Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Yazın kavurucu sıcaklarını geride bıraktık. Güneş, deniz, nemli havalardan cildimizde nasibini aldı. Özellikle yaz sonunda birçok kişi uzmanlara leke şikâyetiyle başvuruyor. Peki, yazın cildimize bıraktığı hasarları nasıl ortadan kaldırabiliriz. Yeni bir mevsime geçerken nelere dikkat edilmeli? Hangi uygulamalara başvurulmalı?
Cildimiz tüm çevresel faktörlerden birebir etkileniyor. Cilt bakımında özellikle uzman yardımı alınmadığında ciddi hasarlar oluşabiliyor. Dermatolog Doç. Dr. Ezgi Özkur, cilt bakımı hakkında merak ettiklerimizi yanıtladı.
Yaz sonu danışan ve hastalarımın en çok yaşadığı problem leke. Lekeler için bazı aktif içerikler medikal krem ve dermokozmetiklerde olmakla birlikte, bunlarla çözülemeyecek lekeler için lazer, kimyasal peelingler ve mikroiğneleme işlemleri gibi tedaviler de klinik ortamlarda uygulayabiliyoruz. Burada önemli olan lekeye tanı koymak ve buna uygun tedavi başlamak. Tedavi seçenekleri lekenin tanısına göre (çil, solar lentigo, yaş lekeleri, melazma… gibi) değişiklik gösterebiliyor. Bu nedenle mutlaka dermatolog muayenesi öneririm.
Bunun dışında yıl boyu sürülen güneşten korunma ve güneş koruyucu kullanımı lekelerin tekrarlaması için önemli. Ayrıca güneş ışınları kollajen ve elastin denilen cilde gerginliğini veren maddelerin yıkımını da hızlandırdığı için güneşten korunma aynı zamanda ileriye dönük anti-aging katkı da sağlamış oluyor.
Bu dönemde özellikle kaçınmamız gereken bir içerik yok. Fakat bazı cilt tipleri kışın daha çok kurumaya meyilli. Özellikle bu kişiler veya atopik dediğimiz alerjik cilt egzamasına yatkın bireyler kışın nemlendirmeye daha çok özen göstermeli. Sabah ve akşam ve hatta gün içinde ihtiyaç duydukça ciltlerine uygun bir nemlendirici ile düzenli nemlendirmeli. Yine dudak kuruluğu yaşayanlar için de kış ayları bu şikâyetleri artabileceği için düzenli dudak nemlendirici kullanımı öneriyoruz.
Cilt bakımında temel adımlar temizleme, nemlendirme ve güneşten korumadır. Tabi ki bu ürünler cilt tipine göre seçilmelidir. Bunun haricinde ileriye dönük kollajen artışını ve cilt yenilenme hızını artıran retinol gibi ürünleri de sıkça tercih etmekteyiz. Yine düzenli eksfoliasyon cilt parlaklığını ve canlılığını arttırır. Eksfoliasyon için cilt tipine göre glikolik asit, laktik asit, mandelik asit, salisilik asit gibi ürünler kullanmaktayız. Bu ürünlerin kullanım sıklığını ve yüzdesini hastanın cilt tipine ve cildindeki ek hastalıklara göre planlıyoruz.
Aslında cilt bakımı doğumdan itibaren güneşten korunma ve banyo sonrası nemlendirme ile başlar. Bir araştırmada düzenli nemlendirici kullanılan bebeklerde, çocukluk döneminde alerjik cilt hastalıkları gelişim riski daha düşük bulunmuştur. Tabi burada çocuk cildine uygun ürünler seçilmelidir.
Ergenlikten itibaren ise cilt yağlanmaya başlar; siyah noktalar, komedonlar oluşur. Bu dönemde ise temizleyici jellerle arındırma ve uygun ürünlerle desteklemeye başlanabilir.
Cildin kollajen kalınlığı, rengi ve lekelenme/damarlanma gibi durumlara yatkınlığı genetik olarak aktarılabilir. Fakat dışarıdan etkileyen etkenler de çok önemlidir. Uzun yıllar güneş maruziyeti lekeleri arttırır ve yaşlanmayı hızlandırır. Yine uzun süre sıcak maruziyeti rozaseyi artırabilir. Düzenli cilt bakım rutini uygulamak mevcut genetiğimizle cildimizin en iyi hale getirmemizde yardımcıdır. Tabi biz dermatologlar ayrıca klinikte de bunlar için bazı ek yöntemler uygulayabiliyoruz. Cilt yenileyici lazerler, mikroiğneleme yöntemleri, hyaluronik asit ve kollajen aşıları gibi yöntemlerle cildi en iyi haline getirmeyi hedefliyoruz.
Aslında kadınlara önerdiğim rutinin aynısını erkeklere de öneririm. Erkekler krem kullanma konusunda biraz daha zorlanabiliyorlar olsa da😊
Sadece su ile yapılan temizliği hiçbir cilt tipine önermem. Ama özellikle yağlı, siyah noktalı, akneye meyilli ciltlerde cilt şikayetlerinin artmasına neden olacaktır. Çünkü cildimizdeki makyaj artıklarını, yağı, kiri uzaklaştıran temizleyicilerin içindeki sürfaktanlardır. Sürfaktanların bir ucu yağa bağlanır ve diğer ucu suya bağlanarak suyla birlikte yağın atılmasını sağlar.
Bunun yanı sıra günde 2’den fazla temizleyici jellerle yıkamak önerdiğimiz bir durum değil. Çünkü aşırı yıkama, sert temizleyiciler, alkali sabunlar cildimizi korumaya yardımcı olan iyi yağların da atılmasına neden olarak cilt bariyerimizi zedeleyebilir.
Cildin, cilt tipinize uygun uygun temizleyici ürünlerle günde 2 defa yıkanmasını öneririm. Kuru ve kurumaya yatkın kişiler sadece akşam da kullanabilir, sabah duru suyla yıkayabilir.
Çatlaklar cilt gerilimine bağlı oluşan zararsız ince çizgilerdir. Genetik olarak kollajen kalınlığı ve yapısı çatlak gelişiminde çok önemlidir. Bu nedenle bazı kişiler az kilo aldıklarında bile kolaylıkla çatlak gelişebilir.
Bunun yanı sıra çatlak oluşumundan korunmak için, gebelikte kontrollü kilo alımı, düzenli spor, diyet ve egzersiz öneriyoruz. Özellikle spesifik bir kremin çatlak oluşumundan koruduğuna dair kanıtlanmış bilimsel bir yayın maalesef henüz bulunmamaktadır. Ama oluşmuş çatlaklarda retinoidli kremlerin bir miktar kollajen yapımını destekleyerek görünümüne iyi gelebileceği iddia edilmektedir. Ayrıca çatlak tedavisi için kliniklerde biz dermatologlar tarafından fraksiyonel lazer ve mikroiğneleme işlemleri de yapılmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinin başarı şansı çatlak derinliğine ve iyileşme hızına göre kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte, genellikle daha iyi hale getirilebilmektedir.
Aslında koltuk altı terlemesinden şikâyetçi olan, botoks uygulamasına engel bir sağlık sorunu olmayan herkese koltuk altı botoksu yapılabilir. Botoks ter bezlerine ter salgılatma emri veren sinir ucundan salgılanan asetilkolin maddesinin etkisini geçici olarak durdurur. Bu süre genellikle 3-6 ay arasındadır. Hastalarımız daha çok yaz başlarında yaptırmayı tercih etmektedir ve böylece yazı rahat geçirirler. Koltukaltı terlemesinin azalmasının vücudun diğer organları için herhangi bir zararı yoktur.
Lazer tedavileri birçok amaçla 50 yıldan uzun süredir kullanılmaktadır. İlk lazer kullanımı yaygınlaşması 1960 olarak bilinmektedir. Bu süre zarfında lazer tedavileriyle ilgili binlerce klinik araştırma yapılmış ve hiçbirinde kısırlık veya kanserle ilişki saptanmamıştır.
Lazer tedavileri leke, roza, kızarıklık, kılcal damarlar, cilt yenileme, ameliyat izi tedavisi, çatlaklar, kırışıklık tedavisi, epilasyon gibi birçok amaçla kullanılmaktadır. Lazer cinsini ve dalga boyunu ciltteki soruna göre ve cilt yapısına göre dermatolog karar vermektedir. Lazer tedavileri yaptırmak isteyenlerin dermatoloğa başvurmasını öneririm.
IPL aslında bir lazer değil bir ışık sistemi, kılların döngüsünü yavaşlatır ve epilasyon sağlar fakat lazer epilasyon gibi kalıcı kıl kaybı beklenmez. Fakat ev tipi IPL cihazları epilasyon amacıyla kullanılabilir, genellikle güvenlidir. Çok koyu tenli kişilerde leke riski olabilir.
İzmir’de büyüdüm ve Ege Tıp Fakültesi’ni bitirdim, ihtisas eğitimimi İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde dermatoloji uzmanı olarak tamamladım. 2021 yılında Doçentlik ünvanı aldım. Şu an cilt hastalıkları, cilt gençleştirme, estetik ve kozmetik dermatoloji alanlarında hasta ve danışanlarıma muayenehanede hizmet vermekteyim.
İki çocuğum var, spor yapmak ve gezmek en büyük hobilerimden. Sosyal medya üzerinden doğru bilinenleri anlatmayı, insanlarla iletişime geçmeyi ve bilgi aktarmayı seviyorum. Okumak, yeni yayınları takip etmek, güncel kalmak, yeni tedavi ve gelişmeleri izlemek ve öğrenmek ve bildiklerimi asistanlarıma öğretmek beni meslekte en mutlu eden şey…
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı