Ölümünün 80. Yılında Stefan Zweig

Merjam Yazar: Merjam 1 Mart 2022

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

23 Şubat 1942’de, seksen yıl önce yaşama veda eden yazar Stefan Zweig kimdir? Neden intihar etmiştir? Sizler için kaleme aldık.

Ölümünün 80. Yılında Stefan Zweig

23 Şubat 1942’de, seksen yıl önce dünyamıza veda etmiş olan değerli yazar Stefan Zweig bir Viyanalı’ydı. 38 yaşında, ününün doruğuna ulaşacağı Salzburg’a yerleşse de o hep içten bir Viyana’lı kalmıştı… 1900 yılında Viyana Üniversitesi’nde felsefe ve edebiyat tarihi öğrenimine başlar, ancak üniversitedeki derslere pek katılmaz, günlerini daha çok Viyana’nın konser salonlarında, tiyatrolarında ve kahvehanelerinde, geçirmişti. Zweig’in yaşam öyküsünü mercek altına aldık.

Küçük yaştan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı

Avusturyalı Roman, Oyun ve Biyografi Yazarı, Gazeteci Stefan Zweig edebi kişiliği, hayat hikâyesi ve eserleri merak ediliyor. Kitapseverler arama motorlarında Stefan Zweig hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Stefan Zweig hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık.

Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal’ın ve Rainer Maria Rilke’nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901’den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire’in şiirlerini Almanca’ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan’ı gezdi, bunu, 1911’deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko’yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika’ya Émile Verhaeren’in yanına gitti.

Savaşa gönüllü olarak katıldı

Dünya Savaşı’nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana’da savaş karargâhında “Savaş Arşivi”nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya’ya dönerek Salzburg’a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg’da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg’in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig’ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg’da geçirdiği yıllar Zweig’ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg’da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig’in konuğu oldu. Salzburg’da geçen yıllarında Zweig, Avrupa’nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927’de Almanya’nın Münih şehrinde “Duygu Karmaşası”, “Yıldızın Parladığı Anlar” ve “Tarihsel Baş Minyatür” adlı kitapları yayımlandı, yine 1927’nin 20 Şubat tarihinde “Rilke’ye Veda” başlıklı konuşmasını yaptı. 1928’de Leo Tolstoy’un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları’na katılmak üzere, Sovyetler Birliği’ne gitti.

Naziller Zweig’ın eserlerini de yaktı

1933’de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig’ın eserleri de yer alıyordu. 1934’te Gestapo’nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere’ye, Londra’ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı.

Brezilya’ya yerleşmeye karar verdi

Zweig, 1937’de ilk karısı Frederike’den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz’e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich’ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939’da “Kalbin Sabırsızlığı” adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940’ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York’a, Arjantin’e, Paraguay’a ve Brezilya’ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya’ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü “Bir Satranç Öyküsü”nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941’de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve “Dünün Dünyası – Avrupa Anıları” adlı otobiyografisini kaleme aldı. “Dünün Dünyası” kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını fark ettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür.

Rio de Janeiro’da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti

Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942’de Rio de Janeiro’da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu.

Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.

Son Mektubu…

22 Şubat 1942 akşamı Stefan Zweig yaşamının en son mektubunu kaleme alır. İlk eşi Friderike’ye şunları yazar: “Bu mektup sana vardığında ben kendimi eskisinden çok daha iyi hissedeceğim… Bu satırları en son saatlerimde yazıyorum… Kendimi nasıl da rahat hissettiğimi bilemezsin. Çocuklarına çok candan selamlarımı söyle… Hep yürekli ol! Her şeye karşın rahata ve mutluluğa kavuştuğumu öğrendin.”

Ev işlerine bakan Ana de Oliveira Alvarenga 23 Şubat sabahı yatak odasında çiftin cansız bedenlerine rastlar. Çağrılan Dr. Mario M. Pinheiro’nun saat 12:30’da ölüm kağıdına yazdığını göre Lotte ve Stefan Zweig zehirli bir madde içerek -“ingestao de substancia toxica”- 23 Şubat 1942 tarihinde yaşamlarına son vermişti.

Stefan Zweig, üzerindeki bütün baskılara rağmen yazmaktan vazgeçmedi

Brezilya hükümetinin kararıyla 24 Şubat günü sabah saat 16.00’da yapılan resmi cenaze töreninin ardından Lotte ve Stefan Zweig Petropolis’teki Katolik mezarlığında Yahudi dini kurallarına uygun gömülür. Aynı günlerde Nazi yanlısı Salzburg Eyalet Gazetesi verdiği kısa haberde Zweig’ın ölümünden: “Bir mülteci yaşamı daha alışılmış şekilde sona erdi…“ diye oldukça üst perdeden söz eder.

Dünyaca ünlü bu aydın hümanistin 1930’lu yıllarda Hitler rejiminin dayanılmaz baskıları altında ruhsal çöküntüye uğraması çok trajiktir. Stefan Zweig, üzerindeki bütün baskılara karşın yine de yazdı durdu, ancak Nazi faşizminin özgür düşünceyi yok etme girişimleri onu ve ikinci eşi Lotte’yi sonunda ölüme sürükledi.

“Yıldızın Parladığı Anlar“ın ve “Dünün Dünyası“nın yazarı Stefan Zweig, bu dürüst ve iyi yürekli aydın yazar ölümünden seksen yıl sonra bugün de hiç yitirmedi güncelliğini. O, bir huzursuzluğun diğerini takip ettiği günümüzde düşünceleriyle bizlere her zamankinden daha çok gerekli.

Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı