Edebiyat hangi duygudan beslenir?

Merjam Yazar: Merjam 4 Ocak 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Fransız yazar ve sosyolog Georges Bataille, “Edebiyat ve Kötülük” kitabında hayatın diğer yönünü konu alıyor. İnsanların her zaman güzeli ve iyiyi görme hissinden bahseden yazar, kötülüğün de hayatın bir gerçeği olduğunu söyler

Edebiyat hangi duygudan beslenir?

 

Edebiyatın diğer yönünü araştıran yazar; Emily Brontê, Baudelaire, Franz Kafka, Marcel Proust gibi yazarların eserlerinde ele aldığı konular üzerine tespitlerde bulunur. Yazara göre kötülük özgürlüğü, değerin aşırı biçimlerine ulaşmamızı sağlayabilir ve hiç kimse bundan “Daha uzağa” gidemez. Özgürlük daima isyana açılan kapıdır. Gerçek özgürlük yaşamı kışkırtmak ve aşmaktır. Edebiyat alanında verimli olmak ve eserler üretebilmek hüzün gerektirir.

 

 

Edebiyat ve Hüzün İlişkisi

 

“Hakikat ve adalet tutkusu, sahipleri irkiltir çoğu kez. Yalnızca bu tutkuyu hissedenler mi? İnsan olmak, hakikati, adaleti istemekle aynı şey değil mi? Böylesi tutkular kişiler arasında eşitsiz olarak dağılmıştır ve her birinin ne kadar insancıl, ne kadar saygın olduğunun ölçüsüdür. Marcel Proust, Jean Santueil’de şöyle der: Bilim adamlarının ağızdan çıkan ve salt mesleki onur kaygısıyla hakikati dile getirmek için söylenen o gözü pek ve eşsiz laflarda, hep neşeli ve mert bir heyecan vardır; hakikat hakkında duydukları tek kuşku, onun hakikat olmasıyla ilgilidir; kendi sanatlarını icra ederken o hakikate yürekten bağlanırlar; onun kendini tamamen başka şekilde ilgi duyulmayan bir düşünce kümesinin parçasıymış gibi tanıttığı insanların rahatsız olabileceği konusunda en küçük bir tereddüt göstermezler.”

 

 

Edebiyat Masum mu?

 

Kötülük, insanları çakıştığı noktada ve aklın sınırları içinde kaldığı sürece, doğal düzenle kaçınılmaz biçimde karşıtlaşan öğe değildir. Kitap, ölüm yaşamın koşulu olduğuna göre, özü itibariyle ölüme bağlı olan kötülüğünde de anlaşılmaz bir biçimde varlığı oluşturan ilkelerden biri halini aldığını söyler.

 

“Kafka her zaman düşüncelerini ifade etti ve buna kesin olarak karar verdiği andan itibaren (günlüğünde ya da düşüncelerini not aldığı yazılarında) her kelimeyi bir tuzağa dönüştürdü (tehlikeli yapılar inşa ediyordu; kelimeler belli bir mantık düzenine göre sıralanmıyor, birbirlerinin üstüne yağlıyorlardı; sanki tek yapmak istedikleri şaşırtmak, yoldan çıkmaktı; sanki doğrudan doğruya, şaşırmakla başlayıp yolunu kaybetmeye kadar giden süreçlerden asla bırakmayan yazarın kendisine hitap ediyordu).

 

Gösterilecek en boş çaba, salt edebi nitelik taşıyan kimi yazılarına bir anlam vermektir; bu tür yazılarında okur, olmayanı yaşadığı izlenimine kapılır; okurun edineceği en iyi izlenim ise daha önce var olanı yaşamaktır ama bir kez olsun kabaca biçimlendirilmeye kalkıştığında ve en utangaç doğrulamayla karşı karşıya kaldığında bile daha önce var olanı hemen gizler.”

 

Edebiyatın masum olmadığını ve suçlu olduğunu öne süren Bataille, edebiyatın bireyin egemenliğini sınırlayan bir olgu olduğunu söyler. Çünkü ona göre, edebiyatta iletişim şiirseldir ve şiirsel değilse bir hiçtir. İnsanın egemen olabilmesinin bir koşulunu yasaklar üzerine kurar.

 

 

Hakikatin Kurguyla Bağlantısı

 

Hakikatin en değerli yanı bilince ulaşmanın mümkün olduğunu göstermesidir; ancak bilincin imkânları, kendi imzasını taşıyan arka planla sürekli bir alışveriş içinde olmaktan vazgeçemez. Doğmakta olan bu hakikat, şiirsel bir pırıltı taşımadan var olabilir miydi? Hiç olmazsa insanlık değerleri bakımından bu düzeye ulaşamazdı.

 

Efsanevi bir kurgunun, efsanelerin özünü perdeleyen şeyle yakın bir ilişki kurmasının heyecan verici olduğunu söyleyen, Bataille: “Bir şairin hayatında aklın egemen olması, şiirin otantikliğine aykırıdır. Akıl, indirgenemeyen yapısını ve kendi içinde barındırdığı egemen şiddeti şiirin elinden çekip alarak en azından onu sakatlayacaktır. Gerçek şair dünyada bir çocuk gibi yaşar: Aynı William Blake gibi ya da bir çocuk gibi mükemmel bir sağduyuyla davranır ama herhangi bir işin idaresi ona emanet edilemez. Şair dünyada ebediyen azınlık olarak kalacaktır: Blake’in hayatı ve eserleri de işte böyle bir kopuşun ürünüdür. Blake hiçbir zaman delirmemiş ama deliliğin sınırlarında dolaşmıştır.”

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı