Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
“Benim hedeflerim pek stabil değildir. Gerçekleştikçe yenisini hayal ederim. Hedef demek de çok doğru mu bilmiyorum, buna hayal ve tutku da diyebiliriz. En çok istediğim şey her kıtada konser verebilmek.”
Müziğe olan ilginiz ne zaman başladı? İlginizi kendiniz fark ederek mi başlamak istediniz; yoksa aileniz mi yönlendirdi?
Müziğe başlamamın ilginç bir hikâyesi var. 4-5 yaşlarındayken üst komşumuz piyano öğretmeniymiş ve ailem bana onunla piyano çalışmak isteyip istemediğimi sormuş. Ben istememişim. Müzikle hep ilgiliydim ama o an nedense bu cevabı vermişim. Keşke ailem beni dinlemeseymiş. Daha sonra 8-9 yaşlarında klasik gitar eğitimi almaya başladım. Sonra da hep müzikle devam ettim.
Başlayan ve Biten Sesler Müziktir Peki, sizce müzik nedir?
Müzik, başı ve sonu olan sesler bütünüdür. Bunun uzun, filozofik bir açıklaması var. Gürültü kavramıyla başlıyor. Gürültü ne demek? Bir sese, müziğe “Gürültü” diyebilecek otorite kimdir? Hangi noktada ses gürültüye dönüşür? Bu soruları soran insanlar önce müziği şöyle tanımlamışlar: “Müzik, kompoze edilmiş sesler bütünüdür.” Ama daha sonra, özellikle minimalizm akımından sonra bu sefer de “Kompozisyon” sorgulanmaya başlamış. Ne kadar formülasyon kompozisyondur? Müziğe ne kadar müdahale edebiliriz? Hangi noktadan sonra açık kompozisyona dönüşür? gibi sorulara cevap aramışlar. En son olarak da ses kayıt teknolojisi bu tanıma katkı yapıyor. Kaydedilmiş doğa sesleri kompozisyon sayılır mı? Buna benim cevabım, evet sayılır. Bestecinin seçtiği mikrofon, kaydettiği mekân, günün saati, kaydın başlaması ve bitmesi formülasyon sayılır ve bu bir kompozisyondur. Yani başa dönecek olursak, başlayan ve biten bütün sesler müziktir.
Gerçekleştikçe Yenisi Hayal Ederim Ülkemizi yurtdışında başarıyla temsil ediyorsunuz ve şu an Richmond Oratorio Topluluğunun müzik direktörlüğünü yapıyorsunuz. Kariyerinizde hedeflediğiniz noktaya vardığınızı düşünüyor musunuz?
Yoksa bunları henüz ulaşmak istediğiniz hedefin bir basamağı olarak mı görüyorsunuz? Benim hedeflerim pek stabil değildir. Gerçekleştikçe yenisini hayal ederim. Hedef demek de çok doğru mu bilmiyorum, buna hayal ve tutku da diyebiliriz. En çok istediğim şey her kıtada konser verebilmek… Şu an doktora tezim ve işler yüzünden çok vakit ayıramıyorum ama gelecek sene için çeşitli ülkelerdeki orkestralarla anlaşma yapmak istiyorum.
Günün kaç saatini müzik çalışmalarınıza ayırıyorsunuz?
Çalışma disiplininiz hakkında konuşmak isteriz… Çalışma saatlerim sezonun durumuna göre değişiyor. Ben genellikle yöneteceğim müzikleri çok önceden öğrenirim. Örneğin, kışın yöneteceksem yazın bitirmeye çalışırım ki koşuşturmaca başladığında stres olmayayım. Çünkü gün genellikle toplantılarla ya da provalarla geçiyor.
Önemli Olan İnsanlara Ulaşmak
ABD’deki eğitiminizi sürdürebilmek için kampanyalar başlattınız ve hayallerinizin peşinden giderek aslında birçok kişiye ilham kaynağı oluşturabilecek bir hikâye verdiniz. Bu yola yeni çıkmış genç müzisyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Yapmış olduğum kampanyayı bilen ve faydalanmak isteyen öğrencilerde konu ile ilgili tavsiyeler istiyor. Bu konuda öncü olmak benim için çok heyecan verici ve bildiklerimi paylaşmak konusunda çok hevesliyim. Öncelikle destek kampanyası dediğimiz şeyin gerçekten de bir kampanya olduğunu unutmamaları gerekiyor. Önemli olan insanlara ulaşmak ve derdinizi en etkili şekilde anlatabilmek. Neden destek gerekiyor? Neden sizi desteklemeliler? Neden sonra değil de şimdi? Bu gibi soruları önce kendileri yanıtlamalılar sonra da destekçilerine en rafine şekilde anlatmalılar. Video önemli, etkili ve kısa olmalı. Paylaşımlar önemli, her yerde, sürekli paylaşmalılar, grupları etkin kullanmalılar. Sosyal medyada aktif olmalılar. Hiç utanıp sıkılmasınlar. Kazandığınız okulu okumak için destek istiyorsunuz, bundan daha onurlu istek ne olabilir? Aslında eğitim ücretsiz olmalı. Yurtdışına tek başına gitmek zor, dil zor, kültür zor, yeni okula alışmak zor, müzik zaten zor. Bir sanatçının en son stres yapması gereken konu para olmalıdır. Ülkemizde iyi müzik yapabilmek adına gerekli standartlar keşke sağlanabilse…
Anı Yakalamak Çok Keyifli
Sahnedeyken motivasyon kaynağınız nedir?
Sahnedeyken motivasyonum, anda olmaktır. Müzik duran değil akan bir sanat formudur. Zaman içerisinde ve zamanla birlikte akıyor. O yüzden anı yakalamak çok keyifli. Anı oluşturmak ve o andaki duyguyu hissetmek, sonra da bir sonraki anın duygusunu hissetmek, hatta duygu değişimini yakalayabilmek. Müzikle ilgili en keyif aldığım kısımdır. Bizim nasıl hissedeceğimizi direkt etkiliyor.
Orkestra şefliğinin bir matematiği var mı, yoksa sahnedeyken tamamen duygularınızla mı hareket ediyorsunuz?
Ve sahnedeyken hata yapmamayı nasıl başarıyorsunuz? Sahnedeyken hata yapmamak çalışmayla birebir ilişkilidir. Ödevini yapan hata yapmaz. Ben müziği bilmeden sahneye çıkmaya pek cesaret edemem. Bazen solistle iletişimsizlik oluyor o zaman da fleksibiliteniz sizi koruyor. Eğer müziği iyi biliyorsanız ve solisti de dinliyorsanız onunla beraber bu akış sağlanacaktır. Sahnedeyken duygularımla hareket etmiyorum, tam tersi müzik ne duyguda olması gerekiyorsa o duyguda hareket ediyorum. İyi prova edilmiş ve ince düşünülmüş performanslar en duygulu olanlar oluyor.
Yazılan Müzikler Duyduğumuz Sesleri İçeriyor
“Özellikle bir orkestra şefi olmak istiyorsan enternasyonal bir kariyerinin olması çok önemli” diyorsunuz bunu biraz açabilir miyiz?
Benim için enternasyonal kariyer çok önemlidir. Her ülke, her orkestra bana yeni bir şey öğretiyor. Arvo Pärt’i bir Estonyalı’dan dinleyin ya da Strauss’u bir Viyanalı’dan… Biz de en iyi Türk bestecilerini yorumlarız, çünkü yazılan müzikler her gün duyduğumuz sesleri içerir. Bu nedenle olabildiğince farklı kültürden orkestra yönetebilmek çok eğitici oluyor. Ayrıca ben yeni kültürleri keşfetmeyi de seviyorum.
“Dünya Değişiyor, Müzikte Öyle
” Klasik Batı müziğinin tükeneceği yönünde görüşler mevcut. Bu konu ile ilgili sizin de görüşlerinizi almak isteriz?
Klasik müziğin tükendiğini düşünmüyorum. 100 yıl önceki haliyle benzerlikleri olsa da gelenek olarak tamamen aynı değil. Konser süreleri kısalıyor, bestelerin formları daha değişik, yeni enstrümanlar türüyor, konser alanları değişiyor. Artık bazı orkestralar seyircili salonda bile çalmıyor, broadcast yapıyor ve bu şekilde hem kayıt kalitesini arttırıyor hem de çok fazla izleyiciye ulaşabiliyor. Dünya değişiyor biz de değişen dünyaya uyum sağlamalıyız. Devam edebilen her şey değişen kültüre uyum sağlayabilenlerdir.
Enlerinizi merak ediyoruz. Nisan Ak en çok ne dinler, ne izler, ne okur?
En çok Mahler dinlerim. Sanırım Mahler’in ikinci senfonisinin bulabildiğim her kaydını dinledim. Bu aralar da “Das Lied von der Erde” dinliyorum. Bunun yanı sıra yetişkin çizgi filmlerini izlemeyi çok seviyorum. Rick and Morty en sevdiğim “Show”. Bu aralar tezim yüzünden sadece biyografi ve analiz okuyorum. Haftada 4 ile 10 kitap arası okuyorum. Hayatım boyunca hiç bu kadar hızlı okumamıştım. Tez yazmak çok yorucu bir süreçmiş. Bu yüzden doktora unvanı olan herkesi tebrik ediyorum.
Bir başucu kitabınız var mı, bizlere tavsiye edebileceğiniz?
Başucu kitabım “Life&Death And Meaning” adında filozofik bir okumalar kitabı. Her makale birbirinden aydınlatıcı, bazen de üzücü… Hayatı sorgulatıyor. Müzikle de ilgili bir tavsiyede bulunayım, “Audio Culture” diye yine makalelerin toplandığı bir kitap var. Orada da müzikle ilgili birçok filozofik soru yanıtlanıyor. Örneğin, az önce de bahsettiğim o gürültü meselesi hakkında birkaç makale var kitapta. 23 Nisan’da Ankara’da “Çankaya Belediyesi 1000 Çocuk Korosu” ve orkestrasını yöneteceğim. “Çankaya Belediyesi 1000 Çocuk Korosu” ile 23 Nisan marşlarını ve Barış Manço şarkıları gibi önemli Türk pop eserlerini yorumlayacağız. Ücretsiz stadyum konserine vaktiniz olursa beklerim.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı