. Hipoalerjenik ürünleri de popüler olan markanın adını ilk duyduğumuzda aklımıza saç bakımı geliyor olsa da cilt bakım ürünleri kesinlikle göz ardı edilecek gibi değil. İşte markanın en çok satanlarından birkaçı:

 

*Otacı LAB Yeni Nesil Saç Terapisi Bitki Özlü Şampuan Terapi NO:1,

*Gül Kürü %100 Doğal Gül Suyu,

*Gül Kürü Yüz ve Boyun Kremi.

 

Sizler için seçmiş olduğum markaların dışında elbette çok fazla vegan marka var. Ben ülkemizde ulaşılması mümkün olan ve yerli üretimi gerçekleşen markalar arasından tercih yapmaya özen gösterdim.

 

Büşra Hacıhasanoğlu

Etiketler:
Büşra Hacıhasanoğlu

Büşra Hacıhasanoğlu

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio