Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Türkiye’nin ilk kadın doktoru: Safiye Ali kimdir? Döneminde yaşadığı zorluklar ve başarıları nelerdir? Safiye Ali hakkında tüm merak edilenleri sizler için derledik.
Bir Osmanlı paşasının kızı olarak doğan Safiye Ali, 1894 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid’in yaverlerinden Ali Kırat Paşa, annesi Şeyhülharem Hacı Emin Paşa’nın kızı Emine Hasene Hanım’dır. Safiye Ali, dört kız kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi. Ailesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanındı. Dedesi Hacı Emin Paşa 17 yıl Mekke şeyhülislamlığı yaptı ve hâlen aktif beş vakfın kurucusuydu. Babasını küçük yaşta kaybeden Safiye Ali, dedesi Emin Paşa’nın Valideçeşme’deki konağında büyüdü.
İstanbul’da Amerikan Kız Koleji’nde öğrenim gördü. Ocak 1916’da kolejden mezun oldu. Kolej yıllarında iken tıp doktoru olmaya karar verdi. Kadın hastaların kadın doktorları tercih etmesinden ötürü ülkede kadın doktorlara gereksinim duyuluyordu ancak Darülfünun Tıp Fakültesi henüz kadın öğrenci kabul etmiyordu. I. Dünya Savaşı sürerken maddi güçlüklere rağmen Almanya’ya giderek Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gördü. Julius-Maximilians-Universität Würzburg’da eğitimine devam ederken Talebe-i Osmaniye Heyet-i Teftişiyesi Reisi Ali Haydar Bey ile eğitim süreci hakkında yazışmaları zorluklar içindeki üstün gayretini gözler önüne serdi. 10 Temmuz 1918 tarihli mektubunun bir kısmında Safiye Ali:
“Reis Beyefendi,
… Şimdi gireceğim imtihan “Physicum” diye tabir ettikleri imtihandır ki şu derslerden: Hikmet (Fizik), Kimya, Nebatat (Botanik), Hayvanat (Zooloji), Anatomi, Topografi, Mikroskopi, Fizyoloji.
… Bu imtihana dâhil olacaklar pek çok. İçlerinde Türk olarak yalnız bir tek benim. Onun için birinci olmayı çok arzu ediyorum. Emir olunur ise imtihanın ne suretle neticelendiğini arz ederim.”
Dönemin Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey’in yardımıyla devlet bursu alan Safiye Ali, çok hızlı bir şekilde Almanca öğrenerek hemen derslere başladı. Amerikan Koleji mezunu olması sebebiyle zorluk çıkaran Bavyera Millî Eğitim Bakanlığı, sınavda aldığı birincilik derecesi karşılığı Safiye Ali'ye “Doktor Namzeti” unvanını verdi. 1921 yılında “Bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması” hakkındaki tezi ile diplomasını aldı.
İstanbul’a döndükten altı hafta sonra kadın ve çocuk hastalıkları ihtisası yapmak üzere tekrar Almanya’ya gitti. Burada göz hekimi olan Dr. Ferdinand Krekeler (sonradan aldığı adı ile Ferdi Ali) ile evlendi.
“Dr. Safiye Ali Hanım, kadın ve çocuk hastalarını Cuma ve Pazar'dan maada her gün ve öğleden sonra İstanbul'da Nuruosmaniye Caddesi'nde 52 numaralı muayenehanesinde kabul eder. İstanbul 2866.”
Haziran 1923’te Türkiye’nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini aldı ve eşi ile birlikte Cağaloğlu’nda muayenehane açtı. İlk zamanlar tanınmadığı için muayenehanesine kimse gelmedi hatta kadın olduğu için düşük vizite ücreti ödemek isteyenler bile oldu. Düşük vizite ücreti ödemek isteyenlere cevap olarak, eğer maddi imkânsızlığı var ise ücret almayacağını, aksi takdirde diğer erkek meslektaşlarıyla aynı ücreti talep ettiğini söylüyordu. Safiye Ali daha o dönemde “Eşit işe eşit ücret” mücadelesi veriyordu. İstanbul’da beş yıl doktorluk yaptı ancak karşılıksız olarak anne-çocuk sağlığına yaptığı hizmetler klinik çalışmalarının önüne geçti. Doktorlar camiasında onu destekleyen hiç kimse yoktu. Bu dönemde ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vererek kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olarak tarihe geçti.
O dönemde Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde farklı nedenlerle anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkanından mahrum olan çocuklar için açılan Süt Damlası Bakım Evleri vardı. Fransız Kızılhaç’ı tarafından kurulan Süt Damlası İstanbul Şubesi 1925’te Himaye-i Etfal cemiyetine bırakıldı. Kuruluş amacı tedaviden ziyade çocukların sağlıklı bir şekilde nasıl bakılacağı konusunda anneleri bilinçlendirmek olan Süt Damlası, Safiye Ali’nin başa geçmesi ve özverili çalışmalarıyla etkinlik kazandı. Safiye Ali kadınları emzirmeye teşvik etti. Yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmeleri amaçlı eğitimler tertip etti. Bunları hiçbir ücret almadan gönüllü olarak yaptı. Bunun yanı sıra Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesini kurdu. Londra, Viyana ve Bolonya’da düzenlenen kongrelerde Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni temsil etti. Mesleğinin zirvesinde iken Süt Damlası’ndan istifa etmek zorunda kaldı.
Bu durum hastaları tarafından büyük üzüntüyle karşılandı. Hatta kadınlar çocuklarını da alarak önce Hilal-i Ahmer cemiyetinin önünde sonra da Safiye Ali’nin yerine atanan Fuat Beyin evinin önünde protestolar yaptılar. Bu protestoları tertip ettirenin bizzat Safiye Ali olduğunu iddia eden rakiplerine karşı Safiye Ali bu iddiaların gülünç olduğunu, meselenin kadınların başarısını çekemeyen erkek doktorlar tarafından üretildiğini söyleyerek istifasını geri almayacağını yineledi.
1923 yılının Haziran ayında Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan da önce Nezihe Muhiddin öncülüğünde “Kadınlar Halk Fırkası” kurulmaya çalışılmış ancak hükümet tarafından izin verilmemişti. Türk Kadın Birliği adı altında örgütlenen kadınlar çokeşlilik, boşanma gibi aile hukukuna ilişkin konularla, kadınların seçme ve seçilme hakkı gibi pek çok hakkın kazanımıyla uğraştılar. Birliğin komisyonunda görev alan isimlerden birisi de Safiye Ali oldu ve Kadınlar Birliği’nin Sıhhiye Komisyonu Başkanlığı’nı yürüttü. Birliğe erkeklerin katılımı üzerine tartışmaların döndüğü bir toplantıda, eşitlik mücadelesinin herkese ait olduğunu şu sözleri ile hatırlattı: “Kadın erkek hayatının birleştiği bir zamanda yeniden harem tesisine (kurmaya) doğru adım atmak terakkiperver (ilerici) kadınlığın şiarı (benimsediği yol) olamaz.”
Safiye Ali İstanbul’da hekimlik yaptığı sırada mesleğiyle ilgili üç uluslararası kongrede ülkesini temsil etti. 1924 yazında Londra’da, sonbaharda Budapeşte’de yapılan kongrelerde Hilal-i Ahmer Cemiyeti temsilcisi olarak, 1928’de Beynelmilel Kadın Doktorlar Cemiyeti’nin Bolonya kongresinde ülkesini temsilen yer aldı. İstanbul’daki çocuk hastalıklarına ve bunlara bağlı ölümlere dikkat çekerek yardım sağlamaya çalıştı. Başta “Süt Damlası” olmak üzere “Himaye-i Etfal Cemiyeti”, Çocuk Muayenehaneleri, Çocuk Bakım Yurtları gibi çocuklara yönelik başarılı çalışmaları uluslararası alanda da büyük takdir gördü.
1928’de hastalığı üzerine eşi ile birlikte Almanya’ya döndü. Safiye Ali, geçirdiği ameliyatın ardından Dortmund’da çalışmaya devam etti. İkinci Dünya Savaşı süresince muayenehanesini birkaç kere kaybetti, her seferinde tekrar işine sarıldı. Safiye Ali’nin hiç çocuğu olmamıştı ama hayatı boyunca kadınların ve çocukların faydasına çalışmayı sürdürdü. Safiye Ali, 5 Temmuz 1952’ de hayatını kaybetti. Cenazesinde meslektaşı Prof. Dr. Lehmann, “Safiye’nin yüreği bir pırlantaydı. O, yüksek ruhlu, insancıl bir varlıktı. Bizim kalbimizde hayranlık duyduğumuz büyük bir yardımsever melek olarak yaşayacaktır.” dedi.
Geçtiğimiz günlerde çıkan haberlerde Türkiye’nin ilk kadın doktoru Safiye Ali’ nin mezarının kayıp olduğu öğrenildi. T.C. Essen Başkonsolosu Şener Cebeci ve Dortmund Türk Dernekler Birliği Platformu sözcüsü Emre Güleç’nin çabalarıyla 69 yıl sonra Ali’nin mezarı Dortmund’da bulundu. Mezarın düzenleneceği bilgisi verildi.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı