Influencer çağı

Özellikle son yıllarda artmakla birlikte bir “İnfluencer” furyasıdır gidiyor… Değil mi? Kiminin tahammülü kalmadığı, ne iş yaptığını da anlayamadığı; kiminin de çok sevip çok sahiplendiği “İnfluencerlar” hayatımıza neden ve nasıl girdiler, bizi nasıl etkiliyor ve neler yapıyorlar gelin birlikte bakalım…

 

Hızla gelişen internet olanakları ve sosyal medya kullanımı kuşkusuz yeni iş kolları doğuracaktı… Bilgiye ulaşmanın son derece hızlı, kolay ve en önemlisi ücretsiz bir şekilde 7/24 parmaklarımızın ucunda olmasıyla içine girdiğimiz bu yeni dijital çağ  pazarlama ekibine yeni kişiler ekledi: İnfluencerlar. Ya da diğer bir adıyla “Kanaat önderleri”.

 

İngilizce karşılığı etkileyen anlamına gelen, sosyal medyada belli bir güç ve popülerliğe erişmiş olan bu yeni nesil kanaat önderleri tercihi, fikir, zevk ve yaşam tarzlarıyla takipçi kitlesinin tüketim alışkanlıklarını, davranışları ve hayat tarzını etkileyen kişilerdir.

 

Eskiden bir marka veya markanın çıkardığı yeni üründen televizyon, gazete gibi geleneksel medya yollarıyla haberimiz olurken artık en hızlı ve organik şekilde iki parmağımızın ucundan her türlü yeniliği takip ediyor, büyük prodüksiyonlu kurgusal kareler yerine yaşayan, gerçek, deneyimsel ve en samimi yoldan influencerlar sayesinde ürünle ilgili fikir sahibi olabiliyoruz.

 

Marka açısından bakacak olursak da daha önce ulaşamadıkları bir hedef kitleye güvenilir bir aracı vesilesiyle ulaşmak, bu sayede ortak bir dil yakalamak marka için de tabi ki sadık bir müşteri kitlesi oluşturmaya katkı sağlıyor. Bu güvenilir aracı yani hedef kitleye yönelik tercih edilen influencer ile birlikte yapılan iş birliği sayesinde marka hem bilinirliğini arttırıyor hem de tüketici gözündeki marka güveni ve itibarını yükseltiyor.

 

Verilerle somut bir örnek vermek gerekirse: The Youtube Generation Study’e göre Youtube abonelerinin %60’ı neyi satın alacaklarıyla ilgili tavsiyeleri geleneksel ünlüler yerine favori Youtube içerik yaratıcılarından takip etmeyi tercih ediyor.

 

Nielsen’a göre tüketicilerin %83’ü akranlarından gelen önerilere geleneksel reklamlara göre daha fazla güveniyor.

 

 

Güvenilir bir aracı tarafından pazarlanan ürün ve markanın hedef tüketici ile buluşturulması, tüketiciyi bir ürün veya hizmet satın almaya ikna etmenin en eski ve en değerli yolu olan sözlü pazarlamanın da temel taşını oluşturuyor. Sözlü pazarlamanın dijital dünyadaki yansıması olan influencer marketing ile ise influencerlar takipçileri ile güven ve samimiyete dayalı bir ilişki kurarak onların satın alma kararlarını kolayca etkileyebildiklerini gösteriyorlar.

 

Eski geleneksel satış devrinin de kapanmasıyla birlikte müşteriler ürünlerini açıkça satmaya çalışan ticari odaklı şirketlere güvenini çoktan kaybetmeye başladı. Yani artık pazarlamadaki yeni hedef karşınızdaki fark etmeden ona bir şeyler satabilmek. Influencer marketing bunu başarabilmek için çok etkili bir yol. Influencerlar güvenilir ve inanılabilirler. Kitleler influencerların dediklerini dinliyor ve de onların tavsiyelerini uyguluyor. Aldıklarını alıyor, yediklerini yiyor, gezip gördüğü yerlere gidiyor, listesine ekliyor. Artık bir restorana gittiğimizde bile menüye değil, instagram paylaşımlarına bakıyoruz, mağazadan bir ürün almadan yorumları okuyor, hakkındaki videoları izliyoruz. Hâl böyle olunca da özellikle küçük/ orta ölçekli işletmeler markayla yakın ilişkisi bulunan ve markanın hedef kitlesine yakın takipçi kitlesi olan influencerlar ile geleneksel medya araçları ile hazırlayacağı bir pazarlama kampanyasının çok daha altında maliyetlerle etkili bir pazarlama stratejisi oluşturup tüketicilerine daha organik bir şekilde ulaşabiliyor. En önemli noktalarından biri de geri dönüş ölçümlerini yapabiliyor. İçerik istatistikleri ve markaya yapılan geri dönüşler sayesinde yapılan yatırımın sosyal medyadaki dönüşümünü takip etmek de daha kolay. Yukarı kaydırma linkleri, promosyon kodları, hikaye ve post istatistikleri, video izlenmeleri, beğeni, takip ve paylaşımlar gibi istatistiksel sonuçları anında izlemeye yardımcı olan İnfluencer Marketing ile yatırım geri dönüş göstergeleri geleneksel reklam verme yöntemlerine göre daha ölçülebilir sonuçlar veriyor.

 

 

Yapılan araştırma sonuçlarına göre dünya genelinde, 2017 yılında İnfluencer Marketing pazarı 1,1 milyar dolardan, 1,5 milyar dolar seviyelerine kadar büyürken Türkiye’de bu pazar, 30 milyon TL büyüklüğünde seyrediyordu. Geçtiğimiz 3 yıl içerisinde daha da büyüme gerçekleştiren İnfluencer Marketing pazarı şu an markaların pazarlama bütçesinin ciddi bir kısmını ayırdığı konu. Pazarlama bütçesi söz konusu olduğunda yine 3 yıl önceki verilere göre şirketlerin yüzde 17’lik bir bölümünün, pazarlama bütçelerinin tam yarısını bu çalışmalara ayırdıkları, Bunun yanı sıra yüzde 34’lük bir bölümün bütçelerinin yüzde 20’lik bölümünü, yüzde 20’sinin ise bütçelerinin yüzde 11 ile 20’sini bu çalışmalar için harcadığı görülüyor.

 

Hâl böyleyken pazarın büyümesiyle birlikte yapılan işler artıyor, işbirlikleri de büyüyor, onların büyümesiyle de influencerlar her gün yeni bir iş yapıyor, içerik arttırıyor, takipçisine takipçi katıyor… Bunu kurumsal ve profesyonel bir iş planı hâline getirip influencer ajansı veya menajerlerle anlaşan influencerlar olduğu gibi aynı zamanda kendi şirketini kurup markalara kendi faturasını kesen, kendini temsil eden influencerlar da var. Bu dijital büyümeyle sonumuz nereye gider bilinmez ama hepimizin ortak bildiği tek bir şey var ki o da ister beğenelim ister beğenmeyelim, influencerlar her yerde! Ve biz istesek de istemesek de onları takip ediyor, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde mutlaka iyi kötü etkileniyoruz…

 

Gülce Lin ELÜSTÜ – Yazar