Veganlık, son dönemde moda, kozmetik ve hatta dekorasyon dünyasında bile kendine yer bulmayı başardı. Dünyanın daha yaşanılabilir olması için ekolojik ve etik kaygıların kafamızı kurcalamaya başladığı bu dönemde adeta parlayan “vegan moda” 2,5 trilyon dolarlık moda endüstrisinde kendine yer bulmayı başardı. Vegan modada gelinen son noktaya birlikte göz atalım.
Moda her yıl şekilden şekle girip, farklı form ve kalıplarla karşımıza çıkmaya devam ediyor. Özellikle mevcut ekolojik ve etik kaygıların artan önemi göz önüne alındığında, “vegan moda” da gün geçtikçe piyasada daha sağlam bir yer edinmeyi başarıyor…
Veganlık, sadece yemekle ilgili değil aslında yaşam tarzıyla ilgili olduğundan, vegan giyim konusunda güncel bilgi sahibi olmak, “soya bazlı kaşmirden mısırdan deriye kadar tekstil bilimine dalmak demek” olduğu için belki de biraz zor görünüyor.
Son dönemde vegan deri alanında ciddi ilerleme yaşanıyor
Ancak basitçe söylemek gerekirse, vegan bir gardıropta ipek, deri, yün, kaşmir, tüy veya kürk asla bulunmaz. Giysiler herhangi bir hayvansal yan ürün içerdiği sürece vegan değildir. Vegan moda alışverişi yaparken karşılaşılan en büyük zorluk, piyasada bulunan vegan derilerin çoğunun çevre dostu olmayan saf PVC’den yapılması ve bu sebeple deriye çevre dostu bir alternatif bulunamaması. Ancak son dönemde vegan deri konusunda büyük bir ilerleme kaydedildiğini söylemek mümkün.
Yaklaşık 2,5 trilyon dolarlık endüstride kendine yer edinmek kolay değil. Ancak artan tüketim çılgınlığı ve bir giydiğimizi bir daha giymek istemeyişimize karşı ortaya çıkan arz dengesi karşısında bize adeta ‘DUR’ diyen bir sektör vegan moda…Ülkemizde hala “kürk giymekle” övünen insanlar olsa da bu demode fikrin hızlıca hayatımızdan kayboluşuna şahit olmamız bu çok uzak bir gelecekte gözükmüyor…
Moda devleri neler yapıyor?
Moda zinciri H&M, üzüm kabukları, sapları ve tohumlarından yapılmış vegan deri çizmeleri satışa sunarken, İngiltere merkezli Marici de çantalarını yüzde 80 ananas yaprağı lifinden üretmeye başladığını açıkladı. İngiltere’de de vegan modasından esinlenen meyve kullanımı son dönemde hızla yaygınlaştı. Londra’nın lüks butikleri, Hindistan cevizi, elma ve ananas gibi meyvelerden yapılan çanta ve cüzdanlara mağazalarında daha çok yer açmaya başladı. Mantar bile artık kıyafetlerin olmazsa olmazı yolunda hızlı adımlarla ilerliyor…
Ananas ve elma lifinden moda
Ananas ve elma gibi lifli meyvelerin yanı sıra, kaktüs derisi de son dönemde oldukça popülerleşen ürünlerden. Öyle ki, bu durum sadece moda endüstrisine yaramıyor, meyve üreticileri için de ek bir gelir kaynağı oluşturuyor. Meyve yaprakları, kabukları, sapları ve hatta tohumları önce kurutuluyor, sonra öğütülüp kimyasal olarak işlendikten sonra suni deri formuna getiriliyor.
Vegan modanın daha kapsamlı bir hal almasıyla, atık değerlendirmeleri de ön plana çıkmaya başladı. Özellikle meyve suyu atıklarının kumaşlarda kullanılmaya başlanması, geleceğin modasının ‘ne yönde şekillendiği’ hakkında da ipuçları taşıyor…
Üretimde yaşanan en büyük sıkıntı “maliyet”
Sürdürülebilir ve vegan moda için gerekli etik tedarik zinciri son dönemde yeni yeni ortaya çıkan bir kültür. Durum böyle olunca fiyatları da hayvan kullanılan ürünlere oranla daha pahalı olabiliyor. Stella McCartney, Maison Atia, Nanushka ve House of Fluff gibi moda devleri, etik kurallarını ön plana koyduğu vegan parçalarla lüks tüketimde hayvan kullanımının zorunlu olmadığını kanıtlıyor. Geçtiğimiz yıl Lyst tarafından yayımlanan bir rapor, “vegan deri” aramalarında yüzde 69 artışa yakın bir artışa işaret ediyor. Artık daha fazla tüketici, hem etik hem de sürdürülebilir giyim seçenekleri arıyor ve vegan ürünler genellikle bu iki alanda da referans noktası oluyor.
Kaynak: Sözcü