Afetlere karşı tek yürek olarak yaralarımızı iyileştirmek mümkün

Merjam Yazar: Merjam 13 Ağustos 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Yaşadığımız doğal afetler seller, orman yangınları ülkece hepimizi derinden etkiledi. Birçoğumuz kendimizi üzgün, çaresiz ve savunmasız hissediyor, ağlıyor, kendimizi kötü hissediyoruz. Peki, bu yaşadıklarımız normal mi?

Afetlere karşı tek yürek olarak yaralarımızı iyileştirmek mümkün

Dünya üzerinde küresel ısınmanın şiddetinin artması doğal afetleri beraberinde getiriyor. Hem de baş edilmeyecek kadar şiddetli şekilde yaşanıyor. Akdeniz bölgesinde yer yer meydana gelen yangınların ardından şimdide batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketi hepimizi mutsuz ve çaresiz hissettiriyor. Bu kadar belirsizliğin ve kaybın yaşandığı bir ortamda çaresiz dışarıdan izleyen bireylerde fiziksel ve psikolojik birçok sorun oluşturuyor. Doktor Takvimi uzmanlarından Psikolojik Danışman, Dilşah Özcan, yaşananların yıkıcı bir etkiye sahip olduğunun altını çiziyor.

Travma sonrası stres tepkileri ortaya çıkabilir

İnsan beyni ve bedeni açısından şok edici bu etki sonucunda bireylerde travma sonrası stres tepkileri ortaya çıktığını belirten Psk. Dan. Özcan, bu etkileri şöyle anlatıyor: “Bu etkilerden ilki istenmeden akla gelen düşünce ve görüntülerdir. Bu görüntüler kişinin kontrolünde olmayarak, tekrarlayıcı ve şiddeti tıpkı ilk günkü gibi etki yaratan zorlayıcı tepkilerdir. Bu anlarda kişi sık sık olayın en korkunç ve sıkıntı verici görüntülerini yeniden yaşamakta, böylece travmatik olayı tekrar tekrar deneyimlemektedir. Olayla ilgili her türlü, koku, ses, işittikleri şeyler, ilk günkü sıcaklığında gün yüzüne çıkmaktadır. Bu semptomların ortaya çıkması travma anını hatırlatan küçük tetikleyicilerle olmaktadır. Örneğin ocakta yanan alev, kırılan bir kalemin sesi, gibi çok basit ipuçları bile bireyi travmatik ana yeniden götürebilir. Bu aşırı uyarılma karşısında insan bedeni de pek çok fizyolojik tepki vermektedir. Bu belirtilere hızlı kalp atışı, iştah kaybı ya da iştahın artması, uykusuzluk, konsantrasyon sorunları, öfkeli-gergin ruh hali, ellerin ve vücudun terlemesi sayılabilir. Kişi kendisini sürekli bir tehlikeye maruz kalıyormuş gibi hissetmesi, yaşadığı bu zorluklarla ilgili kaçınma davranışları sergileyerek bedensel ve ruhsal olarak yorması sonucunda oluşan kaygının çıktılarıdır.”

Derin üzüntü duymanız ya da ağlamanız çok doğal!

Psk. Dan. Özcan, yaşanılanların ağırlığının ve kayıpların büyüklüğünün olaylardan etkilenmiş kişilerde derin keder ve üzüntü duygularının ortaya çıkmasına neden olduğunu hatırlatıyor. Kayıplardan sonra bu duyguları hissetmenin, ağlamanın son derece doğal davranışlar olduğunu belirten Psk. Dan. Özcan, bunların kişide rahatlama yaratırken, çevresel kaynaklardan, sevdiği, güvendiği kişilerden yardım almak için sağlıklı tepkiler olduğunu ifade ediyor. Ancak derin elem duygusunun uzun süre hissedilmesinin depresyona, kişinin işlevselliğinin bozulmasına neden olacağının da altını çiziyor.

“Yaralarımızı birlikte iyileştirmeliyiz”

Psk. Dan. Özcan, sözlerini şöyle sürdürüyor:  “Dünya olarak zor sınavlarla sınandığımız şu günlerde, birlik ve beraberliğimize daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Omuz omuza, kardeşçe daha çok mücadele vererek, tıpkı güneşi göremeyince birbirine bakıp kendini büyüten ayçiçekleri gibi yaralarımızı birlikte iyileştirmeliyiz. Biz ruh sağlığı çalışanları milletçe yaşadığımız bu derin acı karşısında tüm yetkililerle birlikte, bu süreçte sahada olacağız. Derin hissedilen duyguların doğru akışını sağlayarak, olaylar karşısında psikolojik sağlamlılığımızı arttıracağız.”

Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio