Modacı Neslişah Yılmaz: “Önümüzdeki sezon daha gösterişli elbise ve gelinlikler göreceğiz”

Şeyma Ercanlı Yazar: Şeyma Ercanlı 26 Temmuz 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Pandemi hayatımızın her alanında köklü değişimlere ve dönüşümlere sebep oldu. Kelebeğin kozadan çıkışı gibi bu süreç çok daha farklı şeylere gebe olduğunu gösteriyor. Küresel salgının sonucunda daha farkında ve bilinçli adımlar atmayı kendimizde sorumluluk kabul ediyoruz. BARRUS London markasının sahibi modacı Neslişah Yılmaz bu bilinçle “Yeniden Mavi” koleksiyonuna imza attı.

Modacı Neslişah Yılmaz: “Önümüzdeki sezon daha gösterişli elbise ve gelinlikler göreceğiz”

Tekstil üretimi dünyaya en çok zarar veren sektörlerin başında geliyor. Pandemi dönemi birçok farkındalığı beraberinde getirdi. Modacı Neslişah Yılmaz, deniz ve okyanuslardan toplanan pet şişeleri geri dönüştürerek yeni bir koleksiyon hazırladı ve modaseverlerin beğenisine sundu. Neslişah Yılmaz ile modanın büyük dönüşümünü, gelecek sezonda karşımıza çıkacak gelinlik trendlerini, haute couture tasarımların geleceğini ve BARRUS London markasını konuştuk. Neslişah Yılmaz ile keyifli bir söyleşi sizler için kaleme aldık…

Deniz ve okyanuslardan toplanan pet şişeleri geri dönüştürerek yeni bir koleksiyon hazırladınız. Detaylı olarak bahseder misiniz projeden? Koleksiyonda hangi renkler ve ürünler hâkim?

Dünyayı en çok kirleten sektörlerin başında gelen tekstil endüstrisi; hızlanan moda trendleriyle birlikte daha çok üretim ve tüketime dönüştü. Günümüzde çevre ve insan sağlığı bilincinin artması, tüm sanayi kollarıyla beraber giyim ve tekstil sektörünü de etkilemiş; tekstil ürünlerinin çevre ve insan sağlığına zarar vermeden ekolojik olarak üretilmesi ve atıkların çevreye zarar vermeyecek hale getirilmesi önem kazanmaya başlamıştır. Bir giysi üretilirken harcanan elektrik, su ile doğaya da geri dönüşümü mümkün olmayan zarar verilmektedir. Hal böyle olunca kendi adımıza küçükte olsa bir adım atmak istedim. Atık pet şişelerin toplanarak işlenmesiyle üretilen kumaşlardan 30 parçalık koleksiyon hazırladık. Dünya üzerinde bu teknolojiyle hazırlanan koleksiyonlar var ancak bu ürünler daha çok hazır giyim ve dış giyime ait parçalar. Bizim koleksiyonumuzu özel yapan ise ilk recycle couture koleksiyon oluşu. “Yeniden Mavi” koleksiyonumuzda kırmızı, mavi, sarı, gülkurusu gibi renklerin ara tonları kullanıldı.

Pandemi dönemiyle birlikte sürdürülebilirlik konusu oldukça gündemde. Birçok marka yeni koleksiyonunu daha farkında olarak hazırladı. Pandemi süreciyle birlikte moda bir dönüşüme girdi ya da girmek zorunda kaldı diyebilir miyiz?

Hala devam eden pandemi hayatımızda köklü değişimler yapmamıza sebep olduğu gibi bütün sektörleri de etkiledi. Sürdürülebilirlik her alanda yerini almaya başladı. Ancak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliği içi dolu olarak kullanmaya özen göstermeli ve tüketici olarak da daha bilinçli davranmalıyız. Maalesef geri dönüşüm ve sürdürülebilir üretimi PR malzemesi olarak kullanan birçok marka da bulunuyor.

Pandemi döneminde hayatımızda birçok rutin değişti. Düğün konseptleri, eğlence programları ve tabii buna bağlı olarak stillerde ciddi değişim yaşandı. Düğünler üzerinden konuşmak gerekirse minimal organizasyonlar ve sade gelinlikler gündemde. Sizin koleksiyonunuzda durum nedir? Gelecek sezonda gelinlik modası nasıl etkilenecek?

2 senedir büyük organizasyonlar yapılmamakla beraber daha küçük düğünleri görüyoruz. Ya daha kısıtlı sayıdaki misafirlerle ya da sadece nikâh törenleri zorunluluktan yapılıyor. Organizasyon boyutu küçülünce gelinliklerde daha sakin formlara dönüşüyor. Daha elbise tarzında düz gelinlikler, daha konforlu kumaşlar ve rahat kesimler koleksiyonumuzda yer almakta. Önümüzdeki sezon pandeminin sürecine göre değişeceğini düşünüyorum. Daha büyük organizasyonlar, daha gösterişli elbise ve gelinlikler göreceğiz.

“Acıtan yüksek topuklu ayakkabıları da özledik”

Gelinlik koleksiyonlarında hangi tarz ve stil ön plana çıkacak?

Yaşadığımız bu pandemi süresince rahat giysilere alışmamızla birlikte şık giyinmeyi de özledik. Bu süreç bizim için o kadar uzadı ki rahatsız giysileri giyip, ayaklarımızı acıtan yüksek topuklu ayakkabıları da özledik. Bu sezon elbise formları, düz kesimler çok kullanıyor. Elbiseleri biraz daha gösterişli hale getirmek adına seyyar parçalar da ekleniyor. Düğünler daha çok açık alanlarda yapıldığı için tül ve şifon gelinlikler daha çok tercih ediliyor. Drapeli modellerimiz, A kesim etekler daha romantik bir look elde etmemizi sağlıyor.

Haute Couture koleksiyonlarda değişim nasıl olacak?

Couture parçaları giyebilmek için öncelikle normal hayatımıza yavaşta olsa dönmek durumundayız. Haute couture koleksiyon defileleri devam ediyor. Yavaşlama söz konusu olsa da gösterişli günlere sandığımızdan daha yakın olduğumuzu düşünüyorum. Tüm dünya couture giymeyi çok özledi, güçlü bir geri dönüş olacak.

“Rahat parçaların daha şık hale geldiğine şahit olacağız”

Modada son iki yıldır konfor ön planda ve şıklık biraz olsun geri plana atıldı. Sokak stillerinden tutun gece eğlencelerine kadar oldukça minimal parçalar tercih ediliyor. Bu durum modaya bakışı nasıl etkiler?

Alıştığımız rahatlık bir anda bırakılmayacak. Rahat parçaların daha şık hale geldiğine şahit olacağız. Rahat ve şık parçalar günlük hayatımıza girerken rahatsız ve şık parçalarında özlenmiş olması kaçınılmaz olacak. Aslına bakarsanız rahat ya da rahatsız şık, parıltılı, gösterişli parçalar dolaplarımızda yer alacak.

“Önümüzdeki yıllarda Paris ve Milano Moda haftalarına katılmak için hazırlıklarımız sürdürüyoruz”

Moda haftalarında markanızı sıklıkla görüyoruz. Londra Moda Haftası, ardından da Tayland Moda Haftası… Barrus London markasının bu başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Uluslararası arenada ülkenizi temsil ediyor olmak nasıl hissettiriyor?

Barrus London markasını kurarken bir yol haritası çizmiştik, belirlediğimiz hedefleri kısa sürede gerçekleştirdik. Disiplinli çalışmamızın karşılığını almak bizim için mutluluk verici. Uluslararası platformlara kabul edilmenin yanı sıra sürdürülebilir olması en önemlisi. Dünyadaki zorlu moda platformları olan uluslararası moda haftalarında ülkemizi temsil ediyor olmak bizim için gurur verici bir duygu.  Önümüzdeki yıllarda Paris ve Milano Moda haftalarına katılmak için hazırlıklarımız sürdürüyoruz.

Barrus London imzası farklı sektörlere mi açılıyor?

Markanın Türk, İngiliz ve Amerikalılardan oluşan bir icra kurulu oluştu sanırım. Tekstil ve moda dünyasında yeni dinamiklerin yakalanması ve dünyada daha etkin olabilmek için neler yapılmalı. Markanın ileriye dönük hedefleri nelerdir?

Türkiye özellikle katma değeri yüksek yani markalı ihracatta hak ettiği, potansiyeline uygun yerde maalesef olmadığı kanaatindeyim. Burada en büyük sorun yüksek kreatif ve üretim becerilerinin global satış, pazarlama, markalaşma ve lojistik sorunlarının gölgesinde kalmasıdır.

Barrus London satış, pazarlama, global PR ve lojistik departmanlarının bağlı olduğu uluslararası bir icra komitesi tarafından yönetiliyor. Yönetim merkezi Londra, lojistik merkezleri İngiltere, Hollanda ve Almanya’da, tasarım ve satın alma ofisi İstanbul’da ve üretim elbette Türkiye’de. Gerek fiziki gerekse dijital satış kanallarını hızlı gelişimi ve koordinasyonu için dünyada en uygun lokasyon Londra, dolayısıyla markanın büyüme hedefleri için uygun yapılandırmaya gitmek durumundaydık. Türkiye’nin nasıl bir potansiyeli olduğunu tüm dünyaya göstermek ana hedefimiz. Yeni dönemde yine dünyanın belli başlı merkezlerinde çapraz işbirlikleri Barrus London için çok önemli, moda tasarım markaları artık ev tekstili, otomotiv, turizm, gayrimenkul gibi sektörlere katkıda bulunarak bu sektörlerin derinlik kazanmasına katkıda bulunuyorlar, önümüzdeki günlerde birçok sektörde Barrus London dokunuşlarını görmeye başlayacağınızı söyleyebilirim.

Pandemi dönemi sizi ve tasarımlarınızı nasıl etkiledi?

İçinde bulunduğumuz bu durum global anlamda önem taşıyan bir nitelikte. Zaman zaman takip ettiğimiz haberlerden dolayı karamsarlığa düşsem de, bunu pozitif duruma çevirmeye çalışıyorum. Şu anda yaşadığımız duyguların tecrübesiyle içinde bulunduğumuz anın kıymetini anlamaya çalışarak, umutla, yaklaşmakta olan güzel günlere bakmaya gayret ediyorum. Çizimlerimi yaparken düşüncem, tasarımlarımın insanların en mutlu günlerine eşlik etmeleri ve bu mutluluğun paylaşılarak çoğaldığı anlara odaklanmak, bu da beni her zaman olduğu gibi mutlu ediyor. İnsanların kendi özlerine ve gerçeklerine döndüğü bir dönemden geçiyoruz. Burada bence iki faktör iyice güçlenerek ortaya çıkacak, birincisi kaynakların doğru kullanımı, yani geri dönüşümün yükselişi, diğeri de yerel kültürün önemi ve katkısı. Biz de topraklarımızın çok katmanlı tarihini esas alan kreatif sürprizlerle ortaya çıkacağız bu sıkıntılı günler biterken ve bu çıkış global ölçekte olacak.

Şeyma Ercanlı

Şeyma Ercanlı

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio