17 günlük kapanma sürecine hazır mısınız? İşte uzmanından öneriler…

Koronavirüs salgınındaki vaka artışı dolayısıyla tüm ülkede geçerli olacak 17 günlük tam kapanma süreci bugün başlıyor. Küresel salgınla geçirdiğimiz bir yılın ardından ilk kez bu kadar uzun süreli kapanma yaşanıyor. Peki, buna hazır mıyız? Uzman Psikolog Yağmur Taş Gül, sorularımızı yanıtladı ve “kendinizi ve ailenizi ihmal etmeyin” uyarısında bulundu.

Güneşli Erdem Hastahanesi Uzman Psikolog Yağmur Taş Gül, 17 gün sürecek olan tam kapanma sürecine psikolojimizi hazırlamamız gerektiğini söyledi. Bu süreçte evde vakit geçirirken nelere dikkat etmemiz gerektiğini sıraladı. 

Pandemi tedbirleriyle birlikte 17 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu süreci sağlıklı atlatabilmek için ne öneriyorsunuz?

-Bu süreçte sağlıklı ve zinde kalmak için spor ve egzersiz yapabilirsiniz. Üstelik spor insanı ruhsal açıdan da besler ve kaygıların azalmasını sağlar.

-Online kurslara ve seminerlere katılarak, kendinizi geliştirebilir ve yeni beceriler kazanabilirsiniz.

-Bununla birlikte, belirli zamanlarda sevdiğimiz dizi ve filmleri izleyebilir ya da kitap okuyarak bu süreci keyifli geçirebiliriz.

-Sevdiklerinizle online görüşmeler yaparak hem iletişiminizi devam ettirmiş hem de sosyallikten uzak kalmamış olursunuz. Bu açıdan sevdiklerimizle iletişim halinde olmak oldukça önemlidir.

-Aile bireyleri çeşitli kutu oyunları oynayarak, kitap okuma saatleri yaparak eğlenceli vakit geçirebilir.

-Öncelikle iş yoğunluğundan vakit bulamadığımız sürekli ertelediğimiz hobilerinize zaman ayırabilirsiniz Örneğin bir müzik aleti çalmayı denemek, resim yapmak…

-Aile bireylerinin her biri kendi başına da zaman geçirebilmelidir. Zaman zaman kişinin yalnız ve kendisiyle baş başa kalmaya da ihtiyacı olabilir. Bu açıdan, aile bireyleri birbirlerinin alanlarına saygı göstermeli ve bu konuda anlayışlı olmalıdır.

Pandeminin başından beri bu kadar uzun süreli bir kapanma olmamıştı. Yaş gruplarına göre nelere dikkat edilmeli?

Öncelikle çocuklar, mümkün olduğunca bilgisayar ve televizyondan uzak tutulmalı, yalnızca belirli zaman aralıklarında ekran kullanımına izin verilmeli. Bunun yerine çocukların gelişimine katkı sağlayabilecek aktivitelere yönlendirilmesi hem onları ekrandan uzak tutacak hem de eğlenceli vakit geçirmelerine yardımcı olacaktır. Çocuklara bu dönemde küçük sorumluluklar vermek, onların kişisel gelişimine katkı sağlamakla birlikte, zamanlarını efektif geçirmelerini sağlayacaktır. Aynı zamanda çocukların bu süreç ile ilgili korku ve kaygılarını göz ardı etmeden, onlarla konuşulmalı ve yaşadıkları duyguları ifade etmeleri sağlanmalıdır.

Yetişkinler ise bu süreçte kendilerini ihmal etmemeli, kaliteli vakit geçirebilecekleri aktivitelere yönelmelidir. Ev içinde sürekli yan yana olmak, iletişime zarar verebileceğinden, bireysel zaman geçirmeye de özen gösterilmelidir. Yan yana olunan vakitlerde ise sağlıklı iletişim kurmaya dikkat edilmelidir.

Koronavirüsün ciddi bir korku yayması, hastalığa yakalanan kişilerde uzun süre kabullenme zorluğuna sebep oluyor. ‘Nasıl hasta oldum?’ sorusu çok fazla meşgul ediyor. Bu durum hastalığın seyrini değiştiren bir şey mi?

Bu tür durumlarda çoğu zaman; kişide bir şok etkisi yaratır. Kişi kendisinin hasta olabileceğine bu durumun kendi başına gelebileceğine inanmak istemez ve inkâr eder. Daha sonrasında öfke ve kızgınlık yaşayarak pazarlık evresine geçer. Bu evrede kişi, bana geçti bari yakınlarıma bulaşmasın gibi cümleler kurabilir. Son olarak kabullenme süreci başlar ve kişi bu sürece uyum sağlar. Bu durum ne kadar çabuk gerçekleşirse tedavi süreci o kadar olumlu seyreder. Özetle kabullenmekte zorlanmak, hastalığın seyrini olumsuz etkilemekle birlikte kaygıların daha da artmasına neden olur.

Pandemi döneminde temizlik bağımlılığı gibi kavramlar hayatımıza eklendi. Bağımlılık özelinden pandemiyi nasıl atlatıyoruz? İlerleyen zamanlarda ne gibi sorunlar bizi bekliyor?

Aslında temizlik takıntısı, hayatımızda olan bir kavramdı. Ancak pandemi süreci bu durumu tetiklediği için takıntıların artmasına sebep oldu. Bu dönemde bir miktar kaygı, önlem almamızı ve kendimizi korumamızı sağlarken, kaygının çok yüksek seviyede olması takıntıların artmasına sebep olur.

Yaşadığımız bu takıntılar, pandemi sürecinde, aile yaşantımızı, iş hayatımızı, ilişkilerimizi, eğitim sürecimizi olumsuz etkilemekle birlikte ruh sağlığımızı da negatif yönde etkiler. İlerleyen zamanlarda bu süreci sağlıklı bir şekilde yürütemediğimizde, kaygı bozuklukları, takıntılar, depresyon, ilişki problemleri vb. yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.