Ailelerinden yana yüzü gülmeyen ünlüler

Merjam Yazar: Merjam 11 Mayıs 2022

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Ailelerinden yana yüzü gülmeyen ünlüler

Ünlü isimler meslek başarıları kadar özel hayatlarıyla da gündemden düşmüyor. Ailesiyle sorunlar yaşayan ya da büyük kayıplar yaşayan ünlü isimler gözler önünde olmak durumunda kalıyor. Ailelerinden yana yüzü gülmeyen ve bir dramın içinde kalan ünlü isimleri ve hikâyelerini sizler için derledik.

Annesini ve babasını kazada kaybetti

Annesini ve babasını kazada kaybetti
Acun Ilıcalı anne ve babasını aynı kazada trafik canavarına kurban verdi. Annesi ve babası Acun’un ilk eşinden dünyaya gelen ve o sıralar henüz 10 aylık olan kızını da alıp Bodrum'a gitmek üzere yola çıktılar. Ancak baba Ilıcalı, karşıdan 190 kilometre hızla gelen bir arabayla çarpıştı. Çarpışma o kadar şiddetliydi ki Ilıcalı ailesine çarpan araba infilak etti.


Haberi ağabeyinden alan Acun ne olup bittiğini tam olarak da bilmeden hastaneye gitti. Sonrasını Acun Ilıcalı’nın Hürriyet’e verdiği röportajda şöyle anlatmıştı: "Hastaneye vardık, gecenin üç buçuğu, bu işleri söylemenin bir raconu vardır, olmalıdır, hâlâ sinirleniyorum düşününce, "İlknur Ilıcalı’yı ziyarete geldim" dedim. Adam, önündeki deftere baktı, bir sayfa açtı, sonra başka bir sayfa, kafasını bile kaldırmadan "Ölmüştür!" dedi. "Ergün Ilıcalı?" dedim, aynı aşağılık ve duygusuz ifadeyle "Ölmüştür" dedi.


İçimden sadece şu geçti. "Allah’ım bu yaşadıklarım kötü bir rüya olsun." Birazdan Bakırköy’deki evde uyanayım ve diyeyim ki, "Kâbusmuş çok şükür uyandım geçti…" Bir ümit bekledim ama yok, her şey gerçekti." Ilıca'nın aynı araçta bulunan kızı ise oturduğu bebek koltuğu sayesinde kazadan kurtuldu.


Aysun Kayacı bu trajedi yüzünden ülkeyi terk etmeye kalkıştı

Aysun Kayacı bu trajedi yüzünden ülkeyi terk etmeye kalkıştı
Yıllardır balıkçı babası Selahattin Kayacı ile arası bozuk olan Aysun Kayacı’nın aile kavgalarına Seda Sayan da karıştı. Hatta ünlü manken Sayan’la mahkemelik bile oldu. Kayacı, küçük yaşlarda babasından şiddet gördüğünü de ileri sürmüştü. Kayacı, “O adam alkolik ve ağır şizofren hastası. Kan bağı yüzünden onun gibi delirmekten çok korkuyorum. Sürekli taciz ediliyorum.” demişti.


Babası Selahattin Kayacı ise kızının yalan söylediğini belirterek, “Maldivler’deki tsunami dalgası kafasında arıza bırakmış.” açıklaması yapmıştı. Baba kız hâlâ küs. Kayacı’nın babası kızının anlattıklarını doğrulamadı. Kayacı ise babasını bir türlü affetmiyor.


Gülüşünün ardında bir trajedi gizli

Gülüşünün ardında bir trajedi gizli
Bir zamanların en gözde mankenlerinden biriydi Ceyda Düvenci… Şimdi ise TV ve sinemada oyuncu olarak kendini kanıtladı. Mutlu bir evliliği var. Kısacası hayatında her şey yolunda gibi görünüyor. Ama onun bu gülüşünün ardında öyle büyük bir trajedi var ki Tıpkı gösteri dünyasının diğer birçok ünlüsü gibi o da hayatında hiç tasası derdi yokmuş gibi görünüyor. Ama hiçbir şey göründüğü gibi değil kuşkusuz…


Yaklaşık 7 ay sonra bebeğini kucağına alacak olan Düvenci’nin kendi annesi Zümrüt Hanım biricik kızının yüzünü en son 4 yaşında gördü ve onu hep o hâliyle hatırlıyor. Düvenci’nin müzik öğretmeni olan annesi 7 Mart 1981’de henüz 30 yaşındayken geçirdiği bir trafik kazasında gözlerini kaybetti. Sakin bir cumartesi günüydü… Öğrencileri tiyatroya götüreceklerdi, Mustafakemalpaşa’dan Bursa’ya. Ardından dönüş yolculuğu başladı. Zümrüt Hanım ön sıralarda oturuyordu. Uykusu gelince kızı Ceyda’yı otobüsün arka tarafına yolladı ve uykuya daldı. İşte ne olduysa o sırada oldu. Karşıdan gelen minibüs ile Düvenci ve annesinin içinde bulunduğu araç çarpıştı. Araç devrildi. Düvenci’nin annesi başına şiddetli bir darbe aldı. Kendi anlatışıyla başına gelenler korkunç: “Göz hizam ile burnum birbirinden ayrılıyor. Burnum kırılıyor, üst çenem kopuyor. Elmacık kemiklerim un ufak oluyor.” O hâlde görenler genç kadının öldüğünü sandı. Sonra nefes aldığı fark edilince yaşadığı anlaşıldı ve hastaneye götürüldü. Bir kaç hastane sonunda kabul edip onu aldı. Ama gözleri için yapacak bir şey yoktu. Eşi İsmail Düvenci onu Londra’ya da götürdü. Ama göz sinirleri kopmuştu. Bu kazadan sonra Ceyda Düvenci de travma yaşadı. Onu, 18 yaşına kadar onlarla birlikte yaşayan anneannesi büyüttü. Annesi Ceyda Düvenci’yi kazanın olduğu sıradaki yani 3 buçuk yaşındaki yüzüyle hatırlıyor hâlâ…


Demet Akalın’ın filmlere benzeyen öyküsü

Demet Akalın’ın filmlere benzeyen öyküsü
Demet Akalın’ın o neşeli hâllerinin ardında inanılmaz bir trajedi saklı…1975'in yılbaşı gecesiydi… Bugünün ünlü şarkıcısı henüz 2 yaşındaydı. Annesi, babası ve teyzesi onu anneannesine bırakıp yeni yılı karşılamak için eğlenceye gitmişlerdi. Sonra evlerine dönmek üzere arabalarına bindiler… Tam Çayırova’ya gelmişlerdi ki hayatlarını sonsuza kadar değiştirecek o trajik kaza yaşandı. Babası ve teyzesi öldü… Annesi ise ağır yaralandı. O sırada henüz 24 yaşındaydı genç kadın. Ondan sonra da kızına hem anne hem baba oldu…


Bu korkunç olay meydana geldiğinde annesi henüz 24 yaşındaymış. Kelebek’e verdiği röportajda “Benim eşim Ali ile çok güzel bir evliliğim vardı” diye anlatmıştı Akalın'ın annesi Şenay Akalın erken yaşta yitirdiği eşini… Demet Akalın ise bu olayın ardından annesinin kendisine hem annelik hem babalık yaptığını söyleyerek “Hep dimdik ayakta kalmış. Onun hakkını ödeyemem” diye konuşmuştu. Kaza olduktan sonra olay yerine gelen ambulanstaki görevliler otomobildeki üç kişinin de öldüğünü düşünüp hepsini birden morga koymuşlar. O sırada annesi Şenay Akalın’ın ağabeyi cesetleri teşhis etmek için morga gitmiş. Önce eniştesini sonra diğer kız kardeşini teşhis etmiş. Sıra Şenay Akalın’a gelince ağabeyi öldüğünü sandığı kız kardeşinin hareket ettiğini fark etmiş. Hemen çığlık atıp morg görevlisini çağırmış. Kötü bir tesadüf eseri o gece nöbetçi olan doktor alkollüymüş. Başka bir doktor gelip Demet Akalın'ın annesini yoğun bakım ünitesine kaldırmış. O sırada olup bitenlerden habersiz olan Demet Akalın’ın annesi başından ciddi bir darbe almış. Akalın Kelebek’e verdiği röportajda bu durumu şöyle anlatmıştı: “Kafatasım ciddi şekilde zarar görmüş. 27 dikiş atılmış. Beyin de ödem yapmış. O yüzden bana Gölcük’te ‘Deli Şenay’ derler. Yedi kaburgam da kırılmış. Kırık olan kaburgalar iç organlarıma batmış. Dolayısıyla iç kanama var. Başka bir hastaneye sevk etmişler beni.” Sonra sıra Akalın'ın annesi için en kötü ayrıntıya gelmiş. Ona eşinin ve kız kardeşinin öldüğünü söylediklerinde dünya başına yıkılmış. Sonra kızı Demet’i getirmişler ona… Akalın “Anneciğim beni bırakma, ben seninle yatmak istiyorum” diyerek ağlayınca annesi yeniden hayata bağlanmış.


Tam üç ay hastanede kalmış Şenay Akalın. Zor günler geçirmiş ama kızı için hayata tutunmaya karar vermiş. O anı şu sözlerle anlatmıştı Şenay Akalın “Yaşamam gerek ve kızıma bakmalıyım, kızım için güçlü olmalıyım” dedim. Taburcu olup eve çıktığımda, kızımı kokladığımda, kendi kendime ‘Kızımı hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım’ dedim. Kendi kendimi motive ederek ayakta kalmayı başardım. İki yıl anne-babamın yanında kaldım. Onların manevi desteğiyle daha da güçlendim. Tabii ilk bir yıl çok zor geçti. Bazen eşimin resimlerini dizer, onlara baka baka saatlerce ağlardım. Gözyaşlarımı ne kadar kızımdan gizlesem de bazı şeyleri hissederdi. Bir bebeği vardı, onun saçını tararken hem şarkı söyler, hem de ağlardı. Babasını özlerdi.”


Annesi yaşadığı bütün zorluklara rağmen kızını prensesler gibi yetiştirmeye çalışmış hep. Akalın da büyürken annesine çok yardımcı olmuş O günleri şöyle anlatıyor Akalın’ın annesi “Demet çok olgun bir çocuktu. Bir şey alacağımız zaman, ‘Anne paramız var mı?’ diye sorardı, ısrar etmezdi. Alamadığımız bir şey oldu mu suratını asmaz, tutturmazdı. Tutumluydu evladım.” Akalın’a göre ise annesi kelimenin tam anlamıyla “müthiş” bir anneydi. “Yeni bir şey çıktığında annem hemen gider satın alırdı. Okulda, moda olan o şeyi ilk edinen ben olurdum. Bütün mahalle, arkadaşlarım anneme hayrandı. Onu hakkını asla ödeyemem.” Akalın için annesinin yeri ayrı. Bakın bunu nasıl anlatıyor: “Küçükken birbirimize sevgimizi çok gösterirdik. Büyüyünce bu kalmadı. Hayatın temposunda birbirimize sevgimizi gösteremez olduk. Amerika’ya gittiğimde uykumun arasında sayıklamışım “Ben annemi özledim, Türkiye’ye gideceğim ve onu yanıma kalacağım” diye… “Birbirimizi daha çok görmemiz gerek. Çünkü en büyük korkum, ailemi kaybetme korkusu… O yüzden doya doya onlarla bir arada olmalıyım.” dedi.


Babasını sessiz sedasız defnetti

Babasını sessiz sedasız defnetti
Babasıyla geçinemeyen ünlülerden biri de Ebru Gündeş. 4 yaşındayken evi terk eden alkolik babasını yıllarca, “öldü” yalanıyla basından sakladı. Hatta şöhrete ilk ulaştığı sene, bir mezarın başında dua edip, “Babam burada yatıyor” diyerek poz verdi. Yıllar sonra ortaya çıkan ve eskicilikle uğraşan Remzi Gündeş, “Benim Ebru Gündeş diye bir evladım yok” diyerek dert yandı. Gündeş, 27 yaşında “Vedat” adında bir kardeşi olduğunu da öğrendi. Anne bu konuda hep sessiz kaldı. Ebru Gündeş’in kariyerinin ilk yıllarında “öldü” dediği babası hâlâ hayatta ama kızıyla hiç görüşmedi. Geçtiğimiz yıllarda Remzi Güneş hayatını kaybetti. Ünlü sanatçı babasını kuzenleriyle birlikte sessiz sedasız defnetti.


Güzide Duran, gerçek annesini 9 yaşında tanıdı

Güzide Duran, gerçek annesini 9 yaşında tanıdı
Ünlü manken Güzide Duran’ın çocukluk ve gençlik yıllarındaki yaşamı da trajik olaylarla dolu. Anne ve babası o henüz 2 yaşındayken boşandı. Minik Güzide'ye ve kardeşi Gökhan'a babaanneleri bakmaya başlamış. O kadar küçükmüş ki Güzide gerçek annesinin kim olduğunu 9 yaşına kadar bilmemiş. Gerçek annesini tanıdıktan sonra da kendisine şöhret kapılarını açan güzellik yarışmasına katılana kadar zor günler geçirmiş.


Hande Ataizi de babasıyla yıldızları barışmayanlardan

Hande Ataizi de babasıyla yıldızları barışmayanlardan
Ünlü oyuncu 3 yaşındayken annesinden ayrılan mimar babasını bir daha hiç görmedi. Ünlü oyuncu babasıyla dünya görüşleri çok farklı olduğu için görüşmediğini belirtmişti. Ataizi babası hakkında “Oturup iki çift laf edemiyoruz” diye konuşmuştu. Ünlü oyuncu babası hakkında “O bütünüyle manevi dünyayı seçti. Ben de Müslümanım ama bunu yaşam tarzına yöneltmem” demişti.


Müslüm Gürses’in acı dolu hikâyesi

Müslüm Gürses’in acı dolu hikâyesi
Arabesk müziğin Müslüm Baba’sı Müslüm Gürses’in geçmişinde de büyük bir aile trajedisi var. Onun da babasıyla arası açık. Bunun sebebi ise benzerine gerçek hayattan çok filmlerde rastlanabilecek korkunç bir olay. Daha önce ağabeyi öldürülen Müslüm Gürses, o olayın ardından ailesinden ayrılıp İstanbul’a geliyor. Ailesi de memleketi olan Şanlıurfa’dan Adana'ya göç etti. Ancak Adana’da başlarına beklenmedik bir trajedi geldi.


Müslüm Gürses’in babası Mehmet Aktaş, Adana’da eşini yani Müslüm Gürses’in annesini öldürdü. Bu olayın ardından baba- oğul uzun yıllar boyunca yan yana gelmedi. Aradan geçen sürede baba Karataş cezasını çekip demir parmaklıklar ardından çıktı ve Şanlıurfa’ya dönüp yeniden evlendi.


Saba Tümer’i annesi böyle göremedi

Saba Tümer’i annesi böyle göremedi
Saba Tümer ekranlarda yaptığı programların başarısı kadar eşsiz kahkahasıyla da tanınıyor. Ama onun hayatı da dışarıdan göründüğü gibi değil… Tümer, bunu bir TV programında içtenlikle anlatmış ve anlatırken de gözyaşlarına boğulmuştu. Tümer bugün Türkiye’nin en ünlü programcılarından biri ama içinde büyük bir ukte var: Annesi onun bugünlere geldiğini göremedi. Çünkü Tümer annesini henüz 25 yaşındayken yitirdi. Katıldığı bir programda annesiyle ölmeden önce yaptıkları son konuşmayı şöyle anlatmıştı Tümer: “Bir anda ‘Annemi aramam lazım’ diye devamlı içimden bir ses annemi aramam gerektiğini söylüyor ama ne mânâ verebiliyorum ne bir şey… En sonunda bir arkadaşımdan cep telefonu buldum. Annemi aradım, ‘Anne ben akşam gelmeyeceğim. Ya evde kalırım ya da bir arkadaşımda kalırım. Beni merak etme’ dedim” diyerek annesiyle konuştuktan kısa bir süre sonra eve gittiğini ve sabah 6’da eniştesinin geldiğini ve ‘Çeşme’ye gidiyoruz’ dediğini anlattı.


Saba Tümer, Çeşme’ye gittiğinde annesinin vefat ettiğini öğrenmiş. Genç yaşında başına gelen bu olaylar da ona hayatla ilgili bir şey öğretmiş: “Hayatta her an böyle saçma sapan şeylerle, sürprizlerle karşılaşabiliyorsun. Erken yaştayken hiç tahmin etmemiştim, annemi, teyzemi kaybedeceğimi, bir sürü dramlar yaşayacağımı.”


Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio