Alaska’da yaz tatili / BÖLÜM-1

Ayşıl Özaslan Yazar: Ayşıl Özaslan 12 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Sesinizi duyar gibiyim... ‘Yaz tatili için gidecek başka bir yer bulamadın mı?’ diyorsunuz haklı olarak, ne yapayım, ah bu benim maceracı ruhum yine rahat durmadı işte!

Alaska’da yaz tatili / BÖLÜM-1

 

Ağustos ayı başında çıktığım New York seyahati arkasından, hazır yakınındayken uzun yıllardır görmek istediğim ve Amerika’nın 50 eyaletinin içinde 49. sırada Birleşik Devletlere eklenen eyalet olan Alaska’ya geçmek için uçak biletimi alıyorum. Yakınındayım dediysem de hemen inanmayın, sonuçta mesafe göreceli bir kavram. New York ile Alaska arası yolculuğum direk uçuş ile 7 saat civarında sürecek.

 

Alaska’ya gitmek için birkaç farklı yol izleyebilirsiniz. Türkiye’den direk uçuş ile veya Avrupa üzerinden aktarmalı olarak Amerika’ya ulaştığınızda, merkez denilebilecek birçok havaalanından Alaska’da farklı şehirlere uçuş bulunuyor. Ayrıca Amerika’da Seattle şehrinden kalkan feribot ile 40 saate yakın bir sürede büyülü manzaralar eşliğinde Ketchican’a geçmeyi tercih edebilirsiniz.

 

Alaska dendiği zaman herkesin aklına buz, kar ve çok soğuk hava gelir. Ancak düşünülenin aksine yaz aylarında hava açık ve güneşlidir. Alaska’yı ziyaret etmek için en popüler dönem Haziran ile Ağustos ortası arasıdır. Bu dönemde hava sıcaklığı gündüz saatlerinde 25 derecelere kadar çıkabilir. Ancak maliyet olarak daha uygun seçeneklerin bulunabileceği dönem ise Mayıs-Haziran ayları ortası ile Ağustos-Eylül ayları ortasıdır. Bu tarihler Alaska’nın yaz sezonu dönemini uzatıyor olsa da 20 derece ve altında olabilecek daha serin bir hava ile karşılaşacağınız konusunda hazırlıklı olmalısınız. 

 

 

Çıtayı yükseltip daha da büyük bir çılgınlık yapmak ve kış aylarında gitmek isterseniz öncelikli olarak mutlaka uçuşların ve turların hava şartlarına bağlı olarak her an iptal olabilme durumuna karşı hazırlıklı olmalısınız. Çetin hava şartlarının hâkim olduğu kış aylarında hava sıcaklığının -45 dereceye kadar düştüğü görülebilir. Kış aylarında alternatif olarak kayak sporları yapabilir, köpeklerin çektiği kızaklara binebilir ve kuzey ışıklarını görme fırsatı yakalayabilirsiniz. Bu durumda benim size tavsiyem ilkbahar ve sonbahar aylarını tercih etmenizdir.

 

Alaska’nın başkenti Juneau şehridir. En büyük şehri olan Anchorage’a olan uçuşum için hazırlıklara başlıyorum. Her ne kadar yaz tatiline gidiyor olsam da bavuluma gri atkı-bere-eldiven takımımı, en sevdiğim yeşil polar kazağımı, en kalınından kayak montumu, bir çift su geçirmez trekking ayakkabımı ve rahat yürüyüş ayakkablarımı itina ile yerleştiriyorum. Bunların tümünü buzullara yapacağım yürüyüşlerde ve tekne ile yapacağım tur sırasında kullanacağım. Bu nedenle, şehri gezerken gün içinde giymek için bir jean pantolon, birkaç uzun kollu t-shirt, bir sweat-shirt ve hafif bir montu da bavuluma sığdırdım. Vazgeçilmezim olan güneş gözlüğümü ve tabii ki muhteşem resimler çekeceğim fotoğraf makinemi de unutmadım, işte şimdi yolculuğa hazırım.

 

Uzun bir uçuş sonrası sonrası Chugach Dağları’nın ortasında yer alan Anchorage şehrine indim. Yolculuk sırasında biraz uyumuş olsam da oldukça yorgunum, tek isteğim önceden kiralamış olduğum arabayı havaalanındaki ofisten teslim alarak otele gidip güzel bir uyku çekmek. New York’a göre geriye dönük 4 saat fark olduğundan dolayı gece yarısına yakın alandan çıkıyorum. O da ne? Her yer aydınlık! Alaska’da yaz aylarında gündüz 20 saati bulurken kış aylarında 6 saate indiği bilgisini okumuştum ama insan yine de şaşırıyor tabii.

 

 

Otel olarak seçtiğim yer konukevi tarzında küçük bir yer. Resepsiyonda giriş işlemlerim yapılırken birkaç kişinin gün batımını izlemeye gitme planları yaptıklarını duyuyorum, beni de aralarına almalarını umarak tüm şirinliğim ile yarın günbatımını izlemek için kendilerine katılıp katılamayacağımı soruyorum. Teknik olarak saat gece yarısını geçmiş ve yarın olmuş olsa da gün batımının birazdan olacağını söylediklerinde iyice şaşırıyorum. Hadi ne duruyorsun, hemen eşyalarını odana bırak ve gel bekliyoruz seni diyor yeni arkadaşlarım.

 

Bu fırsat kaçmaz, jet hızıyla eşyalarımı bırakıp yanlarına gidiyorum. Sahile doğru kısa bir yürüyüşten sonra oturup muhteşem manzarayı izliyoruz. Hayatımda ilk defa akşamüstü olmayan bir saatte gün batımı izliyorum, bu da kayıtlara böyle geçmiş oldu. Muhteşem bir manzara, turuncunun tüm tonlarını gördüm herhalde. Ama Alaska beni şaşırtmaya devam ediyor çünkü hava tam olarak kararmıyor. Alacakaranlıkta konukevine geri dönüyoruz. Yeni arkadaşlarım beni uyarıyor ve mutlaka kalın ışık geçirmeyen perdeyi tamamen kapatmam gerektiğini yoksa uyumakta çok zorlanabileceğimi söylüyorlar. Tecrübeliler tabii, dediklerini harfiyen uyguluyorum ve kapkaranlık olan odamda, yorgunluğun da etkisiyle, hafızamdaki turuncular içinde güzel bir uykuya dalıyorum.

 

Ertesi gün Anchorage şehrini dolaşıyorum. Tipik bir Amerika şehrinden farkı yok. Liman’dan başlayarak sahil boyunca yürüyüş yapıyorum, Alaska kültürünü sergileyen ufak dükkânları geziyorum. Buranın doğası her şeyin üzerinde olduğu için şehirde fazla vakit kaybetmeden araba ile 1 numaralı yoldan kuzeye doğru yola çıkıyorum. Bulutların yer ışığın değiştirmesiyle her anı farklı bir güzellik sunan manzara eşliğinde Eagle River üzerinden geçerek Knik River’a kadar ilerliyorum. Yolda sürekli arabadan inip fotoğraf çekiyorum. Akşam dinlenmek üzere konukevine dönüyorum.   

 

Yazının devamında asıl macera başlıyor. Araba ile Anchorage’dan güneyde bulunan Seward’a gideceğim. Aynı anda arabayı kullanıp harita okuma, yön bulma, fotoğraf çekme, yolda bana eşlik edecek güzel müzikleri ayarlamak görevlerim arasında.

 

Ayşıl ÖZASLAN

Etiketler:
Ayşıl Özaslan

Ayşıl Özaslan

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı