Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
30 Mart 1853’te doğan Vincent Willem van Gogh günümüzde en tanınmış ressamları arasında sayılıyor. Vincent van Gogh ve eserleri hakkında bilinmeyenleri sizler için derledik.
Empresyonist eserlerinin neredeyse tamamı müze koleksiyonlarında yer alırken, Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi ve 29 Temmuz 1890 yılında intihar edene kadar yaşadığı Fransa’nın güneyindeki Arles’daki Vincent van Gogh Vakfı, sanatçının bıraktığı eserler ve evrakları farklı temalı sergiler ile ziyaretçilerine sunuyor.
Sanatı kadar hayatı hakkında yazılmış roman ve çekilmiş film ve belgeseller, sanatçının yaşamında göremediği ilgiyi telafi eder niteliğindedir. Öğretmenlik, satış gibi farklı meslekleri deneyen Vincent van Gogh, 27 yaşında ressam olmaya karar verdiğindeki eserleri, oldukça kasvetli ve Hollanda’nın kırsal hayatını resmeden anlardan oluşur. Bunlar arasında “Patates Yiyenler” tablosu sanatçının gözlemleri arasında en gerçekçi eser olarak öne çıkmaktadır.
Paris’te empresyonist eserleri ve ressamları keşfeden Van Gogh, daha canlı renkler kullanmaya ve eğlenceli konular resmetmeye başlar. Bu köklü değişimde bile istediği başarıya ulaşamayan sanatçı, daha sakin bir yaşam sunduğu için Fransa’nın güneyindeki Arles’a taşınır. Ruhsal tedavi görmesine rağmen geçirdiği bir travma ile kulağının bir bölümünü kesen ressam, kısa bir süre sonra intihar ederek yaşamına son verir. Kardeşi Theo’nun karısı Johanna’nın uğraşları sayesinde bugün dünyanın en değerli sanatçıları arasında yer almaktadır.
En bilinen eseri “Yıldızlı Gece” tablosunu Güney Fransa’da tedavi gördüğünde yapan Van Gogh’un doktorları, bunu akli dengesinin göstergesi olarak nitelendirmiş. Günümüzde ise tıpta kaydedilen ilerlemeler sayesinde, sanatçının resmettiği manzaranın kullandığı ilaçların etkisi ile gördüğü düşünülmektedir. Van Gogh, The Starry Nigt tablosunu yaratırken, kendine ait tüm teknikleri kullanır ve ortaya son derece özgür bir eser çıkarır. Vincent van Gogh’un, ölümünden bir yıl önce 1889 yılının Haziran ayında yaptığı bu eser, Batı dünyasının en önemli eseri olarak konumlandı ve edebiyat dünyasının birçok alanına da konu oldu. Yıldızlı Gece, o yıllardan sonra yapılan empresyonist eserler için büyük bir ilham kaynağıdır.
860’ı tablo olan 2100 eser bırakan sanatçı, yaşamı boyunca tek bir çalışmasını satabilmiştir. Bugün Pushkin Müzesi’nde bulunan “Kırmızı Bağ” isimli tablosu, Brüksel’de sergilendiği sırada Anna Boch tarafından alınarak, sanat tarihinde bir ilke imza atması ile kayıtlara geçmiştir.
Arles’a davet ettiği ressam arkadaşı Gaugin’in odasını süslemek için beş farklı “Ay Çiçekleri” tablosu resmeden Van Gogh, bunlar arasındaki farklılarını ve hedeflediği 12 farklı versiyonu da mektuplarında kardeşine anlatır. Eserler farklı müzelerde olmalarına rağmen, mektuplar sayesinde aralarındaki bağ çözülebilmiştir.
Vincent van Gogh, otoportrelerinde duygu durumlarını yansıtmıştı. Kulağı Sarılı Otoportresi’nde de aynı durumu görüyoruz…
Sanatçı Gaugin ile yaşadığı gergin gecede hırsından kendi kulağını keser. Bu olaydan sadece iki hafta sonra sargılı kulaklı otoportresini yapar. Sanatçının, akıl hastanesinde kalmasına gerek olmadığını doktorlara kanıtlamak için bu eseri yaptığı düşünülüyor.
1887’den yapıldıktan sonra hiç sergilenmemiş olan “Montmartre’deki Sokak Manzarası”, Van Gogh’un rekor fiyata satılan eseri! Müzayede evi Sotheby’s’de, 13 milyon 91 bin euroya satılan eser, büyük ses getirdi. “Montmartre’deki Sokak Manzarası” eserinde; Parislilerin içmeye, dans etmeye ve rahatlamaya geldiği Montmartre’nin farklı atmosferinde bulunan ve 19. yüzyılın sonlarında eğlence yeri olarak tercih edilen değirmenlerin tasvirini görüyoruz!
Van Gogh’un kasvetli eserler ile başlayan sanat hayatı, ilerleyen yıllarda daha neşeli konuların canlı renkler ve geniş fırça darbeleri ile değiştiği eserlerinden izlenebilir. Empresyonistler arasında en önemli isimlerden sayılan ressam, çevresinden ilham alması ile tanınıyor. Paris’te yaşadığı caddeyi, arkadaşlarının portrelerini yapan ressam, güneye taşındıktan sonra ise doğanın renkleri ve değişimine odaklanmış.
Oto portreler de yapan Van Gogh, sadece 1886 – 1889 yılları arasında kendisini 30 kere resmetmiş. Sanatsal becerilerini arttırmak için deneme hem de ruh halini yansıtmak için yaptığı eserlerde, yaşadığı derin ruhsal çalkantıları ve değişimleri gözlemlemek mümkün.
Paris’te yaşadığı yıllarda moda olan Japon sanatına büyük ilgi duyan Van Gogh, geçim sıkıntısına rağmen kapsamlı Japon baskı ve gravür koleksiyonu yapabilmiş. Eserlerinde de bunların etkisi görülmektedir. Bazı eserlerinde fonda görülen baskılar varken, diğer eserlerinde ise ana konu olarak öne çıkmaktadır.
37 yaşında kendisini karnından vurarak intihar ettiği düşünülen ressam hakkında yeni yapılan araştırmalarda, eksperler cinayete kurban gittiği tezini ortaya koydular. Van Gogh Müzesi’nin de dramatik ve merak uyandırıcı bulduğu teoriye göre, Van Gogh’un 16 yaşındaki Gaston ve Renee Secretan isimli iki öğrenci tarafından, buğday tarlalarında resim yaparken vurulduğu iddia ediliyor.
Vincent van Gogh, Fransa’nın güneyinde Arles’te yaşarken Gauguin’i yanına davet eder ve birlikte birkaç ay çalışırlar. Van Gogh’la birlikte geçirdikleri süre içinde zaman zaman aynı konulara yöneldiler ancak ortak çalışmaya başlamalarıyla aralarının açılmasına sebebiyet verir.
Bir gece ikilinin arasındaki sular iyice kaynar ve aralarında tartışma çıkar. Vincent, eline usturasını alır ve usturayı Gaugin’in boğazına doğru götürür. Hızlı davranan Gaugin, kendini korumayı başarınca Van Gogh daha da sinirlenir ve hırsını alamayarak kendi kulağını keser. O günden sonra sanat dünyasında “Kulağı kesik sanatçı” olarak anılmaya başlar.
Gaugin ile yaşadığı geceden sonra kardeşi Theo, Van Gogh’un kulağını tedavi ettirmek için onu hastaneye yatırdı. Bu sırada sanatçı, halüsinasyonlar görmeye başladı. Bunun üzerine Van Gogh’un akıl hastanesine yatırılması kararı alındı. Arles’te bulunan Saint – Remy hastanesine gönderildi.
Kaynak: Oggsuto
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı