Minnak Ayaklar

Yazının başlığını görüp de minik bebeklerden bahsedeceğimizi sanmayın. Diyorum ki bu hafta da geçmişten günümüze ayak seslerinden bahsedelim. Evet, bildiniz! Konumuz; ayakkabı modası. Ayakkabı, kombinleri tamamlayan en önemli aksesuardır ve modası yıllar içinde inanılmaz şekilde gelişmiştir.

Geçen hafta yazdığım “Eski sandıktan çıkanlar” yazısı, hayatın içinden öylesine uzak ama bir o kadar da yakın anıları zihninizde canlandırmış, sizleri alıp eskilere  götürmüş ve çokça düşündürüp eğlendirmiş olacak ki gelen yoğun istek üzerine yazının devamını getireyim dedim…

Önceki yazıyı okumayanlar parmak kaldırsın! Hadi sizi merakta bırakmayıp şöyle kısaca hatırlatayım… Ancak atın üzerinizden şu kış rehavetini artık, tamam dışarısı soğuk, hava kapalı ve yağışlı ama üşenmeyin ve okuyun anlattıklarımın detaylarını. Neyse ben yine de sevgili okuyucularıma kısaca bir özet geçeceğim tabii ki. Yakın geçmişteki modanın en can alıcı noktalarına değinip sakladığımız tüm kıyafetleri eski sandıklardan çıkardık. Büyük taşlı ışıl ışıl broşlardan ilham alarak başlayan hikâyemiz ile herkesin omzunu kabartan vatkalardan, giyeni her an uçup gidecekmiş havasına sokan yarasa kollardan, herkesin dolabında mutlaka bulunan salopedlerden, A kesim-maxi-dar elbiselerden, âdeta bir öğretmen ciddiyetine büründüren döpiyeslerden, beli dar-balon-mini-pileli-uzun çeşitleri ile her türlü eteklerden ve bu eteklerin içine mutlaka giyilen ve binbir hınzırlıkla eteklerin altından bir şekilde sarkmayı başaran jüponlardan, İspanyol paça-yüksek bel-düşük bel pantolonlardan, astigmatı olan gözlerin düşmanı siyah beyaz çizgili kumaşlardan bahsettik.

Yazının başlığını görüp de minik bebeklerden bahsedeceğimizi sanmayın. Diyorum ki bu hafta da geçmişten günümüze ayak seslerinden bahsedelim. Evet, bildiniz! Konumuz; ayakkabı modası. Ayakkabı, kombinleri tamamlayan en önemli aksesuardır ve modası yıllar içinde inanılmaz şekilde gelişmiştir. Hatta son yıllarda ayakkabı modasını takip etmek cidden zor bir hâl aldı. Geçmişten günümüze; uzun topuk-kısa topuk-düz tabanlı olmasının yanında, Oxford tipi genelde siyah ve beyaz patchwork (farklı cins ve tarzdaki kumaşların birbirine dikilmesi sonucu oluşan bir teknik) üzeri delikli ayakkabılar, makosenler, açık burunlu ve ayak bileğinden bağcıklı olanlar, yüksek topuklu ve diz boyu çizmeler, çeşit çeşit neon renklerde ayakkabılar moda olmuştur. Mantar dolgu topuk ve platform topuklar çok kullanılmış. O zamanda giyilen bu botlar ve ayakkabılarla kadınlar boylarını en az beş-on santim uzatmayı başarabilmişler. Deri botlar çok modaymış, hele bir de beyaz renk deri bot modası varmış ki oldukça uzun bir süre yerini başka bir modaya kaptırmamış. Ayakkabı modasında ayakkabının şekli-rengi-materyali haricinde topuk zaten kendi içinde bir moda akımı oluşturmuş. İncecik topuklu stilettolar da çok uzun bir dönem kadınların favorisiymiş. Herkesin dolabında en az birkaç renk ince topuklu ayakkabı bulunurmuş. Ben bu ince topuklarla hiç yürüyemezken bu ayakkabıları her yerde giyebilen ve âdeta koşarcasına yürüyebilen hemcinslerim en büyüğünden birer madalyayı hak ediyor. Topuklu ayakkabıyla yürüme rehberi okuyup yazılanları pratik yaparak çalıştım, farklı ayakkabılarla denemeler yaptım ama nafile olmuyor. İşin bir de sağlık boyutu var. Ayakların sürekli aynı yükseklikte ve açılı şekilde basmasının, tarak kemiği, ayak tabanı ve parmaklara uyguladığı baskı sonucunda ayaklarda deformasyon oluşturması ve ileri yaşlarda bununla ilgili sorunlar ortaya çıkarması kuvvetle muhtemel bir durum. Siz siz olun, uzun süre topuklu ayakkabı giymek zorundaysanız yanınıza mutlaka düz bir ayakkabı alıp arada giyerek o minnak ayaklarınızı dinlendirin. Lakin o ayaklar daha çok seneler sizinle yürüyecek, unutmayın.

Günümüzün ayakkabı modasında ise rahatlık ön planda, tam bana göre. Yaz modasında farklı materyallerden üretilen sandaletler, rengârenk babetler dikkat çekerken, kış modasında platform topuk botların yanında özellikle gençlerde askeri görünümlü botları çok görüyoruz. Çeşitli sneaker ayakkabılar ise her yaştan herkesin favorisi. Neden? Çünkü hem rahat hem şık hem de spor bir görüntü sağlıyor. Eskiden çok şık bir elbisenin altına mutlaka ince topuk gösterişli bir ayakkabı giyilirken şimdi gelinliğin altına beyaz tasarım bir sneaker giyilmesi çok da normal bir durum. Geçmiş zamanda bir gelin bunu yapsa büyük ihtimal düğünde yıllarca unutulmayacak bir skandala imza atardı. Hayır, her şeyi bir tarafa bırak, gelinin arkadaşları –isimleri ayakkabının altına yazılmadı diye- isyan çıkarırdı, o kesin. Zavallı gelin ne yapsın, sneaker ayakkabının altı tırtıklı, isim yazmak zor tabii.  Dolgu topuk-ince topuk-platform topuk ayakkabılar…

Süet botlar var ki bunları ayrıca konuşalım istedim. Yaz sıcağında bile ısrarla bunlardan giyenlerin bir bildiği vardır herhâlde diye düşünüyorum. Tamam, uçuşan elbiselerle güzel görünüyorlar, kabul ediyorum ama anlaşılan çok da sıcak tutmuyor ayakları. Ne yalan söyleyeyim, moda konusunda sınıfta kalmış biri olarak, kendime güvenip de bir tane denemişliğim yok. Ama tabii farklı yeniliklere açık olmak da lazım her zaman, önümüzdeki yaz beni ince süet bir botla görürseniz şaşırmayınız ve sizden ricam yukarıda yazdıklarımı yüzüme vurmayınız.

Özetlemek gerekirse, kıyafet modasında olduğu gibi, ayakkabı modası da zaman içinde kendini tekrarlıyor ve geçmişte kullanılan tarzlar bir süre sonra tekrar moda olabiliyor. Sevdiğiniz ayakkabı sağlamsa ve depolayacak yeriniz varsa, ileride tekrar moda olması ihtimalini göz önünde bulundurun ve saklayın derim. Ne zaman ne olacağı belli olmaz. Ayakkabı konusunda da kendi tarzınızı çok rahatlıkla oluşturabilirsiniz. Yırtık bir jean altına giyeceğiniz stiletto ile davete katılabilir, şık bir elbisenin altına giyeceğiniz bir sneaker ile muhteşem bir görünüm elde edebilirsiniz. 

Önümüzdeki hafta görüşmek üzere.

Ayşıl ÖZASLAN