Dizi dili ve edebiyatı 101

Merjam Yazar: Merjam 7 Eylül 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Bir dönem var ki, sokakta kulağınıza “Oha falan oldum” çarpmadan yürüyemezdiniz. “Ne oldun, ne oldun?” demeye kalmaz, “İnsan böyle ayıp konuşur mu?” diye yadırgayabilirdiniz. İşte bütün bunlar sizin tam bir belgesel insanı olduğunuzun ispatıydı. Zira, Türk Dizi Dili ve Edebiyatı giriş dersinden kaldınız.

Dizi dili ve edebiyatı 101

 

Dünya tarihindeki yeri çok yeni olsa da, etkisi bu kadar yaygın ve küresel ne olabilir? İpek Yolu gibi damak tadını, Ümit Burnu’nun keşfi gibi demografiyi, Sanayi Devrimi gibi üretim ve tüketim biçimlerini değiştirmiyor. Hepsine ama hepsine talip.

 

Dizilerden söz ediyoruz. Annesi pembe dizi izlerken kaç çocuk Brezilya’da mate bardağında çay içenleri görüp “Pipetli bardak istiyorum!” diye tutturmadı? Kara Şimşek etkisiyle arabayla konuşan, görenlerin de “deli galiba” dediği çocuklar, el kaldırabilir.

 

Dizilerin tarihi henüz yüz yılı bulmadı ama hayatımızdaki etkileri tartışılmaz. Popüler bir diziyle beraber hareketlerimizde, mutfak alışkanlıklarımızda, kıyafetlerimizde köklü değişikler olması işten değil.

 

Dilimiz bundan kaçabilir mi? Elbette hayır. Buraya bir replik koyalım: Küçük aptal! Bir dönem Ekmek Teknesi dizisinin küçük kızı Semanur ne zaman kızsa karşısındakine bu cevabı verirdi.

 

Türk dizi tarihinde öne çıkan diziler, hep replikleriyle ve dilimize kattıkları kalıplarla hatırlandı.

 

Diziler çıkmadan önce de, Yeşilçam’dan aşina olduğumuz replikler vardı. Öztürk Serengil ekranda göründüğünde arkasından bir “Yaşşa” mutlaka gelirdi; Turist Ömer “Şu hayatın falanları filanları malum” diyerek gülerdi. Sonra tiplemelerle özdeşleşmiş replikler de mevcuttu. Karşısındaki rakibi gibi okumamış, sosyeteye dâhil olmayan ama çalışkan mert tiplerin ortak bir repliği mevcuttu mesela. Canları sıkılırsa, aşkları, dürüstlükleri sorgulanırsa, ellerini yumruk yapıp yüreklerine basar, “Tam şuracığımla sevdim seni, anlıyor musun? Ben de öyle afilli laflar yok, süslü salon çocukları gibi konuşmayı bilmem ama içim dışım birdir.” derlerdi.

 

Türkan Şoray’ın Arım Balım Peteğim filmine bakalım. Üniversite hocalarına argonun inceliklerini öğretmek için gelen kız karakteri önce kendisine iltifat etmeye çalışan hocayı, “Bizim at çok terli aslanım yemez o yemleri!” diyerek azarlıyor, sonra iyice kızınca “Nallı kuzu!” diye paylıyor. Nallı kuzunun eşek olduğunu şerh düşelim.

 

Şimdilerde artık iyice dilimize yerleşen “Gerzek” de bir film ürünü. Ayşen Gruda bu kelimeyi ilk kez bir karakteri canlandırırken “Geri zekâlı” yerine kısaltarak kullandığını söylüyor.

 

Film bahsini 80’lerde dilimize dolanan Şener Şen’in ünlü repliğiyle bitirelim: “İnek obası uyan! İzci erken kalkar, izci hiç uyumaz, izci yürümez, izci koşar!!!”

 

Midyat, Seyfo!

 

Eskilerden başlayalım; Perihan Abla’dan. “Mahalle dizileri” kavramını hayatımıza sokan bu efsane dizinin replikleri de kendisi gibi efsaneydi. Dizinin baş karakteri Perihan Abla kızdığında birbiri ardına lafları yetiştirir, eğer karşısındaki ona âşık Şakir’se “Elinin körü Şakir” demeyi ihmal etmezdi. O sıralar biri ne zaman bir bahane bulsa, gündelik dilde “Ama Perihan” derdi. Bu, “Bir saniye dinler misin?” demenin kısaltılmış hâli gibiydi. Yine pısırıklığıyla tanınan Şakir’in kızdığı zaman kullandığı bir repliği vardı: “Küt bir kafa.” Hayaller hayatlar… Dizide kullandığı kelimelerle değilse bile ismiyle hayatımıza bir deyim olarak yerleşen bir karakter de var: Meraklı Melahat.

 

Perihan Abla’dan sonra hayatımıza giren Bizimkiler Türk dizi tarihinin en uzun soluklu dizilerinden biri olmakla kalmadı, dilimizi de etkileyenler arasında yer aldı. “Sevim koş, katil geldi” repliği uzun süre popülerliğini korudu. “Cıvık müdürüm afedersin”, “Benim adım Cemil”, “İnternetten cızzz” da bu diziden kalanlardan. Ama diziyi tek kelimeyle özetlemek gerekse, “Dumkof” yeter sanırım.

 

Yedi Numara'yla beraber kafamız karıştığında “Herhâlde. Galiba. Sanırsam” demeye başladık, Çocuklar Duymasın çıktıktan sonra ne zaman kavga edecek olsak “Mutfak” dedik. Yine Çocuklar Duymasın dizisinden dilimize “Taş fırın erkeği” kavramı kaldı. Bu çok da iç açıcı bir tanım değil gerçi; Haluk karakteri eşine yardım edenleri aşağılamak için “light erkek” diyor, kendisine de bu sıfatı yakıştırıyordu.

 

 

Replikleri hayatımıza işleyen diziler doksanların ortasında boy gösterdi. Bunlardan birincisi Bir Demet Tiyatro’ydu. Lütfiye karakterinin “Hadi size iyi günlerrrr” diye uzatarak söylediği vedadan başlayarak Eyvah Necdet karakterinin “Midyat, Seyfo gülün!” repliğine gelene kadar her karakterin kullandığı kendine özel bir dil vardı. “Taktı abicim bana taktı”, “Ne dedi bu bana kötü bir şey söyledi”, “Kütüphaneye kalın kalın kitaplar okumaya gittik”, “Fıdıl Fıdıl Fıdıl”, “Sen hiç kurbağaları düşündü mü?” bu diziden kalanlar. 

 

Akla gelen ikinci diziyse, Ekmek Teknesi. Heredot Cevdet kahvedekileri “Selamun aleyküm kahve milletinin insanları!” diye selamlar, “Kardeşlerim…” diye hikâyesini anlatırdı. “Akabinde ve detayında” diye bağladığı konu kızışınca hikâyeyi dinleyenlerden Ölü, bir “Allah!” patlatırdı. Ne zaman başları sıkışsa Nusret Baba’ya gider, sorularının cevabını alınca da, “Baba büyüksün” derlerdi. Ki, “Baba büyüksün” hâlâ dilimizde geçerliliğini koruyor.

 

Dizinin dili bununla sınırlı kalmadı. Kirli karakterinin diline pelesenk olmuş “Bu iş bizi bozmasın?” ve “Oy oy oy” söyleyişiyle birebir kopyalanan repliklere dönüştü. Yine diziden Gamsız Celal Abi’nin repliği “Arzular şelale” de hâlâ kullanılanlardan.

 

Komedi dizisi olarak ortaya çıkmasa da bir dönem ortaya çıkardığı etkiyle çok konuşulan Deli Yürek de Kuşçu karakterinin replikleriyle hayatımıza kazındı. “Aşk adamı vuruu” sözü bir zaman duvarlara bile yazılıyordu.

 

 

Kalitemizi Bozan İşler

 

“Avrupa Yakası dili” diye özel bir dil var desek, yalan olmaz. Yazının başında alıntıladığımız “Oha falan oldum, artı kal geldi”den başlayarak, “Oldu, gözlerim doldu” diye devam eden sözler bu diziyle hayatımıza girdi.

 

Avrupa Yakası’nda yerel tabirler de vardı “Hoşşik” gibi; İngilizce kelimeler de, “Hey geri what’s going on?” “Salon kadını çizgimi bozdurmayın!”, “Ben de Nişantaşı çocuğuyum”, “Soldan soldan geliyorlar”, “Geri zekâlının başkanı”, “Çiko bana mı ağlıyon sen Çiko?”, “Ne oldii? Rengin soldi”, “Ucuzsun basitsin paçozsun”… diye uzayıp giden bir liste var.

 

Sonrasında bu dizinin senaristi Gülse Birsel elinden çıkan bir diğer dizi Yalan Dünya’da Vasfiye Teyze’nin “Ne çektin be yavrum”, Emir’in “Çok sert”, Zerrin’in “Ezik miyiz lan biz” kalıbıyla tanınsa da Avrupa Yakası kadar yerleşik hayata giremedi.

 

Argonun ve dilin deforme edilmiş hâllerini kullanan bu dizilere Behzat Ç. de önemli bir katkı yaptı. Özellikle grafitilerde sıkça kullanılan “Ankara bebesiyiz biz la” bu dizinin armağanı.

 

Bu bahiste Leyla ile Mecnun’u anmamak olmaz. Diğerlerinden farklı olarak daha naif bir dile sahip olan bu dizinin karakterleri de farklı cümle kurulumlarıyla dikkat çekiyordu. Soru cümlelerini başa alan karakterler sayesinde böyle bir konuşma “Kusurumuz” oldu. Bir örnekle açıklayalım: “Cep mi telefonu o?”

 

“Hooppp İsmail Abi” seslenişiyle özdeşleşen İsmail Abi, “Ağzından çıkanla kulağının duyduğunun aynı şey olmadığının farkında mısın acaba?” cümlesini kırk farklı şekilde kullandı. Yine ondan bize kalan bir diğer kelime “Laps”. Ne anlama geliyor bilmiyoruz… Bir şey olduğunda yine de “lapss diye oldu” diyebiliriz. Bir de tabii “Olaylar olaylar”.

 

Bunlar kadar yer etmese de, sıklıkla kullanılan Aşkı Memnu’dan “Beni beni Bihterini”, Arka Sokaklar’dan “Adam pisliğin teki çıktı Rıza Baba”, Yaprak Dökümü’nden “Ağzımızın tadı kaçmasın Rıza Bey”, Ezel'den “Yeğen”, Seksenler’den “İcat çıkarma” hakkı yenmemesi gerekenlerden.

 

Bu aralar yeni diziler moda. Ufak Tefek Cinayetler sayesinde “O iş bende” diyor, “Sister”larımızla buluşmaya gidiyoruz. Yüzyılların ahiretliği sister’cılık oldu, Merve Aksak karakterinde can buldu. Ne diyelim, ağız tadımız bozulmasın, öpelim kib bye kalsın…

 

Ayça ÖRER – Öykü yazarı

 

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio