Anadolu Rock ve Arabesk ilişkisi nedir?

Merjam Yazar: Merjam 15 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Arabeskin kırdan, taşradan akan toplumsal katmana ait hikâyeyi, Anadolu Rock’ın ise kentin seçkin aile çocuklarının gittiği kolejlerden kopup gelen kuşağına ait öyküyü taşıdığını iddia edebiliriz. Biri merkezden, diğeri çevreden birbirine doğru hareket eden bu iki türün buluştuğu ses evreni ise türküler sayesinde şekillenir.

Anadolu Rock ve Arabesk ilişkisi nedir?

 

Senkronik biçimde ikisi de kente ait müzikal arayışlar olarak beliren bu iki türün bazı ortak noktaları söz konusudur. Öncelikle iki türün müzikal formunu taşıyan temel enstrüman bağlamadır. Ve bağlama bu iki formun zorlaması neticesinde teknik gelişimini bir anda hızlandırmış, en fazla bir kahvehanede sesini duyurabilecek güce sahipken elektro bağlamaya dönüşerek statlara kendisini dinlettirebilecek ses genişliğine ulaşmıştır. Dolayısıyla ben elektro bağlamanın elektrogitara özenilerek ortaya çıkan teknik yapısının aynı zamanda simgesel bir niteliği olduğunu da düşünmüşümdür. Bu simgesel taşıyıcılık temsil ettiği toplumsal katmanın da dönüşümünü karşılar adeta.

 

 

Ortak Özellik Mekânın Kent Olması

 

Anadolu Rock ile arabeskin diğer ortak özelliği ikisinin de mekânının kent olmasıdır. Modernleşmeye bağlı biçimde kentin ürettiği yeni müzik türleri halinde beliren bu formlar, doğal olarak kent insanının karşılaştığı yeni bireysel ve toplumsal sorunları içeren temalara eğilmiştir. Bir anlamda kent; iki müzik türünün karşılaştığı mekândır. Anadolu Rock türküleri, bildiği bir biçim üzerinden, Batı popu ve Rock müziğinin teknik altyapısını kullanarak yorumlamaya yöneliyor. Tıpkı Bob Dylan’ın ya da Güney Amerikalı Yeni Türkü hareketinin, Victor Jara’nın, Mercedes Sosa’nın yaptığı gibi…

 

 

Arabeskin Gelenekselliği

 

Arabeski ise geleneksel bellekle kente getirilen türkülerin burada yaşanan yeni durumları tam anlamı ile ifade edememesi üzerine kısıtlı imkânlarını (kültürel, ekonomik, teknik) harekete geçirerek derdini anlatma çabası biçiminde değerlendirmek mümkündür. O da türküleri arkasına alarak kendisini yeniden tanımlamaya, yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışmıştır. Arabeskin en simgesel eserlerinden olan Orhan Gencebay’ın “Hatasız Kul Olmaz”ı Ankara havalarının ritmik yürüyüşü olan “Kostak” üzerine oturan bir kent türküsüdür.

 

 

İnsan ve Müzik İlişkisi

 

Anadolu Rock ve arabesk için geleneksel kalıplara muhafazakâr bir psikolojiyle kapanan klasikçilerin (Türk ve Batı) başaramadığı bir şeyi yapmaya yönelerek adeta donmuş olan ve çağın ruhunu taşıyamayan Türk müziğinin gecikmiş modernleşme sürecinin kapılarını açmışlar ve oradan çok dinamik iki müzik türü halinde eş zamanlı olarak çıkmışlardır. Bu Orhan Gencebay’ın adına “Serbest çalışmalar”, Cem Karaca’nın “Ulusal Türk müziği” dediği formdur bir bakıma. Sokaktaki insan ile müziği buluşturmuşlar, dönüp durmakta olan dünyanın sesini yakalamışlardır da diyebiliriz.

 

 

Yerli Müziğin Mekânı

 

Anadolu Rock türünün bir müddet sonra oluşan toplumsal ilgi ile beraber gazinolarda sahne almaya başlaması da ilginçtir. Oysa gazinolar temelde yerli müziğin mekânlarıdır. Ancak 1970’lı yıllarda Cem Karaca’nın mesela gazinolarda kendi türünü icra etmeye başladığını fark ederiz ki arabeskin belirleyici olduğu o ortamın ruhuna eklemlenmekte hiç zorluk çekmez, Anadolu Rock. Dolayısıyla meşhur Lalezar Gazinosu’nda Türk müziği söyleyen Zeki Müren, Cem Karaca ve Kardaşlar grubunun aynı sahneyi paylaştığını aynı dinleyici profiline hitap ettiklerini görürüz.

 

 

Anadolu Rock Formunun “Babası”

 

Devletin teknik imkânlarının (stüdyo, kayıt, sahne) dışında sivil alanın ürettiği alternatifleri kullanan arabesk ve Anadolu Rock, Unkapanı’ndaki İMÇ’de kendisine mahsus özel bir mekân elde etti. Unkapanı 1970’lerden 2000’lere kadar Türkiye’de müzik üretiminin kalbinin attığı ana mekân olarak büyük hizmetler vermiş, yeni ve özgürlükçü arayışların adresi olmuştur. İki müzik türünün bütün yapımcı firmaları burada ortaya çıkan şirketler olarak sadece arabeske ve Anadolu Rock’a değil, zamanın ihtiyaçlarına göre poptan, alternatif her türlü çalışmaya kadar müziğin ana arterini meydana getirmiştir.

 

 

İki Sanatçı Portresi

 

Anadolu Rock formunun “Babası” Erkin Koray ve arabeskin “Babası” Orhan Gencebay bu iki türün bir araladığında temsil eden iki etkin figür olarak gözükür. Birbirlerinin plak ve kaset kayıtlarında Gencebay bağlama, Koray elektrogitar çalarak adeta anlatmaya çalıştığımız öykünün ortak fotoğrafını vermişlerdir. 12 Eylül 1980 darbesi sonucu 70’lerdeki politik dili dolayısı ile Anadolu Rock’ın yaşama alanı kalmadı, maalesef. Ama arabesk, yolculuğunu hiç durmadan ve gelişerek sürdürdü. Her iki müzik türü de birbirinin özgün arayışından epeyce beslenerek dünya müziğinin geldiği teknik imkânları takip etmişler, oradan devraldıkları imkânları kendi formlarına dönüştürmüşler ve stüdyo enstrümanı ihtiyacını karşılayan sayısız önemli icracıyı tetikleyerek müziğimizin gelişimine büyük katkı sunmuşlardır.

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio