Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Kadınların büyük bir kısmı adet öncesinde fizyolojik ve psikolojik sıkıntılar yaşayabiliyor. Toplumda adet öncesi gerginlik sendromu olarak da ifade edilen Premenstrüel Sendrom (PMS), kadınların günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Sendrom görülen kadınların karşılaştığı şikayetler, bulundukları yaşam alanlarına göre de farklılık gösterebiliyor. Şehir hayatının içinde yaşayanlarda psikolojik belirtiler daha fazla görülürken, kırsal alanda doğal hayatın içinde bulunanlarda ağırlıklı olarak fiziksel bulgular ön plana çıkıyor. PMS’nin olumsuz etkileri, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle ve ilaçlarla hafifletilebiliyor.
Memorial Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Figen Beşyaprak, adet öncesi gerginlik sendromu ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Dünyada kadın nüfusunun yaklaşık yüzde 80’ini etkileyen Premenstrüel Sendrom (PMS), genellikle yumurtlama evresinden sonra başlayıp, adet kanamasına kadar devam etmektedir. Kadınların çoğunda hafif seyreden belirtiler, yüzde 5’lik dilimde yer alan kadınlarda şiddetli bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Belirtilerin çok aşırı şiddetli olduğu durumlar ise Premensturel Disforik Bozukluk veya Geç Luteal Faz Bozukluğu adıyla bir psikiyatrik rahatsızlık olarak adlandırılmaktadır.
Bu sendromun nedeni tam olarak belirlenememekle birlikte; yapılan güncel araştırmalarda merkezi sinir sisteminde oluşan duyarlılık varsayımı sebep olarak gösterilmektedir. Yani PMS’nin nedeni; kadınlarda bu dönemde ortaya çıkan hormonların dengesizliğinden çok, hormonlardaki normal olan değişikliklere karşı vücudun aşırı duyarlılık geliştirmesi olarak görülmektedir. Hormon değişikliğine karşı duyarlı olan kadınlarda bu durum birçok etkene bağlı olup, kısmen de genetik geçişli olabilmektedir.
En sık düzenli adet görülen dönem olan üreme çağındaki kadınlarda izlenen adet öncesi gerginlik sendromunun belirtileri; ruhsal, davranışsal ve fiziksel olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Ruhsal ve davranışsal belirtiler arasında; depresyon, halsizlik, aşırı uyuma isteği, cinsel istek artışı, sinirlilik, gerginlik kaygı ve dikkat azlığı, iştah değişiklikleri ve yemek istekleri yer almaktadır. Memelerin büyümesi ve hassaslaşması, ödem, baş ağrısı, kabızlık ve ishal, aşırı susama, ciltte akne ve karın ağrısı da fiziksel belirtileri oluşturmaktadır.
PMS tedavisinin asıl amacı, belirtilerin azaltılması ve kişinin yaşam kalitesinin artırılmasıdır. Hastalığın tedavisi ise ilaç ve psikolojik yaklaşımlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Psikolojik yaklaşımlar: Genellikle hafif düzeyde belirtisi olan kadınlarda psikoeğitim ve yaşam tarzı düzenlenmesi önlemleri yeterli olmaktadır. Bununla birlikte egzersiz, gevşeme ve bilişsel davranışçı terapi tavsiye edilir.
Doğum kontrol hapları: Eğer hastanın premensturel belirtileri gebeliği önleyici ilaç kullanımından sonra başlamışsa veya kötüleşmişse o zaman başka bir preparata geçilmesi veya başka bir doğum kontrol yöntemi uygulanması yararlı olur.
İlaç tedavisi: Adet öncesi gerginlik sendromunda (PMS) en sık kullanılan ilaçlar patofizyolojide de etkili olduğu düşünülen serotonin üzerinden etki yapan, serotonin geri alımı engelleyici gruptan antidepresan ilaçlardır.
Hormonal tedavi: PMS’de kullanılan biyolojik tedavilerden bir diğeri ise hormonal tedavilerdir. Hormonal tedavi stratejileri adet öncesi belirtilerin, adet döngüsündeki hormonal değişikliklerle ilişkili olması temeline dayalıdırlar ve çoğunda amaç yumurtlamanın baskılanmasıdır.
Beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri: PMS ’de bazı diyet takviyeleri de önerilmektedir. Ancak bazı istisnalar hariç olmak üzere bu takviyelerin etkili olduğunu gösteren bilimsel kanıtlar azdır. Bu hastalara B6 vitamini, magnezyum, kalsiyum ve d vitamini takviyesi önerilir. Umut veren ajanlar arasında kalsiyum takviyesi, vitamin B6 (pyridoxine) takviyesi, özellikle pelvik ağrı eşlik ediyorsa B1 ve vitamin E, kompleks karbohidratlardan oluşan diyet ve vitex agnus castus (Hayıt Ağacı) kullanımı bulunmaktadır. Günlük 80 mg vitamin B6 alan kadınlarda psikiyatrik belirtilerde azalma saptanmıştır.
PMS yaşayanlar öncelikle yaşam şeklini değiştirmeli ve alışkanlıklarını farklılaştırmalı
Alkol, sigara, tuz, kahve ve şeker gibi tüketimlerden uzak durulmalı ya da kısıtlanmalı
Hareketli yaşam tarzı benimsenmeli, fiziksel aktiviteler düzenli şekilde yapılmalı
Besin olarak tüketimin yanı sıra vitamin ve mineraller takviye olarak alınmalı
Uyku düzeni stabil olmalı, yatma ve uyanma saatleri mümkün olduğunca değiştirilmemeli ve uyku kalitesi sağlanmalı
Hem PMS belirtilerine olan dikkati dağıtmak hem de stresi azaltmak için sosyal aktivitelere katılım sağlanmalı hem de farkı alanlarda uğraşlar edinilmeli
PMS döneminde ortaya çıkan şişliklerin atılması için bol su içilmeli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli, ihtiyaç halinde hormonal değişimleri azaltmak için doğum kontrol hapı başlanmalı
Kronik yorgunluk sendromu, tiroid bozuklukları, depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozuklukları gibi bazı rahatsızlıkların belirtileri adet öncesi gerginlik sendromuna benzeyebilir. Bu hastalıkların ayırıcı tanısını yapabilmek için bazı testler yapılıp, ona göre tedaviler uygulanmalı.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı