Kahkaha bulaşıcıdır

Merjam Yazar: Merjam 28 Eylül 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Mutlu olmanın başlıca formülü en basit yoluyla gülmekten geçer.

Kahkaha bulaşıcıdır

 

Yaşadığı sorunlar nedeniyle panik atak geçiren bir tanıdığıma doktoru, ilaçların haricinde iyileşmesi için başka bir reçete daha yazar. Reçete aynen şöyledir: “Komik şeyler izleyin, sizi buhrana sokacak muhabbetlerden uzak durun ve haber bültenlerini izlemeyin…”

 

Mutlu olduğumuzu hissetmek için olağanüstü şeyler yaşamamıza gerek olmadığını bilmeden sürüp gidiyor hayatımız. Çünkü ağlamak için bir sebep olması gerektiğini düşünen sosyal algı, mutlu olmayı da nedenler zincirine bağlayarak karşımıza çıkarıyor.

 

Ekonomik anlamda iyi durumdaysanız, kariyeriniz istediğiniz noktadaysa, konforlu bir yaşamınız varsa, etrafınız tarafından çok seviliyorsanız diye uzayıp gider liste. Ama mutlu olmanın başlıca formülü en basit yoluyla gülmekten geçer. Yapılan araştırmalar neticesinde beynimiz, gülmenin sahte mi gerçek mi olduğunu ayırt edemediği belirlenmiş. Yani çok daraldığınız bir anda, hiç canınız istemese bile gülmeye başladığınız vakit, beyin sizin mutlu olduğunuzu düşünerek vücudunuza hormon salgılaması yapıyor. Tıbbi açıdan bakarsak da kahkaha sırasında abdominal ve gastro intestinal sistemdeki kaslar uyarılıyor, kalp hızı ve kan basıncı yükseliyor. Gülmek psikolojik olarak stres ve anksiyetenin azalmasına yardım ediyor.

 

 

KAHKAHA VE AZ MİKTARDA MİZAH

 

 

California’daki Loma Linda Üniversitesi’nde Gurinder Singh tarafından yürütülen bir çalışma, gülmenin meditasyonla benzer beyin dalgalarını aktive ettiğini ortaya koyar. Çalışmada otuz bir kişinin komedi programları, spiritüel programlar ve stres veren videolar izlerken beyin dalgaları görüntülenir. Test sırasında gönüllüler komik videolar izlerken beyinlerinin yüksek seviyede gama dalgaları ürettiği tespit edilir; bu dalgalar meditasyon sırasında üretilenler ile aynıdır.

 

Beyinde zayıf dalga bantlarına neden olan stres veren videolar, bir kişi kendini yalıtılmış hissettiğinde, tepkisiz kaldığında veya olmak istemediği bir ortamda bulunduğunda ürettikleri ile aynı olduğu ortaya koyulur. Aynı çalışmada yer alan Profesör Lee Berk’e göre, “Çalışmamızda bulduğumuz şey mutlu kahkahalarla ilişkili mizahın daha geniş gama dalgalarına neden olduğudur. Gama, beynin tüm kısımlarında bulunan tek frekanstır.” Lee Berk, “Bu, mizahın tüm beyni etkilediği anlamına geliyor; bu beynin tamamına yayılmış bir gama bandı frekansı deneyimidir ve mizah meditasyona benzer şekilde beyini bu frekansta tutar.” Berk ayrıca kahkaha ile ilgili olarak, “Beyin antrenman yapıyormuş gibidir.” diyor.

 

Araştırmacıların belirttiğine göre mizah, hafıza için zararlı olan ve hipokampal nöronları azaltan kortizol gibi stres hormonlarını düşürüyor. Ayrıca gülmek kan basıncını düşürüyor, kan akışını hızlandırarak ruh hâlimizi iyileştiriyor.

 

Dr. Berk; “Kahkaha veya az miktarda mizah, beyinde endorfin ve dopamin salınımı sağlayarak, keyif ve mükâfat duyguları sağlar. Bu pozitif ve faydalı nörokimysal değişiklikler de bağışıklık sisteminin daha iyi çalışmasına katkıda bulunur. Ayrıca beyin dalgaları aktivitelerinde gama dalgası bant frekansına yönelik değişiklikler olur, bu değişiklikler de hafıza ve hatırlamayı güçlendirir.”

 

 

MUTLULUK DEVRİMİ

 

 

Tıbbın yüzyıllardır insanlar üzerine geliştirdiği çoğu metot arasında, psikolojik desteğin olmazsa olmaz bir yeri vardır. Bu manada yapılan araştırmaların özellikle mizah üzerine odaklanması yani insanı mutlu edebilecek alanların oluşturulması her derde deva niteliğinde diyebiliriz. Bilhassa kanser gibi ağır geçen hastalıkların tedavisinde hastaya öğütlenen sürekli neşeli ve mutlu olmaya yönelik ortamlardır. Zorlu hastalık süreçlerinde tedavi alanlarında kahkaha terapileri ise günümüzde ülkemizde de sıklıkla kullanılan bir metot olarak karşımızda duruyor.

 

Bu bağlamda sadece tıp alanı değil sanat dünyası da insanların gülerek şifa bulabileceğini anlatan yapımlar ortaya koyar. Başrolünde usta oyuncu Robin Williams’ın yer aldığı, yönetmenliğini Tom Shadyac’ın yaptığı 1998 yapımı Patch Adams filmi tam olarak böyle bir hikâyeyi anlatır. Palyaço kıyafetleriyle hastaların ruhuna inerek onların yüzünde tebessümler oluşturan doktorumuz Patch Adams, aslında gerçek bir hayat hikâyesinden alınarak beyaz perdeye aktarılır. Filmde Williams’ın canlandırdığı Patch karakterinin gerçek hayattaki asıl adı Hunter Campbell’dır. On altı yaşında babasını Kore savaşında kaybeden Hunter, 1961 yılında ABD’ye annesiyle birlikte geri döner. O yıllarda siyahilere karşı gösterilen ırkçı tutumu, ayrımcılığı, sosyal dışlanmayı doğru bulmadığı için tepki gösterir. Lise yılları bu sebeple çok ağır geçer. Sonrasında hayat sorgulamasının içine düşer ve Hunter, on sekiz yaşındayken peş peşe üç defa intihar girişiminde bulunur. Kendini öldürme çabasının sonunda her defasında kurtulur. Sonunda “Kendini öldüreceğine devrim yap!” kararıyla hayata yeniden başlar.

 

“Acıyı hissetmek, onu çekmek çok ağır. Ve sadece acı duyarak yaşamak insanın enerjisini alır.” der Hunter. Mutluluk devrimi için harekete geçer. Henüz tıp öğrencisiyken evine kurduğu sağlık merkeziyle on beş binden fazla hastayı hiçbir ücret almadan tedavi eder. Hayali ise; içinde herkesin mutlu olarak nefes alacağı, eşitliğin olduğu, parasız olanın mağdur olmadığı, hastalarla bol bol vakit geçirilebilecek ve sanatında dâhil olacağı bir hastahane kurmaktır.

 

Hayalini kurduğu sağlık enstitüsü aracılığı ile; bedava, mutlu, hiyerarşik düzenin olmadığı ve sevinçle kutlanan “Bir anlayışı”nı tıp okullarına ve sağlık sektörüne yerleştirmeye çalışır. Hunter, hastanelerde palyaçoluk yapar. Hastalarla birebir iletişime geçmeye özen gösterir. Onların arkadaşlık ve eğlenceyle iyileşmelerine yardımcı olmaya çalışır. Sırf bu hayallerini gerçekleştirebilmek için film teklifi geldiğinde kabul eder. Çünkü film başarılı olursa oradan gelecek gelirle hayalini kurduğu hastaneyi açabileceğine inanır.

 

Film gösterime girdikten sonra büyük beğeni kazanır. Hastaları güldürerek şifa dağıtan bir doktor karakteri hayranlık uyandırır. Mutluluk sağlayan birinin varlığıyla tüm sorunlara karşı bünyeyi kuvvetlendirmek için kahkaha atmanıza yardımcı olan bir doktor… Filmin sonunda Hunter’ın gerçek hayattaki hayali gerçekleştirilmiş gibi gösterilir yani hastane kurulur. Ama yapımcı filmin yapılmasını kabul etme şartını yerine getirmez ve Hunter’a gişe gelirinden pay vermez. Bu, hikâyenin “Ne yazık” dediğimiz kısmıdır.

 

Hayallerini gerçekleştiremese de Hunter, kendi filminin izleyenler için olumlu bir katkısı olduğunu şöyle dile getirir; “Keşke Benigni’nin Life Is Beautiful filmindeki kadar zeki mesajlar verebilseydi. Ancak yine de dünya sevgiye o kadar aç ki ‘Bu filmin hiç katkısı olmadı’ diyemiyorum.”

 

Afişinde “Kahkaha bulaşıcıdır” üst başlığıyla verilen ve Patch Adams isminin altında gerçek bir hayattan esinlenildiği belirtilen film, Robin Williams hayranlarının severek izleyebileceği bir yapım olmanın da ötesinde, özellikle tıp fakültesi öğrencilerinin mutlaka seyretmesi gereken bir yapım.

 

 

“GÜLDÜREN BİR SEBZE VAR MI?”

 

 

Mayıs 2003’de Tiyatro dergisinde Nihat Alpteki’nin usta sanatçı Nejat Uygur’la yaptığı röportajda sanatçı, tiyatro anlayışını anlatırken Anadolu halkının mizahi zekâsından da överek bahseder. Yaptığı oyunlarda seyircilerinin “Kahkaha ile gevşeme” yaşadığını, hayatın onca zorluğuna rağmen bir kaç saati keyifle geçirdiklerini dile getirir ve güldürmenin sanatçı için kolay olmadığını şöyle ifade eder:

 

“Gülmek ve ağlamak düşman kardeşler gibi, aralarında müthiş bir rekabet var. Ağlamak, gülmekten daha kolay. Ağlamak için duygulanmanız yeter ama bir espriyi anlamak için beyninizi çalıştırıp durumu kavramanız gerekiyor. Ağlatmak da güldürmekten daha kolay. Ben zor olanı yapıyorum. Güldürüyorum. Soğan da insanı ağlatır. Peki güldüren bir sebze var mı?”

 

Bireyi neşelendirip kaygı veren düşüncelerden uzak tutacak etkinlikler, içsel yolculuğumuzda kesintiye uğrayan mutluluk hâline ulaşmamıza yardımcı olur. Bu bir tiyatro oyunu, sinema filmi veya konser olabilir. Yüz kaslarınızı tebessüm ettirerek çalıştıracak her etkinlik, mutluluk hormonlarını vücudunuza hızla yayılmasını sağlar. Bu açıdan bakıldığında Nejat Uygur’un yaptığı halk tiyatrosu anlayışı, güncel meseleleri ve toplumsal sorunları yine o hayatın içerisinde yaşayan halka mizahi bir dille sahneden aktarmasıyla pozitif enerjinin salgılanmasında büyük destek olmuştur.

 

Uzmanlar “Alabildiğine gülün” çağrısı yaparken, hâlen gülmenin mutlu olmanıza katkı sağlayacağına ikna olmadıysanız bir araştırmayı daha paylaşalım. ABD’de yer alan Maryland Üniversitesi’nden Koruyucu Kalp Sağlığı Departmanı Sorumlusu Michael Miller’ın yaptığı araştırmaya göre, kalp hastası olan bir kişiyi güldürdüğünüz zaman, bu hastalığın tekrarlama riski yüzde kırk oranında düştüğü gözlemlenmiş. Bu yöntem ülkemizde de denenmeye başlanmış. Bence bu araştırma bile gülmek için yeterince cazip…

 

 

TERAPÖTİK MİZAH

 

 

Gülmenin sağlığa ve mutluluk hissine yaptığı olumlu etkileri görmeye çalışırken başta bahsettiğimiz Patch Adams filmini tekrar analım ve Dr. Adams Hunter’ın da kullandığı Terapötik Mizah tekniği ve hastane palyaçolarından da biraz bahsedelim. Bilhassa hastalarla fazlasıyla zaman geçiren hemşirelerin kullandıkları bu teknikler sayesinde mizahla terapi mutlu ve sağlıklı olma yolunda zorluklarla baş etmeyi kolaylaştırır. Terapötik yani tedaviye ait, tedavi edici manasında mizahın bir metot olarak kullanılıp kullanılmayacağı Freud’dan beri birçok bilim adamının gündeminde yer almıştır. Uygulamanın sonuçlarında edinilen pozitif verilerde bu tekniği yaygın hâle getirmiştir. Mizah terapisinin, kullanımı kolaydır, pahalı değildir, doğal şekilde uygulanabilen terapötik metotlardandır ve farklı terapötik ortamlarda da kullanılabilir. Tekniğin içerisinde; gülme egzersizleri, komik videolar, komik kitaplar ve fotoğraflar, şakalar, komik ses kasetleri, komedi klipleri gibi uygulamalar yer alır.

 

 

GÜLMEK BEDAVA

 

 

Bireyin yaşamını daha güçlü hâle getirmesi, mutluluk oranını yükseltmesi ve hayata daha pozitif açılardan bakması noktasında başından beri dediğimiz gibi gülmenin ciddi bir katkısı vardır. Bunun farkında olan özellikle sinema gibi hikâyelerin içerisine izleyenleri dâhil eden görsel sanatlar, komedi ve mizahı hayatımızın bir parçası hâline getirme noktasında onlarca yapım ortaya koyar. Vizyonda gişe hasılatı yüksek olan filmlerin komedi türünde olması bu sebeple şaşırtıcı değildir. Hava bedava, su bedava, gülmek bedava deyip derin bir nefes aldıktan sonra kendinize bir bardak çay doldurup şu listedeki filmleri keyifle izleyeceğinizi düşünüyoruz. Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın…

 

Gülün diye film önerileri;

 

l The Party

l Süt Kardeşler

l Arif V 216

l Pardon

l Hokkabaz

l Ölümlü Dünya

l Cornetto Üçlemesi; Shaun of the Dead, Hot Fuzz, World’s End

l Yalancı Yalancı

l Kung Fu Sokağı

l Bay Evet

 

Yapılan araştırmalar neticesinde beynimiz, gülmenin sahte mi gerçek mi olduğunu ayırt edemediği belirlenmiş. Yani çok daraldığınız bir anda, hiç canınız istemese bile gülmeye başladığınız vakit, beyin sizin mutlu olduğunuzu düşünerek vücudunuza hormon salgılaması yapıyor.

 

Ayşe ŞAHİNBOY DOĞAN – Yazar

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio