Murat Aytulum’un kusursuzluk anlayışından “SELF DISCIPLINE” doğdu

Şeyma Ercanlı Yazar: Şeyma Ercanlı 29 Nisan 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Deri tasarımlarıyla beğeni toplayan modacı Murat Aytulum, Sonbahar-Kış 21/22 koleksiyonu “SELF DISCIPLINE”ı Fashion Week Istanbul kapsamında sundu. Murat Aytulum,  çocukluğundan gelen alışkanlıkların dışa vurumu olan koleksiyonun manevi değerinin yüksek olduğunu kaydetti. Modacı Murat Aytulum ile son koleksiyonu ve pandemi döneminin tekstil sektörüne etkisini konuştuk. Şeyma Ercanlı’nın kaleminden…

Murat Aytulum’un kusursuzluk anlayışından “SELF DISCIPLINE” doğdu

 

Türk moda profesyonellerini dünya ile buluşturan Fashion Week Istanbul bir sezonu daha başarıyla geride bıraktı. Modanın görsel sanatla buluştuğu 30 kısa film 13-16 Nisan tarihleri arasında dijital platform üzerinden moda severlerin beğenisine sunuldu. Birçok koleksiyon başarıya imza attı. En dikkat çekenler arasında Murat Aytulum’un kısa filmi ve koleksiyonu yer aldı. Modacı mekân olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Pamukkale’yi tercih etti. İşte merak edilenler röportajımızda…

 

Murat Bey, Sonbahar-Kış 21/22 “SELF DISCIPLINE” koleksiyonunuzu sergilediniz. Koleksiyonu anlatır mısınız? Çıkış hikâyesi nedir?

           

Çocuklukta alınan aile eğitimi, ileri yaşlarda meslek seçimlerimizi ve yaşam tarzımızı belirlemede en önemli etkenlerden biridir. Dijitalleşen ve değişen dünyada, başarının kaynağı, çocukluğumuzdan günümüze hayatın her alanında yaşama karşı duruş çizgimizi belirleyen disiplinimizdir. SELF DISCIPLINE, anne ve babamdan bana geçen kontrol, denge ve kusursuzluk anlayışım ile oluşturduğum bir koleksiyon. Bu yüzden manevi değeri çok yüksek bende.

 

 

 

 

Fashion Week Istanbul internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılan dijital yayınla izleyiciyle buluştu; nasıl bir tecrübe?

 

Pandemi süreciyle beraber evriliyor ve değişiyoruz. Gelenekselden, dijital boyuta taşınan moda haftaları da bu değişimin bir parçası oldu. Teknolojiye çok uzak olan biri olarak deneyimleyerek ve öğrenerek kendimi adapte etmeye çalıştığım bir platform oldu. Hem çok uzak hem çok yakınım.

 

Podyum, ışıklar ve kalabalık izleyici kitlesini mi yoksa dijitalden binlerce kişinin aynı anda izlemesini mi tercih edersiniz?

 

Her ikisinin de farklı cezbeden noktaları var aslında. Geleneksel yanım ağır basıyor olsa da koleksiyonun videoart anlatımının da önemli olduğunu deneyimleyerek öğrendim.

 

 

 

 

Pandemi ile “yeni normallerimizde” ciddi değişiklikler oldu. Bundan sonra moda dünyasında bu durumun izleri derinleşir mi? Yoksa hemen eskiye dönüş yaşar mıyız?

 

Yeni normallerimizle beraber yeni bir dünya düzeni yaratıldı. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, olacaksa da bu çok uzun bir süreç alacak. Pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden biri olan moda sektörü de ağır yara aldı. Eskiye dönmenin hayallerini çok kurmadan yenidünyanın yeni kurallarına göre yaşayıp iyileşmek en doğru olan…

 

Koleksiyon çekimleriniz için ilginç bir alan tercih ettiniz. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Pamukkale’de yapmanızın sebebi nedir?

 

Egeliyim ve Ege coğrafyasının birçok yerinde çocukluk hikâyelerim var. Pamukkale’yi tercih etmemizin baş nedeni bu oldu. Doğanın mucizevi yanını bize sunan Pamukkale travertenlerinin olağanüstü atmosferinde ve sonsuz beyazlığında aradığımız şifayı bulduk.

 

 

 

 

Pandemi dönemiyle birçok büyük marka podyumlarını doğanın içinden seçiyor. Doğaya dönüş, seyahatlere olan özlem diyebilir miyiz bu duruma?

 

Bu durum aslında Pandemi dönemiyle birlikte sadece hız kazandı. Kaostan, metropolden ve şehir yaşantısından kaçan insanoğlu artık doğaya dönüyor. Doğada yaşam onu cezbediyor ve tercih ediyor. Bu bir özlem değil, insanlığın yeni gerçeği.

 

 

 

 

Vegan deri kullanımıyla sürdürülebilirliğe destek veriyorsunuz. Bu bilinç sizin gibi başarılı tasarımcılarda mevcut ama moda dünyası genelinde baktığımızda; doğaya en çok zarar veren sektörler arasında yer alan tekstil sektörü üzerine düşen sorumluluğu nasıl üstlenmeli?

 

Tüketici tarafından daha fazla tercih edilen moda markaları tüketiciyi bilinçlendirmek adına, sürdürülebilir akımını cazip kılan koleksiyonlar üretebilirler. Çevre dostu-organik ürünlerle algının değişmesine katkıda bulunabilirler. Üreticinin ticari açlığı, tüketicinin sonsuz tüketme ve alışveriş tutkusu, sürdürülebilir modanın algılanamama sebeplerinden birkaçı… Bu oluşumun gerçekleşmesi uzun bir süreç alacaktır.

 

Pandemi sürecinde iki dönemdir koleksiyon hazırlıyorsunuz. Koşullar üretkenliği ve üretimi nasıl etkiledi? Ürün hazırlama süreci eskiye oranla daha zahmetli mi?

 

Pandemi sürecinde hepimiz farklı psikolojik evrelerden geçiyoruz. Yaşadığım psikolojik dönem üretkenliğimi tetikledi aslında. Daha fazla düşünme ve kendimi sorgulama zamanım oldu. Bu doğrultuda daha doğru kararlar alabildim belki de. Üretim süreci para kazanmakla doğru orantılı olduğu için işin maddi boyutunu çözümlediğiniz sürece koleksiyonunuzu zahmetsizce üretebilirsiniz.

 

 

 

 

Son dönemde moda da salaş kıyafetler, rahat kumaşlar tercih ediliyor. Siz minimal ve şık tasarımlara imza atıyorsunuz? Sizce konfor mu şıklık mı?

 

Kesinlikle konfor.

 

Birçok sektörün önde gelen ismi fazla ürün satın almak yerine kapsül gardıroplara atıfta bulunuyor. Sizce kapsül gardıroplarda olmazsa olmaz parçalar nelerdir?

 

Çözümleyici ve kurtarıcı parçalar… Siyah elbise, beyaz gömlek ve basic t-shirt, basic ceket, kalem etek, jean…

 

Bir sabah uyandığımızda pandemi şartlarının iyileştiğini görsek ilk yapmak istediğiniz şey ne olurdu?   

 

Yurtdışına özgürce seyahat etmek isterim.

 

Eklemek istediklerinizi de alalım

 

Hep birlikte daha güzel bir dünya görmek umuduyla… Teşekkürler.

  

Etiketler:
Şeyma Ercanlı

Şeyma Ercanlı

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı