Afrika’ya yakından bakış; Doğal güzellik

Merjam Yazar: Merjam 22 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Senegal’e gideceğimiz arkadaşlarımızla buluşmak üzere sabah 08:30’da sözleştiğimiz yerde oluyoruz. Hepimiz çok heyecanlıyız… Herkes yavaş yavaş gelmeye başlayınca şoför yerinden kalktı ve arkadaki merdivenlerden aracın üzerine çıkıp valizlerimizi yerleştirmeye başladı. Yerleştirme işlemini bittikten sonra naylon bir ağla birlikte arabanın üzerine dizilen valiz ve çantaları örtüp ağın fazla taraflarını yanlardaki kancalara geçirip ağı iyice sağlamlaştırdı.

Afrika’ya yakından bakış; Doğal güzellik

 

“Goree adasındaki köleler evi müzesi, Afrika’nın farklı yerlerinden getirilen kölelerin 350 yıl boyunca Amerika’ya gönderilmeden önce kaldıkları mahzenlerden, odalardan, yaş ve cinsiyetlerine göre özel tasarlanmış zindanlardan ibarettir. Rehber, köleler evini anlatırken geçmişle yüzleşmek ve hakikatin süregelen tesirlerini günümüzde de görmek manevi olarak büyük bir ağırlık ve kasvet veriyor.”

 

Bölgenin Coğrafi Güzelliği

 

Yoldaki engebeler ve kasisler yüzünden seyahat ettiğimiz sürece büyük sarsıntılar yaşadık. Yola çıktıktan 3 saat sonra Banc d’Arguin ve daha sonra da Diawling ulusal parklarını ziyaret ettik. Görmeye alışık olmadığımız yoğun bir yeşillik içerisinde sazlıklar, ağaçlar, yolun iki tarafında kalan göller ve içinde ahenkle süzülen nilüfer çiçekleriyle Batı Afrika’nın muhteşem havasını hissetmeye başladık. Belki de bulunduğumuz saatin hikmetiyle yolculuk boyunca çektiğim en güzel fotoğraflar ulusal parkta oldu.

 

Göğün berraklığı, bulutların içinden yansıyan aydınlık, yerdeki yeşilin tonlarıyla birleşince herkesi bir köşede fotoğraf çekilirken gördüm. Ulusal parklardaki faaliyetler oldukça fazladır. Bir yanda kuşları, balıkları, suya giren timsahları, yere serdikleri battaniyeler üzerinde yöresel müzikler eşliğinde çamaşır yıkayan erkekleri görmek mümkün…

 

 

Kuşların Göç Yolu

 

Bölgede toprağın tuzlanması tarıma elverişli arazileri azaltıyor. Bu konuda ulusal parklar bir umut kaynağıdır. Aynı zamanda burası 300’den fazla kuş türünün üreme alanıdır. Nilüferlerin çiçek açtığı süre boyunca kadınlar her gün 2-3 saat suya girip çiçek tohumlarını topluyorlar. Tohumların kurutulup tasnif edilmesiyle ortaya bir çeşit kuskus çıkıyor. Kuskusun kendileri için ayırdıkları kısım dışında kalanı aynı şekilde satılıyor. Bazı ağaçların reçinelerinden yapılan boncuklardan elde edilen takılar da yeni bir gelir kapısı…

 

 

Nehir Kıyısındaki Zikir Sesleri

 

Sınırdaki 2,5 saatlik bekleyişimizin ardından mola vermeden Saint Louis’e kadar ilerledik. Çay ve muhabbet eşliğinde saat 18:00 civarı St. Louis’de Senegal nehrinin yakınında bizi bekleyen dostlarımıza uğradığımızda hava kararmak üzereydi. Nehrin üzerinde rengârenk ışıklarıyla görsel bir şölen sunan Faidherbe köprüsünün serinliğinde yürüyüş yapmayı ve nehrin karşı kıyısından gelen zikir seslerini araştırmayı dönüş yolumuza saklayarak, ikramlarımızı yedik. Kalacağımız otele varmak üzere tekrar yola çıktık. 18 saatlik uzun yolculuğumuz sonrasında gece 02:00’de Dakar’da dairelerimize yerleştik.

 

 

Afrika Sanatı ve Kültürü

 

Senegal’deki birinci günümüzün sabahında Dakar limanındaydık. Limana vardığımızda özgün sokak sanatçıları etrafımız sarıyor. Takılar, tablolar, yiyecekler içinde en farklı olanı a4 kâğıdındaki rengârenk tablolardı. Sanatçının anlattığına göre 3 boyutlu ve eşsiz güzellikte tabloları, hazır şablon üstüne kelebek kanatları yapıştırarak oluşturuyor. Yılın belli dönemlerinde özel bir bölgede ölmek üzere toplanan kelebeklerin kanatlarından bu tablolar vesilesiyle kubbede hoş bir seda kalıyor. Satın aldığımız biletleri makinalardan geçirerek geminin kalkmasını beklemek üzere salona geçiyoruz. Senegal’deki yapıların çoğu gibi limanda oldukça yüksek ve temizdir.

 

Büfedeki kahve makinasından, duvarlara, gemiye açılan kapının kulplarına kadar her yer yeni yıl için süslenmiş. Senegalliler ada ziyareti için son derece özenli giyinmişlerdi öyle ki kız çocukları astarlı, kabarık etekli elbiselerini giyip, küpe ve bileziklerini takmışken, erkek çocukları takım elbiselerini giyinmişti, oldukça heyecanlı gözüküyorlardı. Goree adası Dakar limanının 2 kilometre batısında kalıyor. Yaklaşık 45 dakika sonra gemiye binebiliyoruz. Adanın girişi bir plaj havasında, yüzenler ve güneşlenenlerin içinden geçerek iskeleden iniyoruz.

 

 

Afrika’nın Diğer Yüzü

 

Goree adasındaki köleler evi müzesi, Afrika’nın farklı yerlerinden getirilen kölelerin 350 yıl boyunca Amerika’ya gönderilmeden önce kaldıkları mahzenlerden, odalardan, yaş ve cinsiyetlerine göre özel tasarlanmış zindanlardan ibarettir. Rehber köleler evini anlatırken geçmişle yüzleşmek ve hakikatin süregelen tesirlerini günümüzde de görmek manevi olarak büyük bir ağırlık ve kasvet veriyor. Esirler, köle evinde, küçük bölmelerde birbirlerine zincirlenmiş şekilde, pazarda satışa çıkmayı beklerken, ölenler ya da isyan edenler de denize atılmış. Erkek kölelerin “değeri” boyları, kiloları ve kas durumlarına göre belirlenirken, kadın ve çocukların ise diş ve genel sağlık durumları bâz alınmış. Pazarda seçilen esirlerin, köle evinin okyanusa açılan kapısından, Portekizce de “yüzen mezar” manasına gelen “Tumberio” isimli gemilere bindirilerek Afrika’ya veda ettiklerini öğrendik.

 

 

Bölgenin Kültürel Zenginliği

 

Adadaki kumlarla yapılan resimler, ahşap sanatları, heykeller, maskeler, yağlı boya tabloları, tedavülden kalkmış elektronik eşyalardan oluşturulma tablolar, kaşık çatallarla yapılan heykeller, kısacası işçilik ve el emeğiyle yapılan ne varsa Senegallilerin ellerinden çıkıyor. Adayı gezdikten sonra limana geri dönüp gezimizin ikinci ayağına geçiyoruz. Dakar’da hediyelik alışverişi için çok fazla çarşı vardır. Gazlı meşrubat şişelerinin kapaklarını kullanarak bakır kasnakların üzerinde üretilen çantalar, nihaleler, aynalar çok farklı olmakla birlikte üretimdeki özgünlüğü gözler önüne seriyor. Senegal esnafı satış yapma konusunda son derece azimli olunca pazarlık ve alışveriş yapmak oldukça uzun sürüyor.

 

 

Bölge Halkının Karşılaması

 

Senegal’de Lac Rose (Pembe Göl) Retba Gölüne ziyarete giderken yaşamını korumuş Senegal köylerinden birini ziyaret ediyoruz. Köy çit alanının içine yerleştirilen samandan mamul tek gözlü bungalov evlerden ve yeşil ağaçlar oluşuyor. Bir köyde yaklaşık 10-15 kadar ev var. Ziyaretimiz esnasında köyde az sayıda insan vardı. Konuştuğumuz genç adam, köylülerin bu dönem işçi olarak farklı bölgelerde bulunduğunu ve çalışma dönemi sonrası köyün cıvıl cıvıl olduğunu anlattı. Evlerin duvarları çalılardan ve kapıları tenekelerden yapılmış, çatılarındaki zamanın ve rüzgârın tahrip ettiği yerlerse naylon poşetlerle onarılmış. Köyden ayrılıp yolumuza devam ediyoruz.

 

 

Göl Neden Pembe?

 

Retba Gölü ya da Senegal’in başkenti olan Dakar şehrinin kuzey doğusunda bulunan Pembe Göl ismini, içinde bulunan Dunaliella Salina adındaki su yosunu sebebiyle ve onun pembe oluşundan alıyor. Aynı zamanda ünlü Paris-Dakar Rallisi’nin bitiş yeri olan göl, piknik ve yürüyüş yapmak için popüler bir yer. Bu özel pembe rengini suyun içindeki minerallere ve mikro organizmalara borçlu olan gölün çevresi kumsallar, baobab ormanları ve köylerle çevrili. Göl kıyısındaki safari turumuz Senegal tabiatıyla bütünleşerek çok etkileyici bir hâl aldı.

 

Bamba’nın beyaz bir örtüyle verdiği tek pozu çoğu yerde minibüslerin ön camında görmek mümkündür. Senegalliler, geleneksel ve otantik kıyafetleriyle, gece vakti gökyüzünün karanlığındaki yıldızlara nazire yaparcasına sokakları renklendiriyor. Senegalliler Bambaya olan vefalarını ve onun yoluna olan sadakatlerini milli bir değer olarak taşıyorlar. Senegal nehrinin karşı yakasından gelen ve nehri çınlatan zikir seslerini dinleyerek buradan ayrılıyoruz.

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio