Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Yeşilçam’ın unutulmaz aşk filmlerinin yazarıdır Kerime Nadir… 1960’lı ve 70’ li yıllarda kültür-sanat hayatına damgasını vuran toplumcu gerçekçilik hikâyelerine hiç yaklaşmadığı için sanat çevrelerince dışlanmış; halk tarafından da bir o kadar sahiplenmiştir. Yazmaya hevesli genç bir kalem Kerime Nadir’i ölüm yıldönümünde tekrardan anıyoruz.
Cumhuriyet döneminin güçlü kalemi Kerime Nadir, 1958’de yayımladığı “Romancının Dünyası”nda çocukluğunu, büyüdüğü evi, aile çevresini, bir kadın yazar olarak Babıali’de yaşadıklarını ve bir senarist olarak Yeşilçam’ın altın çağında, sektörde yaşadıklarını gözler önüne seriyor.
5 Şubat 1917’de İstanbul’da doğdu. 20 Mart 1984’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Kerime Nadir Azrak’tır. İlk ve orta öğrenimini çeşitli okullarda tamamlayan Kerime Nadir, 1935’te İstanbul Bebek Saint Joseph Sörler Okulu’nu bitirdi. Ayrıca özel eğitim gördü.
Şiir yazmaya başlamasının ardından ilk öyküleri Servet-i Fünun, Uyanış, Yarımay gibi dergilerde yayımlandı. Nadir’in çiçeği burnunda ve heyecanlı bir genç yazar olarak hüsnükabul gördüğü, yegâne dostlarını edindiği Servet-i Fünun, Uyanış dergisindeki yazarlar toplantısına gidişiyle başladı.
Düz yazı türündeki çalışmaları Aydabir, Yedigün, Hayat dergilerinde çıktı. İlk romanı “Yeşil Işıklar” 1937’de yayınlandı. Çoğunlukla kadın kahramanlar üzerine kurduğu duygusal aşk ve serüven romanlarıyla 1940-1970 arasında çok okunan ve sevilen bir yazar oldu. Birçok baskısı yapılan bu romanlarından bazıları sinemaya da uyarlandı. 40’tan fazla roman yazan Nadir’in konuları, genellikle kırık aşklar üzerine oldu. “Hıçkırık” adlı romanında Mustafa Tosun’u ve eşi Üftade Hanım’ın yaşamöykülerini konu edindiği sanılmaktadır. “Hıçkırık” romanıyla memleket çapında tanındı. Kaleme aldığı aşk ve karasevda romanları, tefrika edildikleri yıllarda gazetelerin tirajını artırdı. Bazı romanları yabancı dillere de çevrilen Nadir’in romanları 5 milyondan fazla satış yaptı.
Kerime Nadir, köşklerde, yalılarda geçen olaylarla “soylu ve seviyeli kişileri anlatan romanlar yazmakla, popülist romancılık tavrıyla eserler vermekle itham edilmişti. Romanlarında çağının sorunlarıyla alakasız, sadece kendisinin hayal dünyasına ait romantik aşkları anlatmakla suçlanan eleştirilerle karşılaştı. Eleştirmenlerin pek çoğu Kerime Nadir’i piyasa romancısı tabiri ile yaftalayıp dışladı. Öte yandan romanlarının yığınlar tarafından kabul görmesi nedeniyle onu “halka okuma sevgisi aşıladığı ve okuru gerçekçi romanlara hazırladığı için” dikkate değer bulanlar da oldu.
Kerime Nadir ile röportaj yapan İ. Şevket Erkoç’un Kerime Nadir ve romancılığı ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı; “Çünkü Kerime Nadir, kolay okunan aşk romanları yazmış olsa da fettan kadınları ve duygusal erkekleri ile hep benzerlerinden ayrıldı. Ancak romanlarının bu tür özelliklerine ve satış rekorları kırıp gazeteleri peşinden koşturmasına rağmen meslektaşları onu hep küçümsedi. Eleştiri tarihimiz ondan “piyasa romancısı” deyip kurtuldu. Türk edebiyatı Kerime Nadir’i pek içinde barındırmak istememiş. Mesela hayatta olduğu dönemde yazılmış, eleştiri yazılarında ya da kitaplarda fazla yer bulamamış hatta birçoğunda hiç yer alamamıştır. Yer aldığında da piyasa romancısı olarak tanımlanmıştır.”
Kerime Nadir, kitaplarının yayınlanıp çok sattığı dönemi şöyle anlatıyor: “Üç aşağı beş yukarı hepsi sıcağı sıcağına yaşadığım günlerdi. Dönüp baktığımda keder dolu bazı hayat hikâyelerini hatırlatıyorlar bana… Borçlarını ödeyememeyi kendine yediremediğinden canına kıyacak kadar onurlu Nevzat Pesen… Büyük bir yalnızlık içinde ölümü bekleyen sevgili, biricik Belgin Doruk… Görkemli güzelliğini hiç fark etmemiş gibi yaşadıktan sonra, olanca alçak gönüllüğüyle aramızdan ayrılıp giden Neriman hanım… Onların öyküleri de Samanyolu’nun binlerce yıldızıyla sarmaş dolaş.”
Türk edebiyatının en çok satan romanlarından biri olan “Samanyolu” yıllar sonra, yayınlandığı andan itibaren unutulmazlar arasına girdi. Önce tefrika olarak yayınlandı, daha sonra kitap olarak çıkıp baskı üstüne baskı yaptı ve sessiz sakin yazarını bir anda şöhretin zirvesine taşıdı. Kerime Nadir, kendi kendine konuşur gibi bir üsluba sahip, sade ve herkesin anlayabileceği, kolay anlaşılır bir dil kullandı. Romanları her düzeydeki okuyucunun kolayca anlayabileceği bir dille yazdı. Kısa cümleler sık sık yenilenen paragraflar olayların adeta özet haline getirilerek anlatışı, yazarın romancılığında dikkat çeken unsurlardır. Bununla birlikte aşkın gönül yakıcılığı yine duyumsanır kavuşulamayan veya karşılıksız kalan umutsuz aşklar, romanlarının vazgeçilmez konusu oldu.
Bu ikilemler arasında kendi sevdiği işi yapmaktan vazgeçmeyen yazar, bir kesim tarafından ötekileştirilmek istense de bu durum halk tarafından karşılık görmedi. Kerime Nadir, 1984’de 67 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.
Yeşil Işıklar (1937), Hıçkırık (1938), Günah Bende Mi? (1939), Seven Ne Yapmaz? (1940), Samanyolu (1941), Funda, Gelinlik Kız (1943), Aşka Tövbe (1945), Uykusuz Geceler (1945), Balayı (1946), Kahkaha (1946), Solan Ümit, Ormandan Yapraklar (1948), Aşk Rüyası ( 1949), Posta Güvercini (1950), Ruh Gurbetinde (1953), Pervane (1955), Esir Kuş (1957), Kırık Hayat (1957), Sonbahar (1958), Aşk Bekliyor (1959), Gümüş Selvi (1960), Karar Gecesi (1973)
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı