“Bir sabah uyandığımda keşkelerim olsun istemiyorum”

"Hayal ettiklerini yaşayabilecekleri ortam çok da uzaklarında değil."

 

Ertuğrul Makena kimdir? Nasıl bir aileye sahip? Biraz kendinizden bahseder misiniz?

 

Benim yaşam serüvenim 1974 yılında başladı. Kendi farkındalığıma varmaya başladığım zaman ise lise dönemleri oldu. İlgi alanlarımı o dönemlerde keşfetmeye başladım. İkizler erkeğiyim, hava burcuyum. Enerjinin gerçekliğine çok inanırım. Ticaretle uğraşıyorum. Ve elbette ticaretimde arabalarla ilgili. Filozone Filo Kiralamanın sahibiyim. Arabalar hayatımın her yerindeler yani…

 

Ertuğrul Makena’nın hedefleri nelerdir?

 

“Hayat aldığın nefesle verdiğin nefes arasındaki süre” derler. Ben gerçekten hayatı keyifli yaşamaya gayret edenlerdenim. Tüm gayretim ve kişisel gelişim sürecim, bunun üzerine… Bir sabah uyandığımda keşkelerim olsun istemiyorum. Hedeflerimi de bu anlamda ulaşılabilir ve doğru planlamaya çalışıyorum.

 

İş hayatında başınıza gelen zorluklar ve sizi vazgeçmeye kadar götüren sorunlar oldu mu? Olduysa nasıl atlattınız?

 

Hizmet sektöründeyiz, aynı geminin farklı kamaralarında olan kurumlarız bizler. Her ne olursa olsun sonuçta birlikte yol alırız. Bizi bu yolculukta farklı kılan zorluklar ile nasıl başa çıktığımızdır. Sorunlar varsa unutmamak lazım ki bir yerde çözümleri de vardır. Yöneticinin işidir, arayıp bunları bulmak. Zor sınavlar güçlü insanlar yetiştirir. Ben bu sınavlara çok çalışanlardanım işte.

 

 

Halka açık etkinlikleriniz var mı genel olarak etkinlik ve programlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

 

Pek çok etkinlik düzenliyoruz. Özellikle motor sporlarının cadde kültüründen ayrılması adına. Drift Taxi, Kaskını al gel vb. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu ve Redbul tarafından düzenlenen yarışlarımız var. Hepsi halka açık. İleri sürüş eğitim kursları düzenliyoruz. Firmalara özel, profesyonel yarış araçları ve pilotları ile birlikte bu deneyimi yasayabilecekleri etkinliklerimiz var. Özel olmadığı sürece tüm etkinliklerimizi sosyal medya hesaplarımızdan takipçilerimiz ile paylaşıyoruz.

 

Bu spora olan ilginiz nasıl başladı?

 

Çocukluk zamanlarım motor üzerinde geçti benim. Hıza, adrenaline karşı ilgim büyüktü. Spor ve güçlü arabalar ise bambaşka bir yerdeydi. Caddelerde gördüklerimiz, televizyonda izlediklerimiz vs. İlk hedefimdi, çalışarak aldığım spor bir BMW. Sonrası geldi. Daha iyisi için daha çok çalıştım. İyi bir pilotajım olduğunu düşünürdüm ve bunun özgüveni ile caddelerde risk alırdım. Şansın benden yana olduğu bir gün ufak bir kaza yaşadım. Bir hafta kadar hastanede ağırladılar beni, zorunlu ziyaret yani. Taburcu olduğumda, yerimin cadde değil pist olduğunu biliyordum. Motor sporları ile ilk profesyonel maceramız böylelikle başlamış oldu.

 

İlk koltuğa oturduğunuz anı hatırlıyor musunuz?

 

Evet. Nazım Hikmet’in bir deyişi var; “Ben sensiz yaşayamam derler ya, ben sensiz de yaşarım ama seninle bir başka yaşarım.” Profesyonel bir pilotun yanında profesyonel bir yarış arabasına ilk bindiğimde hissettiğim buydu benim. Bu heyecanla bir başka yaşarım dedim.

 

 

Toprak ve asfalt zemin arasında biri diğerinden daha zordur gibi bir kıyaslama yapabilir miyiz?

 

Motor sporlarının hepsinin farklı disiplinleri vardır. Araçların özellikleri ise bu disiplin ve parkurlara göre değişmektedir. Ralli, offroad, tırmanma, pist, drift, drad vb. tüm disiplinlerin kendine has zorlukları var, elbette ortak bir noktaları da: Tutku…

 

Bir ralli pilotunun günlük hayatında dikkat etmesi gereken şeyler neler? Biraz antrenman, beslenme programınızdan bahseder misiniz?

 

Küçüklüğümden beri profesyonel olarak sporla uğraşıyorum. Yaptığımın elimden geldiğince en iyisini yapabilmek önemli benim için. Bir pilotun değil bir insanın bence günlük hayatında dikkat etmesi gerekenler var aslında. Kendinize iyi bakmak zorundasınız. Sağlığınız, beslenmeniz, yaşantınız, uyku saatleriniz vs. Pilot olduğunuz için değil, değerli bir insan olduğunuz için önemli.

 

Geçiminizi nasıl temin ediyorsunuz? Ralli yarışçılığı dışında hangi işle meşgulsünüz?

 

1995 yılında kendi işimi kurdum ve hâlen devam etmekteyim. Filozone Filo Kiralamanın sahibiyim. Kendisi ana sponsorum olur.

 

 

Önemli bir yarışa nasıl hazırlanıyorsunuz? Kendinizi mental olarak hazırlıyor musunuz?

 

Başarılı tüm sporcuların müsabaka öncesi o anları zihinlerine tekrar tekrar yaşadıkları bilinen bir gerçekliktir. Beden ruhu takip eder çünkü. Her yarış öncesi o yarışı kafamızda tekrar tekrar yaşarız. Parkur, rakipler, strateji ve ekiple olan koordinasyonumuz önemlidir. Hedef zirve ya da belirlenmiş bir amaç ise, gideceği yolu planlamayanın, ne kadar yol gittiğinin ne anlamı var?

 

Pistte başınıza gelen en eğlenceli veya üzücü olay neydi?

 

Risklerini iyi bildiğim bir işi yapıyorum sonuçta ve bildiklerim beni hiç üzmedi pistte. İşin eğlence tarafı ise bambaşka. Hayalleriniz gerçek olmuş, yaşıyorsunuz. Pistte dokunduğum kişiler, paylaştığım anılar… Spor seyircisi ile birlikte güzel ve eğlencelidir. Panik atak hastası bir takipçimi, otizm hastası bir kardeşimi, çok isteyip de keşkesi olan büyüklerimi… Hepsini ağırlamaktan ve onlara yaşattıklarımdan ötürü çok mutlu oldum ben. Çok sevdiğim bir deyiş var, paylaşmak isterim; “Gönüllerde taht kurdunuz mu siz hiç?”

 

Kendinize örnek aldığınız bir ralli pilotu var mı? Hangi açılardan bu sporcuyu örnek alıyorsunuz?

 

Kendi branşımda takip ettiklerim, neler yaptıklarına baktıklarım var elbette. Ancak kendime örnek aldığım özellikle bir sporcu yok. Çok başarılı bir siyasetçiyi de ressamı da takip edebilirim. Bence takip edilmesi gereken insanlar, başarı hikâyeleri olanlar…  

 

Siz kadınları bu sporda nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kadınları sporda değil hayattaki duruşları ve hayata karşı duruşları ile değerlendirenlerdenim ben. ‘Valentina Tereşkova’ adlı bir kadının ilk astronot olduğunu biliyor muydunuz?

 

Drift yaptığınızı duyanların en sık verdiği tepki nedir?

 

“Wowwww, müthiş, efsane…”  Değişik geliyor elbette herkese, özellikle de bizle birlikte o anlara tanıklık edenlere…

 

Drift yetenekleriniz İstanbul trafiğinde işe yarıyor mu? Günlük hayatta yolda giderken bu yetenekleri kullandığınız oluyor mu?

 

Yaramaz mı, hiç. Zaman içerisinde refleksleriniz yaptığınız iş özelinde gelişirler. Araç kullanırken oldukça sakin, soğukkanlı ve dikkatliyimdir mesela… Trafikteki rakiplerime de saygılı.

 

Türkiye’nin ralli dünyasındaki konumunu nasıl buluyorsunuz? Daha iyiye gitmemiz için neleri geliştirmeliyiz?

 

Dün yok dediklerimiz, bugün bakıyorsunuz hayatımızdalar. Federasyonumuzun ve kulübümüzün bu gelişim sürecinde müthiş bir gayreti var. Elbette işin bir de maddî boyutu var. Sporun ve sporcunun gelişmesi için bence en önemli gereklilik, herkesin kolaylıkla ulaşabileceği, kullanılabilir bir pist. Yarış araçlarının tüm modifikasyon parçalarının ve yarış lastiklerinin de yurtdışından geldiğini düşünürsek profesyonel sporcuya tanınacak vergi avantajları. Bu konu üzerine başka bir röportaj fena olmazdı sanırım.

 

Ralliye yeni başlayacaklara veya ralli pilotu olmak isteyenlere vereceğiniz en önemli tavsiye ne olurdu?

 

Hayallerinin peşinden koşmaları sanırım. Biz yaptıysak onlar neden yapamasınlar ki? Motor sporları sevdalısı bu işe başlamayı düşünen kadın ve erkek pek çok arkadaşımızı eğitimlerimizde ağırladık. Düzenli aralıklar ile yaptığımız eğitimlere katılsınlar, hayal ettiklerini yaşayabilecekleri ortam çok da uzaklarında değil. Pist, yarış arabaları, profesyonel pilotlar… Bekleriz müsait bir zamanında herkesi…

 

Bu konuda yeteneği olmayan bir kişi çalışarak ve kendini geliştirerek başarıya ulaşabilir mi? Yoksa bir miktar yetenek bu işin olmazsa olmazı mı?

 

Büyük işleri başarmak için üstün yetenekli olmanız gerekmez. “Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak gerekir.”

 

Motor sporları dışında bir spor kariyeriniz olsa bu hangi spor olurdu? Neden?

 

Motor sporları öncesinde pek çok branşta profesyonel olarak bulundum. Okul yıllarımda Milli hentbolcuydum. Sakatlığım sonrası başlayan ve hiç bırakmadığım fitness hayatımı şekillendiren en değerli unsurlardan biri hâlâ. Savunma sanatları felsefesi de hep ilgimi çekmiştir. Sanırım bu sorunun cevabı ‘Aikido’ olurdu.

 

Moda, sizin için ne ifade ediyor?

 

Modanın hayatımızdaki rolü asla yadsınamaz. Trendleri yakından takip ediyorum. Benim için moda, ruh halim. Kıyafetimden ayakkabıma, aksesuarımdan, parfümüme kadar. Bütün aslında o gün yansıttığım. İçinde kendimi rahat hissettiğim, kendime yakıştırdığım şey. Zamana ve yerine göre kıyafet tercihlerimiz o günkü yansımamız değil mi sizce de?

 

Giyim tarzınıza özen gösterir misiniz?

 

Kocaman bir giyinme odam var. Sizce?

 

Günlük hayatınızda klasik bir giyimi mi veya spor bir giyimi mi tercih edersiniz?

 

Bir erkeğin bence giyimindeki olmazsa olmazı maskülen olmasıdır. Takım elbise ya da günlük kıyafet fark etmez. Gardolabım genelde sade ve tasarım kıyafetlerden oluşur. Farklılığı yaşamayı ve özgür olmayı seviyorum. İş hayatımdaki tercihim takım elbise. Sosyal hayatımda ise rahat özgür sade seçimlerim var. Ayakkabı konusundaki takıntım… Sanırım bu konuda sizlerle yarışırım.