Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
“Babamın kitaplarının bunca zaman sonra yepyeni bir kuşak tarafından benimsenmesi çok mutlu ediyor. Sabahattin Ali, her zaman okunan bir yazardı. Yeni kuşak Sabahattin Ali’yi keşfetti. “Kürk Mantolu Madonna” konusu nedeniyle gençleri çok etkiledi. Öyle bir aşk ve karşılıksız sevgi belki de şimdiki gençlerin özlemiydi…”
Piyanist ve müzikolog olarak ilk önce müzik tarafınızı konuşmak isteriz. Müziğe ilginiz ne zaman başladı?
Müziğin her türlüsünün dinlendiği bir evde büyüdüm. Babam, Ankara Devlet Konservatuarında öğretmendi. O yıllarda konservatuvarda Nazi Almanya’sından kaçan çok önemli sanatçılar vardı. Ayrıca Ankara Devlet Tiyatrosu’nda belirli saatlerde açıklamalı klasik müzik programları olurdu. Annem ise kendi kendine çok güzel alaturka şarkılar söylerdi. Onun söylediği şarkıların çoğunu ben de duyar ve ezberledim. Babam çok güzel türkü söylerdi… Babamın ve annemin arkadaş çevresi de öyleydi; hepsi şiir okurdu. Onun için müziğin her türlüsüyle büyüdüm, diyebilirim.
Her Çocuk Müziğe Açıktır
Bir müzikolog olarak toplumun bir müzik kulağı olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabii ki her insanın müzik kulağı vardır. İnsan doğduğu andan itibaren seslere tepki verir. Yeni doğmuş bir bebeğin verdiği ilk tepki sesedir. Her çocuk müziğe açıktır. Bir çocuğa imkân tanırsanız şarkı da söyler dans etmeyi de öğrenir. Hatta öğrenmez, bu durum kendiliğinden oluşur. Çünkü oyun oynamak çocuğun içinden gelir. Fakat toplumumuzun müziğe açık olmadığı belli…
İyi Müzik Yerini, Kötü Müzik Aldı
İyi müzik, yerini kötü müziğe bıraktı. Bu iyi ve kötü kavramında şunu anlamanızı rica ederim; alaturka müziğin kötüsü, iyisinin yerini aldı. Alafranga dediğimiz müziğin kötüsü, iyisinin yerini aldı. Çünkü popüler müzik dediğimiz; bize artık güzel ses, güzel melodiler, güzel ritimler vermiyor. Biz o ritimlerle ayağa kalkıp dans etmek ihtiyacını hissetmiyoruz. Biz sadece tepinme ihtiyacını hissediyoruz, bağırma ihtiyacını hissediyoruz. Müzik bu değil…
Müzik Gürültü Değildir
Peki, sizce müzik nedir?
Müzik insanın içindeki her türlü duygunun; sevinç, üzüntü, keder, yas, çılgınca sevinçli olmak gibi bütün duyguların insanı yüceltmesidir. Çünkü bu duygularla birlikte insan yücelmektedir. Zaten kendinizi dışarıdan gelen etkilere karşı kapayıp bu tür bir müziği dinlemeye konsantre olursanız; o müziğin sizi nasıl etkileyeceğini göreceksiniz. O müziğin sizi bedenen ve ruhen nasıl etkileyeceğini deneyimleyeceksiniz. Ama biz ne yapıyoruz? Bir yandan elimizde telefon, öbür tarafta bangır bangır bir şeyler çalıyor; belki sevdiğimiz bir parçayı koyduk ama onu da dinlemiyoruz. Müzik, sürekli gürültü haline getirildi. Müzik gürültü değildir.
Neden piyanoyu tercih ettiniz?
Babam çocukken piyano dersi almamı istedi. Macaristan’dan gelen çok iyi bir piyano hocası vardı, ondan ders almaya başlamıştım. Babam öldükten sonra konservatuvar sınavına girdim. Jürideki hocalarda piyano dedi ve piyanist oldum.
Hayatın Akışı Sürekli Değişir
Her sanatçının ilham aldığı bir kaynak oluyor, sizin ilhamınız nedir?
O kadar çok var ki… Dönem dönem hayranlık duyduğum besteciler, yazarlar, şairler oluyor. İnsan tek bir kişiye ve tek bir sanat tarzına hayranlık duymaz. Bu sürekli değişebilir. Çünkü hayatınızın akışı değişir ve ilham da anlık bir şeydir.
Sürekli ve Disiplinli Çalışma
Piyano çalmaya başladığınızda motivasyon kaynağınız nedir?
Hata yapmamayı kimse beceremez. Eğer enstrüman çalma mesleğini seçmişse birisi, o günün 24 saati, ayın 30- 31 günü, yılın 365 günü çalışacak. Ne diye çalışacak? Gitgide daha iyi olmak ve birtakım becerileri elde edebilmek için. Bu sadece müzikte geçerli değil; mesela bir toprak testi yapmak istiyorsunuz, elinize toprağı verdiler. Siz hemen oradan bir testi çıkartabilir misiniz? Müzik de öyle. Yıllar geçecek ve yıllar geçtiği halde siz çalışmaya devam edeceksiniz. Çünkü bu el becerisidir, bir yandan kafa çalışacak, bir yandan eller çalışacak.
Bütün Sanat Dallarıyla İlişkili
“Klasik Batı müziği tükeniyor” görüşüne katılıyor musunuz?
Klasik Batı müziğinin dinleyicisi zaten oldum olası belirli bir sayının üzerine çıkmaz. Bunun da nedenleri var. Klasik Batı müziği dediğimiz müzik, diğer bütün sanatları beraberinde öğrenmeyi gerektirir. Şimdi bir insanın hem müzikten hem de klasik müzikten zevk almasını durup dururken bekleyemeyiz. O insanın aynı zamanda resimden de zevk alması gerekiyor. Yani mesela bir tablo gördüğü vakit, ondan da zevk alması gerekiyor.
Hak Yerini Buluyor
Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri babanız Sabahattin Ali, Türkiye’de her kesim tarafından ilgiyle okunuyor. Kızı olarak neler hissediyorsunuz?
Sabahattin Ali yeni keşfedildi. Çünkü uzun süre unutturulmak istendi. Bir süre kitapları yayımlanmadı. Babam hayattayken her çıkardığı kitaba yasaklanma kararı verildi. Kimi yasaklar babam hayattayken kalkmıştı. Yani babam yazıyor, kitaplar toplanıyordu. Kimse kitabını alamıyordu.
Her Zaman Sevilen Bir Yazardı
Ben Amerika’dan döndüğümde sene 1962’ydi, Cağaloğlu’nda bir kitapçıya “Sırça Köşk”ü var mı diye sormuştum. “Yok, ben topladım” dedi. “Ben kızıyım” dedim. Tezgâhın altından çıkardı ve kitabı verdi. Babamın kitapları 1965’e kadar yayımlanmadı. Yayınlandıktan sonra da çok okunan bir yazardı ama hiçbir zaman şimdiki gibi çok satan olmadı. Sonunda herhalde hak yerini buluyor.
Kitap Okumayı Çok Sever
Sabahattin Ali yazı yazmaya nasıl yönelmiş?
Babam okumayı ve yazmayı çok erken öğreniyor. Küçük yaştan beri çok okuyor. Koltuğunun altında daima bir kitap taşırdı. Hayatı boyunca belki binlerce kitap okumuştur. Bence yazmayı, okuyarak öğrenmiş…
Büyük Bir Aşk ve Sevgi
Babanızın bu kadar ilgi görmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Bunca zaman sonra yepyeni bir kuşak tarafından benimsenmesi çok mutlu ediyor. Sabahattin Ali, her zaman okunan bir yazardı. Yeni kuşak Sabahattin Ali’yi keşfetti. “Kürk Mantolu Madonna” konusu nedeniyle gençleri çok etkiledi. Öyle bir aşk ve karşılıksız sevgi belki de şimdiki gençlerin özlemiydi… Sabahattin Ali o kadar doğal ve içten yazan bir yazar ki konuşuyor gibi oluyorsunuz.
Omuzlarımda Büyük Yük Var Babanızın şiirlerinin bestelenmiş olması bir müzikolog olarak size ne hissettiriyor?
Babamın şiirlerinde müzik var. Şiirlerinin hepsi mırıldanma etkisi oluşturuyor.
Sabahattin Ali’nin kızı olmak nasıl bir duygu?
Babam olduğu için çok gururluyum. Aynı zamanda omuzlarımda büyük bir yük var. Onun ismini taşıyabilmek kolay iş değil…
Büyük Bir Titizlikle Koruduk
Sabahattin Ali’nin kitaplarında telif haklarının kalkması gündemde, kızı olarak bu konuda yorumunuz nedir?
Telif haklarının ben de olması, Sabahattin Ali’nin eserlerinin korunması açısında çok önemliydi. Annem ve ben çok büyük bir titizlikle koruduk. Büyük bir haksızlık var ve kanunen maalesef çözülemiyor. Telif hakları kalktığında eserler hakkında söz hakkım olamayacak, inşallah kimse saygısızlıkta bulunmaz…
Sosyal medyada babanız adına açılan sahte hesaplar var. Bu konudaki yorumunuz nedir?
Bizleri çok rahatsız ediyor. Ailecek Sabahattin Ali adını ve kitaplarının isimlerini tescil ettirdik. Bunların dışında bir şey yapabilmek maalesef mümkün değil.
Filiz Ali iyi bir okur mudur?
Çok okuyorum, durmadan kitap alıyorum. Kitaplarımı nereye koyacağımı bilmiyorum…
Ne tarz kitaplar okuyorsunuz?
Günlük, anı, otobiyografi okuyorum. Şu anda masamda “Moskova Günlükleri” var.
Peki, en sevdiğiniz müzik?
Çok var. Her zaman değişir. Bazen oda müziğini çok severim. Mesela, bir besteci üzerine çalışma yapıyorsam, Bach çok dinlerim. Bu benim profesyonel işim; ne gerekiyorsa onu dinliyorum.
Çocuklar Ritmi Öğrenmeli
Müzikle ilgilenmek isteyen gençlere ne gibi önerileriniz olur?
Ben gençlerden ziyade anne babalara şöyle bir tavsiyede bulunabilirim: Çocukları ister yetenekli olsun ister yetenekli olmadığını zannetsinler; bütün çocuklarını mutlaka küçük yaşta müzikle tanıştırsınlar. Çocuklar şarkı söylemeyi öğrensinler; evdeki tencereleri, tavaları çalsınlar, gürültü yapsınlar… Ritmi böyle öğrenirler. Anne-babalar çocuklarına güzel müzikler dinletsinler. Onların iç huzurlarını bozmayacak müzikler bulmalılar. Çünkü çocukların müthiş bir hayal dünyası var; bunu bozmamak lazım.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı