Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Romanları, fikir yazıları, tiyatro eserleriyle Türk edebiyatının unutulmazları arasına giren Tarık Buğra için 42 yazar “Tarık Buğra Kitabı - Hatırlayıp Yeniden Bulmak” eserine imza attı. Kitabı hazırlayan Asım Öz, “Toplumdaki çatışmaları, haksızlıkları, psikolojik boyutunu önceleyerek ele alması onu çoğu romancıdan ayıran temel özelliktir” ifadelerini kullandı.
Edebiyat dünyamızın üretken kalemlerinden Tarık Buğra’nın doğumunun 100. yılında düzenlenen sempozyum, iki kapak arasında raflarda yerini aldı. “Tarık Buğra Kitabı – Hatırlayıp Yeniden Bulmak”ta Kurtuluş Kayalı, İsmail Coşkun, Jale Parla, Cem Sökmen, Necati Mert, Necip Tosun, Özlem Fedai, Fatma Barbarosoğlu, Ömer Yalçınova, Tuba Kaplan, Necmettin Turinay, Ercan Yıldırım, Muhsin Mete, Ali Sali, Gülşen Özer gibi kırktan fazla ismin imzası bulunuyor.
TOPLUMU KRİTİK YAKLAŞIMLA ELE ALDI
Zeytinburnu Belediyesi tarafından düzenlenen “Hatırlayıp Yeniden Bulmak – Tarık Buğra Yüz Yaşında” başlıklı sempozyumda konuşan kıymetli isimlerin yanı sıra kitaba birçok ek katkı da sunuldu. Asım Öz’ün yayına hazırladığı kitap, Tarık Buğra’nın yazı ve fikir hayatına ışık tutuyor. Romandan makaleye, tiyatrodan hikayeye zengin bir çerçevede eser veren yazar özellikle tarihi yorumladığı romanlarıyla tanınıyor.
Tarık Buğra’nın Türk tarihinin ve toplumunun önemli aşamalarını kırılma süreçleriyle birlikte mesele edindiğine değinen Asım Öz, “Toplumdaki çatışmaları, zıtlıkları, haksızlıkları, psikolojik boyutunu önceleyerek ele alması Tarık Buğra’yı çoğu romancıdan ayıran temel özelliktir. Yakın tarih etrafındaki tartışma alanlarını genişletmiştir. Adının unutulmaması, hâlâ çok canlı olması Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken ve Cumhuriyet Türkiye’si doğarken beliren toplumsal yapıyı, insan gerçekliğini, yeni insan ve devletin şekillendirdiği siyasi hayatı kritik bir yaklaşımla ele almasından kaynaklanır” ifadelerini kullanıyor. Tarık Buğra hakkındaki değerlendirmelerin dünya görüşü ve kültüre göre farklılık gösterdiğini de açıklamasına ekleyen Öz, şöyle devam ediyor: “Kitaptaki metinler Tarık Buğra nasıl hatırlanmalı sorusu üzerinde dururken diğer taraftan Tarık Buğra’nın hayatının dönüm noktaları, nesnellik arayışı, sanat dünyasına bakışı, tiyatro ile senaryo tecrübesi, dönemin diğer isimleriyle münasebeti konularını detaylıca işlemiştir.”
Okumayı babasının kütüphanesinde sevdi
2 Eylül 1918 yılında ağır ceza reisi olarak görev yapan Erzurumlu Mehmet Nazım Bey ve Akşehirli Nazike Hanım’ın çocukları olarak Akşehir’de dünyaya gelen Tarık Buğra ilk ve orta eğitimini burada tamamladı. Babasının kütüphanesinden çok etkilenerek, küçük yaşlarda edebiyata ilgi duydu ve iyi bir okur oldu. 1933’te yatılı öğrenci olarak gittiği İstanbul Lisesi’nde Hakkı Süha Gezgin ve Pertev Naili Boratav’ın öğrencisi oldu. Öğretmenlerinin teşvikiyle ilk hikâyelerini yazmaya başladı. Mezun olduktan sonra ise yazarlık ve gazetecilik macerası başlar.
Kaynak: Yeni Şafak
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı Ertesi gün ilacı