Çölün mucizevi dokunuşu: Moritanya

Merjam Yazar: Merjam 20 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Güneşin doğuşundan evvel varmış olmanın talihiyle, bekleme salonundan çıkar çıkmaz beni bekleyen sabah meltemiyle kucaklaştık. Çıkış kapısının tam karşısında kendine davet eden; tek katlı geniş bir alan üzerine inşa edilmiş, oldukça küt kesimli, tek minaresi olan ve Türkiye’dekilerin aksine neredeyse penceresiz bir camiyle karşı karşıya geliyoruz. Olabildiğince uzanan sağlı sollu düzlükler, havadaki keskinlik ve arazideki genişlik 1 milyon kilometre karelik bir alanın altında yatan cansız ve kumlar altında kalmış köklerden haberdar ediyordu.

Çölün mucizevi dokunuşu: Moritanya

 

 

Moritanya İslâm Cumhuriyeti, 1960’dan bu yana yaklaşık 50 yıl önce bağımsızlık ilanlarıyla Fransız Batı Afrika’sı olarak anılmaktan kurtulup bu ismi aldı.

 

Ülkenin çok hoş bir de sloganı var; (Onur, Kardeşlik, Adalet)

 

 

Sömürge Altındaki Kültür

 

Moritanya isminin manasını sorgulamakla başladım; Maure kelimesi Fenikece bir kelime olup (Batının oğlu) manasına gelmekteydi. Burada tek resmi dil Arapça olmasına rağmen halk dili olarak Mağrip Arapçası olarak geçen ve Beni Hassani kabilesinin ismiyle anılan Hassani lehçesi konuşulmakta. Fasih Arapçayla yakından uzaktan benzerliği olmayan bu lehçeyi anlamak gerçekten çok zordur. Ülkenin uzun süre Fransız sömürgesi altında kalmış olması günümüz halkını iş, eğitim ve ticaret hayatında Fransızcayı aktif kullanır hale getirmiştir. Düşük gelir tabakasından gelen ve Arapça öğrenme imkânı bulamayanlar bizlere de Fransızca öğrenip konuşmamızı tavsiye ediyorlar.

 

 

Kabileler Arasındaki İletişim

 

Ülkede devlet yönetimi ve orduda baskın olarak Hassaniler ismiyle anılan ve Beni Hassani soyundan gelen Mağrip kökenli kavimle, yüzyıllar önce terk ettikleri topraklarına bağımsızlığın ilanıyla geri dönen siyah Afrika kabileleri eşit oranda söz sahibidir. Etnik gerginlikler ve zaman zaman yaşanan siyasi tartışmalar, askeri cuntayı gündeme getirip sıklıkla darbelere sebep olmakta.

 

 

Yöresel Kıyafetleri Dikkat Çekici

 

Moritanyalılar, Sünni Müslüman olup büyük bir çoğunluğu Maliki mezhebine göre İslâm’ı yaşamakta. Kadınlar “Minhafe” adını verdikleri 5-6 metre uzunluğunda dikdörtgen şekilli kumaşı ustaca omuzlarının üstünden düğümleyip kollarını sokmak için yen yaptıktan sonra kafalarının üzerinde bir tur çevirip aynı zamanda başörtüsü olarak da kullanıyorlar. Erkekler ise “Rida” adını verdikleri yöresel kıyafetleriyle farklı bir görüntüye sahipler.

 

Türkiye’ye turist olarak gelen Ortadoğulu Araplardan gördüğümüzün aksine genişliği ve kollarındaki kumaş birikintisi bu kıyafeti biraz daha farklı kılıyor. Sorduğumuzda bunun hikmetinin çöl yaşamının verdiği meşakkatleri hafifletmek olduğunu; çıkacak olan fırtınada ridayla yüzlerini, kıyafetlerini ve saçlarını kumlardan koruduklarını, güneşte ridayı kafalarının üstüne gölgelik olarak bıraktıklarını, alelade bir çöl ziyaretinde ya da dışarıda kalmaları gereken durumlarda yatak ve örtü olarak yine bu kurtarıcı kıyafetlerinden yardım aldıklarını öğrendik.

 

 

Şehrin Doğal Güzelliği

 

Şehrin zenginliklerine geçmeden önce toprağın altında yatan hakiki zenginlikler kulağımızı tırmalamaya başladı. Tarımda kullanacak su sağlanamadığı için üretimde veriş elde edilmeyen topraklar; demir, bakır, kömür, fosfat ve altın gibi madenleri barındırma açısından zengin bir içeriğe sahip. Demir elementinin sırları meraklıları tarafından malumdur. Moritanya’nın kuzey kısmındaki Zouerate isimli bir şehirde devasa büyüklükte bulunan demir madeninden milyonlarca ton demir elde edilmesi bu toprakların sırrına erdiriyor.

 

 

Ülke Kendi İçinde Şehirleşiyor

 

Dünyanın en uzun treninin 3 kilometre uzunluğuyla Moritanya’da olduğu ve bu cevherleri dış pazarlara ihraç etmede kullanıldığını duyunca elbette ki şaşırmıyorum. Vagon sayısı bazen 200’e kadar çıkan bu dev treni izlemek, tahmin edemeyeceğimiz bir lezzetti. Türkiye’den tam 3 saat geride olan bu ülkede başkent Nouakchott’ta olan havaalanından eve ulaşmak için yol alırken yeni döküldüğü belli olan asfalt yollardan geçtik. Geçtiğimiz sene ülkede yapılan Afrika Birliği toplantısının hükümetin şehirleşmeye geçişi hızlandırmasında etkisi oldukça fazla olmuş. Trafiğin sağdan aktığı 6 şeritli asfalt yollar ve kaldırımlardan harici bölgelerin kumlarla döşendiği, insana plajda hissettiren bu muhteşem yolculukta çok yakında olan Atlantik okyanusunun tuzlu su esintisini duymamak mümkün değil. Yol kenarlarına oturmuş 500 ml su şişeleriyle abdest alan, namaz kılan, yer yer de bedevi hayatının izlerini taşıyıp def-i hacet gören insanlarla karşılaşmak ise tabi bir durum.

 

 

Caddeler İnsanlarla Dolu

 

Başkente ve şehrin göbeğine varmış olmanıza rağmen yoksulluğun izlerini barındıran yarım kalmış inşaatlarda evlenen kızlar, doğan ve büyüyen çocuklar geri kalan kısımlar hakkında düşünmemizi sağlıyor. İlaçlama ve temizlik sorunları bölgede sinek oranının artmasını tetiklediği için sokakta yaşamak zorunda kalan insanlar, sinekliklerin içinde geceliyorlar. Korkulanın aksine sıcaklık, yılın birkaç ayı harici normal değerlerde seyrediyor. Sabah ve akşam saatleri arasındaki hızlı sıcaklık geçişleri biraz sersemletse de burada âdet olduğu üzere; çarşı pazar işleriyle ilgilenmek için güneşin batması beklendiğinden pek de yüksek sıcaklığa maruz kalınmıyor. Toplum kuralı olarak dükkân ve iş yerleri akşam saat 07.00’e kadar kapalı tutuluyor. Toplu taşıma vasıtaları olmadığı için taksi ve kişisel araçlarla trafiğe katılan insanlar caddeleri ve dükkânları dolduruyorlar.

 

 

Çöl Havasının Görsel Şöleni

 

Merkeze 15 dakika mesafede bulunan denize varmak için ana yolu takip edip denize işaret eden bayrakların yönlendirdiği sapaklardan girmek yeterli. Plajlarda okyanusun yüksek dalgaları ve hızlı gelgitlerini zevkle izlemek mümkündür. Kimi zaman deve ve at binicileri kimi zaman balıkçı tekneleri ve kimi zamansa sahili boylu boyunca takip eden arabalar görsel şölen oluşturabiliyor. Sahilde gecelemek isteyenler için tasarlanmış özel çadırlarda sunulan döşek, minder ve kilim hizmetiyle bu zevki uzun vadede yaşamak ve konforlu hale getirmek mümkün. Zira değişen çöl havası ufak fırtınalarda bile piknik keyfinizi bozup sizi kuma batmış olarak geri dönmek zorunda bırakabilir.

 

 

Çayın Enfes Kokusu Damağınızda

 

Afrika’da bir Arap memleketinde olduğumuzu doya doya hissettiren şeyse çölde mangal keyfi… Çölün içine dağınık bir şekilde konuşlandırılmış çadırlarla yatılı hizmette de noksanlık yaşatmayan bu güzel hizmet çölün mucizevi dokunuşuyla temasımızı kolaylaştırıyor. Toz zerrelerine dönüşmüş ince kumların yumuşacık sıcaklığı zifiri karanlıkta gözümüzü alan parlak yıldızlar, anlayıp anlamamaya bakmadan zevkle dinlediğimiz Arapça lafızlar eşliğinde minderlere uzanıp tefekkürlere dalmışken buram buram nane kokan saatlerce pişmenin getirdiği is kokusuyla gelen Moritanya çayı tepesine kadar yükselen şeker köpüğüyle kolay ve ağır bir içim sunuyor. Birazdan gelecek olan kuzu ve tavuklara delalet eden Moritanya çayı yemeğin başlayıp bitmesiyle âdet olduğu üzere üç kere sunulmuş olacaktır…

 

 

Şairlerin Şehri Olarak Bilinir

 

Sanayi ve ticarette hızla yol alıyor olmasa da 50 yıllık bağımsızlıkları sonunda bu defa da Instagram ve Youtube kanallarıyla istila edilen Moritanya İslâm Cumhuriyeti, değişime ve asimilasyona bel bükmüş durumda… Şairler şehri olarak anılan bu özel yerle artık butikler şehri lakabıyla alay ediliyor olması, değerleri önemseyen biri olarak beni fazlasıyla üzüyor. Bu değişim insanların yüzünde gördüğümüz tevekkül ve razı olmanın rahatlığını silebilir mi bilmiyorum ama ülkenin yüzünden toplum değerlerini ve geleneklerini silmeye başladığı açık. Buradan ayrılırken; turizm adına Katar ve Çin’in başlatmış olduğu denize sıfır müstakil ve yeşillikli yazlık site projelerinin artması sebebiyle belki de ilerde Afrika’daki Dubai olarak adlandırılacak bir Moritanya duymak, görmek korkusunu içimde taşıyorum.

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı