Mücadelenin aynası Halide Edib Adıvar

Merjam Yazar: Merjam 22 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Halide Edib, yaşamını yazarlık ve eğit­menlik olarak iki safhaya ayırmaktadır. Han­dan (1912), Yeni Turan (1912) ile döneminde önemli bir üne sahip kavuşur.

Mücadelenin aynası Halide Edib Adıvar

 

'Dünya, bütün memleketin sefaletine, esaretine, talihsizliğine rağmen çok güzeldi' diyen Halide Edib, 80 yıllık yaşamına birçok mücadeleyi, başarıyı, yirmi bir romanı, dört hikâye kitabını, iki tiyatro oyununu ve birçok inceleme yazısını sığdırmıştı. Tutku Uluca yazdı.

 

Halide Edib Adıvar, anılarını iki eserde toplamış ve bunları sağlığında yayımlamış­tır. 1918’e kadar olan hayat hikâyesini anlat­tığı Mor Salkımlı Ev ve Milli Mücadele yılla­rında yaşadıklarını anlattığı Türk’ün Ateşle İmtihanı.

 

İstanbul’un Beşiktaş semtinde kendisi­nin “Mor salkımlı ev” olarak isimlendirdiği bir evde doğan yazarın, doğum yılı kimi kay­naklarda 1882, kimi kaynaklarda ise 1884 olarak verilmekte. Annesini küçük yaşta kay­betmesi ve babasının birkaç defa evlenmesi sebebiyle, bir Mevlevi olan anneannesiyle ve anılarında “Haminne” olarak hitap ettiği Nakiye Hanım ile yaşar. Bu iki kadının onun ha­yatında etkisi vardır.

 

Halide Edib küçük yaşlarda, bir Rum anaokuluna verilmiştir. Bu okuldaki tek Müs­lüman çocuk odur. Batı terbiyesiyle yetişme­sini isteyen babası onu Amerikan Lisesi’ne gönderir. Amerikan Lisesi’nden kısa bir süre sonra padişahın “Hıristiyan okullarında Müslüman öğrencilerin okuyamayacağı” emri ile alınmış, evde özel ders görmeye başlar. Küçük yaşta İngilizce öğrenir­ken Amerikalı çocuk kitapları yazarı Jacob Abbott’un Ana adlı eserini çevirir.

 

Ko­leji bıraktığı süreçte evinde Kur’an, Arapça, Farsça ve musiki dersleri almıştır. İngilizceyi bir İngiliz mürebbiyeden, musiki dersleri­ni ise bir İtalyan sanatçıdan alır. 1899 yılın­da Amerikan Lisesi’ne devam eden Halide Edib; doğunun mistik felsefesini, halk edebi­yatını tanır. Bir yandan o dönemin ünlü matematikçilerinden Salih Zeki’den matematik dersleri alır. Karşılaştığı yabancı kültürlerle, kendi kültürünün karşılaştırmasını yapmış, milli kültürde yabancı kültürlerin karşılıkla­rını aramıştır.

 

1901 yılında Salih Zeki ile evlenen Halide Edib Adıvar’ın bu evliliğinden Ayetullah ve Hasan Hikmetullah Togo adında iki oğlu olmuştur. Tarih öğretmenliğine başladığı yıllarda Tanin gazetesinde de yazılar yazmaya başlamış; ancak 31 Mart olayında teh­dit edildiğinden Mısır’a gitmiştir. Daha sonra Londra’ya geçen yazar, yurda döndükten sonra pedagoji öğretmeni olur. Çocuklara mil­liyet duygusunun verilmesinin pedagojik bir önem taşıdığını savunur ve, “Allah’ı, tabiatı, insanları, refahı, güzelliği, çalışmayı ve sade­ce vatan sevmeyi sevk edecek şiirleri ayırmalı ve yalnız onları çocuklara öğretmeliyiz.” der.

 

1910 yılında eşinden ayrılan yazar 1916’de Suriye’ye gider. 1917’deyse Dr. Adnan Adıvar ile evlenir.

 

 

Milli Mücadele’nin kadın romancısı

 

 

İşgal yıllarında Milli Mücadele’nin içeri­sinde aktif rol oynamış, ülkenin işgaline karşı halkı harekete geçirmek için yaptığı konuş­malarıyla öne çıkmıştır. Özellikle Sultanahmet mitingiyle ismini duyurmuştur. Bu konuşmalar sonucunda hakkında idam kararı çıkan Halide Edib bunun üzerine Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katılmıştır. O dönemde sanatla ilgilenen yazar; sa­vaş sürecinde yaşadığı, duyduğu, gözlemlediği olayları eserlerine tasvirlerle realist bir bakış açısıyla yansıtmıştır.

 

Milli edebiyat döneminin tanınmış ilk kadın romancısı ve hikâyecisi olan Hali­de Edib, Fransa ve İngiltere’de yaşadıktan sonra Amerika’da Columbia Üniversitesi, Hindistan’da Delhi İslâm Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak dersler vermiş, İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz dili ve edebi­yatı profesörlüğü yapmış, bazı eserlerini İngi­lizce yayımlamıştır.

 

Halide Edib, yaşamını yazarlık ve eğit­menlik olarak iki safhaya ayırmaktadır. Han­dan (1912), Yeni Turan (1912) ile döneminde önemli bir üne sahip kavuşur. Yazar, 1916’da savaşın insanlar üze­rinde yarattığı umutsuzluğun etkisiyle, yazar­lığının önemini yitirdiğini, bir var olma biçimi olarak öğretmenliği seçtiğini söyler.

 

Adıvar’ın hayatına bakıldığında, Doğu-Ba­tı, eski-yeni gibi birçok etkiye maruz kaldığını fark eder ve bu etkilerin yansımalarını da eser­lerinde görebiliriz. Türk şiirinde Halk şiirini, İngiliz edebiyatından Shakespeare, Fransız edebiyatından Zola’yı okumayı tercih etmiştir.

 

Halide Edib Adıvar’ın romanlarında iş­lediği konulardan biri Doğu-Batı, eski-yeni konularıdır. Batılılaşmak, Tanzimat Döne­mi romanlarıyla birlikte Türk edebiyatında önemli bir mesele olmuştur. Doğu-Batı ara­sında kalan toplumda bireylerin sosyo-kül­türel, sosyo-ekonomik, ruhsal arayışları ro­manlarda en çok işlenen konu haline gelmiştir.

 

Onun bütün romanlarında karşımıza çıkan bir diğer konu da “Kadın”dır. Kadının toplumdaki konumu, aile kurumu içerisindeki yerini, bireysel varlığını romanlarında işler. Ona göre ideal kadın tipi, Doğulu kadının şefkat ve sevgisi ile Batılı kadının özgüveniyle bir araya gelen, toplumsal hayatta yerini alan kadındır.

 

 

54 yılda 24 roman yazdı

 

 

Din, Halide Edib’in eserlerinde önemli yer tutan konulardan biridir. Dini, birey ile Allah arasında bir iletişim aracı olarak görmesinin yansıra, toplumsal düzen açısın­dan da önemli bir etkisi olduğunu düşünür.

 

Romanlarında ve hikâyelerinde, güzel sanatlara anlatım gücü yükleyerek; mimari, heykel, resim ve şiire yer vermiştir. Milli edebiyatın ilkelerine bağlı olan ya­zar, dili kullanırken de bu ilkelerin dışına çıkmamış, eserlerini sade dil-yeni lisan anlayışına bağlı kalarak meydana getirmiştir. Eserlerinin neredeyse hepsinde konuşma dilini kullanmış; Arapça, Farsça sözcüklere yer vermemiştir.

 

Adıvar, yazar olarak romanlarıyla büyük bir şöhret yakalamıştır. Roman yazarlığı, mey­dana getirdiği diğer eserlerinin önüne geç­miştir diyebiliriz. Bu edebi türün daima yaşayacağına inanan yazar, 54 yılda 24 roman yazmış. Ro­manları genellikle üç başlıkta incelenebilir: Bireysel ve psikolojik romanlar, milli ve toplumsal konulu romanlar, töre romanları.

 

İlk dönem romanlarında temel mese­leler; aşk, evlilik, ideal kadın, ideal erkek olmuştur. Bireysel ve psikolojik romanla­rının konularını oluşturan bu meseleler çerçevesinde gelişen olaylar, genellikle İs­tanbul semtlerinde yaşanır. Karakterlere baktığımızda, ilk dönem romanlarında görü­len karakterlerin birbirlerine benzediklerini söyleyebiliriz. İdeal erkek ve kadınlar, aile ku­rumunda evliliği ayakta tutan çocuklar, dini bir içerikle öne çıkan karakterler…

 

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı