İstanbul’dan bahar mevsimi geçiyor, yakalayamıyoruz…

Şeyma Ercanlı Yazar: Şeyma Ercanlı 10 Mayıs 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

İstanbul’dan bahar mevsimi geçiyor, yakalayamıyoruz…

İstanbul’dan bahar mevsimi geçiyor, yakalayamıyoruz…

 

 

İstanbul’dan bahar mevsimi geçiyor, yakalayamıyoruz…  

erguvan2


 

 

İstanbul rengârenk çiçekleriyle yılardır şiirlere, şarkılara, romanlara konu oldu. Bir mevsimi kapatıp yaza doğru giderken bu görsel şölenden mahrum kaldık. Sokağa çıkma kısıtlamaları ve pandeminin gölgesinde İstanbul’dan bahar mevsimini uğurlarken bu manzaradan mahrum kalmak içimize sinmedi. İstanbul’un açan çiçeklerini, kente konuk olan bahar mevsiminin geçişini sizler için izledik.

erguvan1


 

 

Şehrin sembolü: Erguvan

 

Asırlardır imparatorların, sanatçıların baş tacı ettiği erguvanlar çiçek açtığında İstanbul bambaşka bir çehreye bürünür. Gezilmesi, görülmesi çok daha keyifli bir yer olur. Çünkü erguvan İstanbul’un rengi ve neşesidir… Erguvan, Bizanslılar döneminde İstanbul’da soyluluğun sembolü olarak kabul edilirmiş. Kentte yaşayanlara yüzyıllarca aynı seyir zevkini sunmuş. Bugünse İstanbul’da erguvanların izini sürmek şehir insanı için yaşam motivasyonunu yenilemek gibi bir şey.

erguvan3


 

 

Erguvanın güzelliğine duyulan hayranlığı edebiyatımızda da görüyoruz. Edip Cansever şiirlerinde İstanbul’u görkemli bir erguvan imparatorluğuna benzetir. Orhan Veli’ye göre insanı deli eden bir dünyadır. Necip Fazıl’a göre memleketin gerçek renkleridir. Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerinde bu narin ağaçtan, ”adına bayram yapılacak kadar nadide bir çiçektir erguvan’’ diye bahseder. Her kalemin tanımı farklı olsa da o hep hayran olunandır.

erguvan4


 

 

İstanbul florasının doğal türlerinden olan bu ağacın, ilkbahar aylarında açan eflatun, pembe ve lila tonlardaki yaprakları, adeta bir çiçek topunu andırır. Yaprakları salkım salkım olan erguvan, sonbahar aylarında fasulye benzeri tohumlar bırakır. Oysa yapraksız hali çalıyı andıran cılız bir ağaçtır. Tohumlar sonbaharda ve kurumadan toprağa düşerse, ilkbaharda can bulur.

erguvan5


 

 

Erguvan, İstanbul’a olduğu kadar hiçbir kente ait değildir. Çünkü o hem Bizans’tır hem Osmanlı’dır hem de Türkiye’dir. İmparatorların, imparatorlukların rengidir. Ayasofya’nın duvarlarını süsleyen bin küsur yıllık fresklerde onun rengini görebilirsiniz. İstanbul surlarında da onun renklerine rastlarsınız. Tarihte erguvanla İstanbul’u özdeşleştiren pek çok kanıt var. Örneğin, kesintisiz iki bin küsur yıldır kent kültürünü yaşatan İstanbul’un erguvan zamanı kurulduğu söylenir.

erguvan6


 

 

Bir başka rivayet, Bizans’ı simgeleyen rengin erguvan moru olduğu. Geçmişte bir çeşit midye kabuğundan üretilen erguvan moru, bir zenginlik ve iktidar sembolü olarak Bizans imparatorlarının pelerinlerini süslemiş. Bizans’ın ileri gelenleri, soyluluklarını vurgulamak için kanlarının bile erguvan rengi aktığını söylemiş. Bizans’tan çok daha önceleri İstanbul’a gelen denizciler, hastalıkları kovmak için erguvan yapraklarını kaynatıp içerlermiş.

erguvan7


 

 

Boğaziçi, erguvan ağaçlarının pembe çiçekli elbisesini giymesiyle muhteşem bir tabloya bürünür. Erguvanlar başlangıçta yavaş büyüseler de sonraları büyümeleri hızlanıyor. Altı metre boya ve dört metre genişliğe kadar ulaşabiliyorlar. Yüzünü denize çevirmiş, güneşe bakan, hafif eğimli yamaçlar ve küçük tepeler en sevdikleri yaşam alanları. Farklı farklı türleri olan erguvan ağaçlarının gözdesi İstanbul’la özdeşleşen pembe-mor olan tür. İstanbul’da en yaygın olarak görüldüğü bölge, Boğaz’ın Kandilli ile Paşabahçe arasında kalan sahil şeridi.

erguvan8


 

 

İstanbul’da erguvanların izini sürerken dostlarınıza anlatabileceğiniz ilginç bilgilere ihtiyacınız olacak. Örneğin, İstanbul’un en yaşlı erguvanlarından birinin Bağlarbaşı’ndaki Validebağ Korosu’nda bulunduğunu bilmelisiniz. İstanbul’un en uzun erguvan örneklerini görmek için Nişantaşı’nın kapı komşusu Maçka’ya uzanmalısınız. Nadir bulunan beyaz erguvanların adresi ise Üsküdar kıyıları. Kandilli tepelerindeki yüz yıllık erguvanlar, fotoğraf tutkunları için bulunmaz bir malzeme.

erguvan9


 

 

Erguvan, güzel olduğu kadar da nazlı bir ağaç. Kimi erguvan türlerinin çiçeklenmesi için beş – altı yıl beklemek gerekebiliyor. Şiddetli yağmur ve rüzgârla karşılaştığında ömrü sadece 15 gün sürebiliyor. Özetle erguvan, baharın müjdecisi, canlılığın, yeniden doğuşun simgesi. Çalıyı andıran kuru dallardan fışkıran salkım saçak çiçekleriyle çevresine güzellikler saçan ve toprağı zenginleştirerek, etrafındaki bitkilerin gelişmesine yardımcı olan özel bir ağaç. Unutmayın, ilkbaharın ve erguvanın tadını çıkarmak için zamanınız kısa.

erguvan10


 

 

Anadolu yakasında Fenerbahçe Parkı'ndan başlayıp, Moda Sahil Yolu'ndan Bağlarbaşı, Beykoz, Üsküdar ve Kuzguncuk'a, Avrupa yakasında Tarihi Yarımada, Beşiktaş, Kuruçeşme, Yeniköy ve Rumeli Hisarı'na doğru uzanan erguvanlar, adeta ressamın fırça darbeleri gibi İstanbul'a renk katıyor.

erguvan11


 

 

Erguvan, dilimize Farsça'dan gelmiş bir kelime. Aslında, mor-pembe rengi ifade eden bir sıfat, erguvan rengi ya da erguvani. Öte yandan, erguvan ağacının batı dillerindeki karşılığı ise “Yahuda’nın ağacı”. İsa’nın 12 havarisinden birisi olan Yahuda, 30 gümüş karşılığında İsa’ya ihanet ediyor. İsa’nın yakalanıp, çarmıha gerilmesine sebep oluyor. Ama daha sonra, bu yaptığına bin pişman olup, büyük bir vicdan azabı çekmeye başlıyor. En sonunda, bu acıya daha fazla dayanamayan Yahuda, kendisini bir erguvan ağacına asıyor. Efsaneye göre de, ağacın daha önce beyaz olan çiçekleri, bu yüzden utançtan kızarıp, erguvan rengini alıyorlar.

erguvan12


 

 

Son yapılan sayımlara göre Boğaz’ın her iki kıyısında iki bine yakın erguvan ağacı yaşıyor. Asırlardır İstanbul’un simgesi olan bu nadide ağacın eşsiz güzelliğinin farkına varan doğa tutkunları günümüzde çeşitli etkinlikler düzenliyor. İlkbahar aylarında fidan dikme günleri düzenliyor, deniz yoluyla ya da yürüyerek erguvan turlarına çıkıyor, Boğaziçi kıyılarında adım adım erguvanların izini sürüp fotoğraflıyorlar. Ceplerine tohum doldurup, gezdikleri semtlere serpecek, internette mail grubu kurup yıl boyunca tartışacak kadar çok seviyorlar bu ağacı. Ortak hayalleri, şehrin erguvanlarını çoğaltmak, Japonların kiraz ağacı şenlikleri gibi İstanbul’u erguvanla özdeşleştirecek festivaller düzenlenmek.

erguvan13


 

 

Bu erguvan âşıklarından Prof. Dr. Haluk Dursun İstanbul’daki erguvan ağaçlarını tek tek saymış. Rumeli Yakası’nda 500, Anadolu Yakası’nda 700 civarında ağaç tespit etmiş. İstanbul’da saptadığı en yaşlı erguvan ağacı Ayasofya yakınındaymış. Haluk Bey, bu ağacın gövdesinin çapını 170 cm olarak ölçmüş.

erguvan14


 

 

Erguvanın Osmanlı kültüründe de özel bir yeri var. Osmanlı’da 15. yüzyılda başlayan erguvan şenlikleri, ‘erguvan cemiyeti’, ‘erguvan faslı’, ‘erguvan bayramı’ gibi isimlerle anılmış. Ayrıca Osmanlı’da erguvanın güçlü dalları baston yapımında kullanılmış. Mor, lila ve pembe arası çok özgün bir renge sahip erguvan çiçeklerinin eski İstanbul mutfağında salatalara renk ve lezzet kattığı da biliniyor.

erguvan15


 

 

Şehir hayatının tozu, dumanı, makine sesleri, koşuşturması arasında, erguvanların varlığı yaşama sevincimizi artırıyor. Erguvanlar, hala şairlere ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Zamanı geldiğinde, çok kısa sürse de Boğaziçi hoş bir renge bürünüyor… Böylesine bir güzelliğin birdenbire ortaya çıkışı, hem de bunun yaşam sevincinin arttığı baharda meydana gelişi, ama çok fazla sürmeyip, tadı damakta bırakarak vakitsizce ayrılışı, derinden etkilemiş haliyle, sanatkâr ruhları.
 

erguvan16


 

 

Anadolu Yakası’nda oturuyorsanız en güzel hallerini Fenerbahçe Parkı, Büyük ve Küçük Çamlıca tepeleri, Kuzguncuk’taki Fatih Ahmet Paşa Korusu, Kanlıca’daki Mihrabad Korusu ve Beykoz Korusu’nda görebilirsiniz. Avrupa Yakası’nda ilk adresiniz Rumelihisarı olsun. Tevfik Fikret’in evinin etrafında kentin en güzel erguvan ağaçlarını göreceksiniz. Gülhane Parkı, Abbasağa Parkı, Yıldız Parkı, Türkan Sabancı Parkı da tavsiye edeceğim diğer adresler.

istanbul 1


 

 

İstanbul lale bahçesine döndü  

 

18’inci yüzyılda İstanbul’da 1.500’ün üzerinde lale çeşidi varmış. Ama günümüzde İstanbul ve Türkiye’de ekilen lale çeşidi sayısı 130 civarında. Nisan ayından sonra yaza kadar İstanbul’un park ve bahçelerinde çeşit çeşit laleler göreceğimiz bir sergi zamanı gibi düşünebiliriz. Bu görsel şölenin en şaşaalısı Emirgân Korusu’nda yaşanıyor. Yıldız Parkı, Pier Loti, Gülhane Parkı ve Göztepe Parkı da sizi mutlu edecektir.

laleler2


 

 

İstanbul’da kasım ayında toprakla buluşan laleler nisan ayı olduğu zaman açmaya başlıyor. İstanbul'da koranavirüs salgını gölgesinde dikilen 56 türdeki 7 milyon 932 bin 236 lale soğanının açmasıyla parklarda görsel şölen oluştu.

istanbul 1


 

 

İstanbul’un en zengin 5 doğal çiçek alanı

 

– Batı İstanbul Meraları olarak adlandırılan Küçükçekmece-Yarımburgaz Mağaraları-Sazlıdere-Terkos Gölü etrafındaki açık alanlar, makilikler

– Ömerli Baraj Havzası

– Aydos tepeleri ve çevresi

– Kilyos-Şile ve Terkos kumulları

– İstanbul Boğazı’nın kuzeyindeki ormanlık alanlar ve makilikler

 

Etiketler:
Şeyma Ercanlı

Şeyma Ercanlı

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı