Mevsimsiz bir moda için “Loafer Stili”

Her dönem popülerliğini koruyan ve dolabınızda mutlaka olması gereken parçaların başında loafer ayakkabı geliyor. İlkbahar yaz demeden klasik takımların tam anlamıyla tamamlayıcısı olacak olan bu model yıllardır kendi stilini ispatladı. Peki, mevsim kabul etmeyen loafer stili nasıl olmalı?

Loafer stilinin en iyi örneği Prenses Diana olmuştu. 90’ların sonlarında Galler Prensesi Diana’nın gündelik stilini tamamlayan şık loaferları, Kraliyetin stil mirasları arasındaki yerini almıştı. Kısa pantolonları şık kombinleriyle loafer stilinin ateşleyeni kesinlikle bu kombinler oldu.

Loaferları farklı kılan tarihi mi? Bir göz atalım… Londra merkezli bir firma tarafından 1847 yılında ilk defa kraliyet ailesi için ‘Loafer’ modeli üretildi. Hatta “Wildsmith Loafer” modeli Kral VI. George’un sarayda giymesi için özel ev ayakkabısı olarak tasarladı. Ardından da diğer ayakkabı firmalarına bu tasarım satılmış onlar da bu tasarımı ticarileştirerek kullandı.

1908’yılında Norveçli bir firma bu modeli kadınlar için de üretmiş sonrası ise malum 1930’lu yıllarda Amerika’da patlama yaşandı. 1966 yılında Gucci, Loaferlere metal şeritler ekleyince Gucci Loaferi adı verilen bu tasarım 1970 ve 80’lerde işadamlarının vazgeçilmezi oldu. Klasik Loaferlerin popüler kültüre yansıması Micheal Jackson’ın bir tanıtımında loafer kullanmasıyla oldu. Yıllardır varlığını hissettiren bu modeller daha sonrasında kendi stilini ilan etti.

Loafer giyerken dikkat edilmesi gerekenlerin başında pantolon boyu geliyor. Yada eteğin modeli ve stilinin ayakkanıza uyum sağlaması gerekiyor. Kotlarla oldukça giyimi raht ve keyifli duran modeller birçok ünlü isminde radarından çıkmıyor.