Kemal Sunal hakkında bilinmeyen 20 gerçek

Merjam Yazar: Merjam 3 Eylül 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Yeşilçam'ın güldüren yüzü Kemal Sunal, oynadığı tüm karakterlerle Türk sinema tarihinde ön plana çıkmayı başarmış bir isim. Tiyatro ve sinema oyuncusu Kemal Sunal, gülüşüyle samimiyetiyle Türk halkının gönlünde taht kurdu. Vefatının üzerine 21. yıl geçse bile hala filmleri ilgiyle izleniyor. Peki, Kemal Sunal kimdir? Hakkında duyunca şaşıracağınız 20 gerçek nelerdir? Sizler için kaleme aldık.

Kemal Sunal hakkında bilinmeyen 20 gerçek

Tam adı Ali Kemal Sunal olan usta oyuncu, annesi Saime Hanım ve babası Mustafa Bey’in ilk çocuğu olarak 11 Kasım 1944’te İstanbul Küçükpazar semtinde dünyaya geldi. Aslen Malatyalı olan Sunal’ın ayrıca Cemil Sunal ve Cengiz Sunal adında iki kardeşi bulunuyor. Şimdi sizlerle ünlü oyuncunun hayatında hiç duymadığımız 20 gerçeği kaleme alacağız.

Doğum günü 10 Kasım 1944 ama asla kutlamaz!

Doğum günü 10 Kasım 1944 ama asla kutlamaz!
Kemal Sunal, doğum tarihi 10 Kasım 1944 olmasına rağmen yeni yaşını bir gün geç kutlar ve bu durumu da "Aslen 10 Kasım doğumluyum ama Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat ettiği günde doğum günümü kutlayamam, sevinemem. 11 Kasım doğum günümdür" sözleriyle açıklamıştır.


Gençliğinde içine kapanık sessiz birisiydi

Gençliğinde içine kapanık sessiz birisiydi
Annesinin anlatımıyla Kemal Sunal, gençliğinde daima buruk tavırları olan bir çocuktu. Sanki her zaman bir derdi varmış ve üzgünmüş gibi gözükürdü. Fakat derdi olsa bile bunu hiç kimseyle paylaşmazdı.


Liseyi 11 yılda bitirdi

Liseyi 11 yılda bitirdi
Kemal Sunal, Müjdat Gezen ve Uğur Dündar ile okul arkadaşlığı da yaptığı Vefa Lisesini tam 11 yılda bitirdi. Kemal Sunal sonraları bu uzun eğitimi hakkında kendisi de espriler yapmış ve “ne yapayım okumayı çok seviyorum” demiştir.


Eşi Gül Sunal ile bir tesadüf eseri tanıştılar

Eşi Gül Sunal ile bir tesadüf eseri tanıştılar
Kemal Sunal 1973 yılında Devekuşu Kabare Tiyatrosunun turnesiyle Ankara'ya gelmişti. O sırada seyirciler arasında oyunu izleyen Gül ile göz göze geldiler. Oyundan sonra ortak bir arkadaşlarının evindeki toplantıda birbirlerini yeniden gördüler. Sohbet edip pastanede buluşmak için sözleştiler. Kemal Sunal, ertesi gün, zaten İstanbul'a geri dönecekleri için buluşmaya gitmek istemedi. Münir Özkul'un ve diğer arkadaşlarının ısrarları sonucu zorla pastaneye gönderildi. Bu, iki ebedi hayat arkadaşının ilk buluşmasıydı.


Eşiyle 2.5 sene mektuplaştılar

Eşiyle 2.5 sene mektuplaştılar
Kendisi gibi oyuncu olan eşi Gül Sunal ile tanıştıktan sonra, tam 2.5 sene mektuplaşmışlar.


Çok yakın arkadaşlar

Çok yakın arkadaşlar
Çoğumuzun Hababam Sınıfı filmindeki müfettiş olarak tanıdığımız Ergin Orbey ve İnek Şaban filmindeki mafya babası karakteriyle hafızalarımıza kazınan Dinçer Çekmez, sadece Kemal Sunal filmlerinde oynayan yardımcı oyuncular değillerdi. Aynı zamanda Kemal Sunal'ın en yakın arkadaşlarıydılar.


Tiyatrodaki idolü

Tiyatrodaki idolü
Ulvi Uraz, Kemal Sunal'ın tiyatroda ustası ve idolüydü.


İbrahim Tatlıses hayranıydı

İbrahim Tatlıses hayranıydı
Kemal Sunal, İbrahim Tatlıses'in türkülerine ve müziğine ayrı bir saygı duyuyordu.


Çiğ köfteyi sever

Çiğ köfteyi sever
Çiğköfteyi seven ve tavana atan tek ünlü İbrahim Tatlıses sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Kemal Sunal' da Gül Sunalı kızdırarak bunu sıkça yaparmış.


Bazen Ciguli taklidi yapardı

Bazen Ciguli taklidi yapardı
Kemal Sunal'ın bazı sabahlar çok neşeli bir şekilde sofraya gelirken Ciguli taklidi yaparak bütün aileyi neşelendirdiğini yine Gül Sunal'dan öğreniyoruz.


Hiçbir zaman kızmadı

Hiçbir zaman kızmadı
Ne çocuklarına, ne de çevresindeki herhangi birisine hiçbir zaman bağırıp kızmadı. Her isteğini bir rica gibi belirtirdi.


Kostümleriyle dolaşırdı

Kostümleriyle dolaşırdı
Kemal Sunal, oynadığı filmlerdeki karaktere tam anlamıyla alışabilmek için, evde bile sürekli kostümleriyle dolaşırdı. Hatta birkaç davete o sıralar çektiği filmlerdeki karakterin kostümüyle gitmiş ve dostlarını şaşırtmıştı.


Marmara Üniversitesini bitirdi

Marmara Üniversitesini bitirdi
Kemal Sunal, 11 yıllık uzun lise eğitiminin ardından Marmara Üniversitesi- İletişim Fakültesine girmiş, fakat oyunculuğu dolayısıyla eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmıştı. Daha sonraki yıllarda çıkan üniversite affıyla okuluna geri dönen Kemal Sunal, 1995 yılında Lisans, 1998 yılında ise Radyo Ve Televizyonda Kemal Sunal Güldürüsü adlı teziyle Yüksek Lisans diplomasını kazandı.


"Ben yapayım!"

48 yaşında yaptığı yüksek lisans tez konusu kendisiymiş. "Beni kimse araştırmayacak galiba, ben yapayım" diyerek işe koyulmuş.


Akademisyen olmak istiyordu

Akademisyen olmak istiyordu
Kemal Sunal, başta kendi çocukları olmak üzere bütün gençlere örnek olmak için yarım bıraktığı okulunu bitirdi. Aynı zamanda Yüksek Lisans diplomasını aldıktan sonra doktora eğitimini de tamamlayarak, üniversitede öğretim üyesi olmak istiyordu.


Kendisine ayrıcalık yapılmasını istemezdi

Kendisine ayrıcalık yapılmasını istemezdi
Ne bir tiyatro-sinema gösterisine gittiğinde ne de başka bir yerde kendisine hiçbir zaman ayrıcalık yapılmasını istemezdi. Mesela, arkadaşlarının tiyatro oyununa bilet kalmamışsa kendisini gişe memuruna tanıtmaz, 'bilet kalmadıysa demek ki iyi iş yapıyorlar, yeter ki para kazansınlar da biz izlemesek de olur' diye düşünürdü. Aynı zamanda üniversite eğitimi sırasında da kendisine hiçbir ayrıcalık yapılmasını istemedi. 'Ben okula adım attıktan sonra artık bir öğrenci olurum. Kimse Kemal Sunal'ı fark edemez' derdi.


Kitaplara ayrı bir önem verirdi

Kitaplara ayrı bir önem verirdi
Kemal Sunal, evinde bütün kitaplarını özenle muhafaza ederdi. Kütüphanesinde bir kitabının yeri değişse hemen farkına varırdı. Kitaplarının yerini neredeyse ezbere bilirdi. Bir arkadaşı ödünç kitap istediğinde, kendi kütüphanesinden vermek istemezdi. Fakat o kitabın yenisini alıp arkadaşına hediye eder, istekleri kırmazdı.


Evindeki rutubet kokusu bastırmak için…

Evindeki rutubet kokusu bastırmak için…
Evlendikten sonra ilk oturdukları evde o kadar çok nem varmış ki eve misafir davet ettiklerinde mutlaka patates kızartması yaparlarmış ki evdeki rutubet kokusunu bastırırlarmış.


Yardım sever ve yumuşak kalpli birisiydi

Yardım sever ve yumuşak kalpli birisiydi
Birlikte Mavi Boncuk ve Yalancı Yârim filmlerinde rol alan Emel Sayın ve Kemal Sunal arasında, herkesin pek de bilmediği bir anı vardır. Bu anıyı yıllar sonra verdiği bir röportajda Emel Sayın’ın kendisi açıkladı. “O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de, Mavi Boncuk filmini çekiyoruz. Bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz. Ben Laleli’de oturuyorum, Kemal benden önce çıktı.Herkes yevmiyesini almış. Taksiyle, kendi arabasıyla giden gitti. Baktım Kemal yürüyerek gidiyor, 3 kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.”


Uzun süre yürüdü, sonra bir bankta yatan adamı kaldırdı… Bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım, ardından biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm… Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım, ‘Tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?’ dedim. ‘Adını bilmem sormam da, her gün para verir bana’ dedi. Teşekkür ettim, az ilerideki lokantaya gittim. ‘Az önce gelen beyin borcu mu var size?’ dedim, tanımadılar beni… ‘Kemal abi’nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz. O da sağ olsun, onların yemek masrafını öder’ dedi. Ertesi gün Kemal’in yanına gittim, ‘Sen ne güzel bir adamsın ya…’ dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım. ‘Ölme sen benden önce’ dedim, dinletemedim.


Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio