Yeşilçam filmleri çoğumuzun kalbinde taht kurmuştur. Oyuncu kadrosu ve senaryosuyla döneme ışık tutan yapımlar afişleriyle de çok konuşulmuştur. Sizler için Yeşilçam’ın en sevilen filmlerinin afişlerini kaleme aldık. Çoğunu izlediğinize emin olduğumuz filmlerin afişlerine birlikte göz atalım.
“Ah Nerede”
Ailesi taşrada olan üç kardeş, İstanbul’da üniversite okumaktadırlar. Daha doğrusu okuyamamaktadırlar. Çünkü birisi çapkınlık pesinde, birisi kumar pesinde, birisi de siyaset pesinde koşmaktan okula vakit ayıramamaktadırlar. Çapkınlık pesinde kosan Ferit, bir gün gerçekten bir genç kıza âşık olur. Onunla birlikte olmak için elinden geleni yapar. Sonunda amacına ulaşır. Ancak diğer üç sevgilisi durumu fark edince, işler arapsaçına döner. Üstüne bir de babaları İstanbul’a gelip çocuklarının nasıl bir hayat yasadıklarını görünce tam bir kıyamet kopar. Babaları onları zorla memlekete geri götürür. Orada ağır işlerde çalıştırmaya baslar. Ancak, aşkı yüreğinde giderek büyüyen Ferit, İstanbul’a dönüp hem çalışmak, hem okumak, hem de sevdiği kızın gönlünü almak istemektedir. Kardeşlerinden de dest ek gelince, üç kardeş yeniden İstanbul’un yollarını tutarlar.
“Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”
Hababam Sınıfı, Mahmut Hoca’yı mutlu edebilmek için onu hastaneye sahte diplomalarla ziyarete gitmiş, aslında mezun olamamıştır. Film, Hababam Sınıfı serisindeki kadrosu en geniş olan ve en çok izlenen film olurken, Melih Kibar’ın yapmış olduğu müzikleri de 13. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En iyi özgün müzik” ödülünün sahibi oldu. Filmin müziği kadar afişi de çok sevildi.
Bekçiler Kralı
Görev yaptığı mahalledeki vatandaşlarını sömürenlere karşı başkaldıran bekçi Şaban’ın öyküsü. Zeytinburnu’ndaki bir mahalleye atanan bekçi Şaban (Kemal Sunal) görevine başlar. Vatandaşa eziyet eden mahalledeki muhtara, bakkala, manava, tüpgaz bayine uyarılarda bulunur. Şaban bu kişiler tarafından karakola şikâyet edilir. Ne var ki, Şaban’ı İçişleri Bakanının yeğeni olduğunu sanan komiser (Reha Yurdakul), tüm şikâyetleri hasıraltı eder. Şaban ise mahalleli yararına bu fırsattan istifade edip daha da başkaldırıp çöpleri toplatmayan temizlik işleri müdürüne, çocukları zehirleyen sanayi artıkları için kanalizasyon yaptırmayan fabrika sahibine kafa tutar. Sonunda her şey tatlıya bağlanıp mahalleli huzura kavuşur.
Dila Hanım
Dila Hanım filminde arazi alış verişi sırasında anlaşmazlık çıkar ve Barazoğlu İhsan Bey ,Karadağlı Rıza tarafından öldürülür. İhsan Bey’in karısı Dila Hanım Karadağlı Rıza’yı öldürmek için ant içer. Hiç beklenmedik bir zaman Karadağlı Rıza ile karşılaşır. Karadağlı Rıza’yı tanımamakla birlikte ona büyük bir bağ ile âşık olur. Dila Hanım’ın duyguları karşılıksız değildir. Karadağlı Rıza’da Dila Hanım’a karşı büyük bir aşk beslemektedir. Dila Hanım gerçekleri öğrenince önemli bir karar aşamasına gelecektir. Dila Hanım duygularının esiri olur ve aşkı seçer…
Evcilik Oyunu
Aslında doğuştan beşik-kertmesi nişanlı olan, ama birbirlerini hiç tanımayan iki gencin öyküsü anlatılmaktadır. Nazlı (Gülşen Bubikoğlu) zengin işadamı Mümtaz’ın (Hulusi Kentmen) kızıdır. Adnan (Tarık Akan) ise Mümtaz’ın eski arkadaşı Rıfkı’nın (Mümtaz Ener) oğlu. Mümtaz kızının Adnan’la evlenmesini ister. Nazlı karşı çıkar. Adnan’ın ailesini aşağılar ve evi terk eder. Adnan da Nazlı’yı istemez ama tavrından dolayı oyun oynamaya karar verip izini bulur. Oyun biter, her şey ortaya çıkar. Bir süre ayrılırlarsa da, bu süreçte birbirlerini sevdiklerini anladıklarından, yeniden ve bu kez sonsuza dek birleşirler…
Gırgıriye
Sulukule’de yaşam… Bir yanda Güllüye, annesi Sabahat ve dayısı Bekir. Diğer yanda Bayram, babası Emin, kız kardeşi Sevim ve halası. Güllüye Bayram’ın, Sevim de Bekir’in sevgilisidir, ama Emin ile Sabahat’ın ezeli düşmanlığı evlenmelerine engeldir. Aslında birbirlerine âşık olan Emin ve Sabahat yıllar önce tam evlenecekken, Emin’i başka kadınla görüp, inat için başka adamla evlenen Sabahat’a Emin’in kızması; giderek ortaya iki düşman aile çıkartmıştır. Sulukule’ye gelen müşterileri paylaşamaz, sürekli kavga ederler. Güllüye ve Bayram evlenmeye iyice kararlıdır. Ama ünlü gazinocu Sabri’nin Güllüye’yi assolist yapması bunun gerçekleşmesini önler. Karşılık alamasa da Sabri Güllüye’ye âşık olmuştur. Sulukule’de çekilen televizyon programında çok beğenilen Bayram’ı da rakip gazinocu sahneye çıkarır. Bayram para kazanıp Güllüye’den öc almak için, kadın kılığına girip şarkılar söyleyerek ünlü olur. Bu durumlara üzülen Bayram’ın halası ikisine de diğerinin ölümcül hasta olduğunu söyleyip buluşmalarını sağlar. Sabahat ve Emin de aynı oyunla barıştırılır. Sonunda Güllüye Bayram’la, Emin Sabahat’la, Bekir Sevim’le evlenir. Gazinocu Sabri’nin baskını ise onu ve adamlarını polisin tutuklaması ile sonuçlanır. Sulukule’ye müzik, şamata, şenlik ve mutluluk yeniden geri gelmiştir.
Gülen Gözler
Nezaket Hanim ve kocası, hep erkek çocuk umuduyla 4 kız çocuk sahibi olurlar. İsmet, Fikret, Nedret ve Hikmet kardeşler genç kızlık dönemlerindedir ve evlilik hayalleri kurmaktadırlar. İsmet’le, Nedret, erkek arkadaşlarını babalarına zengin biriymiş gibi tanıtır. Ancak, onların maddi durumları pek de parlak değildir. Kızlarının mürüvvetini görmek isteyen Nezaket Hanım, evi ipotekleyerek kızlarının düğünü için borç alır. Bu arada Fikret’le, Vecihi arasında da büyük bir aşk yaşanmaktadır. Aile, parayı ödeyebilmek için sabun üretmeye çalışırlar. Ancak işler istedikleri gibi gitmez. Kısacası, beş kızı olan bir marangoz ustasının güldürüsü…
Güzel Şöför
Tahran da yaşayan ve ailesi kazada ölen Fatma (Filiz Akın), arkadaşı Mehmet’le birlikte, ailesinin mirasına el koyan amcası Fahri’nin (Atıf Kaptan) peşine düşer. İstanbul da buldukları amcası mirası geri vermez. Fatma’ya evde hizmetçilik yaptırırlar. Mehmet ise arkadaşı Necdet’in (Necdet Tosun) evinde kalır ve arabasında dolmuşçuluk yapar. Fatma hakkını alır…
Kiracı
Kerim (Kemal Sunal) bir devlet memurudur. Geçim sıkıntısı çekmektedir. Evinde 2 çocuğu, karısı ve bir de kayınvalidesi ile yaşayan Kerim ev sahipleriyle dertlidir. Kerim bir ev almak ister. Ancak yaşadığı geçim zorluğu onu bu hayalinden muaf tutmaktadır.
Köprü
Yıllar önce hasta annesini Fırat’ın azgın sularında kaybeden Ahmet günün birinde mühendis olup köyüne döner. Babası bildiği ve çok sevdiği adam ve oğlu ise köyde salcılık yapmaktadırlar ve o küçükken okuması için sallardan birini satmışlardır. Ayrıca evin kızı Zeynep ile birbirlerini sevmektedirler. Annesini alan zalim Fırat’ın üzerine köprü kurmak isteyen Ahmet’e bütün aile karşı çıkar fakat Ahmet idealinden vazgeçmeyecektir.
Salako
Emine’yi babası sevmediği bir adamla evlendirmeye çalışır. Emine ağanın kızıdır ve babasına karşı gelmek neredeyse imkânsızdır. Emine kaçmak ister ama dağlara tek başına gidemez ve kimse Emine’yi kaçırmaya cesaret edemez. Emine Salako ile kaçmayı tercih eder ve Salako Emine’ye âşıktır ve onunla beraber dağlara kaçarlar. Emine ise Salako’yu her gün oyalar ve sonunda eski sevgilisi Hamido’ya kavuşur ama Hamido Emine’yi reddeder ve babasına yollamak ister. Emine tekrar Salako ile dağlara kaçar. Salako ise Hamido’yu öldürür ve kasabanın eşkıyası olur. Salako filmi Çatalca İnceğiz mağaraları ile Çatalca’nın Kestanelik ve Örcünlü köylerinde çekilmiştir.
Selvi Boylum Al Yazmalım
Köylü kızı Asya ile kamyon şoförü İlyas birbirlerini severler. İşleri bozulan İlyas Asya’nın karşısına öyle çıkmak istemez ve bunalıma girerek Asya’yı terk eder. Sahipsiz kalan Asya’ya ve çocuğuna Cemşit adlı bir yol yapımcısı sahip çıkar. Yıllar sonra bir gün İlyas çıkagelir. Asya şimdi büyük aşkı ve kendisine zor gününde kucak açan Cemşit arasında bir tercih yapmak zorunda kalır.
Şaban Oğlu Şaban
Askerde her türlü sakarlığı, beceriksizliği yapan ve kumandanı Hüsamettin’i sürekli kızdıran, deyim yerindeyse sürekli burnundan getiren Şaban, askerlikten sonra arkadaşı Ramazan ile çalgıcılık yapar. Çalgıcılık yaptıkları dönemde aynı yerde Kanto yapan Nigar’a âşık olurlar. Bunun akabinde hiç beklenmedik bir şekilde komiser Hüsamettin ve tüm teşkilatının peşinde olup da yakalayamadıkları Kadırgalı Eşref’i yakalarlar. Onların bu başarısı üstüne Nazır Paşa onları gizli polis yapar. Bu arada Nazır Paşa’nın evinde kız kardeşinin elması çalınır. Şaban ve Ramazan elması bulmak için Nazır Paşa’nın konağında araştırma yapmaya başlarlar.
Şark Bülbülü
Başlık Parası için İstanbul’a gelen ve rastlantılar sonucu Şaban Ballıses adıyla ünlü bir türkücü olan Şaban’ın (Kemal Sunal) komik öyküsü… Film bir gecede şöhret olan ünlüleri tiye alan klasik olmuş bir Kemal Sunal komedisi.
Yol
İmralı Açık Cezaevi’nden bayram izni- ne çıkan beş mahkûmun öyküsü iç içe gelişir. Seyit Ali (Tarık Akan), şeytana uyup kendisini aldatarak namusuna leke düşüren karısı Zine (Şerif Sezer) cezasını vermek için köyüne gider. Özellikle de kar sahneleri, Seyit’in karısını sırtında taşıması ve tövbekar Zine’nin donmaması için kamçıyla dövülmesi ama sonuçta ölmesi, Batının da ilgisini çektiği insan dramlarından biridir. Zine’nin törelere göre öldürülme görevi öncelikle ihanete uğrayan kocaya düşmektedir. Karısını, ailenin ceza olarak zincire vurduğu ahırda bulan Seyit Ali, bir ölüm yürüyüşüne çıkar. Dondurucu soğuğa dayanamayan Zine, kendisini kurtarması için yalvarır. Gerçekte Seyit, baştan beri karısını öldürmeye karşıdır.
Züğürt Aga
Haraptar adlı köyün haşmetli ağası (Şener Şen), her gün yeni bir kan isteyen babası Abdo’yla yaşadığı yörede egemenliğini sürdürürken her şey tersine gelişir. Yanaşmalarının küçük kızıyla gerdeğe giren baba, yaşamını yitirir. Köylüler ağanın ürünlerini çalıp satarlar. Kuraklık nedeniyle topraklarını da baraj yapmak isteyen politikacılara satarak kendini kente atan ağa, burada da tutunamayacaktır. Karısına varıncaya kadar herkesin terk ettiği ağaya sadık kalan yalnızca yanaşmanın kızı Kiraz’dır.