Chanel’den Dior’a bir çok moda devi marka cruise koleksiyonunu sundu. İşte defilelerden yansıyan notlar…
Puglia’dan Monaco’ya, sezonun cruise koleksiyonları ilhamlarını teatral defile lokasyonlarından alıyor. Kültür, gelenek, folklor ve hayal gücünün etkileyici karışımları karşımıza çıkıyor.
Chanel
Côte d'Azur'da, Virginie Viard'ın yorumuyla hız, ihtişam ve Grand Prix tutkusu Chanel cruise defilesi için Monaco'dan daha iyi bir destinasyon, Monte-Carlo Beach Hotel'den daha iyi bir lokasyon olamazdı. Kristen Stewart ve Sofia Coppola gibi yıldızların Coco'nun Fransız Rivierası'na olan sevgisine gönderme yapan sahil kenarındaki podyumu ön sıradan izlediği defilenin yaratıcısı, kreatif direktör Virginie Viard, Karl Lagerfeld ile prenslikte bolca zaman geçirmiş, koleksiyona yansıttığı pek çok hatıra biriktirmişti. "Casino, Helmut Newton kızları, otomobil yarışları… Tüm klişelerle oynamak keyifliydi!" Altın rengi bir yunus, parlak taşlarla süslü bir deniz kabuğu gibi detayların yanı sıra Viard, Formula 1'in hızını ve ihtişamını da tasarımlarında yorumladı: Tüvit tulumlar, beyzbol şapkaları, No5 logolu yarış kaskları... Hızlı yaşayanlar için yaratılmış bir koleksiyon.
Dior
Maria Grazia Chiuri'den Endülüs'ün tutkulu ruhu ve eşsiz zanaatkarlığına övgü Teatral kelimesinin Dior karşılığı: İki flamenko yıldızı, fırfırlı kırmızı elbiseler içinde 40 dansçı, bir hendeğin üzerinden uzanan dört köprü ve Sevilla'daki Plaza de España'nın büyüleyici fonunda neredeyse tamamı siyah, beyaz ve kırmızı olan 110 look sergileyen Maria Grazia Chiuri, cruise sezonunun en fotojenik defilelerinden birine imza attı. 1950'lerde erkek kıyafetleri giyen ilk kadın flamenko dansçısı olan Carmen Amaya'dan ilham alan koleksiyon, Chiuri'nin geleneksel İspanyol kostümüne getirdiği yorumlardan oluşuyor. Matador pantolonları, fötr şapkalar, el işi danteller, işlemeli şallar ve binici temalı parçalar, yetenekli yerel zanaatkarların yardımıyla sunuldu.
Louis Vuitton
Gizemli monolit sütunları andıran bir podyum, büyüleyici gün batımı manzarası ve fütüristik bir koleksiyon Nicolas Ghesquière'in mimariye olan merakı malum. Tasarımcı, California kıyısındaki Salk Biyolojik Bilimler Enstitüsü tarafından kibarca reddedilince, cruise defilesi için yönünü San Diego sahilindeki Louis Kahn tasarımı Brütalist yapıya çevirmiş. Konumu batıya bakan bu mimari başyapıtta, modeller büyüleyici bir fonda koleksiyonu sergilerken, güneş altın rengi ışınlarını saçarak ufukta battı.
Mekan koleksiyonu gölgede bırakabilirdi ancak Ghesquière bugüne kadarki en güçlü, sıradışı ve deneysel koleksiyonlarından birine imza atmıştı. Modeller, batan güneşin son ışıkları altında parıldayan metalik kumaşlar içinde fütüristik birer savaşçıya dönüşmüştü.
Gucci
Tarihi bir İtalyan kalesinde, gecenin sessizliğinde Alessandro Michele'nin büyüsü altına girmek Ormanın derinliklerindeki bir tepede yükselen antik bir kalede, kan kırmızısı ay tarafından aydınlatılan bir podyum... Alessandro Michele'nin sihir ve gizeme olan hayranlığıyla kusursuzca örtüşen Puglia'daki Castel del Monte, Roma İmparatoru II. Frederick tarafından yaptırılmış, bir zamanlar gökbilimcilere ve büyücülere ev sahipliği yapmış sekizgen kuleli bir kale. "Mitolojiye zarafet katan bir yer arıyordum" diyen Michele, bu sihirli mekanda, koleksiyonuyla kendi sihrini gözler önüne serdi. İsmini evrenin kökenine dair bir teoriden alan 'Cosmogonie' koleksiyonu farklı yüzyıllardan tarihi referanslarla doluydu: Pelerinler, kabarık etekler, fırfırlı yakalar, kuyruklu etekler… Michele dokunuşuyla modernleşen muhteşem teatral parçalar yer alıyor.
Max Mara
Portekiz'in başkentinde kadının gücüne ve cazibesine övgü Kreatif direktör Ian Griffiths geçen yıl Lizbon'daki Calouste Gulbenkian Vakfı'nı ziyaret etmiş, burada şair ve aktivist Natália Correia'nın portresini görmüştü. Kaleme aldığı 'Erotik ve Hicivli Portekiz Şiiri Antolojisi' 20. yüzyılın ortalarında skandal olarak kabul edilen Correia'nın tutkulu ruhu, aynı zamanda özlem dolu Portekiz halk müziği fado; sofistike, duygusal ve baştan çıkarıcı bir cruise koleksiyonuna ilham verdi.
Podyumda Max Mara'nın imza siluetleri ve elbette kusursuz paltoları vardı ama aynı zamanda kalem etekler, file çoraplar, geniş bir pelerinin altından görünen işlemeli body, maksi eteklerle kombinlenmiş dar kesim polo yakalar ve üste oturan siyah kum saati elbiseler de dikkat çekiciydi. Camel kaşmir tasarımlarıyla tanınan Griffiths bu kez hayal gücünü tamamen serbest bırakmıştı. Kaynak: Harper’s Bazaar