Ceren Gündoğdu: “Romantizm yazdığım şarkıların hepsini ortak bir noktada buluşturan bir tutkal gibi adeta”

Şeyma Ercanlı Yazar: Şeyma Ercanlı 26 Ekim 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Romantik sesiyle başka bir dünyaya yolculuk etmemizi sağlayan Ceren Gündoğdu, yeni single’ı “Yangınlara” ile gözleri üzerine çekti. Single çalışmaları ve pandemi döneminde çıkan ilk albümü “Kapalı Gözlerle” sayesinde Ceren Gündoğdu kısa sürede bir dinleyici ve hayran kitlesi oluşturdu desek yanlış olmaz. Ceren Gündoğdu’nun seslendirdiği şarkıların çoğunda söz ve müzik kendisine ait. Sanatçı şarkıları için, “Romantizm yazdığım şarkıların hepsini ortak bir noktada buluşturan bir tutkal gibi adeta” diyor.

Ceren Gündoğdu: “Romantizm yazdığım şarkıların hepsini ortak bir noktada buluşturan bir tutkal gibi adeta”

Ceren Gündoğdu’nun hızla yükselen müzik kariyeri gibi başarılı bir oyunculuk serüveni de var. Sizi çok bekletmeden Ceren Gündoğdu röportajıyla baş başa bırakıyoruz…

Ceren Gündoğdu yeni single’ı “Yangınlara” ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Çok başarılı bir çalışma. “Yangınlara” ile romantizmi muhteşem bir hareketlilik içinde sunuyorsunuz. Dans ettirecek bir romantizm ortaya koyuyorsunuz. “Yangınlara” dan biraz bahseder misiniz? Söz ve müzik size ait… Nasıl ortaya çıktı? 

Romantizm yazdığım şarkıların hepsini ortak bir noktada buluşturan bir tutkal gibi adeta. Fakat Yangınlara’yı diğer şarkılarımdan ayıran muzip bir hava var. Dertlerimizle somurtmadan ilgilenelim mottosuyla ortaya çıktı şarkı. Bazen bile bile ateşlere yürümek her şeye rağmen keyifli gelir insana. Çünkü düşsen de kalkacağını bilmenin gücünü hissedersin iliklerine kadar. Yangınlara da tıpkı böyle bir hikâyeye göz kırparak güçlü hissettirsin, iyi hissettirsin istedim dinleyenlere. Funk gitarlar ve dans ritmlerinin eşliği de kolaylaştırdı bunu. Dilerim dileğim kabul olmuştur ve bir yerlerde birileri Yangınlara söyleyip gülümseyerek dans ediyordur.

“Piyano ve bağlamanın sarmaş dolaş durduğu bir evde gözlerimi açtım dünyaya”

Sizi biraz daha yakından tanıyabilmek için Ceren Gündoğdu kimdir?

Piyano ve bağlamanın sarmaş dolaş durduğu bir evde gözlerimi açtım dünyaya. Türk Müziği ses sanatçısı bir annenin ve Halk Müziği şefi bir babanın (TRT’nin duayen isimlerinden Zafer Gündoğdu’nun) tek kızıyım. İstanbul doğumluyum. Esasen aile içinde ama resmi olarak da Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Piyano Bölümü’nde başladı müzik eğitimim. Lise yıllarında kendi şarkılarımı yazmaya başladım. Her zaman çok romantik, çok duygusal, sevmeye ve sevilmeye âşık bir kız çocuğuydum. Şarkı yazmanın ve söylemenin benim kadar duygusal biri için tek çıkış yolu olduğunu erken yaşlarda hissettim belki de. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden birincilikle mezun oldum ve aynı dönemde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Müzikal-Tiyatro eğitimimi de tamamladım. Profesyonel kariyerim İstanbul Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen Broadway müzikali Sidikli Kasabası’nda başrollerden biri olarak görev yapmamla başladı. Ardından uzun yıllar boyunca farklı müzik türlerinin içerisinde gezindim, festivallerde, çeşitli projelerde solistlik yaptım. 3 sene önceyse kendi şarkılarımı dinleyicimle paylaşmaya başladım.

“Beni yazmaya ve söylemeye iten ısmarlama duygular değil, sahici hislerim…”

Lise yıllarından itibaren kendi şarkılarınızı yazıyorsunuz. 2018 sonbaharında bu hayali gerçekleştirmek için güzel bir adım atıp kendi şarkılarınızı paylaşmaya başladınız. İlk albümünüz “Kapalı Gözlerle” sevenlerinizle buluştu. İlk albüm heyecanı nasıldı?

İlk albüm gerçekten büyük bir heyecandı. Albümdeki 7 şarkının da sözü ve müziği bana aitti. Dinleyenlere, gözlerini kapatıp kendi duygularının içine dalabildikleri bir alan açmak istedim bu albümle belki. Coşmak da hüzünlenmek de insana dair. İkisi de bir o kadar anlamlı. Fakat çoğu zaman hislerimizle yüzleşmeden eğleniyor ya da kederleniyoruz. Bu şarkılar sözleriyle ve besteleriyle daha gerçek bir yerden yakalasın istedim dinleyiciyi hep. Çünkü beni yazmaya ve söylemeye iten ısmarlama duygular değil, sahici hislerim…

Müzik sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu yeteneğinizi çok erken keşfettiniz ve çok değerli bir şey bu aslında? İlk müzik kariyerinizde en büyük destekçiniz kim oldu?

Müziğin benim için ifade ettiği şeyi size ifade edebilmem çok zor çünkü kendimi bildim müzik yaşamımın bitişiğinde, her anında. Yokluğunu bilmediğim bir şeyin varlığını tarif etmek de zorlaşıyor haliyle. Benim olmazsa olmazım, suyum, nefesim, uykum, duam müzik. Çok şanslıyım ki müzisyen bir anne babanın yavrusu olmuşum. İlk günden bugüne en büyük destekçim annem ve babam oldu. Tabii bir de eşim. Üçünün desteği bin orduya bedel.

“Farklı müzik türlerinin içine dalmaya tutkunum”

Kimleri dinlemek size keyif verir. Playlist’inizi görsek bizi şaşırtan şeyler çıkabilir mi?

Playlist’imi görseniz eminim çok şaşırırsınız! Türk müziği, halk müziği dinlenen bir evde, caz ve popa hayran bir kız olarak büyüdüm. Babam alevi deyişlerinin alt metinlerini özenle anlatırken, arabada sadece vivaldi ve chopin dinlerdi. Dedemse Bağdatlıydı yani anneanne evinde Ümmü Gülsüm’ler ve Fairuz’lar çalardı arka planda. Böyle büyümüş bir kadının playlisti nasıl olabilirse öyle işte dinlediklerim J Farklı müzik türlerinin içine dalmaya tutkunum. Barbara Streisand, Celine Dion, Edith Piaf gibi yorumcuları dinlemeyi çok severim. Artık herkes şarkı söylüyor malum ama yorumcu olmak başka bir şey dedirtiyor bu isimler bana. Bir nevi ders niteliği taşıyor. Sezen Aksu şarkılarını ve Ajda Pekkan’ın nostaljik kayıtlarını döne döne dinler dururum. Son dönemde müziğini en çok beğendiğim isimlerden biri de Melike Şahin.

Sizi pek çok kişi şarkıcı kimliğinizle tanıyor. Ancak oyuncu kimliğinizde baskın… 2 sezon boyunca kült bir Broadway müzikali olan “Sidikli Kasabası”nda başrollerden biri olarak görev yaptınız. Sahnede olmak size ne hissettiriyor. Sahnede olmak mı? Müzik mi? Sizin için daha ön planda?

Bir müzikalin içinde, bir karakterin dünyasını yaratırken bir başka benliğin içinden görüyorsun hayatı. O karakterin ruhuyla söylüyorsun şarkıyı. Bu durum bana çok büyülü geliyor. Asla vazgeçemeyeceğim bir fırsatmış misali. Sanki kısa süreliğine başka biri olabilirmişim gibi. Aynı durumun şarkı yazarlığımı da beslediğini söyleyebilirim çünkü neticede bir hikâye anlatmak için bazen başka birilerinin gözünden bakmak da gerekli yaşama. Müzik elbet ön planda ama müzikle oyunculuğun birleştiği her proje benim kalbimde tahta sahip olma potansiyeline gebe. Yeni müzikaller yapma hevesim hiç geçmiyor, hiç de geçmesin isterim.

“Hayalim şehir şehir gezip müziğimi anlatabilmekti insanlara”

“Kapalı Gözlerle” Universal Müzik Türkiye etiketiyle tüm dijital platformlarda yayınlandı. Albüm tamda pandemi dönemine denk geldi. Bu sizde nasıl hisler oluşturdu? Sevenlerinizle buluşmanızı geciktirdi, tam olarak neler düşündünüz?

Ne yalan söyleyeyim kalbim kırıldı elbette. Hayalim şehir şehir gezip müziğimi anlatabilmekti insanlara. Bu hayal suya düştü. Önümde iki yol vardı. Küsmek ya da su akar yolunu bulur sözüne inanıp dinleyiciyle bir bağ kurabilmenin başka yollarını bulmaya çalışmak. İkinci yola girdim ne mutlu ki. Çok fazla yeni şarkı yazdım, piyano başına geçip canlı yayın açıp şarkılar söyledim sık sık. En samimi en katıksız halimle… Ve sahiden de su aktı yolunu buldu. İlk albümünü yapıp da lansmanını dahi yapamamış, onlarca festivalde boy göstermemiş biri olmama rağmen dinleyicimle birbirimizi bulduk. Bulmaya da devam ediyoruz. Ne mutlu.

Sevenlerinizle yüz yüze buluşmanız zaman alsa da online konserler verdiniz? Böyle bir olağanüstü dönemden geçmek nasıldı?

Hakikaten zordu, göz göze şarkı söylemenin, sahici bir duygu paylaşmanın yerini ne tutabilir ki? Üstelik ben canlı performansın gücüne çok inanan biriyim çünkü canlı performans erler meydanı. Müziğin dijitize olduğu bir çağda herkes şarkı “söyleyebilir” hale geldi. Bir dinleyici olarak ben takipçisi olacağım kişinin önce konserdeki makyajsız yorumunu duymayı ve gerçek enerjisini-ruhunu hissetmeyi isterim. O yüzden bir şarkıcı olarak da dinleyicime bu fırsatı verebiliyor olmak çok önemlidir benim için. Online konserler gerçek etkileşimi sağlayamasa da kanayan yaraya merhem olmuştu bir dönem. Su aktı yolunu buldu o şekilde. İyi ki de yaptık, iyi ki de küsmedik ve ürettik betonların arasından yaprak açan o minik çiçekler misali…

“İç kumbaramda birikenler yeni şarkılar olarak çiçek verdi”

Pandemi dönemi sanatınız ve sanatçı yönünüzü nasıl etkiledi? Motivasyonunuzu yükseltmek için nelere başvurdunuz?

Hayat o kadar hızlı akıyor ki benim için -eminim ki birçok kişi için de öyle- en önemli şey zaman. En büyük şikâyetim zaman bulamamak, hep zamanla yarışıyor olmak. Pandemi okumaya, izlemeye ve dinlemeye çok vakit ayırabildiğim bir dönem oldu. Haliyle iç kumbaramda birikenler yeni şarkılar olarak çiçek verdi. Sağlıkla ilgili kaygıları ve maddi sarsıntıları göz ardı edebilecek kadar duyarsız biri olabilseydim benim için keyifli bir dönem olurdu bile diyebilirim. Ama gel gör ki o kaygılarla doluyduk her gün. Kolay değildi ama yine de sevdiklerine ve sevdiğin şeylere kavuşabilme umudu ayakta tuttu beni.

Kadına yönelik şiddete dikkat çeken “Adım Kadın” şarkısının yanı sıra “Doğa İçin Çal” gibi önemli sosyal sorumluluk projelerinde de yer alan birisiniz. Sanatçıların topluma karşı sorumlu olduklarını düşünüyor musunuz? Daha çok haksızlık karşısında farkındalık oluşturulabilir mi?

Her bireyin bir parçası olduğu topluma karşı sorumlu olduğunu düşünüyorum. Sanatçının sözünün ve aksiyonlarının etkisi ise elbette daha büyük çünkü güç görünürlükten geçiyor. Kimse bir farkındalık yaratmak “zorunda” değil. Bu zorla ya da pragmatist bir yaklaşımla yapılabilecek bir şey de değil ama şahsen ben haklı bulduğum bir mücadeleye destek verme şansım varken sus pus oturamam. O yüzden beni benzeri projelerde görmeye devam edeceksiniz diyebilirim. Umarım gün gelir çok daha büyük farkındalıkların yaratımında payım olur.

Babanız Türk Halk Müziği duayenlerinden şef Zafer Gündoğdu olduğunu biliyoruz. Babanızla bir türkü projeniz vardı. Ne durumda?

Pişmeye devam ediyor. Çünkü aceleye getirmek istemediğim, deyim yerindeyse hakkını vermek istediğim bir proje bu. Babam benim en kıymetlim evet ama bunun ötesinde halk müziğinin çağdaş dünyada yeniden yorumlanışında da çok kıymetli hizmetleri olan bir adam. Onun kızı olarak bir üretim yapmak büyük bir sorumluluk benim için. Hazır olana dek çalışmaya devam.

Eklemek istedikleriniz…

Böylesine özenli sorular için öncelikle size çok teşekkür etmek isterim. Sonra da müziğimi ve sevgisini kalbinde büyüten güzel dinleyicime. Sevgimle…

Şeyma Ercanlı

Şeyma Ercanlı

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı