Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Pandemi hayatımızın her alanında ciddi değişikliklere ve dönüşümlere sebep oldu. “Geleceğin Modasını Görmek” başlıklı araştırmada “sürdürülebilir moda” ve “modada dijitalleşme” başlıkları ön plana çıkıyor.
KPMG, Covid-19 sonrasında değişen moda trendlerini ve tüketicinin moda anlayışının nasıl şekillendiğini inceledi. Bu trendler gelecek 10 yıla damga vuracak. Tüketici ise ihtiyaca göre ısıtan/soğutan, renk değiştiren, sağlık sorunları teşhisini destekleyen ürünler bekliyor.
Birçok moda devi stratejilerinde değişikliğe gidiyor
KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Gökhan Kaçmaz, “Moda endüstrisindeki yöneticiler arasında pazarın gelecekte nasıl gelişeceği ve bu gelişim doğrultusunda doğru kurumsal stratejinin nasıl kurulacağı ile ilgili belirsizlikler var. Zamanın ruhunu yakalamaya odaklı sektörde müşteri deneyimi, dijitalleşme ve hizmetin duygusallaştırılması gibi konular pandemiden sonra da hala önemli. Bunlara ilaveten, sosyal bir trend olarak sürdürülebilirlik, moda pazarında hem endüstriyel hem de perakende açısından önem kazanıyor. Çevrim içi-çevrim dışı entegrasyon, çok kanallı yönetim, müşteri uygulamaları, sosyal medya yönetimi, platform ekonomisi “moda” sözcükler değil aksine birçok moda markasının stratejilerini şekillendiren kavramlar. KPMG Almanya ofisinin, 2020-2021 arasında yaptığı araştırma 2030’ların nasıl görüneceği hakkında fikir veriyor” diye konuştu.
Sürdürülebilirlik daha etik bir üretim için vazgeçilmez
İş dünyasının bir numaralı gündemi olan sürdürülebilirlik moda sektöründe de yükseliyor. Özellikle tüketici tarafında sürdürülebilir iş modelleriyle üretim yapan markalar tercih sebebi. Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 59’u doğal lif/iplik kullanımının satın alma kararlarını etkilediğini söylüyor. Adil ticaret ve ücret politikasına göre karar verenlerin oranı yüzde 54.
İşletmenin çalışma koşullarına dikkat edenlerin oranı yüzde 53. Hemen arkasından yüzde 49 ile iklim değişikliği, yüzde 42 ile kimyasal kullanımı gibi faktörler geliyor.
Tüketicilerin yüzde 70’i kıyafet alırken uzun süre dayanıp dayanmayacağına bakıyor. Yüzde 56’sı uygun fiyatlı olmasına, yüzde 35’i sürdürülebilir olmasına, yüzde 34’ü ise modaya uygun olmasına göre karar veriyor.
Sürdürülebilir moda trendleri; ikinci el kıyafetler, geri dönüşümle üretilen kıyafetler ve sürdürülebilir modaya göre üretilen kıyafetler gibi başlıklara ayrılıyor. Tüketicilerin bu başlıklardan en fazla tercih ettiği seçenek, sürdürülebilir modaya uygun kıyafetler olarak öne çıkıyor.
Modada teknoloji devri
Teknoloji de moda sektörünün gündeminde. Sektördeki dijitalleşme uygulamaları, yapay zeka teknolojileri, tüketicinin tercihine ve beğenisine göre iyileştirilen veri yönetimi, tasarımların dijitalleşmesi, online satış gibi konularda yoğun çalışmalar var. Buna rağmen birçok şirket tamamen otomasyona dayalı, insansız bir üretim sürecini yakın gelecekte pek mümkün görmüyor. Sanal tasarım süreçlerinin ise hem malzemeden hem zamandan önemli tasarruf sağladığı düşünülüyor.
Türkiye hazır giyim sektörü zorlu bir yılı başarıyla geride bıraktı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 2020 yılında 17,1 milyar dolar oldu. 2020 yılındaki hafif düşüşün ardından hazır giyim ihracatının, döviz kurunun sağladığı rekabet avantajından ve İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasından da destek alarak, bu yıl 20 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye hazır giyim sektörü için en büyük pazar olan Almanya’yı İspanya ve İngiltere takip ediyor. Bu nedenle sektördeki şirketlerin, büyük pazarlardaki gündemi yakından takip etmesi kritik önem taşıyor.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı