Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Prof. Dr. Binnur Şimşek bayramı rahat geçirmenin püf noktalarını anlattı.
Kurban Bayramı’nda kızartma, tatlı, hamur işinin yanında sindirimi zor olan et tüketimi de artıyor. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliğin hem pişirme sırasında hem de sindirimde zorluk yaratacağını söyleyen Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Binnur Şimşek “Özellikle mide ve bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, tercihen haşlama yöntemi ile pişirerek tüketmelidir. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğundan kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyonu olan kişiler de Kurban Bayramı’nda, yağsız ya da az yağlı etleri tercih etmelidir. Kısıtlı miktarlarda et tüketmeli, aşırıya kaçmamalıdır” diyor. Prof. Dr. Binnur Şimşek bayramı rahat geçirmenin püf noktalarını anlattı.
– Kurban eti yenmeden önce kahvaltı yapılmalıdır
Kurban Bayramı sabahında mutlaka hafif bir kahvaltı yapılmalıdır. Aç karna sindirimi zor olan et in tüketimi midede hazımsızlık ve ağrı şikayetlerine yol açabilir.
– Günlük sıvı alımını 2.5-3 litre düzeyinde tutup, fazla çay-kahve, gazlı içecekler tüketmekten kaçının
Her zaman olduğu gibi en sağlıklı içeceğimiz su… Hazmımızı kolaylaştırır, tokluk hissimizi arttırabilir. Bayram ikramların vazgeçilmezi olan kahve ve çay gibi yoğun kafein içeren içeceklerden mümkün olduğunca kaçınmalıdır. Eğer reddedemiyor veya vazgeçemiyorsak, açık çay ve düşük kafeinli kahve tüketmeye çalışmalıyız. Hazır meşrubatlar, gazlı içecekler ve soda içmek, -sanıldığının aksine- hazmı kolaylaştırmaz, tuz yükü ve gereksiz şeker kaynağı oluşturan içeceklerdir. Et ve et yemekleriyle en iyi uyum sağlayacak içecekler su ve ayrandır.
– Reflüyü kolaylaştıran besinlerin tüketiminden kaçının
Sıkça görülen ve sorun oluşturabilen reflüden korunmak için katkı maddesi bol olan gıdalar, kızartmalar ve yağlı besinlerin tüketiminden uzak durmalıyız. Çünkü öncesinde hiç reflü şikâyeti veya hastalığı olmayan insanlarda bile reflü meydana getirebiliyorlar. Öncesinde bilinen reflü hastalığı olan bireyler mutlaka doktorlarının önerdiği asit azaltıcı ilaçları kullanmaya devam etmeliler.
– Ana öğünleri aksatmayın, öncelikle tencere veya fırın yemeklerini tercih edin
Günlük 3 ana öğünümüzü aksatmamalıyız. Pişirme usulümüz de sebze ve etlerin kendi suyu ve az miktarda yağ kullanılarak yapılan tencere yemekleri veya fırın yemekleri şeklinde olmalıdır. Kızartma ve ızgaraları tercih etmemeliyiz.
– Glisemik indeksi düşük gıdalar tüketin
Glisemik indeks; karbonhidratların kan şekeri üzerinde yarattığı etkidir. Daha hızlı kana karışıp kan şekerini yükselten karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeksi ne kadar düşük olursa, o kadar uzun sürede tüketilen besin kana karışıp kandaki şeker oranını çok daha seviyeli bir şekilde yükseltir. Sindirim sistemimizi de çok yormazlar. Bu nedenle de glisemik indeksi düşük olan baklagiller, bulgur, şehriye, sebzeler, süt ve yoğurt gibi besinlere ana öğünlerimizde sıkça yer vermeliyiz.
– Yemek sonrası erkenden yatmayın
Akşam yemeğini yedikten sora takriben 2-2.5 saat içerisinde yatmamalı, gerekirse rahat bir koltukta biraz zaman geçirmeliyiz. Aksi halde gece reflüleri de kaçınılmaz olacaktır.
– Hazımsızlığı kalp hastalığı ile karıştırabileceğinizi unutmayın
Hızlı yenilen ve ağır bir öğün sonrası besinlerin midede öğütülmesi zorlaşır ve mide boşalması da yavaşlar. Bu durumda göğsün hemen arkasında dolgunluk ve baskı hissi, sıkışma ağrı veya spazm ile sonuçlanabilir ve kalp krizi ile sanılarak acil poliklinik başvurularına sebep olabilir. Oysaki hazımsızlıktan kaynaklanan yakınmalarınız biraz yürüyüşle sağlanacak hafif egzersizle gerileyecekken, kalp kaynaklı bir ağrı eforla artacaktır. Bu nedenle hemen panik olmayın.
– Mide şikayetlerinizi önemseyin
Daha önceden olmayan ve yeni başlayıp devam eden tüm mide şikâyetlerinizi önemseyin ve devamı halinde mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurun.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı