Magnolya’mdan ne çıktı?

Merjam Yazar: Merjam 19 Eylül 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

“Nasıl bir yerde kitap okumak istersin” deseler, vereceğim cevap tam da karşımdaydı. Küçük bir pencere önündeki sedirde çayımı yudumlayarak kitabımı okuduğumu hayal ettiğim o otantik köşeyi de buldum.

Magnolya’mdan ne çıktı?

 

Etrafımızda okuyalım diye ne çok kitap hatta ne çok mekan var. Hâlâ gidip bir çayını içmeyen varsa, en güzel tatlıları olan şiirli Magnolya’yı yemeyen varsa diye.

 

Çayistanbul Kitap Kafe, Eyüp Sultan Camii’nin hemen yanı başında, oyuncakçılar çarşısı diye geçen o güzel sokakta bir mekan. Dışarıdan bakınca bile içerideki otantik havayı hayal edip heyecanlanıyorsunuz. Ben öyle hissettim en azından. Girişte kocaman bir “Vav” tabelası, hemen yanında günün sözünün yazılı olduğu büyük bir tahta ve sevimli rengarenk masa-sandalyeler karşılıyor misafirlerini.

 

İçeride bolca antika objelerin olduğu bu kafeye girdiğinizde, kendinizi geçmişe yolculuk yapmış gibi hissediyorsunuz. Sadece ben böyle hissetmiş olamam. Gidince daha iyi anlayacaksınız beni.

 

Çayistanbul kafe, iki katlı olup alt katta büyükçe açık ve kapalı bahçeleri bulunuyor. Daha çok muhabbet etmek isteyenlerin tercih ettiği kısım, burası olsa gerek. Çünkü üst kat, bambaşka bir dünyaya kapı açıyor. Ahşap merdivenlerden çıktığınızda karşınıza kitaplıklar, yine antika objeler ve masalar çıkıyor.

 

 

“Nasıl bir yerde kitap okumak istersin” deseler, vereceğim cevap tam da karşımdaydı. Küçük bir pencere önündeki sedirde çayımı yudumlayarak kitabımı okuduğumu hayal ettiğim o otantik köşeyi de buldum.

 

Üst katta başka bir odada ise dışarıdan gelen vakıfların, derneklerin toplantı yapma olanağı bulduğu büyükçe bir salon mevcut.

 

Kafe, bağışlama usulüyle kitap alıyor, ödünç sistemle müşterilerine okumaları için veriyor.

 

Alt katta, müşterilerin yazmış oldukları özlü sözleri astıkları bir duvar var. Önceleri küçük bir mantar panoyla başlamışlar. Ancak müşteriler o kadar sevmiş ki şimdi kocaman bir duvar, rengarenk post-itlerin asılı olduğu yazılarla dolu.

 

 

Bizi ağırlayan Onur bey, 60 çeşit çayları olduğunu söyledi; yok artık dedik, gösterdi. Gerçekten de varmış. Aromalı bitki ve meyve çaylarından içerken yanında muhakkak en sevilen tatlıları olan Magnolya’yı tavsiye ettiler.

 

Tatlıların her birinin üzerinde güzelim sözler, şiirler yazılı; önce ruhunuzu sonra midenizi doyurun diye. Normalde bir kafeye gittiğimizde ilk yaptığımız, mönüden önce wifi şifresi istemek oluyor ya, Çayistanbul Kafe’de bunu yapamıyorsunuz; yazmışlar tahtaya; “No wifi, yes sohbet”. İtiraf ediyorum, oldukça etkileyiciydi. İmza günleri, söyleşi etkinliklerinin düzenlendiği kafenin ikinci şubesi, çok yakında Vezneciler’de açılıyormuş. Haberini de biz verelim buradan. Hem de 4 katlı ve bahçeli olacakmış.

 

Malum Ramazan ayı, Eyüp Sultan’a iftara gelmişken bu otantik mekanda 60 çeşit çaydan birini içip kitabınızı okurken bizi de anarsanız seviniriz. Bu arada fiyatlar da gayet uygun. Üstelik buraya kadar geldik, bir şey yiyip içmeden gidersek ayıp olur diye düşünmeyin. Sadece kitabınızı okuyup gitmeniz de mümkün. Yetkilisi söyledi, gerçekten. Ama siz yine de şiirli bir tatlıyla bir çay için en azından.

Hadi afiyet olsun…

 

NOT: Günün sözü demişken, bizim nasibimize bu söz çıktı: “Gerçek, gecikmeyi sevmez.” Bakalım sizin kısmetinizde ne olacak?

 

Atiça (ATEŞBÖCEĞİ)

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı