Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Yaptığı başarılı işlerle iki Ferdi Tayfur gelip geçti hayatımızdan. Ölüm yıldönümü olması sebebiyle bugün anmak istediğimiz dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur. Lorel-Hardi seslendirmelerinin unutulmaz ismi, Türkiye’nin ilk kadın galeristi Adalet Cimcoz’ un abisi… Ferdi Tayfur’un hayat hikâyesini sizler için derledik.
Ferdi Tayfur, 1904 yılında Türk bir baba ile Alman bir annenin oğlu olarak Çanakkale’de doğdu. Babası Boğazlar Komutanı Miralay Hüseyin Tayfur; annesi ise aslen Alman olup Müslümanlığı sonradan kabul etmiş Aliye Hanım’dı. Kocamustafapaşa Sancaktar’da üç katlı, büyük bahçeli bir eve yaşadılar. Adalet Cimcoz’un anlattığına göre, okul yıllarında kardeşleri Ramazan geceleri evde ya Karagöz oynatır ya da perdede renkli resimler gösterirler. Seslendirme işi Ferdi’nindir. Ferdi Tayfur’un kardeşleri Hayri ve Adalet (Cimcoz) dur.
Ferdi Tayfur, 12 yaşında askeri Rüşdiye öğrencisi iken 1916 yılında annesinin memleketine Berlin- Almanya’ya gitti. Lise öğrenimini Almanya’da tamamladı. 1924 yılına kadar Berlin’de kaldı. Parasızlık nedeniyle mühendislik öğrenimi yarıda bırakıp Türkiye’ye döndü. Şark Demiryolları’nda memur olarak işe başladı. Maceracı bir ruhu vardı. Sürekli iş değiştirdi. Varna’da bir gemide tayfalık yaptı. İstanbul’da sinema artisti oldu. 1931 de “Çanakkale Geçilmez” filmiyle sinema oyunculuğuna adom attı. Bu filmin çekimi sırasında karşılaştığı Melek Hanıma âşık oldu. Aynı yıl içinde evlendiler.
Çok mutluydular. Birbirlerinden hiç kopmuyorlardı. Ferdi Tayfur, eşinden ayrılmamak için kayınpederi Muhlis Sabahattin’in yazdığı bir oyunla, oyuncu olarak turneye çıktı. İstanbul davetlerinin vazgeçilmiş iki siması oldular. Gösterişli bir hayatları vardı. Bu hayat çok uzun sürmedi. Ferdi Tayfur’un kıskançlık ve kötü alışkanlıklarından dolayı boşandılar.
Daha sonra çoğu Muhsin Ertuğrul’a ait olan “Bir Millet Uyanıyor”, “Cici Berber”, “Milyon Avcıları”, “Leblebici Horhor Ağa” filmlerde rol aldı. “Nasrettin Hoca Düğünde” adlı filmi yönetmen olarak tamamladı.
1930’lu yıllarda, yabancı filmleri, Mahmut Moral yönetimindeki Darülbedayi/İstanbul Şehir Tiyatrosu sanatçıları seslendiriyordu. Zamanla sanatçıların konuşmaları doğal gelmemeye başladı. Dublaj yönetimi, o dönemde İpekçiler’in İpek Filmi ile yakın ilişkide olan Nazım Hikmet’e görev verdi. Nazım Hikmet çeşitli meslekten kişileri dublaj sanatçısı yaptı. Bunlardan ikisi de Ferdi Tayfur ve eşi Melek’ti. İlginç ses tonu ve kendine özgü vurgularıyla Ferdi Tayfur kısa sürede “dublaj kralı” oldu. Nazım Hikmet’den sonra İpek Film’de dublaj yönetmenliğini Ferdi Tayfur üstlendi.
Özellikle komedi filmlerindeki kendine özgü seslendirme çalışmalarıyla tanınmıştır. Kendine özgü sesi, vurgulamaları ve esprileriyle asıl bu alanda ünlendi Ferdi Tayfur. Laurel-Hardy, Arşak Palabıyıkyan (Groucho Marx), Balıkçı Osman seslendirmelerinde kendi esprilerini de katarak hem bu karakterlerin hem de sinema sanatının Türkiye’de ilgi görmesine katkıda bulundu.
Ferdi Tayfur, 1931 de Tiyatro, sinema ve operet oyuncusu “Melek Kobra” ile bir evlilik yaptı Ses tellerinde meydana gelen sorunlardan dolayı dublajı ve sinema sanatçılığını bıraktı. Bir süre tiyatrolarda şovmenlik, meddahlık yaptı. Ferdi Tayfur, Bakırköy’de, 21 Mart 1958’de yaşama veda etti.
Mücap Ofluoğlu, Tayfur’un dublaj yeteneğini şöyle aktarır: “Ferdi, çok kez önündeki Fransızca, İngilizce senaryodan o anda, dublaj sürerken çeviri yapar ya da filmdeki parçayı dinler, Türkçeleştirirdi. Almancası ana diliydi. ‘İstanbulluca’yı, Osmanlıcayı esprisi ile bilirdi. Azınlık taklitlerini ve Anadolu ağzını yerinde, iyi kullanırdı. Etkili bir sesi, doğal bir konuşması vardı. Bizim kuşak, Ferdi’nin dublajlarından çok etkilenmiştir.”
Seslendirmelerde tiyatro sanatçılarıyla çalışmaktan pek hoşlanmayan Tayfur, bunun nedenini şöyle açıklar bir röportajda: “Dublajda muhakkak ki yalnız bu sahada çalışanlar daha çok muvaffak oluyor. Çünkü tiyatro konuşma tarzı ile film konuşma tarzı birbirini tutmaz. Tiyatroda kelimelere sun’î birer eda verilebilir, fakat fiil böyle değildir. Orada her konuşulan kelimenin perdedekinden çıktığı kanaati seyirciye verilmelidir. Biz bunun için de daha ziyade roldeki artistin bünyesi, yaşı ve daha birçok hususiyetlerini nazarı itibara alarak ve hatır gönül düşünmeden, rolü en muvafık artiste veririz. Bundan dolayı da Türkçeleştirdiğimiz filmler daima memnuniyet uyandırmaktadır.”
1957 Hata / Bırakın Ağlayım
1954 Öldüren Sır
1948 İstiklal Madalyası
1947 Kerim’ın Çilesi
1946 Senede Bir Gün
1943 Nasreddin Hoca Düğün’de
1957 Hata / Bırakın Ağlayım
1948 İstiklal Madalyası
1947 Kerim’ın Çilesi
1946 Senede Bir Gün
1944 Deniz Kızı
1943 Nasreddin Hoca Düğün’de
1940 Şehvet Kurbanı
1937 Güneşe Doğru
1934 Milyon Avcıları
1933 Leblebici Horhor Ağa
1933 Cici Berber
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı