Kunn markası kurucusu Pınar Uçkun: “Markanın fikir aşaması çoğunlukla romantik oluyor”

Şeyma Ercanlı Yazar: Şeyma Ercanlı 25 Ocak 2022

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Hikâyesi olan markalar birçoğumuzu heyecanlandırır. Markayı bir öykünün kahramanı olmak için bile tercih edebiliriz. Bunun yanı sıra kaliteli üretim ve çarpıcı tasarımlar kalbimizi çalmak için yeterlidir. Şimdi sizlere Kunn markasının dikkat çeken hikâyesini ve tasarımlarını paylaşmak istiyoruz.

Kunn markası kurucusu Pınar Uçkun: “Markanın fikir aşaması çoğunlukla romantik oluyor”

Kunn, 2019 yılında Brooklyn’de kurulan yerli bir marka. Yolculuğuna Türkiye’den çok uzakta başlasa da aslında İstanbul’da hazırlanan el yapımı bir ayakkabı markası… Kunn’un tasarım süreci klasik Osmanlı tarzından etkilenmiş ve minimalist bir bakış açısıyla hazırlanmış. Kunn, 17. ve 20. yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan kabadayıların stillerinden yola çıkıyor. Markanın hikâyesini Pınar Uçkun’dan dinleyelim.

Kunn markası, nasıl ortaya çıktı? Biraz hikâyenizden bahseder misiniz?

Kunn’un hikâyesi New York’ta başlıyor. Dört sene önce buraya taşınarak o güne kadar ki kariyerini bir kenara bırakan birinin yeni hikâyesi diyebiliriz.

Pınar Uçkun sizi yakından tanımak isteriz? Moda ile serüveniniz nasıl başladı?

Pınar aslen beyaz gömleklilerden yani diş hekimiyim, arkasından cerrahi doktoramı tamamlayıp Çene cerrahı oldum ve bahsettiğim gibi New York’a taşınmadan önce özel bir hastanede çalışıyordum. Diş hekimleri iyi bilirler, mesleğinizin başlarında öğrenciliği takiben çevreniz çoğunlukla meslektaşlarınızla doludur çünkü sosyalleşecek vakti pek bulamazsınız. Ama ben, sanırım daha az çalışıp daha çok gezerken şansıma eşim Okan’la tanıştım. Şansıma diyorum çünkü dövme yapan ve aynı zamanda tasarım tarafı ve çevresi kuvvetli olan Okan sayesinde yaratmanın başka biçimleri ile de haşır neşir oldum. Bunların sonucunda hem tarihe olan ilgim hem de bir şeyler yaratma isteğim, geçmişle bağlantısı olan Kunn’u kurmama sebep oldu.

“Kunn, yurtdışında markalaştığı için biraz daha şanslı olabilir”

Türkiye’de hikâyesi olan güçlü markalar olsa da bu sayı maalesef çok az. Türkiye’de markalaşmanın önündeki en büyük engel sizce nedir?

 Sanırım en önemlisi üretim zorlukları ve ekonomik bariyerler. Bunların etkisi ile hayallerle gerçekler birbirinden ayrılıyor. Markanın fikir aşaması çoğunlukla romantik oluyor ancak zamanla sistemin içerisinde o romantik fikir orasından burasından çekiştirilerek bambaşka bir hal alıyor. Sonunda hem hikâyeyi korumak hem de hayal ettiğin ürünü dileğin kalitede sunmak zorlaşıyor. Kunn, yurtdışında markalaştığı için biraz daha şanslı olabilir ancak bahsettiğim engelleri yine de teğet geçmiyor.

Kabadayılık kavramıyla yola çıkıyorsunuz. Yurt dışında kabadayılık kavramını anlatmak zor oldu mu? Kabadayılık kavramını ilham almanızdaki temel sebep nedir?

Kabadayılık aslında tarih, stil ve alışılmadık güzellik gibi tanımları aynı cümleye toplayan güçlü bir kavram oldu. İnsanlara geçmişte kalan stillerin modern dokunuşlarla bugünde parlayabileceğine inandığımızı göstermeye çalışıyoruz.

Ayakkabılarınızda güçlü kadının modern bir yorumu var. Ayakkabılarınızı nasıl giyinen kadınlar tercih etmeli? Ya da nasıl kombinlemek daha kolay olacaktır?

Kategorize edemeyebilirim ancak Kunn giyen kadınların genelde ortak özelliklerinin alışıldık güzellik algısında olmayışları olduğunu da rahatça söyleyebilirim. Kendini iyi hissettiğin her kombini tamamlayabilmesini umuyorum.

Aslında serüveniniz New York’ta başlıyor. Şu an da satışlarınızı nasıl yapıyorsunuz? Markanın ürünlerine nereden ulaşılabilir?

Yurt dışı satışlarımız online olarak kendi sitemizden, Türkiye satışlarımız ise instagram adresimizden devam ediyor. Aynı zamanda Brooklyn’de Oba, Karaköy’de Mae Zae isimli çok sevdiğimiz lokasyonlarda da Kunn’ları bulmak mümkün.

Moda anlayışlarına baktığınızda hangi dönemde yaşamak isterdiniz? Ya da bir zaman yolculuğuna çıksanız hangi moda trendini şu an sokaklarda görmek isterdiniz?

Biraz şımarıklık yapıp her sabah başka bir yüzyılda ve her seferinde dünyanın başka bir yerinde uyanıp orada bir gün geçirsem hem sosyal hayatı hem yaşam biçimini hem de dönemin kıyafetleri ile yemekleri tecrübe etsem hiç fena olmazdı. 20. yüzyılda ise 30’lar ve 60’lar favorilerim.

“Önümüzdeki sezonlarda kıyafet ve aksesuar gibi yeni ürünler de eklenecek”

Markanın gelecek planları nelerdir? Koleksiyon hazırlarken neler sizi etkilemektedir?

Kunn en başından beri sadece ayakkabı değil baştan aşağı bir tarz yaratmayı hedefleyen bir markaydı. Önümüzdeki sezonlarda kıyafet ve aksesuar gibi yeni ürünler de eklenecek. Özellikle mimari, renk, form ve desen dikkatimi çekiyor. Aynı zamanda bolca izler, okur ve araştırırım. Genelde amaçsız zamanlarda yaptığım keşiflerden daha çok esinleniyorum.

 Markalaşma sürecinde sizi en fazla yoran aşama hangisi oldu? Ya da marka oluşturma sürecinde en keyif aldığın zaman neydi?

Üretim kısmı hem en çok yorulduğum hem de en zevk aldığım kısım diyebilirim. Özellikle benim gibi başka ülkede olduğunuz zaman hayal ettiğiniz ürüne elle dokunup gözle görebilme kısmı daha fazla zaman alabiliyor.

Ayakkabı trendlerini biraz da konuşalım. En sevdiğiniz ve dolabınızdan eksik etmediğiniz ayakkabı modelleri nelerdir?

Rahatına oldukça düşkün bir insanım. Kalıba ve kumaşa önem veriyorum. Çok süslü olduğumu da söyleyemem daha minimal ve zamansız ürünleri seviyorum o yüzden trendleri pek takip etmiyorum. Dolabımda Kunn’nun tek rakibi spor ayakkabılar sanırım.

“Dünya dururken elbette siz dönmeye devam edemiyorsunuz”

Küresel salgın birçok işletmenin kapanmasına ya da kemer sıkmasına sebep oldu. Etik üretimi daha sık konuşur olduk. Markanız, pandemi sürecinde nasıl bir yol izledi? Yaratıcı bir isim olarak Pınar Hanım, pandemi sürecinden nasıl etkilendi? Üretim aşamasında kendinizi nasıl motive ettiniz?

Bizim çıkış noktamız etik, fabrikasyondan uzak, emeğe ve materyale saygı gösteren bir marka olması yönündeydi. Bu nedenle üretimimiz, tüketilen ile paralel devam ederken, sezonluk trendlere önem vermeden ilerlemeye çalışıyoruz. Korona sürecinde yavaşlamaya hatta bazen durmaya ve bunun üretmek kadar normal olduğuna inandım. Şimdi tekrar yol almaya başladık. Dünya dururken elbette siz dönmeye devam edemiyorsunuz. Bunu kabul edip gelecek için motive oldum diyebiliriz.

Eklemek istedikleriniz

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Teşekkürler, sevgiler

Şeyma Ercanlı

Şeyma Ercanlı

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio