Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Kur’an okudukça ve Allah’a yakın oldukça daha iyi olacak her şey. Ben umutluyum. Burada şöyle bir kural vardır: Kadın, Allah’a daha yakın olursa tesettürünü ve namazını düzeltir. Erkek, Allah’a yakın oldukça, kadına bakmayı ve namazını düzeltir. Kadın, Allah’a yakın oldukça bu kadar kendini gösterme hevesine girmez.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarihsel sürece bakıldığında, örtüyle birlikte kadının toplumdaki duruşunun da evrildiği görülür. Postmodern tahakkümün yaşandığı yıllarda başörtüsü, mücadele imgesine bürünürken yasak/baskıların kalkmasının ardından yaldıza bulanmış albenisi ile “Gösteri”lene doğru keskin bir geçiş yaptı. Önceleri “Siyasi imge” adı altında farklı çevrelerce hunharca çekiştirilen başörtüsü, bu kez de reklam sektörünün dişleri arasında sıkıştırılmış şekliyle ve yeni medya araçlarıyla beraber soslanarak altın tepside sunuluyor. Günümüzde bazı başörtülüler reklamın gizli öznesinden çıkarak, kendi reklam filminin başrolü haline geldi. Uzun yıllar süre gelen sürmenaj dönemi son buldu. Günümüzde yerini sadece zahire yatırım yapan, eğlencesi, süsü püsü yerinde, manken edasıyla etrafta salınan başörtülü kimlik ler aldı. Nasıl bir rüzgârdı ki bu, yaşantılarımızı da tozu dumana katarak tesettür algımızı sil baştan dizayn etti? Nefsimize doğru tatlı tatlı esen bu “Yalan rüzgarı”na kendini kaptırmayanlarımız da oldu hiç şüphesiz. Yıllardır medyanın önünde, hem düşüncelerinden hem de tesettüründen zerre miskal taviz vermeyen Emine Şenlikoğlu onlardan biri. Tavizsiz tutumuyla hapse girerek türlü bedeller ödedi. Yaptığı açıklamalarla ‘İslâmi camianın sivri dilli yazarı” olarak bilinen Şenlikoğlu ile bu evrimleşmenin sancılarını, sebeplerini ve sonuçlarını konuştuk. Söyleşirken suya sabuna dokunduk ama eleştiride kantarın topuzunu kaçırmamaya dikkat ettik.
Siz televizyona ilk çıkan başörtülü konuşmacısınız. Kırk yıl önceki medyanın manipülatif, kötücül tavrını göz önüne alırsak başörtüsü ekranda nasıl göründü?
Başörtülü demeyeyim çünkü aslında başörtülü değil “Tesettürlü” dememiz lazım. Başörtüsü dedik; başörtüsü kaldı, tesettür gitti bu defa. Çünkü tesettür ile birlikte konuşmadık. Başörtülü demek “Tesettürlü” demek değildir. Ekrana çıkmam olay oldu.
Ne tür bir tepki oluştu?
Bir kısım çevre eleştirdi tabii. Ancak orada önemsediğim tepki şuydu: Bir gün yolda arkadaşımla yürürken üç hanım yolumuzu kesti, “Siz tıpkı bizim gibi konuşabiliyorsunuz.” dediler. Ben de cevaben, “Ne büyük hakaret, biz Mars’tan gelmedik.” dedim. O da “Madem vardınız, varlığınızı neden hiç televizyonda görmedik?” dedi. Ben de, “Bundan sonra görürsünüz inşallah.” dedim.
Görünürlüğü artınca ne oldu?
Fakat biz olmayarak çıktık televizyonlara. Özümüzden uzaklaştık. Kaybederek kazanmaya çalıştık. Kazanarak, kendi şahsiyetimizle televizyona çıkmalıydık. Mesela ben televizyon makyajı yapılmasından yanayım, ama makyaj gibi görünmesinden yana değilim. Bir bakıyorsunuz tesettürlü ama boya küpü. Hafif yap, makyajlı olduğun bilinmesin. Özetlersek: O gün de dandik tesettürü tesettür zannedenler vardı, bugün de bu aldanışı yaşayanlar var.
KADIN REKLAMLARDA GÖRÜNMELİ
O halde başörtüsü nasıl görünmeli? Siz mesela başörtülü kadınların reklamlarda yer almalarına karşı mısınız?
Hayır. Bir “Kadın” olarak görünmesi var, bir de “Kadınca” görünmesi var. Bir şahsiyetli duruşla görünmesi var, bir de kendini pazarlayan bir duruşla görünmesi var. İkisinin arasında çok fark var. Kapalı kadın reklamda hiç görünmez ve televizyona hiç çıkmazsa bu defada hayat açıklardan ibaret zannediyor çocuklarımız. Hiçbir zaman kendisini o dünyanın içinde düşünemiyor.
Tesettür tekstili zamanla oldukça gelişti. Sektörün tanıtım araçlarından biri de sosyal medya. Bazı başörtülüler sosyal medyada fotomodellik yaparak para kazanıyor. Sizce başörtüsü bu şekilde “Özendirici” oluyor mu?
Başörtüsünü düzgün örtmüşse kabul edilebilir. Makyajı sahne sanatçısı gibi sırıtmıyorsa, gizli makyajı varsa olabilir. Gözleri de başörtüsüne alıştırmak lazım. Ama aşırı makyajla, uygun olmayan tesettürle tesettürü sergilemiş olmuyorsun. Sadece başörtüsü ile tesettür olmaz. Bir bütünün parçasıdır başörtüsü.
Uluslararası bir marka, 2015 yılında örtülü bir model kullandı. Pek çok yabancı firma tesettürlü kıyafet üretiyor artık. Bunu nasıl okumak lazım; pazarlama taktiği olarak mı yoksa kamusal alandaki normalleşmenin parçası olarak mı?
Dost dostluğunu yapmazsa düşman düşmanlığını yapar. Tesettür firmaları şık, bol, uzun dış tesettür yapmadığı sürece düşmanlar çok şey yapar. Görecekler, bir gün İslâm düşmanları yapacak tam tesettürlü kıyafetleri. Ya çok darı veya çok bolu yapılıyor. Ortası da var bunun. İlla çok bol olmasını gerektirmiyor. Bazıları da şık giyinmeyi tesettür gibi görmüyor, bu da yanlış. Tesettür olması için rüküş giyinmesi mi lazım? Tesettür renkli olmaz diyenlere karşı çıkmak için renkli çarşaf giydim. İslâm’da her renk vardır. Bundan dolayı çok tepki aldım, ama umurumda değil. İslâmi kaynağı olmadığı müddetçe hiç kimsenin eleştirisi beni bağlamıyor.
Yeni nesil örtünme biçimine yön veren etkenlerden biri de moda. Tesettür modası diye bir şey var mı?
Modanın haramları alınmaz. Moda olmuş bir kumaşı veya rengi alır giyerim. Fakat nasıl olacağına ben karar veririm. Modayı takip etmek, Allah’ın değil modanın istediğini giymektir. Modayı ilahlaştırmış oluyorsunuz.
ASLA BAŞÖRTÜSÜ ÖRTMEM
Özelde soracak olursam; tesettür konusundaki tavizsiz tutumunuz çevrenizde nasıl karşılandı?
Çeşitli teklifler aldım. Yıllar önce Türkiye’nin en önemli gazetelerinden biri bana büyük bir para karşılığında türban örtmemi teklif etti. Ben başörtüsü tesettür şeklinde örtülürse karşı değilim. Ancak ben çarşaflı iken senin şartına göre başörtüsü asla örtmem. Türkiye’nin tapusunu elime verseler yine örtmem. Taviz veremezsiniz. Bir de Müslüman taviz verdikçe gücü düşer. Çok korkuyorum, son yıllardaki tavizkâr tutumumuzdan dolayı başımıza bir bela gelmesin…
Günümüze gelelim; başörtüsünün kamusal alandaki yeri genişledikçe tesettüre bakış da normalleşti mi?
Hayır. Mesela İslâmi kesim bile tam tesettürden hoşlanmıyor. Doğru tesettürlüler ekranda veya gazete sayfalarında yok. Varsa da tek tük. Onlar da gözü okşayıcı tesettürü seviyorlar. Birçok Müslüman gizli şirk ehlidir. Görünürde Müslüman’dır, ama asla Allah’ın istediği tesettürden hoşlanmaz. Bu şirke girmek demektir.
Böylesine bir irtifa kaybı kaçınılmaz mıydı?
İmanın kalbe yerleşmesiyle bilgisinin yerleşmesi aynı şey değil. Bilgi yerleşmedikçe problemler düzelmez. Bilgi çok önemli. 28 Şubat öncesinde ifrat derecesinde tesettür yanlış aktarıldı. O kadar çok peçe takan oldu ki…
Siz de bir dönem peçeliydiniz…
Evet ama mecburi olmadığını öğrenince çıkardım. Allah’ın gayesini anlamak lazım. Tesettür illa ifrat derecesinde olmak zorunda değil. Tesettürün üç şartı var: Bol, uzun ve içi göstermeyen kumaştan olacak. Bir de tesettürün içindeki tesettür, ruhunda olacak. İçinde hafif meşrep bir ruh olmayacak. Öyle bir ruhun varsa o ruhu evde sergileyeceksin, sokakta değil.
Yani ifrat zamanla tefriti doğurdu…
Evet, ifrat derecesinde tesettür gösterilince insanlar zaman içinde tesettürün çuvala girmek olmadığını, aslında tavırların önemli olduğunu anladılar. Bir şok yaşadılar. O yüzden dengeyi şaşıranlar da oldu. Önceden ifrattayken sonra tefrite geçildi. İfratı da tefriti de kaldırmak lazım. İkisi de batıla rücu eder sonunda. Dikkat etmezsek batıllaşırız. İslâm’ı orta hâlli yaşamamak sapıtmayı getiriyor.
ERKEKLER TESETTÜRLÜ KIZLARA TALİP OLMUYOR
“İslâmiyet elden gidiyor” meselesi, kadının tesettürü veya davranışları üzerinden tartışılıyor ve örtülüler “Günah keçisi” ilan ediliyor. Sanki Müslümanların şirazesinin kaymasına kadınlar sebep oluyormuş gibi sakil bir söylem var. Kadınlar dönüşürken erkeklere neler oluyor?
Asıl erkekler dandik giyiniyor. Erkek de dar giyinemez. Erkeğin gömleği neden basenini örtmüyor? Örtmesi lazım. Dar pantolon giyinmenin anlamı ne? Erkeğe haramdır dar pantolon giymesi. Bol keseden atıyorlar ama kendileri ne kadar yapabiliyorlar? Erkekler ve kadınlar tesettürlerine dikkat etmedikleri sürece İslâmi maneviyatı ruhlarına giydiremezler. Mesela eteğini topuğundan on santim kısaltmak sana nasıl bir zevk veriyor? Şeytan senin buradan aklını çeliyor. Bizim şeytana inancımız da çok az. Allah, “Şeytan size apaçık bir düşmandır.” demiyor mu? Sana verdiği duygulara bakacaksın, çünkü şeytan duygulara girebilir. Önce Allah’ı sonra Peygamber’ini (s.a.), sonra kendini sonra da şeytanı tanıyacaksın. Kişinin kendine bazı sorular sorması lazım: Ben niye eteğimi kısaltıyorum? Neden belim ortaya çıksın diye daraltıyorum kıyafetimi?
Soruyorum: Niye?
Bütün bunları kadınlara yaptıranlar erkekler.
Bu tespitinizi neye dayandırıyorsunuz?
Çünkü erkekler tam tesettürlü kızlara talip olmuyor. Gidiyor nerede süsü püsü tam işvesi ve cilvesi, makyajı ve estetiği yerinde kız varsa ona talip oluyor. Tam tesettürlü kızlara talip olan erkekler gözümde kahraman artık. Müslüman erkeklerde İslâmi tesettürü aşağılıyor. İş aramaya giden kadınlardan biri dandik tesettürlü diğeri tam tesettürlü olsun kesinlikle dandik tesettüre iş veriliyor. Böylece kadın ile erkek beraber bozuluyor. Erkekler kadınları dandik tesettüre itiyor.
Siz başörtülülerin giyim tarzı hakkında yorumlarda bulunuyor, hatta bu yüzden tepki de çekiyorsunuz. Muhafazakârlarda genellikle “Zülfiyâre dokunmayalım” anlayışı var. Eleştiri fobisinden dolayı ipi ucu kaçmış olabilir mi?
Çok doğru. Yalnız ağır bedelleri var. Ben vaktiyle Hayrunnisa Gül’ün tesettürünü eleştirmiştim. Ki kendisine de Abdullah Bey’e de çok saygı duyarım. Emine Erdoğan içinse ‘‘Bol giyiniyor, onu hiç bırakmadı’’ demiştim. İnanır mısınız Emine Hanım bana bir şey söylemedi; “Emine Hanımcılar” neler söylemediler ki… Biri randevusunu iptal etti, “Sen Emine Hanımı nasıl eleştirirsin?” diyerek. O zaman ilah olalım. Eleştiri kabul edilmemesi kendini ilahlaştırmaktır. Tabii ki eleştirilecek.
ELEŞTİRENLER YALNIZLAŞIYOR
Doğru, ancak çoğu zaman tenkid zannettiğimiz şey tekfir etmek oluyor…
Kuralları bilinmiyor. Eleştiri Allah razısı için yapılmalı. Neyi eleştiriyorsan onun İslâm’daki yerini, ayet veya hadis ile açıklaman gerekiyor. Getirdiklerin uydurma olmayacak. Bir Müslüman’ın eleştiriyi kabul etmemek gibi bir lüksü de yok. Eleştirilmekten korkan ve kabul etmeyen insan gizlice kendini ilahlaştırıyor demektir. Eleştiri şart.
O halde “Suya sabuna dokunmama” meselesi neden kaynaklanıyor?
Bir insan her kesime yaranmak isterse kimseyi eleştirmez. Bu da dava ruhuna ağır bir darbedir. Eleştiri yapan da ötekileştirilip yalnızlaştırılıyor. Beni birçok insan bu yüzden sevmez, seven de bu yüzden sever. Burada karar net olmalı. İslâm’a aykırı bir şey varsa söylenmeli.
Kendini otorite zanneden bir kesim de tam aksine başörtülülere yönelik, eleştiri adı altında “Ayar verme” veya “Bağcıyı dövme” taktiği uyguluyor. Burada tenkidin ölçüsü nedir?
Başına tesettür niyetiyle mendil de alsa biri, bu insan iyi niyetlidir ve imanı var demektir. Dinî bilgisi eksik. Bugün dandik tesettüre girenlere ben yine de müteşekkirim, çünkü eksikleri de olsa tesettüre adaydır. Bugün nefsine yenilip yapmayabilir ama yarın tam yapmayacağını nereden biliyoruz? Tavizkâr giyinenleri aşağılamak yerine kişiler kendilerine bakması lazım. İslâm bize başkalarını yargılama hakkı vermiyor.
İSLÂM’A EMEK VERMEDEN DÜZELME OLMAZ
Günümüz Müslümanlarının sosyalleşme biçimlerini nasıl buluyorsunuz?
Müslümanların bir kısmı hem Müslümanlığı hem de sosyeteliği yürütüyor. Sosyeteden vazgeçeceksin. Yine şık giyin, giyin ama şuh giyinme. Sürme çek ama göz boyası yapma. İslâm’ın bize verdiği hakları da sonuna kadar kullanalım ama haramlardan da sonuna kadar kaçınalım. Terliğinin topuk ucunda altın olan Müslüman gördüm. Ben altın yüzük takarken utanıyorum. Bu kadar fakir varken ve açlıktan insan ölürken, dünyada vicdanen huzursuz oluyorum.
Problem bilip de yapmamakta mı yoksa bilmemekte mi?
Dine zaman ayırmayan bir milletiz, böyle saçma şey olmaz. Günde iki veya üç saatimizi dinî bilgilere ayırmak mecburiyetindeyiz. En meşgul insan bile bir saat tefsir okumalı. Bir defa baştan aşağıya kendimizi yeniden gözden geçirmemiz lazım. İslâm’a emek vermezsen tabii ki bilmezsin. İslâm’ı kimse emeksiz öğrenemez.
Geleceğe dair bir tasavvurunuz var mı? Giderek hem maneviyatta hem de şekilde olan bu dönüşüm nereye varır?
Kur’an okudukça ve Allah’a yakın oldukça daha iyi olacak her şey. Ben umutluyum. Burada şöyle bir kural vardır: Kadın Allah’a daha yakın olursa tesettürünü ve namazını düzeltir. Erkek Allah’a yakın oldukça, kadına bakmayı ve namazını düzeltir. Kadın Allah’a yakın oldukça bu kadar kendini gösterme hevesine girmez. Kendini gösterecekse teniyle değil, beyniyle gösterecek. Bu da güzel çalışmalarla olur. Bu grup ayrımcılığı da bir bitse… Türkiye’nin her yerinde güzel tefsir dersleri var. “Allah rızası için ders veriyoruz” densin. İlla grubuna davet etmesin. Zaten ayet var, “Kulları Allah’a davet edin” diye. Gruba davet etmek İslâm’da yasaktır. İnsanlar bilinçlendikçe daha iyi örtünüyor.
MÜSLÜMAN ELEŞTİRİLMELİ
Duruşunuz ve kimliğiniz nedeniyle türlü bedeller ödediniz. İlk kitabınızın ardından 2,5 yıl cezaevine hapsedildiniz. Size baktığımda çizgisini bozmayan, inanışına sadık biri görüyorum. Bunu nasıl sağladınız?
Tavizsiz Müslümanlığın bedeli vardır. Hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayanlar ödetir size bu bedeli. En büyük bedeli aslında hapishanede değil, son günlerde ödüyorum. Açmayacağım bu konuyu. Bedel ödediğim için de şikâyetçi değilim. Çünkü durumumu Allah biliyor, bunun rahatlığı içindeyim. Yoksa çok onur kırıcı ve üzücü olaylar yaşıyorum. “Emr olunduğu gibi dosdoğru ol” ayetine sarılıyorum. Allah’a şükür doğru bildiğimden zikzak yapmadım, Allah da bundan sonra yaptırmasın.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı