Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Türk edebiyatının önde gelen isimleri arasında olan Ümit Yaşar Oğuzcan, 22 Ağustos 1926 yılında Mersin Tarsus’ta doğdu. 1937 yılında Eskişehir İlkokulu’ndan, 1940’da Konya Askeri Ortaokulu’ndan mezun oldu. Lise eğitimini ise Eskişehir Ticaret Lisesi’nde tamamladı. 1946 yılında liseden mezun olduktan sonra bankacılık sektöründe çalışmaya başladı.
Edebiyat ve Şiir İlişkisi
Her zaman edebiyatın içinde olmayı önemseyen Oğuzcan, ilk şiirlerini 1940 yılında “Yedigün” dergisinde yayımlandı. Daha sonraki zaman içinde İstanbul, Büyük Doğu, Varlık, Yücel, Türke Doğru, Toprak, Hisar gibi dergilerde şiirlerini yayımlanmaya başladı. Şiir kitapları ve antolojiler dışında şiir plakları ve şarkı sözleriyle tanınmaya başladı.
Dergicilik Hayatına Başladı
Kitap çalışmaları boyunca yayıncılık işleriyle de ilgilendi. 1960 yılında kendi adını verdiği bir yayınevi kurdu. 1965’te ise ‘’Yergi-Dergi’’ isimli bir mizah dergisi çıkardı. 1979 yılında İstanbul’da, eşi Ulufer ile “Ümit Yaşar Sanat Galerisi’’ni kurdu ve bir dönem birlikte yönettiler. Ümit Yaşar, şiirlerinde Faruk Nafiz Çamlıbel’ın etkisi altındaydı. Şiir konusunda onun gibi hassastı. Aşk, ayrılık, özlem üzerine şiirler kaleme alan Oğuzcan, oğlunun ölümü ardından şiirlerinde acı ve ölüm temalarını işledi. Ümit Yaşar Oğuzcan, yaşamını beş döneme ayırıyordu: Uyanış (1941-1954), Arayış (1954-1960), Çalkalanış (1960-1964), Kaynayış (1964-1970) ve Duruluş (1970- 1982). Ümit Yaşar, hayatı boyunca melankoli durumunda yaşadı; genel olarak mutsuzdu ve ölümü bekliyordu. Öyle ki sürekli intihara kalkışıyordu. Ailesi bu duruma çok üzülüyordu.
Öyle ki babasının bu haline üzülen oğlu şu dizeyle sesleniyordu:
Üzüntüsünü şu dizelerle dile getirmişti:
Bak bu dünya ne güzel, bu sitem niye.
Ettim ben adımı sana hediye.
Mutluyum ey oğul babanım diye,
Çarptırma hicvinle cezaya beni.”
Oğlunun Şaire Vedası
Şair Oğuzcan’ın oğlu Vedat, babasını cezalandırmak için Galata kulesinden “Baba, intihar öyle edilmez, böyle edilir.” notunu bırakarak atlamıştır. Oğlunun vefatı karşısında çok üzülen şair, şu dizeleri yazar:
“Açarken ufkunda güller alevden,
Çıktı her günkü gibi gülerek evden,
Kimseye belli etmedi içindeki yangını,
Yürüdü kendinden emin, sonsuzluğa doğru,
Galata Kulesi’nde bekliyordu ecel,
Ölüm yolcusunun son arzusu buydu,
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu.”
Hazırladığımız Ümit Yaşar Oğuzcan dosyamızda, şairin kaleminden çıkan üç kitabı sizlere sunuyoruz.
Eserleri: İnsanoğlu, Deniz Musikisi, Dillere Destan, Dolmuş, Aşkımızın Son Çarşambası, Bir Daha Ölmek, Kör Ayna, İki Kişiye Bir Dünya, Beni Unutma, Karanlığın Gözleri, Seninle Ölmek İstiyorum, Üstüme Varma İstanbul, Sahibini Arayan Mektuplar, Yeni Dünya Rekoru…
Anılar ve Düşünceler
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın seyahat anılarından oluşan kitap, şairin anı fotoğraflarını da okurlarıyla buluşturur. Eser, Oğuzcan’ın, “Avrupa Görmüş Adam” adı ile 1967 yılında yayımlanan gezi anıları kitabını da kapsar.
Kitap içerisinden sizler için seçtiğimiz notlar:
Viyana’da Bir Dilsiz: “Çocukluğumdan bu yana görmek istediğim yerlerin başında Viyana gelirdi. Neden bilmem Viyana’ya karşı bir hayranlık, Viyana insanlarına karşı da bir sevgi vardır içimde… Ünlü kahvelerini bir dostum uzun uzun anlaşmıştı bir zamanlar. Hayranlık ve özlemle dinlemiştim. Dostum, ‘dünyanın en kibar insanları Viyana’dadır.’ derdi. O anlatırken Strauss valslerinin nağmelerini duyar gibi olurdum. Türk Hava Yolları idarecilerinin unutamayacağım ilgileriyle bir Avrupa gezisinin imkânları belirince, gezime Viyana’dan başlamak istedim. Geziye çıkmadan önce, cüzdanımın ezeli hafifliğini bilen yakın dostlarım kulağıma fısıldadılar.”
İnsan Müzesi’nde: “Sabah otelden çıkınca çok yakında olan turizm büromuza giderek Orhan’ı görmüş ve gideceğim yerleri harita üzerinde işaret ettirmiştim. Gezebildiğim müzeleri gezip otele döneceğim. Orhan akşam otelden alacaklar beni. Birlikte gezeceğiz. Eyfel’den inince hemen karşıdaki D’iena Köprüsü’nü geçip Chaillot Saray’ının bahçesine geldim. Her yerde nefis heykeller, havuzlar, fıskiyeler, çiçekler var. İnsan Müzesi de burada. Sora sora giriş kapısını da buldum. Kapıda fotoğraf makinemi aldılar elimden. Merdivenlere çıkıp gezmeye başladım. İlkçağlardan itibaren insana ait ne varsa burada. Kafatasları, iskeletler.
Taş devri, mağara devri resimleri. Çeşitli ırklar ve çeşitli mağara devri resimleri. İkinci katı da milletlere göre bölüm bölüm ayırmışlar. Büyük vitrinlerde her milletin, giyim, mutfak ve süs eşyaları var. İnsan Müzesi’nden çıktığımda daha yeni akşam oluyordu. Orhan’la buluşmamıza daha bir hayli vakit var. Sen Nehri’nde turist gezdiren vapurlardan birine bindim. Hava da güzel mi güzel. Nefis bir Paris akşamı. İki saate kadar sürdü, Sen Nehri üzerindeki vapur sefamız. Bir rehber yolda devamlı üç dilden bilgi veriyor.”
Eser aynı zamanda Türk edebiyatının önemli kalemlerinin, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ardından yazdıkları yazılara da yer verir. Türk Ozanı Âşık Veysel’in, Ümit Yaşar Oğuzcan için yazdığı yazı:
Umut Yaşar:
“Dünya çok şirin geçilmez,
Sağ oldukça umut yaşar,
Seksen doksan yüz yaş olsa,
Yine onda umut yaşar,
Ümit Allah’tan kesilmez,
Bu ne hikmet kimse bilmez,
Türlü derdi çeker gülmez,
Yine onda umut yaşar.”
Aşka Dair Nesirler
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın yazılarının toplanmasıyla ortaya çıkmış bir sevme kitabıdır. Ölmeden önce yakın çevresinden özellikle Mihriban’a yazdığı şiirlerin hiçbir yerde yayınlanmasını istememesine rağmen, bu kitapta yer almışlardır.
“Gelme diyecektim, geldim,
İyi ettim geldiğine,
Neredeyiz? Bir şehir yanıyor, dikkat et.
Tutuşabiliriz, işte ilk ateş gözlerine düştü,
Saçlarının arasına kıvılcımlar doldu, ışıl ışıl,
Yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz.
Aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza,
Yine de memnunum. İyi ettin geldiğine,
Taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi.”
Ümit Yaşar Oğuzcan dizeleriyle, yaşadığınız her duyguda sizlere yeni bir şey söyleyebilecek ve yeni yollar gösterebilecek bir şairdir.
Şiir Denizi 1
Ümit Yaşar Oğuzcan
Kitap, Türk edebiyatının önemli şairleri arasında yer alan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın hayata dair yazdığı şiirlerden oluşmaktır.
“Şiir Denizi 1” kitabı şairin ölümünden sonra yayımlanmıştır.
Sizler için seçtiğimiz dizeler:
50 Yaş Şiiri:
“Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra,
Hep aynı gördüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen,
Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların,
Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden,
Sefil doymazlık: ete, kana, paraya,
Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen,
İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul,
Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen,
Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar,
Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!”
Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz?
Nereye bu gidiş? Delicesine pupa yelken.”
Şair, şiirlerini yazarken, belleğindeki tüm sözcükler içinden anlatmak istediğine en uygun olanları bulmak için uğraştığını sonra da sezgisiyle, özeniyle hissettiklerini kelimelere döktüğünü dile getirir.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı