Türk edebiyatındaki bazı kadın yazar ve şairler

admin Yazar: admin 9 Kasım 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Edebiyatımıza deneme, öykü ve çevirileriyle eser bırakmış kadın yazarları konu aldık.

Türk edebiyatındaki bazı kadın yazar ve şairler

 

 

43 yıllık ömrüne 7 kitap sığdırdı!

 

 

Tezer Özlü (1943-1986)

 

 

43 yıllık ömrüne 7 kitap sığdıran Tezer Özlü, yaşarken yayımladığı 3 eseriyle edebiyatımızın erken kaybettiği kadın yazarlarımızdan biridir. Dergilerde yayımlanan öykülerinden ilk kitabı ‘Eski Bahçe’yi çıkardı. Daha sonra ilk romanı “Çocukluğun Soğuk Geceleri”nde, bireyin çocukluk döneminden başlayan sosyal ilişkilerini anlattı. Edebiyat hayatından, Italo Svevo, Franz Kafka ve Cesare Pavese’den etkilendi. Üç yazarın kaleminden etkilenerek, 1983 yılında yazdığı “Bir İntiharın İzinde” eseri, aynı yıl Marbug Yazın Ödülü’ne layık görülmüştür. Tezer Özlü hayatını kaybettikten sonra öyküleri birleştirilerek, “Eski Bahçe-Eski Sevgi” adıyla okuyucularına ulaştırıldı. Günceleri “Kalanlar” adıyla, senaryoları ise “Zaman Dışı Yaşam” adıyla basıldı. Yazdığı mektuplar ise “Leyla Erbil’e Mektuplar”dan sonra “Her şeyin Sonundayım” adıyla okuyuculara kavuşturuldu.

 

 

Yazar Tezer Özlü’nün en beğendiği insanlar;

 

 

• Lodosta başı ağrımayanlar,

• Her sanat yapıtını aynı biçim ve aynı ölçü ile algılayanlar,

• Uçakta iştahla yemek yiyenler,

• Karı veya kocasına hayranlık duyanlar,

• Kendilerine hâkim olmaları gerektiğini sananlar,

• Görgüden söz edenler,

• Herhangi bir gemide, herhangi bir yabancının ayakkabılarını modaya uygun bulup bu konuda konuşanlar,

• Sabahları genel konular üzerinde konuşabilenler,

• Özel yaşamlarını gizli tutmaları gerektiğini sanıp, bu konudan hiç söz etmeyenler,

• Yemekler ve mutfak üzerine konuşurken heyecanlananlar,

• Aşık olunca, ömür boyu sürecek eşlerini bulduklarını sananlar.

 

 

 

Kalanlar Kitap,

 

 

“Tezer’den kalanlar var. Ardından bıraktıkları, yaşadığı anların notları var. Hiçbiri yayımlanmamış, ama yayınlamak üzere yazılmış. Evet, anları severdi Tezer. Onları yazdı. Acısıyla, yalnızlıkla ama aynı zamanda coşkuyla, aşkla dolu anları. Anlarının anları. Başkaldırma anları.” notuyla başlıyor. Kitapta Tezer Özlü’nün, psikolojik analizleri ön plandadır. Gittiği ülke ve şehirlerde yazdığı derlemelerden oluşan bir anı kitabıdır. Gittiği şehirde, çocukluğunu melankolik şekilde hatırlıyor. Mesela hasta olduğu zamanlar gibi. Öyle ki kendisini anne ve babasından bile ayrı görüyor. Kitabında geçmişe dönük acılara yer veriyor. Kitapta, “Berlin, 31 Ekim 1982” olarak tarih düştüğü bölümde şöyle der: “Bugün kırkıncı yaşımda, tıpkı dört yaşındayken olduğu gibi bir çocuk ve büyükler eşliğindeyim. Yalnız çok, ama çok yorgunum. Aradaki fark, belki benim ahşap ev, geceyi, korku ve yalnızlığı kabullenmiş olmam. Ya da kendimin, ahşap ev, geniş caddeler, Berlin’in geniş bulvarları, ağaçlar, zamanın sessizliği durumuna gelmem.”

 

Yazar Özlü, kitabında dünyanın bir fabrika ürünü olduğunu söylüyor. İnsanların aynı fabrikadan çıktığını, birbirlerine benzediğini ve farklılığın olmadığını. İnsanlardan ve bazen kendisinden bile kopuk olduğunu şöyle ifade eder: “Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile.” Anı kitabında, Antalya’yı; “En sevdiğim görüntü Antalya’da Torosların denize dikey indiği görüntüdür. Dağların dibinde Akdeniz masmavi pus içinde sonsuza açılırken, Torosların dik, güçlü tepeleri zaman zaman pus, zaman zaman havanın berraklığı içinde gökyüzüne yükselir.” diyerek kaleme döker.

 

 

Tezer Özlü Sözü

 

 

“İnsan olabilmek başka bir olgu. Şans, cesaret istek gerektiren bir olgu, özellikle dünyada başka hiç kimse yokmuş gibi yalnız kalabilme cesaretini gerektiren bir olgu.”

 

 

 

Altmıştan fazla eseri Türkçe’ye kattı!

Tomris Uyar (1941-2003)

 

 

Edebiyatı seven bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası şiir alanında, annesi ise çeviri alanında yazardı. Küçüklüğünden beri öykü yazma istediğini içinde taşıyan Tomris Uyar, İstanbul Üniversite’sinde Gazetecilik Enstitüsünü bitirdikten sonra, çeviri ve denemeler yazmaya başladı. Boğaziçi Üniversitesi’nde Çağdaş Öykü ve Türk Öykücülüğü dersleri verdi. Edebiyatımıza, öykü ve deneme alanında birçok önemli eser kattı.

 

 

Tomris Uyar Sözü

 

 

“Yaşamak, gitmek demek onun için. Yeryüzü, iki deniz arasında bir nokta demek, iki kent arasında bir istasyon…”

 

 

Başlıca Yapıtları

Öyküleri: İpek ve Bakır, Ödeşmeler ve Şahmeran Hikâyesi, Diz boyu Papatyalar, Yürekte Bukağı, Yaz Düşleri-Düş Kışları, Gecegezen Kızlar, Diz Boyu Papatyalar, Yaza Yolculuk, Otuzların Kadını…

 

Düzyazıları: Gündökümü, Bir Uyumsuzun Notları, Yazılı Günler, Tanışma GünleriAnlar, Yüzleşmeler, Aşkın Yıpranma Payı…

 

 

Yaza Yolculuk

 

 

Tomris Uyar’ın, “Yaza Yolculuk” kitabı, “en iyi yazarların mutlaka okuması gereken kitaplar listesinde” yer almaktadır. Aynı zamanda Uyar, bu kitabı ile 1987 Sait Faik Öykü Armağanı’na layık görülmüştür. Yazar Uyar, “Yaza Yolculuk” kitabında iç hesaplaşmaları kendine has bir tarzda işlemektedir. Kitapta geçen kısa öykülerin hepsi yaz mevsiminde gerçekleşir. İnsanların yaz mevsiminde kendisini bulmasını ve karmaşık yaşantılarını öyküleştirir.

Uyar “Gülümsemeyi Unutma” diye not düştüğü kitabında: “Hep yazdı: Ya yazbaşı ya yazsonu. Sabahın erken saatlerinde pencereden bakınca hep pusluydu hava. Yaz hazırlığındaydı. Hep ıslak, yeni yıkanmış izlenimini veren caddemizden, ırmağa açılan yan yollardan yazın deniz kokusu, taze ekmek kokusuna karışıp yükseliyordu.” der.

“Yaza Yolculuk” kitabında her okurun kendini yakın hissedeceği öyküler var. Tomris Uyar kitabında: “Belki de ben, sizler gibi ince kötülükler yapmadığım, geçmişimden ve hiçbirinizden bir şeyler yağmalamadığım, gerçek duygularımı açığa vurmadığım, varolmayan bir siyah hırkaya gizlediğim için duyuyordum o kokuyu. Bu eksikliğimi gidermeye, bir süre yaşamaya karar verdim. Kalemle kağıt şuracıktaydı.” demektedir.

 

 

Mart Ayının Kadın Şairleri

 

 

Gülten Akın (1933-2015)

 

 

Yazar ve şair Gülten Akın’ı diğer edebi kişiliklerden farklı kılan en önemli özelliği; eserlerinde bireyselcilikten toplumsalcılığa yönelmesidir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Akın, Anadolu bölgesindeki birikimi ile halkın sorunlarına yönelmiştir. İlk şiiri “Çin Masalı” gazeteler ve dergilerde yayımlandı. Akın ilk eseri, “Rüzgâr Saatinde” bireysel sorunları konu almıştır. Türk Dil Kurumu “Sığda” kitabına ödül vermiş, “Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı” ise TRT tarafından ödüle layık görülmüştür.

 

 

Başlıca Yapıtları

 

 

Şiir Kitapları: Rüzgâr Saati, Kestim Kara Saçlarımı, Sığda, Kırmızı Karanfil, Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı, Sevda Kalıcıdır…

 

 

Bestelenmiş Şiirleri:

 

• Deli Kızım Uyan-Sezen Aksu,

• Büyü Yavrum- Edip Akbayram

 

 

Diğer:

 

• İlahiler • Şiiri Düzde Kuşatmak

• 42 Gün

 

 

Deli Kızın Türküsü

 

 

Kitabın önsözünde Raşit Çavaş, Gülten Akın’ı okumak başlığıyla; “Bir şairi okumak onun şiirlerini okumaktır. Oysa has şairleri okumak, şiirlerine kanını, canını, bütün bedenini katmış şairler okumak, aynı zamanda bütün hayatı okumaktır.” diyor.

 

 

Kitaptan Alıntı:

Rüzgâr Saatiyle

 

 

“Aklım ıslıklarla türkülerle,

Rüzgâr saatleri evde tutamam,

Essin esmesin yollardadır

Rüzgâr saatleri evde tutamam,

Serseriler gibi anılarımı,

Sokaklar doldurur.”

 

 

Kör Aynadan İnce Kıza

 

 

“Ben insanı tüm gösteren aynalardanım,

Altı yönlü genişliğine derinliğine,

Yüzünden ellerinden biliyorum.

Yüreğinde tüm sevda,

Yüreğin bana karşı.

Şimdi sokaklarda sersefil düşünceli,

Ya da pencerelerde yalnız göz,

Gürültüler içinde güpegündüz.”

 

 

GERİDE ACI DOLU ŞİİRLER BIRAKTI

Didem Madak (1970-2011)

 

 

Henüz 40’lı yaşların başındayken hayatını kaybeden Didem Madak, okurlarına geride aşk ve acı dolu şiirler bıraktı. İzmir Dokuz Eylül Üniversite’sinde Hukuk Fakültesini bitirdi. Edebiyata ve şiire olan ilgisi ile yazdığı eserler, Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımladı. İlk kitabı, “Grapon Kâğıtları” İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü’nü aldı. Ardından iki şiir kitabı “Ah’lar Ağacı” ve “Pulbiber Mahallesi” ni yayımladı. Didem Madak’ın en unutulmaz dizesi: “Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım”dır.

 

 

Ah’lar Bahçesi

 

 

Şiir kitabı şu sözle başlar; “Ah..: Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme gibi duygular anlatır.” Didem Madak kitapta: “Sesimin tonunu emanet ettiğim: Ahlat Ağacına” notunu düşer.

 

 

Kitaptan Alıntı:

 

“Kaybolmak istemiştim bir zamanlar,

Kapının arkasında yokum demiştim,

Ve divanın altında da.

Bulamazsınız ki artık beni,

Hayatın ortasında.

Kaybolmak istemiştim bir zamanlar,

Beni kimse bulamazdı.…

Bir zamanlar kendimi,

Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım,

Kaç metredir benim yokluğum?

Benden daha çok var sanmıştım.

Benim yokluğumdan dünyaya

Bir elbise çıkar sanmıştım.”

 

Didem Madak kitabında “bir roman yazmaya başladığım o gece için” diye not düşerek şu dizeleri yazar: “Yalnız bırakma beni bu paragrafın başında, bu boşluğu bir masal doldurmaz”

 

 

ALTIN PORTAKAL ÖDÜLLÜ

Kadın Şair Birhan Keskin (1964-)

 

 

Şair Gülten Akın’dan sonra “Altın Portakal” ödülünü alan ikinci kadın şair olan Birhan Keskin, İstanbul Üniversite Sosyoloji Bölümü mezunudur. 1984 yılında ilk şiirini yayımladı. Arkadaşlarıyla 1995-98 yılları arasında “Göçebe” dergisini çıkararak edebiyat alanında çalışmalar yaptı. Şiirleriyle edebiyatımıza ayrı bir renk katan kadın şairimiz Birhan Keskin için “şiirde ayrı makam sahibi” denir.

 

 

Ba

 

 

“Dutmuş, gürültüsüymüş otların gençlik, ve can eriği ve kiraz…

Kırklar mı? Saçılmış incir, yerli çekirge,

Muşmula gezegeni,

Bir ada vakti, bir tekdüze yaz.”

 

 

Kesif Su

 

 

“Puslu ve sarı bir çin sabahı gibiyim bazen,

Sağım solum kış, şehir,

Üstüne ay mavisi düşmüş bazen uzak nehir..

Dünya bana göre bazen, bazı zehir…”

Etiketler:
admin

admin

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı