Şarkıcı Merve Holefter: Hayata karşı bir kayıt cihazı gibi olmak gerekiyor!

Merjam Yazar: Merjam 9 Aralık 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Ünlü şarkıcı ve söz yazarı Merve Holefter ile çok sıcak bir söyleşi gerçekleştirdik. Holefter, “Hayata karşı bir kayıt cihazı gibi olmak gerekiyor. Kaydet ve dinle!” dedi.

Şarkıcı Merve Holefter: Hayata karşı bir kayıt cihazı gibi olmak gerekiyor!

 

Merve Hanım sizi biraz tanıyabiliriz? Kimdir Merve Holefter?

 

Trabzonlu bir ailenin en küçük kızlarıyım. Annem- babam öğretmen ve ben de öğretmenim. Kariyerim için ilerlerken bir yandan da müzik öğretmenliği yapıyorum. Küçük yaşlarda müziğe, şiire ve kompozisyona karşı oluşan ilgi ve alakam dolayısıyla şarkı ve söz yazarlığına başladım. Yıllar içerisinde yeteneğimin geliştiğini fark ederek İTÜ Konservatuvara girdim. Eğitimimi tamamladıktan sonra hayat şartlarının izin verdiği zaman olan 2018’de ilk mini albümüm “Yusuf ile Züleyha”yı yayınladım.

 

 

Ailenizde müzikle ilgilenen başka biri var mı? Müzik ile tanışmanız nasıl oldu? Müzisyen olmaya ne zaman karar verdiniz?

 

Ailemde ablalarım şarkı söylemeyi ve org çalmayı çok severlerdi. Bunun dışında akrabalarımda ve kendi çekirdek ailemde benden başka müzikle ilgilenen olmadı. Bundan sonra olabilir tabii, muhtemelen müzikteki ilerleyişim akrabalarımdaki küçük bireylere cesaret verecektir. Müzik ile tanışmam, bir müzik setinin başında “Top Gun” filminin kasetlerini dinleyerek başladı. O vesileyle batı müziğine ve İngilizce’ye ilgi duymaya başladım. Annemin bana aldığı oyuncak org ile duyduğum melodileri çalmaya çalışmamla birlikte kendi melodilerimi oluşturmaya başlamam ise ikinci safhaydı. Daha sonra ilk biriktirdiğim harçlığımla bir ses kayıt cihazı almıştım. İşte o günden sonra hayatım dönülmez bir yola girdi sanki. Durmadan uydurma İngilizce sözlerle beste yapıp kaydediyordum. O yaptığım besteleri sayısını hesaplayamadığımı fark ettiğim bir gün müzisyen olmaya karar verdim.

 

 

Müzisyenliğinizin yanında söz yazarlığı da yapıyorsunuz? Kaç besteniz var?

 

Evet, söz yazarlığı benim için çok kutsal. Bir şekilde kelamları bir araya getirip evrensel ortak bir duyguyu yansıtıyorsunuz. Size ait olduğunuzu düşündüğünüz cümleler aslında ortak bilinçten akan üzüntüler, mutluluklar olabiliyor. İyi dinleyip doğru yorumlamak bir de doğru aktarmak gerekiyor. Bunları başardığınızda iyi bir söz yazarısınız demektir. Yazdığım beste ve sözlerin sayısını artık bilemiyorum. Yazmak, kendimi ifade yöntemim olduğundan hesabını tutmak saçma gelmeye başladı. Yazmak, benim inananlarla ve Allah’la konuşma şeklime dönüştü.

 

 

Eğitiminizin meslek hayatınız üzerindeki olumlu etkileri nelerdir? 

 

Öncelikle eğitim gerçekten size değer katıyor, size saygı duyulmasını sağlıyor ve her şeyden önce bir meslek seçtiğinizde diplomanız o saygınlığı hak ettiğinizin belgesi oluyor. Zaman ve emek harcadığımız her şeyin diploması yok belki ama üniversite eğitiminin ancak onu bitirdiğimizde anlayabildiğimiz bir ayrıcalığı oluyor. Meslek hayatıma pozitif bir şekilde yansıdığını düşünüyorum çünkü öğrendiğim birçok şeyin faydasını görüyorum hem de hiç tahmin etmediğim bir şekilde.

 

 

Çaldığınız bir enstrüman aleti var mıdır?

 

Var, klarnet ve piyano çalabiliyorum.

 

 

Yaptığınız müziği ve yapmak istediğiniz müziği nasıl tanımlarsınız? Gelecekte farklı tarzlarda da sizi dinleyebilecek miyiz?

 

İlk albümümde; Arap pop ile Pop Rock müziğini birleştirip alternatif bir iş yapmaya çalıştım. Zaten en az iki türde müziği karıştırıp yaptığınız işlerin genel adı “Alternatif müzik” oluyor. Fakat aslında yapmak istediğim daha özgürce şeyler var, şu an üzerinde çalışıyorum ve çok güzel olacakmış gibi bir his var içimde. İlerisi için daha evrensel soundlar üzerinde çalışmak istiyorum. Farklı duyumları tanıdık enstrümanlarla iletebileceğim soundlar üzerinde çalışıyorum.

 

 

İki ay önce çıkardığınız “İstanbul” isimli şarkınızın söz ve müziği size ait. Şarkının sözlerini ne kadar sürede yazdınız? Yazarken ilham kaynağınız neydi?

 

“İstanbul” benim için özel bir şarkı sayılabilir, çünkü kendimi Üsküdar – Harem sahil yolunda araba sürerken hayal ederek yazdığım bir şarkı. Ne olursa olsun, ne kadar acı verirse versin, bizi terk etmeyen bir manzarası vardır İstanbul’un ve ayrılanlar hep o manzarayı seyredip sevdiklerini düşünürler. Özetle bunu anlatmak istedim. Şarkının sözlerini yıllar önce yazmıştım ve sanırım yarım saat kadar bir süre içinde oluşmuştu sözler. Geçen yıl ise şarkıyı kısalttım ve sözlerini değiştirdim, bu da beş dakikamı aldı. Sözler üzerinde tadilat yapmak da baya zevkli bir iş benim için.

 

 

“İstanbul” isimli şarkınızın klibini sosyal medyada “Dikkat! Bu bir karantina klibidir” diye duyurmuşsunuz. Klip çekimlerindeki bu süreçten bize biraz bahsedebilir misiniz?

 

Açıkçası klip çekebilmek için ne bütçem vardı ne de böyle bir şeyi planlayabileceğim bir ortamım. Bir gün otellerin kapalı olduğu ile ilgili haberleri okudum ve hemen Swiss Hotel’i arayıp ve yardım istedim. Otel boştu, bu nedenle beni kırmadılar. Sonuç itibari ile beş kişi olarak iki günde klibi çektik. Bu sayede bazen kendi fikirlerimiz ile gözümüzde büyüttüğümüz sorunlardan alternatif bir yol bularak kurtulabileceğimizi de öğrenmiş oldum.

 

 

2018’de çıkardığınız ilk albümünüzden bu yana 2 sene geçti. Kendinizde ve müziğinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz?

 

Bunu çok kısa cevaplayacağım… Öğrenerek gelişiyorum.

 

 

Bir şarkının hit olacağını önceden anlamanız mümkün mü?

 

Nadiren evet ama genellikle bir şarkının duygusunu sevdiğim için güncelliğini ve popülerliğini sorgulamam. O yüzdendir ki ben hep kıyıda köşede kalmış şarkıları dinlerim.

 

 

Albümlerdeki kostümleriniz oldukça dikkat çekici. Sizce moda ve müzik birbirinden besleniyor mu?

 

Kesinlikle, bu konuda da gelişime çok açığım hatta makyözleri izleye izleye makyaj yapma inceliklerini de öğrendim. Her şey öğrenmeye açık olmakla ilgili. “Aman ben anlamam, aman ben yapamam” diye bir şey yok, hayata karşı bir kayıt cihazı gibi olmak gerekiyor. Kaydet ve dinle!

 

 

Sizin için özel ve anlamlı olan diğerlerinden ayırdığınız bir çalışmanız var mı?

 

Şu ana kadar yayınlananlar içinde “Maya” benim için çok daha özel.

 

 

Örnek aldığınız ya da dinlemeyi sevdiğiniz müzisyenler kimlerdir? Sahnenizi ve sizi etkileyen isimler kimler oldu?

 

Sezen Aksu der başka da bir kimseyi zikretmem. Yurt dışında ise bugünlerde “Dua Lipa”yı inceliyorum. Bana ilham veriyor.

 

 

Güzellik ve bakım üzerine birkaç tüyonuzu bizimle paylaşır mısınız?

 

Sanırım renkler. Size yakışan rengi bulduğunuzda çok daha güzel ve pozitif görünüyorsunuz. Bir de “Retinol” ve “Somon Dna” kullanıyorum, cildimin parladığına ve sağlıklı gözüktüğüne şahit oluyorum.

 

 

Sosyal medyada hakkınızda yapılan yorumlar sizin için ne kadar önemli?

 

Çok değil… Aklı başında bir kesimin sosyal medyada aktif olduğunu düşünmüyorum.

 

 

Bugüne kadar sahnede yaşadığınız en büyük zorluk ne oldu?

 

Müzisyenlerle yaşanan uyumsuzluk bir kâbus gibidir, başıma gelmemesi için dua ediyorum ama bu durum bazen kaçınılmaz olabiliyor.

 

 

Peki, sahnede en unutulmaz anınız…

 

Hep birlikte bana eşlik eden beş binden fazla kişiyi hatırlıyorum, her aklıma geldiğinde bir rüyadaymışımm gibi hissediyorum.

 

 

“Kadın” denince aklınıza gelen ilk 3 kelime nedir?

 

Gurur, ihtişam ve güç.

 

 

Bundan sonraki projeniz bir single çalışması mı yoksa albüm mü? Gelecekteki proje ve hedeflerinizden bahseder misiniz?

 

Bir albüm fakat single da olabilir. Önemli olan kaderin ne dediği, ben ona teslim oldum artık. Kollarımı açtım ve geleni sevgiyle kabul edeceğim. Gelecekteki projelerim ve hedeflerim bu albümden sonra hayal edeceğim şeyler, inanın. Artık uzak zamanları hayal edemiyorum.

 

 

Geleceğe dair en büyük hayaliniz nedir?

 

Başka güneş sistemindeki dünyalardaki insan formu ile tanışmak ve oradaki şarkıları dinlemek… Başarılı bir kadın yazar olmak…

 

 

Peki, hemcinslerinize vereceğiniz tavsiyeler?

 

Yaşadığınız hiçbir şeyden pişman olmayın, kimseye zaaflarınız olduğunu hissettirmeyin, eğmeyin boynunuzu minnetten, karşınıza çıkan herkes Tanrı’nın hediyesidir. Kimsenin size sahibinizmiş gibi davranmasına izin vermeyin. Şefkatinizi ve sevginizi paylaşacak insan bulamadığınızda mutlaka evcil bir hayvan edinin. Bu dünyada istediklerinizin değil sahip olduklarınızın tadını çıkarın. Çünkü insanlık kötüye gittiğinde seni besleyecek inançların olmalı. Onları kaybetmemek için her gün neye sahip olduğunu hatırla!

 

 

Son olarak eklemek istedikleriniz?

 

Bu güzel soru ve röportaj için yayın ekibine çok teşekkür ederim. Tüm soruları zevkle cevapladım.

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı