Beden asla yalan söylemez – Alice Miller

Merjam Yazar: Merjam 10 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Terapi hikayelerini anlatan kitap bedenimizin bize ne tür uyarılar verdiğine değinmekte. Zihin - beden ilişkisi ve beden sinyallerini dikkate almak gerektiği vurgulanıyor.

Beden asla yalan söylemez – Alice Miller

 

“Duygular, bir lüks değildir; varoluş mücadelesi sırasında uzatılan karmaşık bir yardım elidir.” diyen Damasio’nun sözü ile başlar kitap ve üzerini örterek altında kalınan duyguları biraz olsun gün yüzüne çıkarabilmenin yollarını anlatarak devam eder. 20 yıl boyunca psikanalist olarak çalışan Miller daha sonra çocuk araştırmaları sonuçları üzerine 13 kitap yazmıştır. Miller, yetişkin halimizde hatırlamadığımızı sandığımız ancak çocukluğumuzda içimize hapsettiğimiz duyguların geleceğimizi nasıl da zehirlediğini anlatır bu kitapta.

 

 

Miller “Tecrübelerim bana şunu öğretmiştir; kendi bedenim, daha fazla özerklik ve özgüven kazanmamı sağlayan bütün bilgilerin kaynağıdır. Yalnızca çok uzun süre içimde hapsolmuş duyguları hissetmeme izin verdiğim zaman, geçmişimden kurtulmaya başladım. Hakiki duygular asla zorla hissedilemez. Yalnızca varlardır ve var olmalarının bir sebebi vardır, bu sebep çoğunlukla gizli olsa da.” ifadeleriyle bir beden hafızasını ortaya koyar aynı zamanda. Geçmişin izlerini taşıyan ruh, beden üzerinden bir boşalım yaşar ve özerkliğine kavuşur. Büyürken yakın ilişkilerdeki kutsamışlığın ve bireyin kendi gerçekliğiyle yüzleşmesindeki zorluklara tanık olacaksınız, hemen her bölümde. Bu zorlukların bir gün beden üzerinden isyan bayrağını sallandıracağını Miller şu sözlerle dillendirir:

 

“Çocuklukta yaşanan acılarla yüzleşememe, hem dini itaat, kinizm ve ironi şeklinde hem de felsefe veya edebiyat kılığında gizlenen kendine yabancılaşma biçimlerinde görülebilir. Ancak beden, eninde sonunda isyan edecektir. Uyuşturucuların, nikotinin, ilaçların yardımı ile geçici olarak bastırılabilse de son sözü genellikle o söyler, çünkü özellikle zihin yabancı bir ben olarak işlev görmek üzere eğitildiyse, kendini kandırma zihne kıyasla bedende daha kolay görülür. Bedenin verdiği mesajları yok sayabilir ya da onları ciddiye almayabiliriz, ancak bedenin isyanı dikkate alınmalıdır. Çünkü bedenin dili, kendi benliğimizin ve canımızın gücünün samimi bir ifadesidir.”

 

Bu kitabın sayfalarında yer verilmiş terapi hikayeleriyle belki kendinize dönecek, biraz olsun kendi canınızın yanmasına izin vereceksiniz; canınızın yanması geçsin diye…

 

Keyifle ve hislerinize kulak vererek okuyacağınızı umduğumuz kitap, güzel bir Türkçe çeviri ile dilimize kazandırılmıştır.

 

 

Nevzat Çiçek 2008 yılında kaleme aldığı kitabında; Kürtlerin, İslâm hassasiyeti yüksek bir Ortadoğu halkı olduğundan, din olgusunun Kürt tarihinin şekillenmesinde belirleyici unsur olduğundan bahsederken “Kürt coğrafyasında” meydana gelmiş olan 28 isyanın çıkış noktalarına da değiniyor. Cumhuriyetten bu yana “Kürt Sorunu”nu ele alırken Kürtlerin 70’li yıllarda güçlenen sol harekete sempati duyma ve sol örgütler içerisinde siyaset üretmeye başlama sebeplerini; “O dönemde İslâmî kesimlerin Kürt sorunu mevzubahis olduğunda suya sabuna dokunmayan bir siyaset gütmeleri ve Türk-İslâm sentezi etrafında şekillenmelerinin bir sonucu” şeklinde yorumluyor.

 

“Kürtlerin din eksenli ve milliyetçiliğe uzak partilere olan destekleri zamanla azalsa da hiçbir zaman bitmemiştir.” diyen Çiçek, AK Parti’nin 2007 seçimlerinde Güneydoğudaki başarısını; 2001 krizinden sonra ekonominin düzelmeye başlaması, bölgeye yapılan alt yapı, su, yol hizmetlerindeki yatırımlar, DTP’nin iyi bir seçim çalışması yürütememesi, 27 Nisan Muhtırası gibi etkilere bağlıyor. Ayrıca Çiçek, 1980 darbesinden sonra PKK’nın silahlı mücadelesiyle başlayan süreç ile Hizbullah’ın doğuşu arasındaki bağlantıya vurgu yaparken bir kısım Kürtlerin ayrışmaya ve PKK’ya özenerek bağımsız yapılar oluşturmaya başlamasının sebebini; 1970’lerin sonunda Kürtlerin dinsel eğitim merkezleri olan medreselerin önemini kaybetmesinin, Kürtlerin İslâmî kesiminde büyük bir sosyal ve siyasal boşluk hissi uyandırmasına da bağlıyor. Yazar, 6 bölümden oluşan kitabının ilk bölümünde ‘tarikatlar, medreseler ve siyaset’ ilişkisine değinerek İslâm tasavvufuna dayalı tarikatların Kürtlerdeki önemini; “Medreselerde Arapça, Farsça kitaplar ve Kur’an-ı Kerim Kürtçe yorumlanıyordu. Kürtçe şiir ve divan yazan hocalar yine bu medreselerden çıkıyordu. Kürt beylerinin birer medresesi vardı, geçimlerini beyin kendi ve yandaşları karşılıyordu.” şeklinde açıklamakta.

 

İlk kurulan Kürt medreselerine, bu medreselerde yetişen alimlere ve bu medreselerin Kürt aydınları üzerindeki etkisine de değiniyor. Cizre’de Botan beylerinin Medresesi (Medresa Sor), Müks’teki Hesene Weli Bey’in Medresesi, Van’daki Şikal, Bitlis Hizan’daki Xeyda Medresesi, Beyazıt, Çolemerik, Bitlis, Norşin, Muş, Oxin, Silvan, Diyarbekir, Tillo, Musul ve Zaho bu medreselerin en ünlüleridir.

 

Yazar kitabında; Kürt dili ve kültürünün gelişmesi açısından çok önemli rol oynayan medreselerin başında aynı zamanda bir Nakşibendi merkezi niteliği taşıyan Bitlis yakınlarındaki Norşin Medresesi’nin geldiğini belirtiyor. Norşin Medresesi pek çok ünlü din âlimi yetiştirmiştir. Buradan çıkan talebeler de İmam Hatip sınavlarına girerek diyanet görevlisi olmaktadır. Bediüzzaman Said-i Nursi, Şeyh Alaaddin, Şeyh Şefik Arvasi (Sultanahmet Camii Eski İmamı), Sadrettin Yüksel, Molla Abdülhakim Arvasi, Mehmet Emin Er Hoca, Halil Gönenç (Urfa Eski Müftüsü), Ali Arslan (Tekirdağ Eski Müftüsü), Ahmet Meylani (Hidaye mütercimi), Mazhar Taşkesenoğlu (İbn Abidin mütercimi), Molla Hasip Seven (Kozluk Eski Müftüsü), Molla Muhammet Şirin (Çanakkale Eski Müftüsü), Molla Abidin (Beykoz-İstanbul Eski Müftüsü), Şeyh Halid, Şeyh Asım, Molla Salih El Bohti, Molla Nuhyettin, Molla Muhammet, Mehmet Çağlayan Hoca (Muş ve Niğde Eski Müftüsü), Molla Abdülkerim Saruhan (Bitlis Eski Müftüsü) bunlardan bazılarıdır.

 

Kürt Hizbullahı, Hizbullah’ın PKK’ya ve diğer İslâmi cemaatlere bakışı, bölgede öne çıkan dernekler ve çalışmalara da yer verilen kitabın son bölümünde, çoğunluğu Kürt siyasetçi olan isimlerle söyleşiler yer alıyor. Kürt sorunları, Kürt siyasetinin Kürt dindarlığına bakışı, Ortadoğu’daki gelişmelerin Kürtleri ve bölgeyi nasıl etkilediği, PKK sorunu ve çözüm yolları, din ve siyaset ekseninde; Çiçek’in soruları ile yanıt buluyor.

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı