Prof. Dr. Tarhan: “Erkekler kültürümüzde babalığı kadına bırakıyor”

Şeyma Ercanlı Yazar: Şeyma Ercanlı 9 Mart 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Dünya Kadınlar Gününü geride bırakırken dün online olarak gerçekleşen “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” panelinde, akademisyenler çağımız kadın sorunlarını masaya yatırdı.  Şiddetten kültürel kodlara birçok konu gündeme geldi.

Prof. Dr. Tarhan: “Erkekler kültürümüzde babalığı kadına bırakıyor”

 

 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ailede çiftler arasındaki çatışmaların en büyük sebebinin iş bölümü eksikliği olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadınlar çift kariyerli oluyor, erkek tek kariyerli. Annelik de ev hanımlığı da birer kariyerdir. İş hayatında olmak da bir kariyerdir. Erkekler maalesef bizim kültürde babalığı kadına bırakıyor. Bu da değişmesi gereken bir kültürel zayıf noktamız.” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesi Çözüm Odaklı Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSÇÖZÜM) tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Paneli’nde kadın sorunları tüm yönleriyle ele alındı. 

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ataerkil kültürden gelen önyargılarımız var”

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadın hakları konusundaki ayrımcılığın eski medeniyetlerden günümüze dek pek çok gelişmiş ülkede de görüldüğünü söyledi. Tarhan, “Tarihsel olarak Fransız ihtilali döneminde Fransa’da ‘Kadınlar insan mı, değil mi?’ tartışmaları yapılıyordu. İnsanlığın böyle dönemleri var. Köleliğe karşı en büyük mücadelenin verildiği ABD, emekçi kadınlara yapılan ayrımcılık nedeniyle Dünya Kadınlar Günü’nün başladığı yer oldu. Bizim kültürümüzde böylesine büyük kırılmalar yok fakat halen kadının sosyal hayatta var olması ile ilgili toplumsal algılarımız devam ediyor. Bazı önyargılarımız var. Ataerkil kültürden gelen bazı özelliklerin çoğu aslında Mezopotamya kültürüdür. Mezopotamya kültüründe olduğu gibi Roma ve Babil dönemlerinde kadınlar baba evinden koca evine giden bir eşya gibi görülüyordu. Hindistan’da ve bütün Asya’da da yine aynı şekilde köle gibi bakılıyordu” dedi.

 

Tarhan: “Kadına en büyük haklar Hz. Peygamber döneminde verildi”

 

Tarhan, şunları söyledi: “Miras, boşanma ve birçok hukuki haklar verildi. Fakat 60-70 senelik Asr-ı Saadet döneminden sonra hızla bütün haklar geriliyor. Hz. Peygamber’in hayatında üç tip kadın var. Biri ilk eşi olan, vefat edinceye kadar tek eşli olarak devam ettiği ve aynı zamanda ilk Müslüman olan Hz. Hatice. İkincisi Hz. Ayşe’nin kızı, Hz. Ali’nin eşi olan Hz. Fatma rolü. O erkeklerin gölgesinde kalan bir kadın rolüydü. Üçüncüsü ise açıkça konuşan ve fikir tartışmaları yapan Hz. Ayşe’ydi. Burada üç tane önemli tanımlanacak rol var. Mezopotamya dediğimiz kültür, Emevilerle birlikte tekrar canlanmış. Erkeklerin gölgesinde kalan bir rol model olduğu için Hz. Fatma seçilmiş. Bu anlayış bu zamana kadar böyle gelmiş. Hz. Ayşe rolü çok nadir olarak öne çıkmış. 21’nci yüzyılda bu rolün İslam dünyasında canlanması gerekiyor. Kadının özgürleşmesinin, kadın – erkek cinsiyetinin hak ve fırsatlardaki eşitliğinin sembolü olabilecek bizim kültürel kaynaklarımızdan birisidir. Bunu göz ardı etmemeliyiz.” 

 

 

Tarhan: “Şiddetin sebepleriyle de ilgilenmek gerekir”

 

Tarhan, “Üsküdar Üniversitesi’nin kuruluşunda açtığımız merkezlerden biri de ‘Çözüm Odaklı Kadın Sorunlar Uygulama ve Araştırma Merkezi’ oldu. Hocalarımızdan Aylin Tutgun Ünal o merkezin müdürlüğünü yapıyor. Biz bu merkezi neden kurduk? Çözüm odaklı dedik. Genellikle şiddet var, onunla ilgili hep cezai tedbirler konuşuluyor ama sadece sonuçlarla ilgileniliyor. Sebeplerle de ilgilenilmesi gerekir.” diye konuştu. 

 

 

 

 

Erkekler ailede ikna yoluna gitmeli

 

Tarhan, “Küresel olarak psikososyal bir değişim var. Endüstri 3.0’a kadar kadın sorunları ile ilgili konularda hep ataerkil öğretiler ön plandaydı çünkü fiziksel güç önemliydi. 20’nci yüzyıla kadar fiziksel gücü üstün olanın dediği oluyordu. 21’nci yüzyılda bilgi çağı başladıktan sonra fiziksel gücün yerini artık bilgi gücü aldı. Bilgi gücünün üstün olduğu yerde fiziksel güç ikinci plana geriledi. Kadın ve erkeğin bilgi öğretme kapasitesi aynı düzeyde kabul ediliyor. Erkek artık fiziksel gücünü, testosteronunu kullanarak hâkimiyet sağlayamaz. Erkek ailede ve ilişkilerde fiziksel gücü ile korkutma ve sindirme yolunu kullanarak değil, ikna ve inandırma ile hareket etmek zorunda. Artık fiziksel gücün yerine erkek de zihinsel gücünü ve kültürel değerleri kullanacak. Bu şekilde ilişkiler geliştirilecek.” dedi. 

 

“En büyük yatırım insana yapılan yatırımdır”

 

Tarhan, feminizmin hareket noktasının kadının daha çok sosyal hayata dahil olması olduğunu söyledi. Feminizmin hareket noktasının faydalı ve güzel olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadının daha çok sosyal hayata dâhil olması, sosyal rollere girmesi ama annelik rolünü ihmal etmeden yapması önemli. Burada kantarın topuzu kaçtı. Anneliği ikinci plana düşüren bir anlayış oldu. Bir kadının iyi bir evlat yetiştirmesi, iyi bir fabrika kurmasından önemsiz değil. Çünkü en büyük yatırım insana yapılan yatırımdır.” dedi.

 

 “Rol paylaşımı doğru olursa çatışma olmuyor”

 

Aile dinamiğini ele alırken kadın ve erkek rolünü, eş rolünü, baba rolünü, iş adamı ve iş kadını rollerini ayrı tanımlayarak ilerlediklerini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Rol paylaşımı doğru olursa çatışma olmuyor. Kadın çalışmayı tercih ederse böyle durumlarda onun iş kadını rolü ile birlikte annelik rolü de var. Böyle durumlarda baba da anneye yardım etmek zorunda. Rol paylaşımı olursa geleneksel öğretilerimizdeki kadının sosyal hayata dâhil olmasına ve özgürleşmesine erkeklerin uyum sağlaması mümkün oluyor.” dedi.

 

 

 

50 yaşından sonra boşanmalara dikkat!

 

Ailede kadın ve erkek arasında rol paylaşımının önemine işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gördüğümüz örneklerden birini paylaşmak istiyorum. Toplumumuzda genellikle kadın geleneksel olarak ‘evi dişi kuş yapar’ mantığıyla fedakâr davranıyor, kendisi de çalışıyor. Çocuklar büyüyüp evleniyorlar ve gidiyorlar. Böyle durumlarda evde yalnız kalıyorlar. Kadın eşinden ev işlerinde yardım istiyor. Erkek de bu taleplere karşı direniyor. Kadın o güne kadar evinde eşine saltanat vermiş. Birdenbire 50 yaşından sonra o tahttan in diyor. Erkek bunu kabul etmiyor. 50 yaşından sonra boşanmaların en büyük sebebi de bu durumlardır. Kadın çift kariyerli oluyor, erkek tek kariyerli oluyor. Annelik de ev hanımlığı da birer kariyerdir. İş hayatında olmak da bir kariyerdir. Erkekler maalesef bizim kültürde babalığı kadına bırakıyor. Bu da değişmesi gereken bir kültürel zayıf noktamız. Bu şekilde aile içindeki rol paylaşımını yeniden yaparsak aile içi ve kadına yönelik şiddet azalır. Sorun çözme stilini öğrenemiyoruz. Bunun için eğitimler gerekiyor.”

 

 “Kadına yönelik şiddette ilk sırada olmak utanç verici” 

 

İstatistiklere göre OECD ülkeleri içerisinde kadına yönelik şiddette ülke olarak ilk sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İkinci sırada ABD, üçüncü sırada Yeni Zelanda yer alıyor.  Ciddi bir yüz kızartıcı durum var. Bu gerçekle yüzleşmemiz lazım. Neden kadına yönelik şiddette dünya birincisiyiz? Bu utanç verici bir durum ve düzeltilmesi gerekiyor. Sorunları ikna ve inandırma yolu ile değil, kaba kuvvetle çözmek isteyen bir kültürel öğreti var. Bunu yapan erkekleri de maalesef yine kadınlar yani anneler eğitiyor. Annelerin de kadın ve erkekle ilgili fırsat ve hak eşitliğini çocuklarına öğretmesi gerekiyor. Türkiye’de bu yönde çok güzel gelişmeler var. Kız çocuklarımız daha çok eğitim alabiliyor, daha fazla kendilerini ifade edebiliyorlar.” dedi.

 

 

 

 

Doç. Dr. Emel Sarı Gökten: “Pandemide kadının iş verimliliği erkeklere oranla çok daha fazla geriledi”

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Covid-19 Pandemisi ve Annelik” başlıklı sunumunda kadının özellikle evde artan yüküne dikkat çekti. Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, bu dönemde yapılan araştırma sonuçlarına değinerek “Evden çalışan kadınların çocuk bakımı ve temizlik işlerinde yardımcılarını kaybettiği, dışardan yemek siparişi imkanlarının büyük ölçüde ortadan kalktığı, kadınların ruhsal durumlarının erkeklerden daha fazla oranda olumsuz etkilendiği, daha stresli oldukları, kadınların iş yerindeki verimliliklerinin erkeklere göre çok daha fazla gerilediği, hanede yaşayan sayısı arttıkça iş verimliliğinin daha fazla oranda azaldığı saptanmıştır” diye konuştu.

 

 

 

Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin: “Süper anne sendromu kadınları yoruyor”

 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin ise kadının ev ile iş yaşamındaki rolleri nedeniyle psikolojik sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Kadının rollerinin ev işleri, özel yaşam ile sınırlanırken erkeğe maddi sorumlulukları üstlenen üreten bir rol verildiğini belirten Ayşe Şahin, “İş ve aile yaşamındaki talepleri karşılama isteği kadınları roller arasında denge kurmakta zorlayabilmektedir. Kadın, süper anne sendromu ile en iyi olmaya çalışırken halsizlik, depresyon, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar yaşamaktadır” diye konuştu.

 

 

 

 

Pandemi nedeniyle çevrimiçi düzenlenen etkinliğe Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İstanbul Valiliği Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Kadın Hizmetleri Şubesi İstanbul Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ve Üsküdar Belediyesi’nden yetkililerin yanı sıra NPİSTANBUL Beyin Hastanesi uzmanları  katıldı. 

 

Etiketler:
Şeyma Ercanlı

Şeyma Ercanlı

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı