Bizi neden sevmediniz?

admin Yazar: admin 13 Ocak 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Bu nasıl bir yalnızlıktır ya! Annem sen yedi aydır hiç mi sokağa çıkmadın! Hiç mi bir insan evladıyla sohbet etmedin! Abonelik açtırma/fatura ödeme noktası gibi bir tamlamayı ne yaşadın da aklında tutmak zorunda kaldın kuzum ya!

Bizi neden sevmediniz?

 

Okul ile ev arasındaki iki kapılı handa gidip gelmekle geçiyor hayat. Ara dediğim de on dakikalık bir mesafe. O arada bir ekşın olursa olur, olmazsa da eve geldiğimde çocuklar günün nasıldı anne dediğinde “Dünün aynısıydı” demekle geçiştiriyorum. Bugün de o ekşınlı günlerden biriydi. Okul çıkışı eve gitmek için alt geçidi kullanıyorum. Alt geçitten tam çıkarken merdivenlerde iki kadınla karşılaştım. Karşılaştım derken yani kadınlardan biri beni tuttu ve “Aaamerhabaaağğ” deyince durmak zorunda kaldım. Kadın o kadar içten, o kadar yürekten bir merhaba dedi ki hatta demekle de kalmadı çekti beni kendine, önce bir sağlam sarıldı, sonra maahmuah iki yanağımdan bir güzel öptü. Allah Allah, noluyolan dedim.

 

Bak bu defa da hatırlayamazsam cidden çok ayıp olacaktı. Çünkü son birkaç yıldır yolda karşılaştığım insanları hatırlamakta epey zorlanıyordum. Bunun birazı yaşlılık, birazı şöhret, birazı unutmak istemekle alakalı. Çünkü insan ne kadar hatırlayamazsa o kadar mutlu bir hayvandı. Ancak bu hatırlayamama olayı cidden çok can sıkıcı bir hâl almaya başlamıştı son zamanlarda. Mahcup oluyorum çünkü her seferinde. Yer yarılsa da içine girsem diyorum. İnsanlarla karşılaşmamak veya karşılaşınca tanımak zorunda kalmamak için başımı yerden kaldırmıyorum yemin ederim. O derece yani. İşte yine o nefret ettiğim anlardan biri yaşanıyordu. “Aaaamerhaabaağ!”

 

İnsan beni gördüğüne niye bu kadar sevinir ki? Böylesi devasa bir mutluluk için benden yüklü bir miktar alacağı filan olması lazım insanın. TeyAllahım! Hayır, öyle bol muhabbetli, yaşama sevinciyle dolu bir insan da değildim, bilenler bilir. Bir insana alışmam, onun yanında kendim olabilmem bile o insanla en az üç yıl geçirmemi gerektirirken, bu sımsıcak, hayat dolu “Aaamerhaabaaağğ”nın bir anlamı olmalıydı. Yoksa bu sadece dün gece hiç tanımadığım bir kadına sırf sana benziyor diye merhaba dedimsi bir hareket miydi bilemedim.

 

 

Kadıncağız öyle sımsıcak bir gülüşle selamlayınca ben de kayıtsız kalamadım ve “Canımmmmerhaabaayaa!” demiş bulundum. En azından bu cevapla konuşma sıramı savmış, topu göğsümde yumuşatmış, yetmemiş paslamış, sırtımdaki yükü atmıştım. Acaba şimdi ne olacaktı? En heyecanlı kısım buydu bak. Ulan kırk yıllık insandım, kim bilir nereden tanışıyorduk. Ama ihtimalleri sıralıyordum bir yandan da zihnimde. Arama motoruna basmış, beynimdeki dosyaları ayıklamaya çalışıyordum. Eski komşular dosyası, lise yılları, eski çalıştığım okullardaki hocalar, okur kitlesi, veli kitlesi, havuz, hastaneler, fizyoterapiler eşittir search! I-ııh! Yok, arkadaş hiçbir şey bulamıyordum. Sanki kadını hayatımda ilk kez görüyordum. Attığım pası yakalamış, heyecanla konuşmaya devam etmişti. “Çok değişmişsin, zor tanıdım valla” dedi. Hımmm, acaba benim ne kadar eski hâlimi biliyordu ki. Çocukken sarışındım acaba onu mu kastetmişti? Otuzlu yaşların başında başörtülüydüm, bunu mu kastetmişti? Yıllardır alyans takmıyordum onu mu yoksa? Halk oyunları kursundan? Off! Kendimde en sık tekrarladığım değişimi dile getirerek riski minimuma indirmekle konuyu kapatabilirdim. Ya evet işte ben de saçlarımı kestirdim, rengini değiştirdim filan derken iyi oldu böyle dedim. Aslında kadına ait zihnimde tek satır bir şey bulamadığımı söyleyeceğim ama bu defa da yanındaki kadına mahcup eder miyim endişesiyle hâlen zaman kazanmaya çalışıyordum. Yok yok güzel olmuş böyle, iyi etmişsin, dedi. Biraz daha zaman kazanma derdindeydim. Böylece ya o müsaade ister vedalaşırdık, ya da onu hatırlamak için birkaç ipucu yakalardım konuşmalarımızdan. Eee nasıl gidiyor hayat, diye söz aldım. Bu, herkese sorulabilecek kadar düz bir soruydu ve herkesin hayatı öyle veya böyle gidiyordu bir şekilde. Ebru kursuna başladım, çocukları okula postalayıp doğruca ebru kursuna gidiyorum, dedi. Ebru iyidir ya dedim. E ne diyeyim. Yok, bu çok baştan savma, yalapşap bir cevaptı. Daha afilli bir şeyler de eklemeliydim. “Suyun dile gelmesi ne bileyim şiirin suya yazılması gibi bir şey daha çok. Ebru diyorum!” dedim. Evet, bu iyiydi bak. Birkaç saniye bakıştık bunun üzerine. Çok mu abartmıştım ki? Yoo bence iyiydi. Bence bırakma ebruyu. Dinlendirir ruhunu filan diye ekledim en son. Muhabbet saçma bir yere doru gidiyordu. Ben de eltime gidiyordum şimdi dedi. Git git elti iyidir, dedim. Ne diyeyim. Elti, şiirin suya yazılması mı diyeyim.

 

Dar alanda kısa paslaşmalar diye kaydedecektim telefonunu alabilmiş olsaydım. Sonra vedalaşma faslına geçtik neyse ki. Ayrılmamıza saniyeler kalmıştı. Sımsıkı sarıldık. Birkaç saniye sonra adını bile bilmediğim bu meçhul kadın kollarımın arasından kayıp gidecekti ve üstelik hafızamda ne bir isim ne bir numara! Allah’ım hayat ne kadar da manasızdı şu an! Ve ben ömrümün bundan sonra kalan kısmını “Allah’ım kimdi bu kadın?” diyerek tamamlayacaktım. Birbirimize el sallarken ona “ebruyu bırakma bak” diye tembihte bulunuyordum. Ardından ters istikamette adımlar atmaya başladık. Yok, daha fazla dayanamayacaktım. Ani bir kararla geri dönüp kadının kollarına yapıştım: “Ya Allah için ben çıkaramadım seni, nereden tanışıyoruz biz?” dedim. Ay İlahi… dedi rahat kahkahalarını gökyüzüne savururken:

 

“Ya hatırlasana hani bundan tam yedi ay önce dolmuşta yan yana oturmuştuk ve sen bana TEDAŞ abonelik açtırma/ fatura ödeme noktasını sormuştun, ben de sana tarif etmiştim ya” dedi.

Yuhh!

 

Bu nasıl bir yalnızlıktır ya! Annem sen yedi aydır hiç mi sokağa çıkmadın! Hiç mi bir insan evladıyla sohbet etmedin! Abonelik açtırma/fatura ödeme noktası gibi bir tamlamayı ne yaşadın da aklında tutmak zorunda kaldın kuzum ya! Neyse o zaman başka bir fatura ödeme noktasında buluşmak görüşmek dileğiyle, dedim. Tekrar sarıldık. Bir ara gözlerinin içine bakarak “Ebruyu bırakırsan bozuşuruz bak” derken yakaladım kendimi. Bu memleketin kadınlarını yeterince sevmiyorsunuz beyler! Benden söylemesi!

 

Nilgün BIYIKLI

Etiketler:
admin

admin

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı