Gerdanerli: Üzerimizdeki kıyafete hayat veren bizim… karakter ve duruşumuzdur

Yıllar önce Victoria Beckham’a dâhi stil danışmanlığı yapan Designer Didem Gerdanerli ile çok samimi ve sıcak bir söyleşi gerçekleştirdik. Didem Hanım, “Modanın bize yakışandan ziyade yarışa girilen parkurda marka koşuşturmasında kaybolmuş gidiyoruz. Özgüvenimizin, üzerimizde ki pahalı markalardan oluştuğunu sanmaktayız. Önerim şudur; üzerimizdeki nesne ne olursa olsun ona hayat veren bizim karakter ve duruşumuzdur.” dedi.

 

 

Didem Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz?  

 

Tekstilci bir ailenin kızıyım. Akademi İstanbul Sanat ve Moda Akademisinden mezun olduktan sonra Moda serüveni benim için başlamıştı artık. 23 yıldır tasarım ve sanat alanında çalışmalarımı sürdürmekteyim. Asıl branşım denim kumaşı ve koleksiyonu oluşturmaktır.

 

 

Bize yaptığınız işlerden bahsedebilir misiniz?

 

Çok sayıda kurumsal firmaya denim üzerine danışmanlık, koleksiyon ve üretim desteği vermekteyim. Bunun yanı sıra sahne kostümleri tasarlamakta ve birçok ünlü isme özel tasarım ve koleksiyon hizmeti sunmaktayım. 5 senedir Didem Gerdanerli markasıyla koleksiyon yapıyorum ve  ‘’Kendin gibi ol ’’ sanatının kumaşa ruh verip siluet üzerinde görmeyi heyecanla bekliyorum.

 

 

Koleksiyonlarınızın oluşum sürecini anlatır mısınız? Nelerden ilham alıyorsunuz?

 

Her üreten beyin gibi yeni ortaya çıkış beni sonsuz heyecan ve duygusal bir ruh haline sokmakta. Hissetmek ve odaklandığım koleksiyonu hayalimde yaşatmak için bana ne iyi geliyorsa (bunun ne olduğunun soyut ve somut) asla bir önemi olmadan ilham alacak bir nokta bulurum. Bazen bir gülüş, bazen bir renk ve bazen bir şarkı melodisi beni olmak istediğim âna ve zamana götürürse işte o zaman koleksiyon başlamış ve aynı anda da harika sonuçlarla bitmiştir. Picasso’nun da dediği gibi, “İnsan ne kadar büyük ruhlu olursa, aşkı o kadar derin bir şekilde duyar.”

 

 

İşinizin zorlukları ve güzelliklerine değinecek olursak bu konuda neler söylemek istersiniz?

 

Zorluk kelimesini hiç düşünmemiştim, cevap olarak tek zorluğu, çıkan ürünler insanların hayal ettikleri gibi mi? Kaç kişiyi mutlu ettim? sorularına durmadan cevap beklemek. Güzel yanı o kadar sayısız ki yeni ruh yeni ışıltı ve her an yeni kelimesiyle oluşan birçok ürün. Sayısız ürün yaptım ve her çıkışında bana verdiği güzellik tarifsizdi çünkü emek ve sanat karışınca ortaya çıkan tadın tarifini verecek kelimeyi şuan bulmam çok zor.

 

 

Özellikle tasarımlarınızda hangi kumaşları kullanıyorsunuz? Aksesuar sizin için önemli midir? Tasarımlarınızda kullanır mısınız?

 

Özellikle kullandığım kumaşlar yok, her sezon renkler ve kumaşlar ortaya çıkan koleksiyona göre şekil almaktadır. Koleksiyonlarım da sadece ufak detaylı aksesuarlar tercih ederim. Benim tasarımlarımda anlayışım sadelikle devleş… Ancak kendim için aksesuar benim vazgeçilmez organım desem hata yapmış olmam. Dışarı çıkarken bile kolyelerim, zincirlerim ve yüzüklerim olmadan asla çıkmam.

 

 

Sizce “Dünyada ülkemizin kumaşları talep görmektedir.” diyebilir miyiz?

 

Tabii ki diyebiliriz. Çünkü kaliteli ürün çıkartmak bizim işimiz.

 

 

Tasarımlarınız ile ulaşmak istediğiniz hedef kitleniz ve/veya tasarımlarınızı özellikle giymesini istediğiniz isimler var mı?

 

Yıllar önce Victoria Beckham ile çalıştım ve aslında istediğim hedefe ulaştım diyebilirim. Fakat özellikle giydirmek istediğim kitle ve isimlere, genel olarak benden giyinmek isteyen ve tarzımı benimseyen herkes demek istiyorum.

 

 

Moda hayatınızın neresinde?

 

Öncelikle Moda nedir onu bilmek gerek. Çünkü ben modanın herkese göre değişen bir olgu olduğunu savunanlardanım. Moda olan renkler, modeller ve duruşlar sizin için her sezon moda mı? Bence hayır, nedeni ise her moda denilen stili alıp giymiyoruz. Dar jeans pantolon ve göbeği açık bir tshirt… Türk normlarına asla uymayan bir stildi ve uzun süre moda oldu.

 

Benim için ise moda hayatımın kendisi. Çünkü moda benim hayat tarzım.

 

 

Modanın her geçen gün gelişmekte olduğuna şahit oluyoruz. Bulunduğumuz zamanda moda dünyasının bulunduğu konumu değerlendirmenizi istersek neler söyleyebilirsiniz?

 

Çağ değişir, görüşler değişir ve bununla orantılı da moda değişir, hayat kendi akışına devam ederken hızla biz de söyleneni yaparız farkında olmadan. Özgürlük anlayışını tam anlayamadığımız için gençlerin giyim tarzını çok beğenmiyorum. Hatta sadece gençlerin değil her yaş kitlesi için beğenmiyorum kelimesini rahatlıkla kullanabilirim. Moda olanın marka ve pahalı olduğunu bildiğimiz bir toplumda varoluş peşindeyiz. Modanın bize yakışandan ziyade yarışa girilen parkurda marka koşuşturmasında kaybolmuş gidiyoruz. Özgüvenimizin, üzerimizde ki pahalı markalardan oluştuğunu sanmaktayız. Önerim şudur; üzerimizdeki nesne ne olursa olsun ona hayat veren bizim karakter ve duruşumuzdur.

 

 

Hep tartışılan bir konu hakkında sizin de fikrinizi merak etmekteyiz: Bir kadının ve erkeğin giydiği kıyafete, kullandığı aksesuarlara göre üzerinde en fazla kaç renk olmalıdır?

 

Her gün aynı yemeği yeme şansımız var mı? Bence yok, malzeme aynıdır ama yapılan yemek farklıdır. Bu yüzden renk sınırlandırması, kadın erkek ayrımı yapılması asla modaya yakışan bir kavram değildir. Kim ne kadar renk seviyor ise ve kendini ne kadar mutlu hissediyorsa bütün renkler onun olsun.

 

 

Geçmişte ya da gelecekte moda dünyasında “Asla” moda olmaması gerekiyor dediğiniz bir detay var mı?

 

Asla yok. Çünkü yüzyıllardır üretilmeyen, yapılmayan hiçbir şey kalmadı. Biz sadece kendimiz asla “kot mont, gözlük, çanta” olmadan çıkamayız diyebiliriz.

 

 

Hem cinslerine vereceğiniz en büyük tavsiye?

 

İyi ki varlar.

 

 

Gardırobunuzda vazgeçemediğiniz üç şey nedir?

 

Siyah tshirt, siyah gömlek, siyah şalvar.

 

 

Sizce rahat olmak mı önemli? Şık olmak mı?

 

Rahat olduğunuz zaman en şık siz değil misiniz zaten.

 

 

Alışverişte kriterleriniz nelerdir?

 

Nokta atışı yapmak

 

 

En sevdiğiniz renk?

Siyah ve beyaz.

 

 

“Kadın” denince aklınızda çağrışan 3 kelime?

 

Cesur, özgüven ve başarı.

 

 

Son olarak gelecekteki projelerinizden ipuçları alabilir miyiz?

 

Markamı hayalimde ki noktalarda görmek ve design studio açıp çok sayıda beyini aynı çatıda buluşturup sanat, beyin, üretkenlik güçlerini harmanlayarak sınırsız sayıda tasarım ortaya çıkarmak.