Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Çevremizde iletişim içinde olduğumuz tüm insanlarla enerji bağımız vardır. Bize bilgisiyle, enerjisiyle, varlığıyla bir şeyler katar. Bazı insanlarla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız; bazen de bu durumun tam tersi olur 10 dakika bile katlanamazsınız… Peki, neden hiç düşündünüz mü?
Bizler sadece fiziksel bedenlerimizden ibaret canlılar değiliz. Bedenimizin etrafında bir de enerji alanımız var. Tıpkı ikinci bir beden gibi bizi sarar. Her insanın enerji alanı kendine özgüdür. Tıpkı her insanın duygularının, düşüncelerinin, korkularının ve endişelerinin, ön yargılarının veya yaşam şeklinin farklı olması gibi… İki insan ilişki kurmaya başladığı anda, enerji alanları arasında gözle görülemeyen bir bağ ve akış başlar. O yüzden uzun süre birlikte olan kişiler zamanla birbirine benzemeye başlar.
İnsan kimi zaman günlük işlerini dahi yaparken zorlanabilir. Üzerinde bir tembellik, gereksiz bir öfke hissedebilir. Farkında olmadan biri ya da birileri enerjinizi çalmış olabilir. Farkında olmadan bunu kendinize siz de yapıyor olabilirsiniz… Enerjinizi emen durumları 3 kategoriye ayıracak olursak;
Geçmişinizden gelen enerji emiciler; Kabullenemediğiniz ağır bir haksızlığa uğramak, başka birisine hak etmediği bir haksızlık yapmış olmak, birisine iftira atmış olmak, keşke böyle yapsaydım diye düşündüğünüz olaylar. Geçmişte kalması gereken ancak hala bugününüze taşıyıp güncellediğiniz tüm olaylar sizi geçmişte tutar. Her hatırladığınızda, dile getirdiğinizde geçmişte yaşadığınız o yoğun kaygı ve öfkeyi size bugününüzde yaşatır.
Yakın çevrenizin kendisini sizde deşarj etme alışkanlığı; Anneniz, babanız, çocuğunuz, kardeşiniz belki de en yakın arkadaşlarınız. Birisi gelir size hayatında olan biten her şeyi en ince detayına kadar anlatır da anlatır. Sizde O’nu dinler ve kendinizi bir anda O’na telkinler, çözüm yolları sunarken bulursunuz. Karşınızdakiler dertlerini anlattıkları için “anlık” bir rahatlama yaşarlar elbet. Size teşekkür edip, sizi yüceltirler. İçlerindeki tüm kirli ve kötü enerjileri size boşaltıp; adeta bir kirli sepeti gibi sizi kullanıp yanınızdan ayrılırlar. İlk etapta birisine sözde “yardım ettik” düşüncesiyle mutlu oluruz ve egomuzda tatmin olur elbet yüceltildiğimiz için. Ama daha sonra kendimizi yorgun ve bitap hissederiz. Çünkü boşalan temiz enerjinizin yerine kirli ve kötü enerji dolmuştur.
İstem dışı oluşan enerji kaçakları; İçinde bulunduğunuz kötü bir ilişki deneyimi veya evliliğiniz, size ağır gelen iş şartlarınız, büyük şehirlerin yaşamsal zorlukları, trafik, aile içi huzursuzluğunuz bunlar sizin için birer enerji vampirleridir. Hal böyle olunca sizde kendinize bir misyon yükleyip gönüllü birer enerji vampiri besleyicisi olursunuz. Bunun farkına vardığınızda ve bu tarz durumlardan arınmaya karar verdiğinizde ise ikiyüzlülük ve yahut “sen çok değiştin ya” ithamlarıyla karşılaşmanız olasıdır.
Birileri size değiştiğinizi söylüyorsa muhtemelen artık onların her istediğine evet demediğiniz içindir. Enerjimizden beslenen insanların en sık yaptığı şey karşısındaki kişiye kendini suçlu hissettirmektir. Bunun için bir insan diğerine bağırabilir, aşağılayıp alay edebilir veya kendisini acındırabilir. Sonuç olarak siz kendinizi suçlu hissederseniz böylelikle sizden yaşam enerjinizi çalacak sonucunda ise kendinizi güçsüz ve yeteneksiz hissedeceksiniz. İnsan kullanıldığını anladığı an elbette ki uzaklaşmalı ve o kişiye olan tavrı değişmeli. Her değişim neden kötü bir şey olsun ki? Değişmeyen tek şey değişim diye boşuna mı söylemişler? Dünya değişir, sevdiğimiz insanlar, yaşadığımız yer, mesleğimiz, bedenimiz her şey değişim içindeyken biz bir birey olarak neden sabit kalalım ki. Hele ki sorun sınırlarımızı korumaksa değişim en çok sizin hakkınızdır, korkmayın!
Enerjimizi emen bu insanların en belirgin özelliği; sürekli şikâyet halinde olurlar.
Rüzgâr esse, güneş açsa suçtur bu tarz insanlar için. Özel hayatları, iş hayatları, yanlarından alelade geçen bir kişi bile bu tarz insanlar için şikâyet sebebidir. Onlara göre dünya yaşanacak güzellikte bir yer değildir; sanki başka bir yer varmış gibi…
En iyisini ve en doğrusunu her zaman onlar bilir. Hep haklıdırlar. Siz hep “yanlış” düşündüğünüz için iyi niyetiyle(!) size kendi doğru olan düşüncesini aşılamak ister. Değişime çok dirençlidirler ancak çevresindeki herkesi kendi istedikleri gibi değiştirmek için elinden geleni yaparlar. Çünkü o her şeyi bilir ve hepiniz onun gibi düşünmeli ve davranmalısınız. Eminim herkesin aklına çevresinde böyle davranan bir ya da birkaç kişi gelmiştir. Tamam, en mükemmel sensin deyip uzaklaşılası…
Kendileri inansa iyi, sizi de buna ikna etmek için ellerinden geleni yaparlar. Siz bir fikrinizi ya da hayalinizi anlatırsınız onlarda bunun nasıl olamayacağını sizi ikna etmeye çalışır. Sakın tuzağa düşmeyin! Hatta hayallerinizi ve fikirlerinizi gerçekleştirene kadar mümkünse size yardımcı olacak bir profesyonel hariç kimseyle paylaşmayın.
Enerjinizi emen insanların bu türü farklı olan şeylerden hiç hoşlanmazlar. Size karşı erdemli, paylaşımcı ve sevecen görünmeye çalışırlar ama içlerindeki kıskançlık duygusuna yenilirler. Yeni aldığınız bir şey, kendinizde yaptığınız bir değişiklik onlar için hem özenilen bir durum hem de güzel bir dedikodu malzemesidir. Tüm olay ve durumlarda kendilerini kurbanmış gibi gösterirler, davranışlarının ve söylediklerinin sorumluluğunu almak istemezler. Sizi kıran taraf oldukları halde kendileri kırılmış gibi öyle güzel manipüle ederler ki insanı kendisinden şüpheye düşürürler…
Terfi aldınız ve bunu onunla mı paylaştınız? Geçmiş olsun. Sizi kutlar ve akabinde; “asıl iş şimdi başlıyor, ayağını kaydırmaya çalışırlar bak dikkatli ol” der. Yeni bir araba mı aldınız? “Aman dikkat et kaza yaparsın” der. Her zaman sevincinizi kursağınızda bırakacak bir bahanesi muhakkak olur.
İlk olarak bu tarz insanların hayatınızda hep var olabileceği ihtimalini bilip, farkındalıkla hareket etmelisiniz. Önemli olan şey; onlardan gelen negatif düşünceleri kabul etmemelisiniz. Sakin ve pozitif kalmaya özen göstermelisiniz. Eğer ki gardınızı düşürüp negatifliklerine doğru çekilirseniz üzerinizde ki etkileri artacaktır. Varlıklarını olduğu gibi kabul edin, eleştirmeyin, kendi düşüncelerinize, hislerinize odaklanın.
Münakaşaya girip, kendi düşüncelerinizi ispat etmeye çalışmakla boşuna enerjinizi harcamayın. Onların düşüncelerini yok sayın, inanmayın. Enerjinizi düşürmelerine, kendi negatifliklerine sizi çekmelerine izin vermeyin.
O akşam evinizde dinlenmek istiyorsunuz ve telefonunuz çaldı. Arayan kişi dışarıya çıkmak için sizi ikna etmeye çalışıyor, sizinse aklınızda evde pijama terlik partisi yapmak var. Ama arkadaşınız çok istiyor, kendisini acındırmaya başladı. Yumuşak karnınıza oynuyor. Ne yapacaksınız? Nazikçe şimdi olmayacağını lütfen daha sonra tekrar denemesini söylemelisiniz J Eğer istemeyerek karşı taraf “kırılmasın” diye giderseniz asıl kırılan siz olacaksınız. Kendini bu şekilde kullanıma açmış olursun. Sınırlarınızı belirleyin.
Bazı insanlar mutsuzluktan ve negatiflikten ciddi anlamda beslenir. Eğer gün sonunda sizin tüm iyi niyetinize ve çabanıza rağmen negatif düşünmeye devam ediyorsa daha fazla kendinizi daha fazla yormayın ve ortamdan uzaklaşıp Onu kendi negatifliği içinde özgür bırakın. Sonuçta herkes çabaladığı ve hak ettiği yerde durmalı…
Merve Atıcı
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı