Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Pandemi süreci hepimize doğaya saygılı olmayı ve farkındalığı hatırlattı. Özellikle moda sektörünün son iki yıldır gündeminde daha etik üretim ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Bunu yıllardır yapmayı başaran, globelleşmiş, dünyaya kendini tanıtan markalar da var. 10 yıl önce kadınların emeğiyle, el işiyle doğan Tullaa çantaları gibi. Tullaa’nın sahibi Tülay Arslan: “Tullaa olarak çevre dostu alternatif hammaddelerle yüzde yüz el yapımı çantalar üretiyoruz” diyor.
Birbirinden şık çantalar hepsi de el emeği göz nuru. Globalleşen yerli markalardan birisi olan Tullaa sürdürülebilir ve etik üretim yapıyor. Markanın kurulmasından bugüne tam 10 yıl geçti. Her geçen gün daha özenle ve samimi üretim yapıyorlar. Markanın sahibi Tülay Arslan ile sürdürülebilirlik, modanın dönüşümü ve Tullaa’yı konuştuk.
Tülay Hanım, Pandemi dönemiyle birlikte moda da ciddi bir dönüşüm yaşandı. “El emeği göz nuru” olan tasarımlar her zamankinden daha çok değer görüyor. Sizin ürünlerinizde tam olarak bu şekilde üretiliyor. Bize biraz kuruluşunuzdan bugüne yaşadığınız gelişimlerden ve değişimlerden bahseder misiniz?
Pandemiyle beraber sürdürülebilirlik ve yerel kaynaklara dönüş bir trend olmaktan çıkıp moda sektörünün gündemini belirliyor. Sürdürülebilirlik kavramı bir yapış şekli olarak Tullaa markasıyla bütünleşti. Küresel ekolojik meselelere farkındalıkla atıksız üretim yapıyoruz. Bununla beraber geri dönüşüm Tullaa atölyesi olarak sahip çıktığımız bir değer.
Bir örnek olarak; hatalı modeller sökülüp başka bir çantanın gövde toplama örgülerinde, tabanlarında, iç ceplerinde yeniden değerleniyor. Kontrollü kanallarla yapılan üretimle mümkün olan bu dönüşümler; sürecimizin doğal bir parçası. Kullandığımız temel hammadde kimyasal boya içermeyen yüzde yüz bitki kaynaklı kâğıt ip. Bu sene tüm koleksiyonda vejetal (bitkisel tabaklanmış) deri kullandık. Bitkisel tabaklamış deri aynı anda hem kaliteli hem de çevre dostu. Tullaa olarak çevre dostu alternatif hammaddelerle yüzde yüz el yapımı çantalar üretiyoruz. Çağdaş tasarım dili ve örgü kalitesiyle uzun ömürlü çabasız giyilen sürdürülebilir bir stilin altını çiziyorum.
Pandemi süreci TULLAA’yı nasıl etkiledi?
Pandemi döneminin, yavaş tasarımı etik üretimle bir bütün olarak benimseyen Tullaa’nın sürdürülebilirliğini çok etkilediğini söyleyemem. Pandemi ile beraber değişen ve gelişen moda sektörünün yerel ve etik olana dönüş çağrısı Tullaa’nın çıkış noktası olan fikre adeta ses oldu.
Yurt dışı satışlarınız ne durumda? Hangi ülkelerde daha aktif olmayı planlıyorsunuz?
Tullaa çantaları uzun yıllardır Türkiye’de olduğu gibi ülke dışında da kilit lokasyonlarda yer alan prestijli store ve online satış kanallarında alıcısıyla buluşuyor. Ekip olarak görüşmelerimizin sürdüğü yeni ortaklıklarla Tullaa’yı küresel çapta satış kanallarında görebileceğiz.
“Tıpkı örgünün doğası gibi ilmek ilmek çoğaldık, kaçığımız, söküğümüz olmadı”
TULLAA ve sizin hikâyeniz aslında tam olarak başarılı bir kadın girişimci örneği. Evinde özellikle (karantina gibi zorlu süreçlerden geçilirken) kadınların daha cesur olması için neler tavsiye edersiniz?
Tullaa olarak ilk yıllarımızda çok samimi haftalık workshoplarla üretime başladık. Süreçte kurulan dostluklar kalıcı oldu, gün geçtikçe çoğaldı. Tıpkı örgünün doğası gibi ilmek ilmek çoğaldık, kaçığımız, söküğümüz olmadı. Bugün atölyemizde on yıl önce yola çıktığımız kadınlarla ve günbegün genişleyen ailemizle üretim sürecimiz devam ediyor. Türk kadının el becerisi ve çok değerli, çeşitli zanaatlare bilgisine güvenim sonsuz. Tullaa ailesi olarak hikâyemiz, bahsettiğim yetenekli özel kadınlara ilham oluyorsa daha mutlu olamayız.
Markanın tasarımlarındaki asalet ve şıklığın yanında başarılı bir pr çalışması olduğunu yadsıyamayız. Markanın ınstagram hesabı, ürün görselleri… Nasıl yol alıyorsunuz?
Şüphesiz el becerisiyle var etmenin sağladığı tatmin duygusu ve sürecin insana kazandırdığı huzurlu karakter çok özel. 10 sene önce bahsettiğim hislerle yolculuğa çıktım. Daha sonra kızım Beliz’le beraber yol aldık. Beliz markanın mağaza bölümünde Tullaa’ya büyük destek. Atölyemizde ürün tasarımı bana ve yaratıcı yönetmen olarak ailemize katılan Ayşenur Çavdar’a ait. Tullaa’nın resmi hesapları için üretilen tüm içerikler aynı şekilde Ayşenur Çavdar ve benim bakış açımla şekilleniyor.
Yaz koleksiyonunuzdan biraz bahseder misiniz? Özellikle bu yaz çanta trendlerinde neler hâkim?
Tullaa olarak kâğıt ipe başladığımız zamanlar sektörde bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir hammadde değildi. Bu yıl Tullaa on yaşında. Sürdürülebilirlik, bir yapış şekli olmaktan ziyade trend olarak gündemde olduğu için sektörün öncü markaları hasır hammaddesine koleksiyonlarında yer vermeye başladı. Bugün trend olarak karşımıza çıkan kağıt ip hammaddesiyle benim deneyimim; Tullaa’nın özü olan etik üretim ve sürdürülebilir tasarımın doğal olarak ihtiyacı olan hammadde arayışıyla başladı. Özellikle sepetlere, farklı coğrafyalara özgü geleneksel örme ve dokuma tekniklerine olan ilgimin, Türk kadınlarının el örgüsü becerisini, potansiyelini keşfetmem ve tasarlarken kağıt ipe odaklanmamda büyük rolü var.
Modanın dönüşümüyle birlikte konfor ön plana çıkıyor. Sizin tasarımlarınız konforun yanı sıra şıklıktan taviz vermiyor gibi gözüküyor. Markanın kodları nelerdir? Hangi tür giyinmeyi seven kadınlar TULLAA almalı?
Tullaa kadınının gardırobunu hayal ediyorum. Bejden kahveye, siyahtan beyaza geçiş renklerinden oluşan bir palet gözümde canlanıyor. Düz tabanlı maskülen şehir ayakkabıları veya minimal, ufak topuklu, modern sandaletlerle stilinin vazgeçilmez parçası Tullaa çantasını giyiyor. Aksesuar kullanımında sofistike bir zevke sahip, sezon trendi minimal kalın gümüş yüzüklerle ve unisex simsiyah bir güneş gözlüğüyle çıkmaya hazır!
İstihdam olarak kadınlardan oluşan bir ekibiniz var sanırım. Nasıl bir ekiple birlikte üretim yapıyorsunuz? Bir çantanın tasarım süreci nasıl işliyor?
Tasarımlarımızda Tullaa markasının yıllar içinde kazandığı değerleri geliştirmeye odaklanıyoruz. Kontrollü kanallarla etik üretilen Tullaa çantaları, geleneksel Türk kadınlarının örgü tekniklerinin benimsendiği ve geliştirildiği çağdaş bir tasarım diline sahip. El yapımı her bir çantanın bağımsız bir süreci var. Elden ele fark eden örgü ve dikiş her bir çantanın sürecinin takibinde çok dikkatli ve özenli olmayı gerektiriyor. Tasarlanan ilk imge üretim aşamasında gelişiyor ve el örgü teknikleriyle bir doku, ten sahibi oluyor. El örgüsü çanta vücuduna el saracı vejetal deri işciliğile son dokunuşlar yapılıyor. Her bir çanta bu benzersiz süreçten geçiyor. Sonuç olarak tasarımlarımızda yansıtmak istediğimiz en önemli özellik her bir çantanın tasarım ve üretim sürecindeki dengeli ahenk, sahip olduğu eşsiz ruh.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı