Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Macaristan'da, Franz Liszt Müzik Akademisi'nin doktora programına kabul edilerek devlet bursu kazanan ilk Türk piyanist olan Berkay Özkan büyük gurur yaşattı. Berkay Özkan, 9 yaşında tanıştığı piyano hayatının büyük bir tutkusu olduğunu kaydediyor. Özkan için hedef ise; Anadolu'da küçük bir piyano ve salonun bulunduğu her yerde konser vererek klasik müziği sevdirmek.
Genç piyanist Berkay Özkan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki Franz Liszt Müzik Akademisi’nin, bu yıl sadece 18 yetenekli sanatçının girebildiği burslu doktora programına kabul edildi. Özkan: “Anadolu’da küçük bir piyano ve salon olan her yere gidip oradaki insanlara klasik müziğin sevilen eserlerini tanıtmak ve klasik müziği sevdirmek isterim”
9 Yaşında piyanoyla tanıştı ve tutkuya döndü
Anaokulunda gördüğü piyanonun tuşlarından etkilenerek müzikle tanışan ve ilkokulda piyano dersi almaya başlayan 31 yaşındaki Özkan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de 2014’te Franz Liszt Müzik Akademisi’ni bitirdi ve burada yüksek lisansını da en yüksek dereceyle tamamlayarak virtüözlük diploması aldı. Müzik eğitimine yaklaşık 9 yaşında başladığı özel ders kapsamında hafta iki, üç kez kursa gittiğini aktaran Özkan, üniversite eğitimine kadar profesyonel eğitim almadığını söyledi. Özkan, Ankara Anadolu Lisesi’nden mezun olmasının ardından American Field Servise (AFS) uluslararası öğrenci değişim programıyla Macaristan’da bir yıl lise eğitimi aldığını anlatarak, burada iyi seviyede piyano eğitimi verildiğini duyduğunu kaydetti.
Macaristan’da piyano eğitimi aldığı sırada tanıştığı birçok hocanın piyano sınavlarına girmesi konusunda kendisini cesaretlendirdiğini anlatan Özkan, şunları kaydetti: “Öğrenci değişim programı süresi bittiğinde Ankara’ya geri döndüm. ODTÜ’de uluslararası ilişkiler bölümü hazırlık sınıfında eğitime başladım. Hazırlık sınıfında okurken Franz Liszt Müzik Akademisi’nin sınavına girdim ve kazandım. Orada bir sene hazırlık programına aldılar. Hazırlık senemden bir sene sonra lisans eğitimime başladım.”
“Macar devlet bursuna layık görüldüğüm için çok sevindim”
Özkan, Macaristan’da lise eğitimi gördüğü sırada, yaklaşık 6 ayda Macar dilini öğrendiğini belirterek, burada Osmanlı kültürünün izlerinin bulunması ve Macarcanın dil yapısının Türkçeye benzemesi dolayısıyla kolay bir eğitim süreci ve iş bulma imkânı yaşadığını söyledi.
Salgın sürecinde, Budapeşte Franz Liszt Müzik Akademisi’ndeki doktora programı ve doktora sınavında icra edeceği eserlere yönelik çalışma yaptığını anlatan Özkan, şöyle devam etti: “Doktora sınavında besteci Sergey Rahmaninov ve Bethooven’ın birer sonatını çaldım, yine Bethooven’dan oda müziği eseri çaldım. Farklı dönem bestecilerinden oluşan yaklaşık 1,5 saatlik bir program isteniyordu. Doktoraya kabul edildiğim ve Macar devlet bursuna layık görüldüğüm için çok sevindim. Çünkü Franz Liszt Müzik Akademisi gerçekten çok köklü ismi olan, iyi müzik eğitimi veren devlete bağlı bir kurum. Macar öğrencilerden de doktora programına katılmak isteyen çok fazla kişi var. Bu kadar az öğrencinin, özellikle burslu olarak az kişinin kabul edildiği bir okula almaları, beni çok sevindirdi. Bu imkânı en iyi şekilde değerlendirmek, kullanmak istiyorum.”
“Bethooven’ın 250. vefat yılıydı. Maalesef pandemi dönemine kurban gitti”
Özkan, arkadaşının yeni açtığı kayıt stüdyosunda albüm hazırlığı yapma teklifini sevinerek kabul ettiğini bildirerek, şunları söyledi: “2020 yılı Bethooven’ın 250. vefat yılıydı. Maalesef pandemi dönemine kurban gitti. Bethooven’ın anısına düzenlenecek konserler iptal oldu. 2021’e geçtik ama birazcık Bethooven’ın anısını da daha ileriye götürmek adına onun en sevilen eserlerinden oluşan bir albüm yapmayı düşündük. Albümde 3 eser olacak. 2 büyük sonat (Ay Işığı ile Fırtına) ve Für Elise eserlerinin kaydını yapıyoruz.”
“Anadolu insanına klasik müziği sevdirmek isterim”
Amerika, Avrupa ve Türkiye’deki tarihi ve modern salonlarda konser verme hayali olduğunu belirten Özkan, şu ifadeleri kullandı: “Amerika ve Avrupa’da büyük, güzel, eski ve tarihi öneme sahip salonlar var. Eski tarihi salonları çok seviyorum. Amerika’nın meşhur ‘Carnegie Hall’ isimli, klasik müzisyenlerin neredeyse hepsinin bildiği o salonda çalmak isterim. Tabii ki Avrupa’nın çoğu konser salonlarında ve Türkiye’de özellikle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile CSO’da çalmak isterim. Eğer imkânım olursa Anadolu’da küçük bir piyano ve salon olan her yere gidip oradaki insanlara klasik müziğin sevilen eserlerini tanıtmak ve klasik müziği sevdirmek isterim. Benim için 100 kişiye verilmiş konserle bin ve 10 bin kişiye verilmiş konser aynı önemi taşıyor. Umarım imkânlar olur.”
Kaynak:AA
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı