Şevval Sam: Dizinin en çok, ismini seviyorum

Merjam Yazar: Merjam 1 Aralık 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

"Kitleler önündeki insanların, toplumsal sorunlarla ilgili mücadelede yer almaları gerektiğini düşünüyorum. Gördüğüm herhangi bir haksızlığa kayıtsız kalamıyorum. Ömrüm oldukça da bu uğurda mücadele vermeye devam edeceğim."

Şevval Sam: Dizinin en çok, ismini seviyorum

 

Şevval Sam ile çekim yapacağımız gün stüdyoda herkes alışık olduğumuzdan çok daha farklı bir ruh hâlindeydi. Etrafımda daha önce hiç görmediğim bir heyecan söz konusuydu. Bunun sebebi sadece çok büyük bir yıldızı ağırlayacağımız değil, herkesin duygularına bir şekilde dokunabilmiş olmasıydı. Canlandırdığı karakterler, söylediği şarkılar, toplumsal olaylar karşısındaki duruşu, bir birey olarak var olması onu sektörün en özel isimlerinden biri hâline getirdi.

 

 

Oyunculuk sizin için neyi temsil ediyor? İçinizde bu meslek sayesinde keşfettiğiniz yeni duygular var mı?

 

Oyunculuk, insan malzemesini tanımak ve deneyimlemek adına tam bir laboratuvar çalışması. Güvenli bir alanda ve kimseye zarar vermeden, karanlık dehlizlerinizi deneyimliyor ve bu meslek sayesinde yepyeni keşifler yapıyorsunuz.

 

 

Farklı karakterleri canlandırmayı sevdiğinizi biliyoruz ancak Ender sizin için de izleyici için de gerçekten ters köşe oldu. Bu karaktere hayat verirken motivasyonunuz neydi?

 

Daha önce deneyimlemediğim bir rol olması, dediğiniz gibi ters köşe olması ve güçlü bir karakter olması.

 

 

Yasak Elma'yı izleyici çok seviyor sizin dizide en çok sevdiğiniz şey nedir?

 

Bizim dizinin en çok, ismini seviyorum. Çünkü “Yasak Elma”, bütün inanç sistemlerinde insanın, nefsinin tuzağına nasıl düştüğünü anlatan bir metafordur. İnsan yasak elmayı yer ve cennetten kovulur. Burada da bütün karakterler ve karakterlerin davranış paternlerine, olaylarına, tepkilerine ya da hedeflerine baktığınızda her birinin kendine ait zaafları olduğunu görüyoruz. Özellikle almak, yok etmek, güç, para, güzellikler, entrikalar, yalanlar, arkadan is çevirmeler, sahtekarlıklar, bunların hepsi insanın nefsinin kurduğu tuzaklar.. Dizideki her karakter aslında o yasak! elmayı yemiş ve cennetten kovulmuş, yani insan olma yolundan, o tekamül sürecinden çıkmış karakterler. Çok sembolik. Ayrıca bence dizide hiçbir karakter mutlu değil. Hep yalan bir dünyada kısa süreli nefs tatminleri ve sabun köpüğü gibi kaybolan mutluluklara sahipler. Ve tabii ki asla tatmin olmayacak ruhlara…

 

 

Dizinin hikâyelerini cemiyet hayatının gerçeklerinden aldığı doğru mu?

 

İnanın hiç bilmiyorum cemiyet hayatını ama insan egosu her yerde aynı şekilde tezahür ediyor. Ender karakterini alıp hangi hikâyenin içine koyarsanız koyun, oranın rengine bürünse de aşağı yukarı aynı davranış paternleri gösterecektir.

 

 

Peki, tiyatro sizin için nasıl bir deneyim?

 

Bunu "Müzeyyen Müzikali”nde de deneyimledim; sahne performanslarında da aynı duyguyu yaşadım… Seyirciyle interaktif bir temas kurmak inanılmaz bir deneyim; ve tarif edilemeyecek kadar büyük bir haz.

 

 

Aynısını şarkı söylemek için de söyleyebilir miyiz?

 

Müzik zaten benim hayatı anlama, algılama ve yollarımdan biri… Hayatı yaşama biçimim. Dinlemediğimde bile bir müzik çalar kafamda. Konuşma, yürüme, merdiven inip çıkma, yemek yeme gibi sıradan günlük eylemlerden tutun da, tabiatin tüm seslerinin müzikal ve ritmik bir karşılığı var bende. Bu yüzden bir mekanda fonda çalan müziğe bile kayıtsız kalamıyorum. Bazen dükkanlardan kaçarım. Oradaki tezgahtarlara bu müziğe nasıl dayanıyorsunuz diye soruyorum; duymuyoruz bile diyorlar. Bu benim için imkânsız.

 

 

Annelik size ne öğretti? Anne olmayı nasıl tanımlıyorsunuz?

 

Annelik insana, her şeyden önce bir insanı olduğu gibi kabul etmeyi öğretiyor. Sabri, koşulsuz sevgiyi ve sorumluluk duygusunu deneyimlerken, karşılık beklemeden emek veriyorsunuz.

 

 

Toplumsal olaylarda aktif bir duruşunuz var. Yepyeni bir çağın eşiğindeyiz ve bireysel hareketlenmeler pek çok şeyi başarabiliyor. Kendi duruşunuzu ve günümüzdeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kitleler önündeki insanların, toplumsal sorunlarla ilgili mücadelede yer almaları gerektiğini düsünüyorum. Bazen umudumu kaybettiğim zamanlar olabiliyor ama ben kendimden sorumluyum diyorum ve üzerime düşen gore yerine getirmeye çalışıyorum. Bazen bu bir cümle, bir tavis bir eylemde yer alma… Her şey olabilir. Gördüğüm herna bir haksızlığa kayıtsız kalamıyorum. Ömrüm oldukça da uğurda mücadele vermeye devam edeceğim.

 

Kaynak: L'OFFICIEL

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı